Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/311 E. 2021/719 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/311
KARAR NO : 2021/719
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/578 Esas
KARAR NO: 2018/133 Karar
KARAR TARİHİ: 27/02/2018
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ:30/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin, davalı Müflisin müvekkiline vermiş bulunduğu 01.01.2004 düzenleme 31.03.2004 tediye tarihli ve 12.057-USD bedelli senetten kaynaklanan borcu nedeniyle yasal süre içerisinde iflas masasına 38.919,40 TL alacaklı olduğuna dair kayıt talebinde bulunduğunu, davalı şirket tarafından talebe itiraz edilmesi sebebiyle iflas dairesi tarafından kaydı yapılan alacağın herhangi bir ilama dayalı olmaması ve zamanaşımı vs nedenlerle ayrıca yargılama gerektirdiğinden tamamının reddine dair karar verildiğini, bu kararı kabul etmediklerini, davacının davalı işyerinde 1986-2004 tarihleri arasında çalıştığını, çalışmasının kesintisiz olduğunu, son aylık ücretinin 1.150 TL olduğunu, yılda 4 maaş ikramiye, bayram parası, yemek ve servis sosyal hak olarak kendisine verildiğini, davalı tarafından ekonomik gerekçeler ile iş akdinin feshedildiğini, verilen senedin kıdem tazminatı karşılığı olduğunu, davalı tarafından sigortadan erken çıkış yapıldığını, fiili çalışmasının 01.01.2004 tarihine kadar devam ettiğini, senede istinaden 29.04.2004 tarihinde 1.200-USD, 10.12.2005 tarihine 602,85-USD kısmi ödemeler yapıldığını beyanla, alacağının iflas masasına işçilik alacağı olması sebebiyle 1.sıradan kaydının yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle: davalının eski kayıtlarına ulaşmanın mümkün olmadığını, davacı tarafından sunulan senedin 3 yıllık süre geçmesi sebebiyle kambiyo vasfını yitirdiğini, davacının sigorta kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, beyan ettiği 1.150-TL ücretin o döneme göre fahiş olduğunu, davacının alacağının zamanaşımına uğradığını, beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… İflas Masasına başvuru tarihi olan 02/09/2013 tarihinde harç ve posta masrafının yatırıldığı, başvuru tarihi itibariyle alacağın zaman aşımına uğramadığı, davacının tebliğ masrafı verdiği fakat kayıt kabul başvuru sonucunun davacı tarafa tebliğ edilmediği, sıra cetveli ilanı kararının davacı tarafa tebliğ edildiği, bu kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmakla davanın esasına girilmiştir.Yaptırılan bilirkişi incelemesi, tanık beyanları, SGK Kayıtları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacının davalı işyerinde 01.09.1987 tarihi ile 01.01.2004 tarihleri arasında 16 yıl 4 ay çalıştığının SGK kayıtları ile sabit olduğu, müflis şirket ile davacı arasında işçilik alacaklarının ödenmesi haricinde senet verilmesini gerektirecek başkaca bir hukuki ilişki olduğu hususunda dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, tanık beyanlarında da işçilik alacaklarının müflis şirket tarafından ödenmediğinin beyan edildiği, bu sebeple müflis şirket tarafından davacıya verilen senedin işçilik alacaklarının ödenmesini teminen verildiği yönünde mahkememizde kanaat hasıl oluşmuştur. Bilirkişi tarafından 14.335,30 TL kıdem tazminatı alacağı ve 32.976,70 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 47.312.00 TL alacak hesabı yapılmışsa da kayıt kabul başvurusunun 38.919,40 TL olduğu dikkate alındığında taleple bağlı kalınarak davaya konu işçilik alacağı sebebiyle davacıya verilen senet nedeni ile davacının 38.919,40 TL alacağının olduğu ve bu alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığı, gazete ilanının 28.11.2013 tarihinde yapıldığı, iş bu nedenle öncelikle davanın usulden reddi gerektiği, kararın eksik ve hatalı değerlendirme sonucu verildiği, geçerli bir bono varmış gibi yargılamanın yapıldığı, kıdem tazminatının senet miktarı ile uyuşmadığı, davacı 1.150 TL ücret aldığını belirtirken hesaplamanın 1.250 TL üzerinden yapıldığı, kıdem tazminatı için 10 yıllık zaman aşımı süresi olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, iflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.Davacı vekilince sunulan dava dilekçesi ile davacının müflis şirkette 1986-2004 yılları arasında çalıştığı ve 01.01.2004 tarihinde müflis şirket tarafından ekonomik gerekçelerle işten çıkartıldığı, bu süredeki çalışmasının kesintisiz bir şekilde devam ettiği, müflis şirket tarafından 01.01.2004 düzenleme 31.03.2004 tediye tarihli 12057 USD bedelli senedin kıdem tazminatına karşılık verildiğini, iş bu senede ilişkin olarak da müflis şirketten 1.200 ve 602,85 USD’ın haricen kısmi ödeme alındığını ve bu ödemenin senedin arkasına yazıldığını, Gebze … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı iflas dosyasında iflas masasına kayıt kabul isteminde bulunulmuş ise de, bu talebin reddedildiğini ve iflas masasında işçilik alacağı olması sebebiyle 1. Sıradan kaydının yapılmasını talep etmiştir. İstanbul 35. Ticaret Mahkemesi’nin 2011/15 Esas 2013/47 Karar sayılı ilamı ile … sicil numaralı müflis şirketin iflasının 20.02.2013 günü saat 11:11 itibariyle açılmasına dair verilen karar 16.05.2013 tarihinde kesinleşmiştir.İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında, davacının 02.09.2013 tarihinde 209 kayıt no ile 38.919,40 TL alacağın kabul edilmesini talep ettiği ve bu talebin tamamının reddedildiği, sıra cetveline ilişkin 02.12.2013 tarih ve 8455 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile 28.11.2013 tarihine tarihli … Gazetesi’nde ilanların yapıldığı, sıra cetvelinin 09.12.2013 tarihinde muhtara tebliğ ile birlikte davacıya usule uygun tebliğinin yapıldığı, iflas tasfiyesinin adi usul olarak iflas idare memurları tarafından yürütüldüğü, davacının tebliğ masrafı verdiği belirtilmiş ve bu haliyle davanın 23.12.2013 tarihinde açılması göz önünde bulundurulduğunda İİK 235. maddesi uyarınca davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla bu yöndeki istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.Tanık … talimatta alınan beyanında özetle; davacıyı müflis şirkette birlikte çalıştığından dolayı tanıdığını, kendisinin 1999 yılında işe başladığını ve işe başladığında davacının orada çalışıyor olduğunu, 2003-2004 yılları arasında birlikte işten çıkarıldığını, kendisinin de işçilik alacaklarının ödenmediğini ancak şirkete yönelik işçilik alacağından kaynaklı herhangi bir dava açmadığını beyan etmiştir. Tanık … ile talimat alınan beyanda özetle; 1997 yılında müflis şirkette işe başladığını ve işe başladığında davacının orada çalışıyor olduğunu, 2003 yılında kendisinin işten çıkarıldığını ve davacının yaklaşık 1 sene kadar daha aynı şirkette çalıştığını duyduğunu, kendisinin de işçilik alacaklarının bulunduğunu ve maaş mesai tazminatı gibi alacaklarının hala ödenmediğini beyan etmiştir. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davalı şirket tarafından verildiği belirtilen senedin 3 yıllık süre içerisinde herhangi bir icra takibine konu olmadığı için kambiyo vasfını yitirdiğini, 2004 yılında işten ayrılması nedeniyle senedin tamamen kıdem tazminatı alacağından kaynaklı olduğu dinlenen tanıklar, gerekse diğer belgelerle ispat edilemediği, alınan senetle ilgili ödemeler belirtilmekle birlikte davaya konu edilen 38.919,40 TL’na nasıl ulaşıldığının açıklanmadığı ve şirket kayıtlarından hizmet akdine dayalı işlemlerle ilgili belge sunulmadığından böyle bir alacağın tespitinin dosya kapsamına göre mümkün bulunmadığı belirtilmiştir. Türk Metal Sendikası tarafından emsal değerlerin tespiti amacıyla mahkemeye gönderilen cevabi yazıda işçinin muadili üyelerin net ortalama ücretinin 1.250 TL olduğu ve her işçinin vergi dilimine göre yıl içerisinde aldığı brüt ücretlerin birbirinden farklılık gösterdiği belirtilmektedir.Davacı vekilinin iş hukuku alanında uzman bilirkişiye dosyanın tevdi edilmesi yöndeki talebinin değerlendirmesi sonucunda bu anlamda uzman bilirkişinin yeni rapor alınmış ve düzenlenen raporda özetle; davacının sigorta kayıtların incelenmesi sonucunda 01.04.1986-02.09.1980 tarihleri arasında 343040.34.08 sicil numaralı, 04.02.1987-15.06.1987 tarihleri arasında 132551.34.08sicil numaralı, 01.09.1987-26.01.2003 tarihleri arasında ise 11042.41.01 sicil numaralı işyerinde (müflis şirket) prim ödeme kaydının bulunduğu tanık beyanları doğrultusunda davacının 1986 yılında çalışmaya başladığı iddiasını ispat edemediği ve 01.04.1986-15. 06.1987 tarihleri arasında işverenlik durumu bilinmeyen dava dışı iş yerinden prim ödeme kaydı bulunduğu nazara alınarak davacının 01.09.1987 tarihinde müflis şirkette sigortalı işe başladığı ve tanık beyanına göre 01.01.2004 tarihine kadar müflis şirkette çalıştığının kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Davacıya ait sigorta kayıtları incelendiğinde, 2003 yılında son dönemdeki aylık prime esas kazancın 1.150 TL olduğu görüldüğünden davacının ücretinin brüt 1.150 TL olduğunun kabulü ile davacının fesih tarihi itibariyle kıdem tazminatının toplamda 18.640,85 TL olduğu, ancak bu miktarının USD döviz kurunun 1.398 TL olması göz önünde bulundurulduğunda davacının alacağının 13.333 USD olarak tespit edildiği, kıdem tazminatına ilişkin olarak verilen senet miktarının 12057 USD olarak belirtilmesi nedeniyle ve işbu senet bedelinin nazara alındığı ve yapılan 1200 +602,85 USD tutarındaki ödemelerinde tenzili ile bakiye alacağın 10.254,15 USD olduğu, davacı tarafça kaydı kabul işlemi için 19.09.2008 müracaat tarihi itibarı ile efektif satış kuru baz alınarak TL’na dönüştürülmesi sonucunda 12899,72 TL alacağın bulunduğu belirtilmiştir.Davacının iflas tarihinden itibaren alacağının ve faizin hesaplanması istemiyle bilirkişiden ek rapor alınmış ve düzenlenen ek raporda özetle, her ne kadar sendikadan gelen yazıda aylık ortalama net 1.250 TL olarak belirtilmiş ise de davacının brüt 1.150 TL olduğu belirtildiğinden bu miktar nazara alınarak hesaplama yapıldığı, yıllık en yüksek mevduat faizi esas alınarak iflasın açıldığı ve faizin buna bağlı olarak durduğu 20.02.2013 tarihine kadar yapılan hesaplama sonucunda 01.01.2004 tarihi itibarı ile 1.398 TL efektif satış kuru kurunun nazıra alınmasıyla davacının kıdem tazminatı alacağının 14.335,30 TL faizin ise 32.976,70 TL olduğu yönünde tespitte bulunulmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda bilirkişi raporunun hükme esas alındığı ancak kıdem tazminatı alacağı ve faiz alacağı olmak üzere toplam 47.312 TL alacak hesabı yapılmış ise de, kayıt kabulü başvurusunun 38.919,40 TL olduğu nazara alındığında bu taleple bağlı kalınarak davacının 38.919,40 TL alacağının olduğuna ve alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. İİK 206/4. fıkrası gereğince, birinci sırada kaydı gereken alacaklar;”A) İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları, B) İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları, C) İflâsın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları” olarak sayılmıştır. Yani tüm işçilik alacakları 1.sıraya kaydı gereken imtiyazlı alacak değildir.Yine İİK’nun 206/5. fıkrasında ise;”Bir ve ikinci sıradaki müddetlerin hesaplanmasında aşağıdaki süreler hesaba katılmaz: 1.İflâsın açılmasından önce mühlet de dahil olmak üzere geçirilen konkordato süresi,2.İflâsın ertelenmesi süresi,3.Alacak hakkında açılmış olan davanın devam ettiği süre,4.Terekenin iflâs hükümlerine göre tasfiyesinde, ölüm tarihinden tasfiye kararı verilmesine kadar geçen süre.” düzenlemesi yer almaktadır.Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/351 Esas 2015/8323 Karar sayılı ilamında; ”İİK’nun 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. İİK’nun 196/3. maddesi uyarınca asıl alacağa faiz işlemeye devam ederse de, bu ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödenir.” belirtilmektedir.Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/5521 Esas 2015/17456 Karar sayılı ilamında; ”Mahkemece, yapılan yargılama,toplanan delillere göre, dava konusu bono her ne kadar zamanaşımına uğrayarak kambiyo vasfını yitirmiş ise de, hukuken yazılı delil başlangıcı niteliğinde olması sebebiyle davacı tanıklarının dinlendiği, tanıkların davacı şirket çalışanı olduğu gözetildiğinde ifadelerin samimi bulunmaması nedeniyle hükme esas alınmadığı, davacının defterlerini ibraz etmemesi sebebiyle bilirkişi incelemesi yapılamaması ve başkaca delil sunulmaması karşısında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere takip dayanağı zamanaşımına uğramış bono yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup davacı senette lehdar konumunda olduğundan keşidecilere karşı temel ilişkiye dayanak alacak talebinde bulunabilir. Temel ilişkiyi tanık dahil her türlü delil ile ispat edebilir.” yönündedir.Yukarıda yapılan tespitler ve açıklamalar uyarınca, dosya kapsamı değerlendirildiğinde; 31.03.2004 tediye 31.03.2004 vade tarihli ve 12057 USD bedelli senedin hukuken yazılı delil başlangıcı niteliğinde olması sebebiyle talimatla dinlenilen tanıklarının beyanları, davacının 01.09.1987- 01.01.2004 tarihleri arasındaki toplam hizmet süresinin 16 yıl 4 ay olarak hesaplanması yönündeki tespitin ve bu dönem uyarınca tazminat bedeli hesaplamasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygun olup resen yapılan incelemede kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilemediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 98,10 TL’nın başvuru harcının hazineye gelir kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL’nın istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 35,90 TL’nın harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/06/2021