Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/30 E. 2020/5 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/30
KARAR NO : 2020/5
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/338 Esas
KARAR NO : 2017/578
KARAR TARİHİ: 19/07/2017
DAVA: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı arasında … sözleşmesi imzalandığını, davalı vasıtasıyla … adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile gerçek kimliği belirsiz şahıs tarafından müvekkili bankanın Yahya Kaptan Şubesine bağlı … de 21/07/2015 tarihinde 7.150,00-TL ihtiyaç kredisi kullandırıldığını, AKON genel hükümleri gereğince mağaza gerekli evrakları sistem üzerinden şubeye ilettikten sonra şubece onaylanan ve kullandırılan kredi mağaza hesabına sistem üzerinden aktarıldığını, AKON sistemini kullanan mağazaların kredi başvurusunda bulunan şahsın tüm bilgilerini eksik kontrol etmek, krediyle ilgili doğabilecek her türlü zararın mağaza tarafından karşılanacağı hükümlerinin sözleşmede var olduğunu, müvekkili bankanın maddi zararının mağaza tarafından karşılanması gerektiğini, 7.150,00-TL ve hesaplanacak yasal faiz ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin imzalanan … projesindeki sorumluluklarını yerine getirdiğini, meydana gelen olayda müvekkili şirketi çalışanlarının bilgisini ve tespit edilebilirliğini aşan bir durum oluştuğunu, durumun ancak kriminal inceleme ile ortaya çıkabilecek olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığını, şahsın … nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırdığını, ilgili olayda sahtecilik olayı ile ilgili deneyimi olmayan müşteri temsilcisi tarafından tespit edilmesinin mümkün olmadığını, kredi kullandırılmasına ilişkin bankanın istediği tüm belgeler taranarak sistem üzerinden ilgili banka şubesine gönderildiğini, belgelerde müvekkili şirket çalışanları tarafında herhangi bir tahrifat yapılmadığını bu nedenle kusurun kendilerinde olmadığın, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmede kredi kullanan şahsın kimlik bilgilerini kontrol etme yükümlülüğünün davalı firmada olduğu, müşterinin kredi başvuru formunda kamu görevlisi olduğunu beyan etmesine rağmen bu konuda herhangi bir belge yada kimlik istemeksizin beyana itibar ederek kredi kullandırıldığı ve sözleşme imzalayan şahsın kimliğinin sahte olduğu, sahte belgelerle kredi kullandırılmasıyla ilgili davacı bankanın zarara uğratıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil şirket tarafından sözleşmeye uygun bir şekilde gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olup, sahtecilik fiili çalışanların bilgisini aşan ve ancak kriminal inceleme sonucu anlaşılacak nitelikte olduğundan müvekkil şirkete sorumluluk izafe edilmesi mümkün olmadığını, somut olayda bankanın işbu krediyi onaylayarak kullandırttığını, davacı bankanın kendisinin de müşteride bir sorun görmediğini, bankanın bile anlayamadığı sahteciliği mağazanın anlaması gerekliliğinin zorunlu olduğunun iddia edilmesi ve bu yönde hüküm tesis edilmesi hayatın olağan akışına da mantığına da aykırılık oluşturduğunu, sözleşmenin 11. maddesine göre de, ”Kredi başvurusu sonucu (olumlu-olumsuz) …bank tarafından başvuru esnasında müşterinin beyan ettiği cep telefonuna kısa mesaj olarak bildirilir.” hükmünden de anlaşıldığı üzere banka ilgili bilgi ve belgeleri inceleyerek nihai kararı veren tek karar merci olduğu o halde yetkili olan bir merciin sorumsuz olduğu iddia edilemeyeceğini belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasında düzenlenen Destek Hizmet Alımına İlişkin Protokol (AKON Projesine Özel) hükümlerine aykırılık nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.Uyuşmazlık taraflar arasında tüketicilerin doğrudan satıcı bayiler aracılığı ile ihtiyaç kredisi kullanmalarını düzenleyen protokol hükümleri gereğince davalının sattığı ürün için satın alan dava dışı 3. kişi tarafından sahte kimlik kullanılmak suretiyle davacı bankadan ihtiyaç kredisi kullanılması ve bu kredinin geri ödenmemesi nedeniyle uğranılan zarardan kaynaklanmaktadır.Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/20476 Sor. sayılı dosyasında Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Labovatuarından alınan raporda Bireysel Bankacılık Hizmetleri ve İhtiyaç Kredisi sözleşmesindeki el yazıları ve imzaların müşteki … ait olmadığı tespit edilmiştir. Tarafların kusur ve sorumluluğu noktasında bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle, ” Davalı …AŞ bankanın dışında kendi mağazasında kredi işlemlerini gerçekleştirdiği, bankanın bunu denetleme imkanının olmadığı, sorumluluğun davalı firmaya ait olduğu, davalı firma çalışanının, kamu görevlisi olduğunu beyan eden birinden kamu kimliğini istemeyerek özensiz davrandığını, taraflar arasındaki protokole göre hukuki sorumluluğun davalı firma üzerinde olduğu” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.Akon kredisi uygulaması yönünden bilirkişi heyetinden alınan ek raporda özetle, ” Müşteri alternatif dağıtım kanallarından (SMS,ATM, internet veya telefon bankacılığı) T.C. Kimlik numarası ve cep telefonu bilgisini girerek kredi başvurusunu yaptığı, kredi ön onayı müşterinin cep telefonuna SMS olarak bildirildiği bu mesaj ile birlikte müşteriye birde şifre gönderildiği, daha sonra müşteri kredili alışveriş için mağazaya başvurduğu, mağaza personeli … ekranına müşteri bilgilerini ve ilgili şifreyi girerek süreci ilerlettiği, mağaza personelinin fatura tutarı ve müşterinin kullanacağı kredini tutarını sisteme girip onaylattırdığı, değerlendirme sonucunun müşterinin cep telefonuna SMS olarak ve bayi ekranına bilgi olarak mesaj olarak gönderildiği, kredi başvuru ve bilgi talep formu, kredi sözleşmesi, ödeme planı, müşterinin nüfus cüzdan fotokopisi ve havale talimatı mağaza personeli tarafından alınarak … sistemi üzerinden taranarak banka operasyon merkezine gönderildiği, kredinin onaylanmasından sonra, kredi tutarı müşteri hesabında iz bırakarak, mağaza hesabına aktarıldığı, mağazalar tarafından alman kredi başvuru belgelerinin de fiziki teslimi de daha sonra operasyon merkezine değil, kendileri ile eşleştirilen banka şubesine yapıldığı ” şeklinde olduğu tespitine yer verilmiştir.Taraflar arasında tüketicilere mal satımı karşılığında doğrudan ihtiyaç kredisi kullandırılması yönünde kısa adı Akon projesi olan protokolün 12. Maddesinde mağaza/firmanın yükümlülükleri düzenlenmiştir. Maddeye göre ”yanlış ve eksik alınan bilgiler neticesinde, sözleşmenin usulüne uygun yapılamaması dolayısıyla oluşacak doğrudan ve dolaylı banka zararından firmanın sorumlu olacağı”, 21. maddesinde ”mağaza/firma’nın bankaya ilettiği kredi-başvuru bilgiler orjinal belgelerdeki bilgilere uymuyorsa, metin veya imzalarda sıhhatsizlik, tahrifat ve sahtecilik gözlemleniyorsa, orjinal belgelerde yer alan tarihler hatalı ise, mağaza/firma’nın düzenlediği fatura vs belgelerde tahrifat veya usulsüzlük varsa” mağaza/firmanın sorumlu olacağı düzenlenmiştir.Söz konusu kredinin alınmasında kullanılan kimliğin, üzerindeki bilgilerin muhafaza edilmek ve sadece fotoğrafı değiştirmek suretiyle sahte olarak oluşturulan … adlı kişiye ait kaybolan nüfus cüzdanının kullanılması suretiyle gerçekleştirmiş olduğu anlaşılmıştır.Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda müşterinin kredi başvuru formunda kamu görevlisi olduğunu beyan etmesine rağmen, bu konuda herhangi bir belge yada kimlik istemeksizin beyana itibar ederek kredi kullandırıldığı ve sözleşme imzalayan şahsın kimliğinin sahte olduğu, kredi kullandırılırken özensiz davrandığı, sözleşmenin 21. maddesi gereğince sorumluluğun davalı şirkette olduğu kabul edilmiş ise de, Akon kredisinin uygulaması yönünden bilirkişi heyetinden alınan ek raporda da belirtildiği üzere somut olayda söz konusu sistemi kullanarak tüketici ihtiyaç kredisi kullanmak isteyen sahte kimlikle 3. Kişi kullandığı cep telefonundan SMS yoluyla davacı bankaya kredi talebini iletmiştir. Davacı banka yine SMS yoluyla kendisine iletilen bu kredi başvurusunun kabul edildiğini ilgili cep telefonuna bildirmiştir. Üstelik kimlik bilgileri kullanılarak üzerindeki asıl kişinin fotoğrafı çıkarılıp yerine kredi kullanan failin fotoğrafı yapıştırılarak sahte olarak oluşturulan kimlik sahibi …’ın davacı bankada mevcut hesabı olmasına rağmen, davacı banka söz konusu cep telefonunun kredi başvurusunda bulunan şahsa ait olup olmadığını araştırmamıştır. Her ne kadar müşterinin kredi başvuru formunda kamu görevlisi olduğunu beyan etmesine rağmen bu konuda herhangi bir belge yada kimlik istemeksizin beyana itibar ederek kredi kullandırılmasında davalıya kusur atfedilmiş ise de; müşteriden talep edilen tüm belgeler ( kredi başvuru ve bilgi talep formu, kredi sözleşmesi, ödeme planı, müşterinin nüfus cüzdan fotokopisi ve havale talimatı) mağaza personeli tarafından alınarak … sistemi üzerinden taranarak davacı bankaya gönderildikten sonra davacı bankanın onayıyla söz konusu kredinin kullandırıldığı anlaşılmıştır. Davacının bankanın, mevcut belgeleri yeterli görerek söz konusu kredinin kullandırılmasına onay vermiştir. Bu nedenle bilirkişi raporunda geleneksel bankacılık uygulamasının, davalı tarafça yerine getirilmemesinden dolayı davalıya kusur atfedilmesi yerinde görülmemiştir.Protokol ile davalıya yüklenen edimler kredi başvurusu için sunulan belgelerde gözle görülür bir farklılık, tahrifat ve sahtecilik bulunmaması ve davalının bu hususları özenle kontrol etmesidir. Kredi belgelerinde kullanılan kimlik belgesinin sahte olduğu sabit ise de, davalının sahteciliğin göz ile yapılacak özenli bir kontrolle tespitinin mümkün olması ve davalının kontrolde ihmalinin bulunduğu ispatlanması gerekmektedir. Sunulan sahte kimlik belgesindeki tahrifatın veya sahteciliğin yapılacak basit bir kontrolle tespit edilebileceği ileri sürülmemiştir. Onay kodunun gönderildiği cep telefonu da sahte kimlik belgesi sunun kişinin kullandığı cep telefonudur. Bu hususta davacı söz konusu cep telefonunun kredi başvurusunda bulunan şahsa ait olup olmadığını araştırmamıştır. Ayrıca müşteriden talep edilen tüm belgeler mağaza personeli tarafından alınarak AKON sistemi üzerinden taranarak davacı bankaya gönderildikten sonra davacı bankanın mevcut belgeleri yeterli görerek söz konusu kredi kullandırılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalının protokolle kendisine yüklenen özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı veya usulsüz kredi kullanımına dahil olduğu ispatlanamadığından davalının protokole aykırı davrandığından dolayısıyla oluşan zarardan sorumlu olduğundan söz edilemeyecektir. Bu nedenle ispatlanamayan davanın reddi gerekirken kabul kararı verilmesi hatalı olmuştur.Sonuç olarak davalı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına HMK’nın 353/1-b.2 bendi gereğince hükmün düzeltilmesi cihetine gidilerek ispatlanamayan davanın reddine dair esas hakkında hüküm tesis edilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, HMK’ nın 353/1-b-2 bendi uyarınca Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/12 Esas, 2017/274 Karar ve 18/10/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2- Davanın REDDİNE a-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 54,40 TL red harcının davacı tarafından yatırılan 122,11 TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 67,71 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine b- Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına c-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,d-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranlara resen iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden;3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davalının peşin olarak yatırdığı 207,8 TL harcın mahsubu ile arta kalan 18,30 TL harcın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine 4- Davalı tarafından sarfedilen 189,50 istinaf harcın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, (istinaf yargılama aşamasındaki posta ve tebligat giderleri davacının yatırdığı gider avansından karşılandığından yargılama giderlerine dahil edilmemiştir)5- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1.b-2 bendi ile aynı kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/09/2020