Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/3 E. 2020/82 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/3
KARAR NO : 2020/82
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1157 Esas
KARAR NO : 2017/441
KARAR TARİHİ : 08/06/2017
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 07/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin, davalı tarafından gönderilen hafriyat toprağı ve inşaat atıklarını depoladığını, yapılan bu işlem karşılığında düzenlenen fatura bedelinin ödenmediğini, davalı hakkında Kocaeli …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, davalının takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz nedeni ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defter ve belgeler ibraz edilmediğinden davalı tarafın ticari defterleri incelenememiştir. Kocaeli Vergi Dairesinden gelen yazı cevabında davalı tarafından bildirimi yapılan faturanın KDV hariç bedelinin 67.796,- TL olduğu , bu bedele %18 KDV 12.203,40 TL eklendiğinde takip konusu alacak miktarı olan 80.000,05 TL ye karşılık gelmektedir. Hafriyat döküm bedellerinin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafından 12.1.2013 tarihinde 2013/ 769 sayılı kararı ile belirlendiğine ilişkin belgeler delil olarak sunulmuştur. Ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (HMK 222. maddesinde gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğindedir. Davacının ticari defterlerine kayıtlı olan, davalının BA formu ile vergi dairesine bildirdiği faturadan dolayı davacının alacaklı olduğu, borcun ödendiği de ispat edilemediğinden haksız itiraz nedeniyle itirazın iptaline, takibin devamına, faturaya dayalı alacak likit sayılacağından İİK’nun 67/2. maddesi gereğince davacı lehine tazminata hükmedilerek….”gerekçesi ile” -Açılan davanın KABÜLÜ ile ; davalının Kocaeli …. İcra Dairesinin … dosyasına yaptığı itirazın iptali ile 80.000,05 TL alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilerek devamına, -Alacak likit olduğundan 80.000,05 TL üzerinden hesap edilecek % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; mahkemenin yetki itirazının reddine dair verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğu davalının şirket merkezinin Gebzede olduğunu bu nedenle yetkisizlik kararı verilemesi gerektiği, dosyadaki bilirkişi raporunun eksik inceleme ile oluşturulduğu, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına istemine ilişkindir.Kocaeli …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı tarafça 27/08/2015 başlangıç tarihli 80.000,05 TL tutarındaki faturadan kaynaklı 80.000,05 TL bedelli davalı aleyhine takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 02/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça iş bu ödeme emre yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu ve itirazın incelenmesinde öncelikle davalı şirket merkezinin adresi Gebze olduğu belirtilerek dosyanın yetkili olduğu iddia olunan Gebze İcra Müdürlüğüne gönderilmesi, bu nedenle yetki itirazında bulundukları, aynı zamanda davalı firmanın herhangi bir borcu olmadığı belirterek gerek borca ve gerekse borcun ferilerine itiraz edilmiş bu itiraz sonucunda 07/10/2015 tarihinde İİK 66 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına dair karar verilmiştir.Yargılamayı yapan mahkemece dava dilekçesini usulüne uygun olarak davalı tarafa 18/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmaktadır.Yetki İtirazının Değerlendirilmesi: Mahkemece 26/02/2016 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı tarafın iddia etmiş olduğu yetki itirazının reddine karar verilmiştir. İtirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı, icra dairesinin yetkisine yönelik bu itiraz ileri sürülmesi halinde mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması sonucu etkilemeksizin öncelikle icra dairesi yetkisine yapılan itirazın incelenmesi ve karara bağlanması gerekmektedir. Eş söyleyiş ile itirazın iptali davalarında mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelenerek kesin olarak sonuçlandırılmalıdır.HMK’da belirtilen yetki kuralları İİK 50 madde uyarınca ilamsız icra takiplerinde de uygulanır. İtirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı icra dairesine yetkisine yönelik itirazlar öncelikle incelenmelidir. HMK’nun 6. maddesine göre ilamsız icra da genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Bu durumda alacaklı kendi yerleşiminde bulunan icra dairesinde de takip yapabilecektir. Yukarıdaki bilgiler ışığında; davaya konu somut olay değerlendirildiğinde; davacının yapmış olduğu hizmete ilişkin fatura düzenlendiği ve bedelinin ödenmediği belirterek iddia olunan alacağın tahsiline yönelik takip başlatmıştır. Davalıya ilamsız icra takibine dayanan örnek:7 ödeme emri gönderilmiştir. Davacı tarafça sunulan dava dilekçesi, davalı tarafça sunulan ödeme emrine yönelik itiraz dilekçesi ve dosyadaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki akdi ilişkinin inkar edilmediği anlaşılmakla ve açıkça sözleşmenin ifa edileceği yer belirtilmediğinden davacı kendi yerleşim yeri olan icra dairesinde de takip yapabilecektir. İş bu nedenle davalı tarafça sunulan yetki itirazının dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim faturaya dayalı para alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine yönelik itirazın iptali isteminin alacaklının ikametgahı mahkemesinde görülebileceği Yargıtay 13.HD 12/12/2013 tarih 30690/31223 ve 19.HD 22/09/2014 tarih 9922-13891 sayılı ilamlarında da belirtilmiştir.Bilirkişi raporunun denetime elverişli , hükme esas alınabilir mahiyette olmadığı yönündeki itirazın değerlendirilmesi;Davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı belirtilmiş ancak iş bu başvuru sebebinin gerekçesi gösterilmemiştir.6100 sayılı HMK’nun 342/2-e maddesinde istinaf dilekçesinde başvuru sebepleri ve gerekçesinin gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Aynı Yasanın 355.maddesinde ise, istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak kamu düzenine aykırılık hallerinin resen gözetileceği düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta , davalının istinaf kanun yoluna başvuru yasal süresi içerisinde ibraz ettiği istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporuna yönelik istinaf sebepleri ile gerekçesinin gösterilmediği dikkate alınarak yetki itirazı yönünden yapılan itirazının incelenmesi sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırı bulunmadığı görülmüş ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 148,60 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı şirket tarafından peşin olarak yatırılan 1.366,20 TL harcın mahsubu ile Hazineye irat kaydedilmesine, bakiye 1.217,60 TL’ nin talep halinde davalıya İADESİNE, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/10/2020 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. Maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi