Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/299 E. 2021/668 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/299
KARAR NO: 2021/668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/176 Esas
KARAR NO: 2018/42
KARAR TARİHİ: 22/01/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ:23/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı firmanın ortağı …’nın 29/06/2016 tarihinde whatsapp iletişim sistemi üzerinden müvekkil şirket yetkilisine attığı mesaj ile teknik hizmet almak istediği yönündeki talebi doğrultusunda davalıya ait …’a ( cevaba cevap dilekçesinde …’ın davalıya ait olmadığı, davalının servis ve bakım sorumlusu olduğu iddia edilmiş) 29/06/2016 ve 30/06/2016 tarihlerinde yazılımsal otomasyon servis hizmeti verildiğini, iki adet servis hizmetinden dolayı servis ücreti olarak 826 EURO (KDV Dahil) alacağı için 30.06.2016 ve … numaralı faturayı düzenlendiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için 826 EURO bedelli bu faturaya istinaden İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası ile takibi konulduğunu, davalı taraf mesnedsiz ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bu sebeple davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının iddiaların aksine davalı şirketin ve ortaklarının hiç bir zaman motor yata sahip olmadığını, davaya konu hizmetin müvekkile verildiğini ve müvekkilinin bu hizmeti kabul ettiğini davacının ispat etmekle yükümlü olduğunu, müvekkilin onay verdiği bu şekilde düzenlenmiş bir servis formu bulunmadığını, müvekkil ile hiçbir ilgisi bulunmayan ve tamamen servis hizmeti verdiği … vasıtasının kaptanı … ve İkinci Kaptanı … bazı elektronik yazılımsal sorunların düzeltilmesi için müvekkilden bir firma önermesi ricasında bulunduğunu, bunun akabinde müvekkil şirket ortağı …, davacıyı, yatın kaptanına önerdiğini, yattaki yazılımsal hataların düzeltilmesi için 350 Avro’ya yat kaptanı onay verdiğini, ancak davacı, yatın müvekkile ait olduğu izlenimi oluşturarak kendilerini kaptana öneren müvekkil şirket ortağı … ile davacı şirket yetkilisinin anlaştığı izlenimi verilmeye çalışıldığını, ayrıca yatın kaptanı, servis hizmetine değil yattaki yazımsal arızanın giderilmesi için müvekkil ortağı …’dan bir firma önerisinde bulunduğunu, davacının ekibi hizmet vermek için yata gelmiş ise de herhangi bir müdahalede bulunmadan ve herhangi bir iş yapmadan orjinal yazılımların bulunmadığını ifade ederek sonraki gün geleceklerini belirterek on dakika içinde yattan ayrıldıklarını, ertesi gün geldiklerinde ise bilgi eksikliklerinden dolayı mevcut arızalara herhangi bir müdahalede bulunamadıklarını, mevcut sistemi daha da karıştırdıklarını, bu basiretsizleri sebebiyle Yat’ın kaptanı kendilerine sunulan hiç bir hizmeti kabul etmediğini, yatın kaptanı, ne bir servis formuna ne de herhangi bir belgeye imzalı, kaşeli herhangi bir onay vermediğini, nitekim davacı tarafın elinde Yat’ın sorunsuz şekilde Kaptan’a teslim edildiğine dair bir delil bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” davacı her ne kadar 30/06/2016 tarih ve 4613 yevmiye numaralı toplam 826 EURO tutarlı faturaya dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlatmış ise de; takibe dayanak olan faturanın davalı tarafından davacıya Kartal … Noterliği’nin 18/07/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade edildiği, faturaya konu edilen mal veya hizmetin (somut olayda motor yatın elektronik bakım hizmetinin) davalıya verildiğine dair herhangi bir delil veya belgenin dosyaya sunulamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil firma, davalı tarafın talebi üzerine, bakım ve gözetimi davalı tarafa ait olan … vasıtasına teknik servis hizmeti sunduğunu, dosya kapsamında sunulan, taraflar arasındaki yazışmalar incelendiğinde davalı tarafın servis hizmeti almak istediği açıkça ortada olduğunu, davalı taraf, müvekkil firma tarafından talep üzerine teknik servis hizmeti sunulduğunu ikrar ettiğini, müvekkil şirketin, vermiş olduğu hizmete karşılık davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak hizmet bedeline ilişkin ödemeler yapılmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine 30/06/2016 tarihli faturaya istinaden 826,00 Euro fatura alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2.fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, “ Parasal sınırların artırılması “ üst başlığı ile, ek madde 1’de, 200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması süreti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınılacağı ifade edilmiştir. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme kararının verildiği 2018 yılı için HMK’nun 341/2.maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL olmuştur. İşbu davada, dava değeri ise, davanın açıldığı tarihteki değere göre 826,00 Euro’nun kur karşılığı olan 3.246,18 TL’dir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07/04/1993 tarih, 1993 tarih 1993/13-41 Esas, 1993/145 Karar sayılı kararında ” talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki rayice göre Türk Lirası karşılığı üzerinden ilam harcının hesap edilmesi gerektiği ” açıklanmıştır. Bu durumda dava tarihindeki kur üzerinden yapılan hesaplamaya göre mahkemece verilen kararın kesin olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, davacı tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun kesin hüküm nedeniyle 6100 sayılı HMK’ nın 352/1.b maddesi gereğince REDDİNE, 2-Başvuru tarihinde Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının Hazineye irat kaydına, 3–Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine 4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.23/06/2021