Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/29 E. 2020/39 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/29
KARAR NO: 2020/39
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1172 Esas
KARAR NO: 2017/900
KARAR TARİHİ: 24/10/2017
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin 31/12/2010 tarihinde 1 nolu davalı ile imzalanan Yapı Denetim Sözleşmesi ile davalının, İstanbul ili, Küçükçekmece İlçesi, … Mah. … Sok. Küçükçekmece/İSTANBUL adresinde bulunan … pafta, … ada, … parselde yer alan inşaatında yapılacak yapı denetimini üstlendiğini, sözleşmenin dördüncü maddesinde, davacının yerine getireceği yapı denetimi karşılığında 30.801,80TL ücret alacağı kararlaştırıldığını, davalılardan … Nakliye-…’in Yapı Denetim işleri üstlenilen inşaatın müteahhitliğini de üstlendiğini, davalıların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenen 65.170,93TL rayiç bedeli ödemediğini, bu bağlamda ödenmeyen bedeller nedeniyle davalılar aleyhine icra takibi yapıldığı, davalıların haklı bir neden olmaksızın takibe itiraz ettiklerini belirterek davalıların icra takibine yaptığı itirazlarının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP Davalı vekili cevabında; taraflar arasındaki uyuşmazlığın genel mahkemeler nezdinde görülmesi gereken dava türü olduğundan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu belirterek, öncelikle görevsizlik kararı vererek dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “,,,,,Görev yönünden dosya incelenmiş olup davacı tarafından yapı denetim iş nedeniyle bundan kaynaklı alacağının icra takibine konu edildiği ve itiraza uğraması nedeniyle itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.Getirtilen yapı denetimi hizmet sözleşmesinin incelenmesinde imzalayanlarının … ltd şti ve yapı sahiplerinin imzalayan konumunda bulunduğu görüldüğünden, ticaret mahkemesinin görevi kapsamında bulunmayan davaya genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemelerinin bakması gerektiği anlaşılmakla görevsizlik kararı vermek…” gerekçesi ile; ”HMK 4/1-a maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine” karar vermiştir,
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu işin her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili olduğu, TTK 3-4 ve 5. maddeler uyarınca Ticaret mahkemelerin görevli olduğu belirtilmiş, sözleşme ve sözleşmeye konu işin davacının ticari işletmesini ilgilendirdiğini, davalının da sözleşmeye konu inşaatın müteahhidi olmakla ticari işletmesini ilgilendirdiğini belirtmiş ve ek olarak davalının firma sicil bilgilerini gösterir belgeyi sunduğu belirtmiş ise de, gerek Uyap sisteminde ve gerekse fiziki olarak dosyada mevcut bulunmadığı görülmüştür,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir HMK’nun 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. takip dosyasında 31/12/2010 tarihli yapı denetimi hizmet sözleşmesi gereği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2016 yılı itibariyle belirlenen bedel sebebi ile 65.170,93 TL alacağın tahsili talebiyle davacı tarafça davalılar aleyhine takip başlatılmıştır. Davacı ile davalılardan … ve hissedarların arasında düzenlenen sözleşmenin incelenmesinde;” … mah, … Sokak. Küçükçekmece/ İST” adresindeki yapı ile ilgili olarak Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmesinin düzenlendiği , bu yapıda müteahhidin … Nakliye … olarak belirtildiği görülmektedir. Küçükçekmece tapu Müdürlüğünden celp edilen davaya konu taşınmaza ilişkin tapu kaydı dosya arasına alınmıştır. 4708 sayılı Yasanın 5. maddesinde de belirtildiği üzere; Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmeleri yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında düzenlenmektedir.Bu sözleşmelerde, taahüt edilen hizmetin konusu, yeri, inşaat alanı, süresi, arsa yapı maliki ile yapı müteahhidi arasında akdedilen sözleşmede yer alan yapının fiziki özellikleri , yapı denetim hizmet bedeli, yapı denetiminde görev alacak teknik personel ve diğer yükümlülükler yer almaktadır. 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 2/1. maddesi, “Bu Kanun kapsamına giren her türlü yapı; Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile çalışan ve münhasıran yapı denetimi ile uğraşan tüzel kişiliğe sahip yapı denetim kuruluşlarının denetimine tabidir. Yapı denetim hizmeti; yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür. Yapı sahibi, yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini vekil tayin edemez” hükmünü içermektedir. Anılan yasanın 5. maddesinde; yapı denetimi hizmet sözleşmelerinin yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında akdedileceği nitekim Yargıtay 23. HD’nin 27/05/2016 tarihli 10127/3290 E/Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 15. HD’nin 03/06/2013 tarihli 2013/1127-3560 E/Karar sayılı ilamlarda aynı doğrultuda olup, yapı denetim kuruluşuna ödenecek hizmet bedelinin sözleşmede belirtileceği, yapı denetim hizmet bedelinin, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedellerinin ödenmesinde kullanılmak üzere yapı sahibince il muhasebe birimlerinde açılacak emanet nitelikli hesaba yatırılacağı, 8. maddesinin 2. fıkrasının e/2 bendinde ise, yapı sahibinden veya vekilinden, yapı denetim hesabına yatırılmaksızın yapı denetimi hizmet bedeli alındığının tespit edilmesi halinde, yapı denetim kuruluşuna idari para cezası uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu Kanun’un 12. maddesine dayalı olarak çıkarılan Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği’nin “Yapı Sahibinin Görev Ve Sorumlulukları Başlıklı” 8. maddesinde, “Yapı sahibi, yapı denetimi hizmet sözleşmesini bizzat veya hukuken temsile yetkili vekili aracılığı ile imzalamak zorundadır. Yapı sahibi, yapı denetimi hizmet bedeli taksitlerini zamanında ödemek ile yükümlüdür.” hükmüne, “Hizmet Bedeli Taksitleri Başlıklı” 27. maddesinde “ Toplam inşaat alanı bin m²’yi (dâhil) geçmeyen yapıların denetim hizmeti bedelinin, yapı sahibi tarafından yapı denetim hesabına defaten yatırılması esastır. Ödeme makbuzunun bir sureti yapı sahibi tarafından ilgili idareye ve yapı denetim kuruluşuna verilir. Bu durumdaki yapıların denetim hizmeti için yapı sahibi tarafından ilgili idareye hakediş talebi sırasında hizmet bedelinin tamamının karşılanabileceğini gösteren banka teminat mektubu da verilebilir. Toplam inşaat alanı bin m²’nin üzerindeki yapıların yapı denetimi hizmet bedelleri, yapı sahibinin tercihine göre, defaten veya aşağıdaki tabloda gösterilen taksitler halinde veya kısmi taksitler halinde hesaba yatırılır. Ödeme makbuzunun bir sureti yapı sahibi tarafından ilgili idareye ve yapı denetim kuruluşuna verilir.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu yasa ve yönetmelik hükümleri dikkate alındığında, yapı denetim hizmet sözleşmesinin, yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi ya da vekili ( yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidi hariç) arasında düzenlenmesi zorunludur. Bu hali ile, davacı şirketin Yapı Denetim Hizmet bedelinin tahsiline yönelik davalı aleyhine başlatığı icra takibine yönelik itirazın iptali istemli iş bu davada , 31.12.2010 tarihli sözleşmenin davacı ile davalılardan … arasında düzenlenmiş olması, 4708 sayılı Yasanın 5. maddesinde bu sözleşmelerin yapı denetim firması ile yapı sahibi arasında düzenlenmesi gerektiğini belirtir amir hüküm nazara alındığında ; arsa sahibinin gerçek kişiler olması, tacir olmamaları nedeni ile bu sözleşmeden kaynaklı hizmet bedeli alacağı davasına bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine ait olmayıp, HMK 2 maddesi uyarınca genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olmakla, mahkemece yapılan yargılama sonucunda HMK 114-115.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 148,60 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 117,20 TL.’ nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/10/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.