Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/270 E. 2021/530 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/270
KARAR NO : 2021/530
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/141
KARAR NO : 2018/208
DAVA TARİHİ: 06/02/2015
KARAR TARİHİ: 06/03/2018
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARŞI DAVA: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim faaliyetinde bulunan müvekkili şirketin davalı şirket ile 2011 takvim yılına ilişkin olarak indirimli orana tabi KDV iadesi tasdik işlemleri için SERİ D, … Sıra Nolu, 20/04/2012 tarih ve 598/2012/35 sayılı Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili şirketin işbu sözleşme gereği üstlendiği hizmeti tam ve eksiksiz ifa ettiğini, YMM-598-149/2254/2012-18 Sayılı 07/06/2012 tarihli yeminli mali müşavirlik indirimli orana tabi katma değer vergisi iadesi tasdik raporunu hazırlayarak 12/06/2012 tarihinde Hendek Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne teslim ettiğini, teslimden sonra tamamen iyi niyetli bir şekilde KDV iadesi işlemlerinin sonuçlanmasını ve mükellef firmanın KDV iadesini alarak kendisine bu konuda bilgi verilmesini beklemeye başladığını, 598/2012/35 sayı ve 20/04/2012 tarihli YMM Tasdik Sözleşmesi ile kararlaştırıldığı gibi iade edilen tutar üzerinden tarifedeki asgari ücrete göre hesaplama yaparak hizmeti karşılığı kazandığı ücreti faturalandırılabileceğini, Hendek Vergi Dairesi’nin müvekkili şirketçe kendisine teslim edilen raporu işleme koyduğunu ancak davalı mükellef şirketin daire satışı fiyatlarını düşük gösterdiğinden bahisle mükellefin 2011 takvim yılı Kurumlar Vergisi yönünden incelemeye sevk ettiğini, inceleme sonucunda vergi ve ceza tarhiyatı yapılabileceğinin düşünüldüğünü bu nedenle inceleme sonucunun beklendiğini, dolayısıyla KDV iadesinin ve fatura düzenleme işleminin geciktiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Sözleşmesine göre müvekkili şirketin alacağı raporun tesliminin anında olmadığını, nakden iade ve/veya mahsup işlemi yapılınca doğduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin fatura düzenleyebilmek için nakden iade ve/veya mahsup işleminin sonucunun beklemek zorunda kaldığını, KDV iadesi işleminin sonuçlanıp sonuçlanmadığının davalı şirketten sorulduğunu ancak herhangi bir cevap alınamadığını, aradan uzun zaman geçmesi nedeni ile müvekkili şirketin davalı şirketin kendisinden bilgi gizlediğini düşünerek haricen araştırma yaptığını, davalı şirketin iadesinin gerçekleştiği bilgisine muttali olduğu anda da KDV iadesi gerçekleştirilen tutar üzerinden Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik İşlemleri Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplama yaparak, KDV iade rapor tasdik ücret için Seri … Sıra Numaralı 13/08/2014 tarihli 46.825,24 TL bedelli faturayı tanzim ettiğini ve davalı şirkete iadeli taahhütlü posta ile gönderildiğini, iade işleminin ve müvekkili şirketin faturayı düzenlemesinin gecikmesinin davalı şirketin vergi incelemesine konu olan kusurlu işlemlerinden ve kendi kusurlu eylemlerinden kaynaklandığını ancak davalı şirket tarafından müvekkili şirkete hiçbir ödeme yapılmadığından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra yoluyla takibe koyduğunu ancak davalı şirketin 15/10/2014 tarihinde yetkiye, borca, faize, itiraz ettiğini, müvekkili şirketin itirazın iptali davası açmak yerine tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla alacak davası açarak alacağının tahsilini talep ettiğini belirterek müvekkili şirketin 13/08/2014 tarih ve Seri … Sıra Numaralı, 46.825,24 TL bedelli faturadan kaynaklanan alacağının, tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla 13/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; öncelikle davanın davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini ayrıca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin müvekkili şirketin bulunduğu Hendek İlçesi olup sözleşmeye dair hazırlanan raporun Hendek Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne sunulması sebebiyle davanın Hendek Mahkemelerinde görülmesinin gerektiğini, taraflar arasında 2011 takvim yılına ilişkin indirimli orana tabi KDV iadesi tasdik işlemi için 20/04/2012 tarih ve 598/2012/35 sayılı Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Sözleşmesi imzalandığını, davacı/karşı davalının üstlendiği hizmeti yerine getirmediğini, kusurlu ve eksik davranışları neticesinde müvekkili hakkında inceleme başlatıldığını ve müvekkilinin yaklaşık olarak 800.000,00 TL maddi kaybı olduğunu, davacı/karşı davalının YMM-598-149/2254/2012-18 Sayılı 07/06/2012 tarihli yeminli mali müşavirlik indirimli orana tabi katma değer vergisi iadesi tasdik raporunu hazırlayarak Hendek Vergi Dairesine sunduğunu ancak hazırladığı raporda şirket karını %5 olarak gösterdiğini, müvekkili şirketin iştigal ettiği sektör olan inşaat işinde bu oranda düşük kar olamayacağından davacı/karşı davalının mesleği gereği bunu bilerek raporu hazırlaması gerektiğini, davacı/karşı davalının buradaki amacının iade miktarını yükselterek, kendi alacağını artırmak olduğunu, davacı/karşı davalının üstlendiği meslek bilgi ve sorumluluğuna aykırı olarak hareket ettiğini, ihmali ve kusurlu olarak hazırladığı raporla müvekkil şirketin incelemeye alınmasına neden olduğunu, davacı/karşı davalının hazırladığı raporun Hendek Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne sunulmasından sonra ve aynı takvim yılı için inceleme alınmasının da davalının iddiasıyla örtüştüğünü, davacı/karşı davalının ihmali ve kusurlu davranışlarının nedeninin, müvekkili şirketi incelemeye alınarak ceza ödedikten sonra yaptığı harici araştırmayla ortaya çıktığını, davacı/karşı davalının, müvekkili şirket için rapor hazırladığı dönemde, Hendek Vergi Dairesi Müdürü ile olan yakın arkadaşlık ilişkisi sebebiyle “Her halükarda raporun geçeceğini ve problem yaşanmayacağı düşüncesiyle” hazırladığı raporda gerekli özen, hassasiyet ve incelemeyi yerine getirmeden kusurlu olarak hazırladığının düşünüldüğünü ve bu sayede sözleşme gereği alacağı ücreti yükseltmeye çalıştığını, müvekkili şirketin iade talep etmeyip bir sonraki dönem vergisinden mahsup istediğinde hiçbir incelemeye girmeyecek iken davacı/karşı davalının kusurlu, ihmali ve bilinçli davranışları sonucunda mağdur olduğunu, davacı/karşı davalının bu duruma rağmen ücret talep etmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, davacı/karşı davalının 2011 yılı dönemine ilişkin hizmet verdiği ve buna dair faturanın 213 SY. VUK. 231/5 Md. göre 7 gün içerisinde kesilmesi gerektiğini, süresi içinde kesilmeyen faturaların yok hükmünde olduğunu, davacı/karşı davalının sunacağı hiçbir nedenin kanunun emredici hükümlerine alternatif teşkil etmeyeceğini, davacı/karşı davalının kusurlu davranışlarını bildiği için olayın soğumasını, müvekkillerinin yatışmasını 4 sene boyunca bekleyerek sonrasında fatura kestiğini, davacı/karşı davalının 2011 yılı ile ilgili faturasını 2014 yılında kesmesinin yasal olmadığını, eğer davacı/karşı davalı faturayı zamanında kesseydi bu fatura üzerinden kurumlar vergisinin fazla ödenmeyeceğini ve KDV iadesi alınacağını, davacı/karşı davalının kasıtlı davranışı ile bu faturayı zamanında kesmeyerek yine müvekkilin zararına sebep olduğunu belirterek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Karşı dava dilekçesinde ise; faturasını zamanında kesmeyen davacı/karşı davalının faturasının müvekkilince işlenmemesi sebebiyle oluşan bilirkişi raporuyla tespit edilecek şimdilik 1.000,00 TL kaybının ayrıca davacı/karşı davalının kusurlu, eksik, meslek etik ve bilgisine uymayan raporuna istinaden müvekkilinin incelemeye alınmasına sebep olması ve müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı cezalar karşılığında şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin cezaların müvekkilince ödendiği günden itibaren başlayacak yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP Davacı/karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı/karşı davacının dilekçesinde çelişki ifadelerin yer aldığını, bir taraftan yok hükmünde olduğu iddiasında bulunurken bir taraftan da keyfi bir tutumla kendilerinin belirlediği kusur oranında faturada istedikleri indirimin yapılması halinde ödeme yapabileceklerini kendi dilekçeleri ile de kabul ettiklerini, davalı tarafın bu çelişkili ifadelerinin mahkemece dikkate alınmamasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin hiçbir kusuru bulunmadığından bu indirim taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, fatura bedelinin müvekkili şirkete ödenmesi için davanın açıldığını, davalı ve mukabil davacının karşılık dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddia ve taleplerinin hiçbir geçerli hukuki nedene dayanmadığını ve davayı uzatmaya matuf nitelikte olduğunu belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/141 E. 2018/208 K. sayılı 06/03/2018 tarihli kararı ile; “Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3. maddesine göre mahkememiz yetkili olduğundan davalı tarafça yapılan yetki itirazın reddine karar verilmiştir.Uyuşmazlık noktaları; davacının taraflar arasında imzalanan yeminli mali müşavirlik tasdik sözleşmesi gereklerini usulünce yerine getirip getirmediği, davacının bu sözleşme gereğince alacağının varlığı ve miktarının tespiti, karşı dava açısından ise, davacının kusurlu ve eksik rapor hazırladığı iddiası nedeniyle bu iddianın doğru olup olmadığı, doğru ise bu nedenle davalının ceza ödemek zorunda kalıp kalmadığı ve ödenen bu cezanın davacıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı , yine davacının hizmet faturalarını geç düzenlemesi nedeniyle davalının zararının varlığı ve miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Hendek Vergi Dairesine yazı yazılarak (davalı şirketin vergi nosu da belirtilerek ) YMM -598-149 – 2254 -2012-18 Sayılı 7/6/2012 tarihli yeminli mali müşavirlik indirimli orana tabi KDV iadesi tasdik raporunun kimin tarafından vergi dairesine teslim edildiği bu rapor nedeniyle davalı … AŞ hakkında vergi dairesince soruşturma başlatıp başlatılmadığını bildirilerek, soruşturma raporunun gönderilmesinin ayrıca bu soruşturma sonucunda davalı hakkında ceza verilmiş ise buna ait bilgilerin ve cezanın ödenip ödenmediğinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş, Vergi dairesinden gelen cevabi yazılar incelendiğinde; 2011 takvim yılına ilişkin olarak YMM … tarafından düzenlenen 07/06/2012 tarih ve YMM-S98-149/2254/2012-18 sayılı indirimli orana tabi KDV iadesi tasdik raporunun 12/06/2012 tarihinde Hendek Vergi dairesine teslim edildiği, Rapora göre 2012/4 dönemine ait olan KDV iadesi tutarı 440.915,72 TL olarak hesaplandığı, vergi dairesinin söz konusu dönem üzerinden vergi incelemesi yapmaya lüzum görmüş ve Vergi Müfettişi … tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 2013-A-805/11 sayılı ve 04/03/2013 tarihli raporda KDV iadesi tutarı 431.707,74 TL olarak belirlendiği 9.207,98 TL meblağında verginin iadesinin reddedildiği, olumsuz tespit kapsamında bulunan … Ltd.Şti. ile ilgili herhangi bir ödeme belgesi ibraz edilmediğinden adı geçen şirkete ait faturaları ile ilgili 2.706,91 TL tenzil edilmesi gerektiği sonucuna varıldığının belirtildiği ve Vergi Müfettişi … tarafından düzenlenen vergi inceleme raporunun sonuç bölümüne iadesi gereken KDV tutarı olarak 429.000,83 TL için 2013080600000353 no’lu düzeltme fişi 06/08/2013 tarihinde Hendek Vergi Dairesi nce düzenlendiği ve bu tarihte mükellefin (davalı) KDV iadesi alacağı doğduğu Söz konusu vergi inceleme raporunda (ve diğer raporlarda) YMM Veysel Bağıran hakkında 231 Sayılı VUK ve/veya 3568 sayılı Kanun gereği herhangi bir sorumluluğun olmadığı bildrilmiştir.Dosyanın mahkememizce resen seçilecen bir vergi hukukçusu, vergi hesabından anlayan bilirkişi ve hesap bilirkişisinden oluşan heyete tevdi suretiyle, ön inceleme duruşma tutanağında uyuşmazlık noktaları olarak belirlenen (davada ve karşı davada) hususlarda rapor tanzim edilmesi istenilmiş, bilirkişi heyetinden alınan 12/04/2016 havale tarihli raporda özetle; yeminli mali müşavirlerin verginin tam ve eksiksiz ödenmesi konusunda çeşitli yetki ve sorumluluklara sahip olduklarını, verginin ödenmemesi açısından ise mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu kabul edildiklerini, bu hususların dava konusu olay açısından değerlendirmesinde, olayda davacı tarafından düzenlenen rapor bir KDV iadesi tasdik raporu olduğu, söz konusu rapor sebebiyle bir vergi tarhiyatı ya da cezası gündeme gelmediği, ancak vergi dairesinin KDV iadesi miktarında bir değişiklik öngördüğü, bununla beraber, davalı (mükellef) nın Kurumlar vergisi ve tapu harçları açısından vergi incelemesine muhatap olduğu ve davacı ile arasında yer alan tasdik sözleşmesinin bu konuları kapsamadığı, davacının 213 sayılı VUK ve/veya 3568 sayılı Kanun gereği öngörülen türden bir sorumluluğunun olmadığı yönünde Hendek Vergi Dairesi tarafından gelen cevabi yazıda da belirtildiği gibi davacının KDV iadesi tasdik raporunu kusurlu olarak hazırladığı görüşüne katılmadıklarını beyan etmişlerdir.Dosya tekrar aynı bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi raporuna karşı beyan ayrıca davalı-karşı davacı vekilince sunulan itiraz nedenleri değerlendirilerek takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacı tarafın talep etmiş olduğu alacak yönünden (alacağın talebinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise miktarının tespiti yönünden) irdeleme yapılarak ek rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyetinden alınan 27/06/2016 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Yeminli Mali Müşavirler tarafından düzenlenen tasdik raporlarının iade tutarı üzerinden tarifeye göre hesaplandığı, idarenin işlemlerine bağlı olarak da ücretlerin miktarının belirlenmesi zaman alabildiği, faturanın da bu sürecin sonunda kesilebildiği, Yeminli Mali Müşavirlerin KDV iadesinin gerçekleşmesini takiben fatura kesebilmelerinin mümkün olduğunu belirtmişlerdir.Ek raporun ilk sayfasında, yeminli mali müşavirlerin ücret hesabı ile ilgili tarife ve yönetmelikten bahsedilmiş ise de bu tarife ve yönetmeliğin ilgili maddelerinin açıklanmadığı ve davacı-karşı davalının ücret talebinin nasıl hesaplandığı konusunda açıklama yapılmadığı görülmekle; öncelikle davacı-karşı davalı vekiline söz konusu fatura miktarını nasıl hesapladığını, (hesap tarzını gösterir şekilde) açıklayarak, dayanak tarife ve yönetmeliği sunması için 2 hafta süre verilmesine, yapılacak işlemlerin bu ara karar yerine getirildiğinde daha sonra değerlendirilmesine karar verilmiş, davacı vekilince bu hususta açıklama yapılmıştır.Dosya tekrar aynı bilirkişi heyetine tevdi edilerek asıl dava ve karşı dava açısından 20/10/2015 tarihli duruşmada belirlenen uyuşmazlık noktaları konusunda ayrıntılı ve gerekçeli açıklama yapılarak ayrıca davacının alacağı var ise, davacının alacağının hangi yöntemle nasıl hesaplanacağı (hesap tarzını gösterir şekilde ve bu konudaki davacı vekilinin 03/10/2016, davalı vekilinin 29/10/2016 , davacı vekilinin 18/11/2016 tarihli dilekçeleri de incelenip, irdelenerek) asıl dava ve karşı dava açısından detaylı denetime elverişli, dayanaklarını gösterir, hesap tarzını gösterir, ayrıntılı ek rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyetinin sundukları 21/03/2017 havale tarihli raporda özetle: kök ve 27/06/2016 havale tarihli ek raporu tekrar ettikleri görülmüştür.Dosyanın daha önceki bilirkişiler dışında seçilen vergi denetmeni …, Mali Müşavir … ve vergi hukuku uzmanı … tevdi suretiyle, asıl dava karşı dava açısından; 20/10/2015 tarihli celsedeki uyuşmazlık noktaları, 03/05/2016 tarihli duruşmadaki 2 nolu ara karar, 22/11/2016 tarihli duruşmadaki 1 nolu ara karar,Ve dosya kapsamı dikkate alınarak, denetime elverişli hesap tarzını gösterir rapor tanzim edilmesinin istenilmiş, bilirkişi heyetinden alınan 11/12/2017 havale tarihli raporda özetle; dava konusunun, Davacı/Karşı davalının, davalıya vermiş olduğu Yeminli Mali Müşavirlik hizmeti dolayısıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yapılan başvurudan ibaret olduğu, Davacı/Karşı davalının alacağını tahsil edememesi üzerine fatura alacağını dayanak göstererek davalı aleyhine huzurdaki alacak davasının 06/02/2015 tarihinde ikame edildiği, Davacı/Karşı davalının 2014 yılı sonunda davalı tarafından düzenlenen toplam 46.822,40 TL tutarındaki faturaları ticari defterlerine kaydetmiş olduğu, Davacı/Karşı davalının 2014 yılı ticari defterlerinin Davacı/Karşı davalı lehine delil niteliğinin bulunduğu, 2015 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, Davacı/Karşı davalının ticari defterlerine göre, dava tarihi (06/02/2015) itibariyle Davalı/K. davacı dan 46.825,24 TL alacaklı olduğu,Davacı/Karşı davalının YMM olarak davalı yanın KDV İadesi raporlarını usulüne uygun şekilde tanzim etmiş olduğu, ancak Vergi idaresinin yapmış ancak davalı tarafından KDV iadesine esas teşkil eden satış fiyatlarının, bunlar için düzenlenen satış fiyatlarında daha düşük olduğu ve tapular üstüne işlenen rehin tutarlarının fatura tutarlarından yüksek olduğu gerekçesi ile inceleme başlatıldığı, T.C. Gelir idaresi Başkanlığı, Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı, Hendek Vergi Dairesi Müdürlüğüne Davacı/Karşı davalı tarafından verilen raporla ilgili 01/12/2015tarih ve 42785351-250.02.01-8820 sayılı cevabi yazıda; Söz konusu raporda (04/03/2013 tarih ve 2013-A 805/11 sayılı vergi inceleme raporunda) ve diğer raporlarda YMM … hakkında 213 sayılı VUK ve/veya 3568 sayılı Kanun gereği herhangi bir sorumluluğun öngörülmediği ve dolayısı ile herhangi bir işlem yapılmadığı, Davalı hakkında Vergi Müfettişi … tarafından 04/03/2013 tarih ve 20l3-A-805/6 sayılı Vergi Tekniği Raporu, 04/03/2013 tarih ve 2013-A-805/7-8-9-10-11 sayılı vergi inceleme raporları ile 07/05/2013 tarih ve 2013-A-805/17-18 sayılı vergi inceleme raporları düzenlenmiş olup 30/07/2013 tarih ve 2013/265 sayılı uzlaşma tutanağına istinaden uzlaşılan vergiler mükellef tarafından ödendiği, Vergi İnceleme Raporunun sonuç bölümünde ilgili şirkete 431.707,74 TL KDV iade yapılması ve olumsuz tespit kapsamında bulunan … Ltd. Şti. ile ilgili herhangi bir ödeme belgesi ibraz edilmediğinden adı geçen şirketin faturaları ile ilgili talep edilen 2.706,91 TL tenzil ödemesi gerektiği sonucuna varılmış ve Vergi İnceleme Raporunun sonuç bölümünde belirtilen iadesi gereken tutar olan 429.000,83 TL için 06/08/2013 tarih ve … nolu düzeltme fişi düzenlenerek, davalının Vergi Dairesine olan vergi borçlarına mahsuben iadesi işleminin yapılmış olduğu, Davalı/k.davacının hangi tarihinde temerrüde düştüğü tespiti yapılamadığı sonuç olarak; Asıl dava yönünden Davacı/Karşı davalının, davalı/karşı davacıdan ticari ilişki dolayısıyla oluşan fatura alacağının 40.497,67 TL olduğu, Karşı dava yönünden davacı/karşı davalı yan tarafından dava konusu faturanın zamanında kesilmediği ve kusurlu, eksik, meslek etik ve bilgisine uymayan raporuna istinaden davalı/karşı davacının ceza ödemek zorunda kaldığını iddiasının ispata muhtaç olduğu, dosya münderecatında sunulan verilerle bu iddiaların somutlaştırılamadığı bildirilmiştir.” gerekçesiyle, “1-Asıl davanın kısmen kabulü ile 40.497,67 TL’nin 20/09/2014 tarihinden itibaren işeleyecek avans faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine,Davacı-karşı davalının fazla isteminin reddine,2-Davalı- karşı davacının davasının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı/karşı davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Cevap ve karşı dava dilekçesindeki beyanlarına ek olarak asıl davanın kısmen kabul edilmesine rağmen reddedilen kısım üzerinden lehe vekalet ücretine hükmedilmediğini, davacının verdiği kabul edilen hizmetin faturasını, zamanda kesmemesi sebebiyle faturanın müvekkili tarafından işlenememesi ve gider gösterilememesi sebebiyle zararları oluştuğunu, 213 Sy. V.U.K. 231/5. Md. göre faturanın 7 gün içerisinde kesilmesi gerektiğini, davacı faturayı zamanında kesmiş olsa idi, bu fatura üzerinden kurumlar vergisi fazla ödenmeyerek KDV iadesi alınabileceğini ancak davacının kasıtlı davranışları nedeniyle müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, müvekkil şirketce bu faturanın 4 yıl sonra kullanılma imkanı olmadığını, bilirkişilerde faturanın geç kesilmesi hususunda tasdik raporlarının iade tutarı üzerinden tarifeye göre hesaplandığı, idarenin gecikmesine bağlı olarak ücret miktarının belirlenmesinin zaman aldığı açıklaması yapılmış ise de bu açıklamanın gerçek durumu değiştirmediğini, davacı-k.davalının faturasını geç kesmesi sebebiyle bu fatura müvekkili tarafından o dönemde işlenemeyerek gider gösterilemediği için zarar oluştuğu hususuna ilişkin tüm bilirkişilerden ısrarla açıklama istenmesine ve yerel mahkemede de bu hususun belirtilmesine rağmen gözardı edildiğini beyanla, kararın kaldırılmasına, asıl davanın reddine aski halde reddedilen kısmı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Asıl dava, taraflar arasında imzalanan Seri: D, Sıra No: …, 20/04/2012 tarihli, 598/2012/35 sayılı Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Sözleşmesi gereğince, KDV iadesi tasdik raporu düzenlenmesine rağmen bu hizmete ilişkin bedel ödenmediği iddiası ile hizmet bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Karşı dava ise, davacı/karşı davalının üstlendiği hizmeti yerine getirmediği, kusurlu ve eksik davranışları neticesinde, karşı davacı şirket hakkında inceleme başlatıldığı ve maddi zarara uğradığı iddiası ile ödemek zorunda kaldığı ceza bedeli ve karşı davalının faturasının işlenmemesi sebebiyle oluşan maddi kaybın tahsili istemine ilişkindir. 13/06/1989 tarih, 20194 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun Mesleğin Konusu başlıklı 2.maddesinde; yeminli mali müşavirlik mesleğinin konusu; muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, mali mevzuat ve bunların uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak ve bu konularda belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak, mali tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak ile Kanunun 12 nci maddesine göre çıkartılacak yönetmelik çerçevesinde tasdik işlerini yapmak olarak belirtilmiştir. Tasdik Ve Tasdikten Doğan Sorumluluk başlıklı 12.maddesinde ise; “Yeminli mali müşavirler gerçek ve tüzelkişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin mali tablolarının ve beyannamelerinin mevzuat hükümleri, muhasebe prensipleri ile muhasebe standartlarına uygunluğunu ve hesapların denetim standartlarına göre incelediğini tasdik ederler. Yeminli mali müşavirlerin tasdik edecekleri belgeler, tasdik konuları ile tasdike ilişkin usul ve esaslar; gerçek ve tüzelkişilerin mükellefiyet şekilleri, iş kolları ve ciroları, döviz kazandırıcı işlemleri, ithalat ve ihracatları, yatırımın miktarları ve nevileri ile belgelerin ibraz edileceği merciler esas alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir. Kanunları gereğince, kamu kurum ve kuruluşlarına verilen tasdik edilmiş mali tablolar, kamu idaresinin yetkili memurlarınca, tasdikin kapsamı ölçüsünde incelenmiş bir belge olarak kabul edilir. Ancak, çeşitli kanunlarla kamu idaresine tanınan teftiş ve inceleme yetkilerinin kullanılmasına ve gerektiğinde tekrarına ait hususlar saklıdır. Yeminli mali müşavirler yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumludurlar. Yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar…” hükmüne yer verilmiştir. 02/01/1990 tarih, 20390 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin Tasdik başlıklı 4.maddesinde; “Tasdik, gerçek veya tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin yeminli mali müşavirlerce denetleme ilke ve standartlarına göre uygunluk yönünden incelenmesi, bu inceleme sonuçlarına dayanılarak tasdik kapsamına giren konuların ve belgelerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının imza ve mühür kullanmak suretiyle tespiti ve rapora bağlanmasıdır. Tasdike esas alınan denetleme ilke ve standartları ile muhasebe ilke ve standartları, mevzuat hükümleri ve genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri gözönüne alınarak, Bakanlıkça hazırlanan tebliğlerle belirlenir. Bu Yönetmelik ve Bakanlık tarafından konuya ilişkin olarak yapılacak diğer düzenlemeler çerçevesinde tasdik edilmiş konu ve belgeler kamu idaresinin yetkililerince tasdikin kapsamı ölçüsünde incelenmiş olarak kabul edilir. Ancak, çeşitli kanunlarla kamu idaresine tanınan inceleme ve teftiş yetkilerinin kullanılmasına ve gerektiğinde tekrarına ait hususlar saklıdır.”, Tasdik Amacı başlıklı 5.maddesinde; Tasdikin amacı; “a) Gerçek veya tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin hesap ve kayıtlarının sonuçlarını gösteren mali tablolarının yanıltıcı olmayacak biçimde eksiksiz ve gerçeğe uygun şekilde düzenlenmesini sağlayarak kamunun istifadesine sunmak, b) Gerçek veya tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin ilgili mevzuat yönünden olan taleplerin karşılanmasında çabukluğu sağlayarak hak ve yararlarını korumak, c) Vergi idaresi ve mükellef ilişkilerinde güveni hakim kılmaktır.” şeklinde düzenlenmiş, Tasdik Sözleşmesi başlıklı 10.maddesinde; “İlgililerce yaptırılacak tasdik hizmetinin tasdik sözleşmesine bağlanması ve sözleşme tarihinden itibaren 15 gün içinde bir örneğinin yeminli mali müşavirlerce Bakanlığa gönderilmesi zorunludur.” denilerek devamında tasdik sözleşmesinde; tasdikin amacı, kapsamı, varsa özel nedenleri, yeminli mali müşavirlerce verilecek hizmetin niteliği ve süresi, tarafların sorumluluk ve yükümlülükleri ile ücretin sözleşmede yazılı olarak belirtilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Hataların Düzeltilmesi ve Hilelerin Ortaya Çıkarılması başlıklı 16.maddesinde “Hata ve hilelerin önlenmesi veya ortaya çıkarılması konusundaki temel sorumluluk işletme yönetimi ve yeminli mali müşavire aittir. Yeminli mali müşavir, tasdik konusu ve belgelerin ilgili mevzuat hükümlerine uygunluğu ve gerçek durumu yansıtması yönünden önemli etkileri olabilecek hata ve hileleri düzeltecek veya ortaya çıkaracak şekilde planlamak ve yürütmekle yükümlüdür. Yeminli mali müşavir, tasdik konusu ve belgelerin doğruluğu ve gerçeği yansıtmasına olan olumsuz etkileri giderebilecek hata ve hileleri, düzeltme önerisiyle birlikte işletme yönetimine bildirir. İşletme yönetiminin bunları düzeltmesi halinde tasdik konusu belgeler tasdik edilir. Hataların düzeltilmesi istendiği halde, düzeltilmez ise veya hileli bir durumun tespiti halinde durum, bir raporla ilgili mercilere bildirilir.” hükmüne yer verilmiştir. 03/01/1990 tarih, 20391 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin Bağımsızlık başlıklı 9.maadesinde “Meslek mensupları, çalışmalarını kendi sorumlulukları altında tam bir bağımsızlıkla yürütürler. Bağımsızlık mesleğin temeli ve vazgeçilmez bir unsurudur.” Sözleşme Yapılması başlıklı 24.maddesinde; defter tutmak, süreklilik arz eden müşavirlik hizmetinde, inceleme, tahlil ve denetim yapmak ve bunlarla ilgili, rapor ve benzerlerini düzenlemek, yeminli mali müşavirlerin tasdik işlemlerinde sözleşme yapılmasının zorunlu olduğu, düzenlenmiştir. Sorumluluk başlıklı 41.maddesinde “Yeminli mali müşavirler, ilgili Kanunlar, yönetmelikler ve tebliğlere göre yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumludurlar. Yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Yeminli mali müşavirler yaptıkları tasdikin kapsamını raporda açıkça belirtirler.” düzenlemesi yer almaktadır. Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Sözleşmelerine İlişkin Bildirimlerinin Ve Sürekli Bilgi Verme Yükümlülüklerinin Elektronik Ortamda Yerine Getirilmesi Hakkında Genel Tebliğ’in D.1 “Ücretlerin Bildirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar” başlıklı maddesi; “Yeminli mali müşavirlerin gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile eklerinin tasdikine ilişkin olarak mükellefler ile düzenlemiş oldukları tam tasdik sözleşmelerine ilişkin ücretin tam tutarı yeminli mali müşavirler tarafından sisteme girilecektir. Bu Tebliğin III/b bölümünde belirtilen ve tam tasdik sözleşmesi dışındaki diğer sözleşme bilgilerinin elektronik ortamda gönderilmesi aşamasında ücret sütunu boş bırakılarak bildirimde bulunulacaktır. Daha sonra düzenlenen tasdik raporunun vergi dairesince işleme konulması ve alınması gereken ücretin miktarının belirlenmesinin mümkün hale gelmesinden itibaren 15 gün içinde tasdik ücreti ve mükellefçe alınacak iade tutarı, internet vergi dairesine elektronik ortamda sözleşme bilgileri içine dahil edilmek suretiyle evvelce boş bırakılan bölüme ilişkin bilgiler tamamlanmış olacaktır.” şeklinde düzenlenmiştir.Taraflar arasında imzalanan Seri: D, Sıra No: …, 20/04/2012 tarihli, 598/2012/35 sayılı Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Sözleşmesinin incelenmesinde; tasdik konusunun 2011 dönemine ilişkin indirimli orana tabi KDV iadesine ilişkin olduğu, ücretin tarifedeki asgari ücret olarak (KDV hariç) belirlendiği anlaşılmıştır. Davacı şirket YMM olan Veysel Bağıran tarafından sözleşme konusu tasdik raporunun düzenlenerek 12/06/2012 tarihinde Hendek Vergi Dairesine teslim edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece vergi dairesinden celp edilen kayıtlara göre, davacı şirket YMM Veysel Bağıran tarafından düzenlenen raporda 2012/4 dönemine ait olan KDV iadesi tutarının 440.915,72 TL olarak hesaplandığı, vergi dairesinin KDV iadesine esas teşkil eden satış fiyatlarının bunlar için düzenlenen fatura tutarlarından düşük olduğu ve tapular üzerine işlenen rehin tutarlarının fatura tutarlarından yüksek olduğu gerekçesiyle başlatmış olduğu inceleme neticesinde Vergi Müfettişi … tarafından düzenlenen 2013-A-805/11 sayılı ve 04/03/2013 tarihli raporda KDV iadesi tutarının 431.707,74 TL olarak belirlendiği, 9.207,98 TL meblağında verginin iadesinin reddedildiği, olumsuz tespit kapsamında bulunan … Ltd.Şti. ile ilgili herhangi bir ödeme belgesi ibraz edilmediğinden adı geçen şirkete ait faturalar ile ilgili 2.706,91 TL’nin tenzil edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı belirtilerek, vergi inceleme raporunun sonuç bölümünde iadesi gereken KDV tutarı olarak 429.000,83 TL için … no’lu düzeltme fişinin 06/08/2013 tarihinde Hendek Vergi Dairesince düzenlendiği ve bu tarihte davalının KDV iadesi alacağı doğduğu, söz konusu vergi inceleme raporunda ve diğer raporlarda YMM … hakkında 231 Sayılı VUK ve/veya 3568 sayılı Kanun gereği herhangi bir sorumluluğun öngörülmediği ve bu nedenle herhangi bir işlem yapılmadığı bildirilmiştir. Davacı/karşı davalı tarafından KDV iadesi işlemi için düzenlenen Seri … Sıra Numaralı 13/08/2014 tarihli 46.825,24 TL bedelli faturanın ödenmesi için, davacı/karşı davalı tarafından keşide edilen Kadıköy …. Noterliğinin 03/09/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde, fatura bedelinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmiş ve davalı/karşı davacı şirkete 12/09/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Asıl davada kabul edilen kısma ilişkin istinaf talebinin değerlendirilmesi;Davacı şirket tarafından sözleşme konusu hizmetin verildiği sabit olup, davalı tarafça hizmetin hatalı verilmiş olması sebebiyle şirketin ceza ödemeye maruz kaldığı iddia edilmiş ise de, yukarıda belirtilen yönetmelik hükümleri değerlendirildiğinde, YMM hizmetinden kaynaklanan bir ceza uygulandığı takdirde, raporu tanzim eden YMM’nin sorumlu olduğu açık olup, davacı şirket adına raporu tanzim eden YMM … hakkında 231 Sayılı VUK ve/veya 3568 sayılı Kanun gereği herhangi bir sorumluluğun öngörülmediği vergi dairesinden gelen yazı ile belirlendiğinden ve KDV indirimine esas teşkil eden işlemlerin davalı şirket tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklı olduğu tespit edildiğinden, davalı tarafın bu yöndeki iddiaları yerinde değildir.Davalıya yapılan KDV iadesi tutarı 429.000,83 TL olup, bu bedel üzerinden ve rapor tarihi 2012 yılına ilişkin olduğu için 2012 yılı ücret tarifesine göre hesaplama yapılarak, davacının alacağının tespiti gerekmektedir. 2012 Yılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ve Yeminli Mali Müşavirlik Asgari Ücret Tarifesinde, katma değer ve özel tüketim vergisi işlemleri kdv ve ötv iade ve mahsup işlemleri tasdiki için tarifede belirlenen ücret tablosu;”i- 54.909 TL’ye kadar olan kısım için : %8 ii- Sonraki 108.055 TL için : %6iii- Sonraki 161.531 TL için : %4iv- Sonraki 217.984 TL için : %2 v- Sonraki 274.547 TL için : %1 vi- 817.027 TL’ yi aşan kısım için : % 05 Bu suretle hesaplanacak ücret 1.213 TL’den az olamaz. Yıllık denetleme ve tasdik sözleşmesi olmayan kuruluşlarda bu tarifeye göre bulunacak ücret %20 artırılarak uygulanır. Ayrıca tedarikçi ihracatçılarda iş bu tarife %10 zamlı olarak uygulanır…” şeklindedir. Davacı vekili hizmet bedelinin hesaplanma şekline ilişkin yapmış olduğu açıklamada; davacı şirketten istenen iade miktarının 496.000,00 TL olduğunu, davacı şirketin bu miktar üzerinden çalışma yaptığını, bu nedenle faturanın 496.000,00 TL esas alınarak düzenlendiğini, tarifede “Yıllık denetleme ve tasdik sözleşmesi olmayan kuruluşlarda bu tarifeye göre bulunacak ücret %20 artırılarak uygulanır” düzenlemesi yer almasına rağmen bu artırımın ise yapılmadığını, hesaplama formülünün “toplam iade tutarı / 12 X aylık asgari oran X 12” olduğunu ve % 18 KDV eklendiğini, bu hesaplama yöntemi ile;496.000,00 TL / 12 X % 8 X 12 = 39.680,04 TL hesap edilerek, % 18 KDV olan 7.142,40 TL eklendiğinde fatura bedelinin 46.822,40 TL olduğunu, Vergi dairesinin bildirdiği iade tutarı olan 429.000,00 TL üzerinden hesaplama yapılması halinde ise; “Yıllık denetleme ve tasdik sözleşmesi olmayan kuruluşlarda bu tarifeye göre bulunacak ücret %20 artırılarak uygulanır” düzenlemesi gereğince 54.909 TL’ye kadar olan kısım için belirlenen oran %8 olup, bu oranın % 20 artırılması ile oranın % 9,6 olduğunu, bu oran üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, bu durumda ise;429.000,00 TL / 12 X % 9,6 X 12 = 41.184,00 TL hesap edilerek, % 18 KDV olan 7.413,00 TL eklendiğinde fatura bedelinin 48.597,00 TL olduğunu belirtmiştir. Bilirkişiler Vergi Hukuku Uzmanı Prof. Dr. …, SMM-E.Vergi Müfettişi … ve Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 07/12/2017 tarihli raporda; vergi inceleme raporunda, davalı şirkete iadesi gereken tutarın 429.000,83 TL olarak belirlenmiş olması sebebiyle, davacı alacağının bu miktar üzerinden hesap edilmesi gerektiği ifade edilerek, davacı vekilinin açıklmasında belirttiği formüle göre;
429.000,83 TL X % 8 X 12 = 34.320,07 TL
12
34.320,07 TL X % 18 = 6.177,60 TL Toplam = 40.497,67 TL şeklinde hesaplama yapılmıştır. Raporda hesaplamanın nasıl yapılması gerektiği/yapıldığı anlatılmamış, tarifede 54.909 TL’ye kadar olan kısım için % 8 olarak oran belirlenerek sonraki miktarlar yönünden kademeli olarak miktarda artış ve oranda ise indirim öngörülmüş olmasına rağmen, bu oranların hesaplamada ne şekilde dikkate alındığı, KDV iade tutarının neden 12’ye bölünerek hesap edildiği, sonra neden 12 ile tekrar çarpıldığı, bu şekilde aylık mı hesaplama yapıldığı, hesaplamanın nasıl yapılması gerektiği açıklanmamıştır. Bu nedenle bilirkişi raporu hesaplama yöntemi yönünden denetime elverişli olmadığından, hesaplama yönteminin nasıl olması gerektiği, bedelin bu şekilde aylık olarak mı hesap edildiği tarifedeki oranların aylık bazda mı belirleneceği açıklanarak denetime elverişli rapor alınması zorunlu olduğundan kararın kaldırılması gerekmektedir. Asıl davada reddedilen kısma ilişkin vekalet ücreti yönünden istinaf talebinin değerlendirilmesi;Asıl dava 46.825,24 TL üzerinden açılmış, ilk derece mahkemesince 40.497,67 TL yönünden kısmen kabulü kararı verilmiş olup, 6.327,57 TL yönünden ise dava reddedilmiştir. Ancak reddedilen miktara ilişkin, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması hatalıdır.Karşı dava yönünden istinaf talebinin değerlendirilmesi;Davalı/karşı davacı, karşı davasında “faturasını zamanında kesmeyen davacı/karşı davalının faturasının müvekkilince işlenmemesi sebebiyle oluşan bilirkişi raporuyla tespit edilecek şimdilik 1.000,00 TL kaybının ayrıca davacı/karşı davalının kusurlu, eksik, meslek etik ve bilgisine uymayan raporuna istinaden müvekkilinin incelemeye alınmasına sebep olması ve müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı cezalar karşılığında şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin tahsilini” talep etmiş, davacı/karşı davalının 2011 yılı dönemine ilişkin hizmet verdiği için faturanın 213 sayılı VUK’nun 231/5 maddesine göre 7 gün içerisinde kesilmesi gerektiğini, 4 yıl sonra fatura düzenlemesinin yasal olmadığını, eğer davacı/karşı davalı faturayı zamanında düzenleseydi bu fatura üzerinden kurumlar vergisinin fazla ödenmeyeceğini ve KDV iadesi alınacağını, bu nedenle zarara uğradığını iddia etmiştir. Davalı/karşı davacının bu iddiaları değerlendirilerek, Vergi Usul Kanunu hükümleri ile verilen hizmetin niteliği dikkate alınarak, davalı/karşı davalı tarafından verilen hizmete ilişkin faturanın hizmetin verilmesi akabinde VUK’da belirtilen süre içerisinde düzenlenip düzenlenmeyeceği, fatura o tarihte düzenlenseydi davalı/karşı davacının alacağı KDV iade miktarı, YMM raporunun 2012 tarihli olmasına rağmen faturanın 2014 tarihinde düzenlenmiş olması sebebiyle davalı/karşı davacının KDV iadesi alıp alamayacağı, bu nedenle zararı oluşup oluşmadığı hususlarının da incelenmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle, asıl dava yönünden 2012 Yılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ve Yeminli Mali Müşavirlik Asgari Ücret Tarifesinde, katma değer ve özel tüketim vergisi işlemleri kdv ve ötv iade ve mahsup işlemleri tasdiki için belirlenen oranlar uyarınca, asıl davacının hak ettiği ücret miktarının hesaplama yönteminin açıklandığı denetime elverişli rapor alınarak ve karşı dava yönünden davalı/karşı davacının faturanın zamanında düzenlenmemesi nedeniyle zarara uğradığı iddialarına ilişkin rapor alınarak karar verilmesi gerektiğinden ayrıca asıl davada kısmen reddedilen miktara ilişkin davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olduğundan, davalı/karşı davacı vekilinin gerek asıl dava gerekse karşı dava yönünden istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/141 E. 2018/208 K. sayılı 06/03/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davalı/karşı davacı tarafından asıl dava yönünden yatırılan 98,10 TL ve karşı dava yönünden yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davalı/karşı davacı tarafından asıl dava yönünden yatırılan 691,00 TL ve karşı dava yönünden yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davalı/karşı davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/05/2021