Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/27
KARAR NO: 2020/26
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2017
NUMARASI: 2016/473 Esas, 2017/722 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/05/2016
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/10/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA Davacı vekili dava dilekçesini özetle; 01/04/2014 tarihinde davalı … şirketinin sigortalısı olduğu … Ltd. Şti.’nin imalat yapıldığı sigorta poliçesine göre de riziko adresi olan Tuzla organize sanayi bölmesi (İTOSB) … Cadde N:… Tuzla/İstanbul adresinde meydana geln yangının, bitişikteki şirketlerine ait fabrika binasına sirayet etmesi sonucunda fabrika binası ile içindeki makine, ekipman ve malların zarar gördüğünü, çıkan yangın nedeniyle uğradıkları zararın tespiti için İstanbul Anadolu 6 Sulh Hukuk Mahkemesine 2014/32 D.İş sayılı dosya ile tespit yaptırıldığını, bilirkişi heyeti tarafından müvekkili şirkete ait fabrika binasında yapılmış keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanmış olan bilirkişi raporuna göre yangın nedeniyle maddi zararının 263.101,59 TL olduğunu, iş kaybının da 60 gün olduğunu, 25/04/2014 tarihinde davalıya başvurulmuş olup sonuç alınamadığından bu sefer 05/06/2014 tarihli Bakırköy … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarının çekildiği, davalı şirketin 26/06/2014 tarihli muvafakatname-makbuz-ibraname başlıklı belgeye istinaden 98.348,00 TL ödeme yaptığını, yapılan ödemenin bilirkişi raporunda belirlenen zararı karşılamadığını belirterek, davanın kabulü ile davalının sigortalısı işyerinde çıkan ve müvekkili işyerine sirayet eden yangın sebebiyle uğradığı zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’sinin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte hüküm altına alınmasına, mahkeme masraflarıyla vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 19/06/2017 tarihli “Bilirkişi raporuna itirazlarımızın ile talep artırımı dilekçemizin sunulmasıdır” konulu dilekçesi ile; bilirkişi raporunda iş kaybına ilişkin zarar tespit edilememiş yani zararları tam olarak tespit edilememiş olmasına rağmen, taleplerini artırarak tespiti yapılan miktarın hüküm altına alınmasını talep ettiklerini, bu nedenle 72.922,28 TL zararın olay tarihi olan 01/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hüküm altına alınmasını mahkeme masraflarıyla vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, yangın sigorta poliçesi genel şartları C.10 maddesi gereğince yangın sigorta poliçesinden doğan bütün taleplerin 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davaya konu yangının 01/04/2014 tarihinde meydana geldiğini, dava dilekçesinde … Sigorta AŞ’ye 25/04/2014 tarihinde başvuruda bulunulduğunun davacı tarafça ikrar edildiğini, eldeki davanın ise 02/05/2016 tarihinde açıldığını, iki yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğunu, davacının sorumluları öğrendiği tarihin 25/04/2014 olduğu varsayıldığı takdirde de zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, dava tarihinden önce müvekkili şirkete yapılan başvuru neticesinde meydana gelen zararın 98.348,00 TL olduğu tespit edilerek bu bedelin 01/07/2014 tarihinde davacıya ödendiğini, yapılan ödeme ile davacı şirketin zararının giderildiğini, davacının başkaca tazminat talep etmesinin hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, talebin dayanaksız olup reddi gerektiğini, davacı tarafça yokluklarında İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/32 D.İş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespit sonucu düzenlenen raporun hatalı ve fahiş olduğunu, bu nedenle raporu kabul etmediklerini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen reeskont faizinin dayanağı olmadığını, bu talebin de hukuk ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın öncelikle zamanaşamından reddine, usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından 19/06/2017 tarihinde sunulan ıslah dilekçesinin, davalı vekiline 07/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ıslah dilekçesine karşı davalı vekili tarafından beyan sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında; “Dosyada mevcut tüm deliller ve bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda yangın sebebiyle meydana gelen zararın sigorta teminatı içinde kaldığı, sigortalı şirketin %75 asli, davalı … şirketinin %10 kusurlu olduğu, davacının davasının haklı olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne ve 72.922,28 TL tazminatın zarar tarihinden (01/04/2014) itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davalı vekiline 02/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili 16/11/2017 tarihinde süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davaya karşı cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de bu hususta bir karar verilmediğini, yangın sigorta poliçesi genel şartları C.10 maddesi gereğince yangın sigorta poliçesinden doğan bütün taleplerin 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davaya konu yangının 01/04/2014 tarihinde meydana geldiğini, dava dilekçesinde … Sigorta AŞ’ye 25/04/2014 tarihinde başvuruda bulunulduğunun davacı tarafça ikrar edildiğini, eldeki davanın ise 02/05/2016 tarihinde açıldığını, iki yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğunu, davacının sorumluları öğrendiği tarihin 25/04/2014 olduğu varsayıldığı takdirde de zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, dava tarihinden önce müvekkili şirkete yapılan başvuru neticesinde meydana gelen zararın 98.348,00 TL olduğu tespit edilerek bu bedelin 01/07/2014 tarihinde davacıya ödendiğini, bu ödemenin bağımsız ekspertiz firması tarafından hazırlanan rapora dayandığını, ekspertiz raporunun ise İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/32 D.İş sayılı dosyasına konu bilirkişi raporu incelenerek ayrıca olay yerinde keşif yapılarak hazırlandığını ve zararın 98.348,00 TL olduğunun tespit edildiğini, İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/32 D.İş sayılı dosyasında düzenlenen raporda hesap hataları olduğunun ve hasarlı olarak gösterilen bir kısım parçaların keşif neticesinde hasarsız olduğun, bazı parçaların ise yangın vakası neticesinde değil kullanmadan kaynaklı arızalanmış olduğunun ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, müvekkili şirketin ekspertiz raporunda tespit edilen bedeli ödeyerek yükümlülüğünü yerine getirdiğini, bu nedenle mahkeme kararının hatalı olduğunu belirterek saymış olduğu gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/473 Esas, 2017/722 Karar sayılı kararının kaldırılmasını, öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, usul ve esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, Yangın Komşuluk Mali Mesuliyet Teminatından Kaynaklanan Tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamında yer alan 13/06/2014 tarihli ekspertiz raporunda; davalı şirkete “İşyerim Sigorta Poliçesi” ile 17/01/2014-17/04/2015 tarihleri arasında sigortalı olan … Ltd. Şti’nin riziko adresi “… Köyü İTOSSB … Cad. … Ada … Parsel No:… D:… … Arkası Tuzla/İstanbul” adresinde 01/04/2014 tarihinde meydana gelen yangının, komşu olan davacı şirkete ait fabrikaya sirayet etmesi sebebiyle, davacı şirkete ait fabrikada hasar meydana geldiği, raporda yangın komşuluk mali mesuliyet teminatının 766.500,00 TL olduğu belirtilmiş ancak poliçe dosya kapsamında olmadığından incelenememiştir. İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/32 D.İş sayılı dosyasında, davacı vekili tarafından tespit talebinde bulunulması üzerine, talep mahkemece kabul edilerek iki makine mühendisi ve bir elektrik mühendisi bilirkişi aracılığı ile keşfen inceleme yapılmış, bilirkişi heyeti raporunda; … Ltd. Şti’de meydana gelen yangın sebebiyle komşu parselde olan davacı iş yerinin gerek yangın gerekse söndürme ve soğutma çalışmaları sırasında hasar gördüğü, bina, malzeme, makine, ekipman ve mallarda meydana gelen hasar maliyetinin 222.967,45 TL olarak hesap edildiği, % 18 KDV (40.134,14 TL) eklendiğinde toplam hasar bedelinin 263.101,59 TL olduğu bilirkişilerce tespit edilmiş ayrıca hasarın giderilerek fabrikanın yeniden üretim yapmaya başlama süresinin yaklaşık iki ay (60 gün) sürebileceği ve iki aylık (60 günlük) bir iş kaybının oluşabileceği belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, bilirkişi heyeti raporda; meydana gelen yangın nedeniyle dava dışı sigortalı şirketin Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmeliğin 6. maddesinin 1, 2, 3.bendine göre yangın çıkmaması için gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması, aktif ve pasif yangın güvenlik önlemlerinin çalışır durumda bulundurulmaması ve yönetmelik hükümlerinin uygulanmaması sebebiyle meydana gelen hasarlarından dolayı işveren, iş yeri sahibi, temsilcisi veya yetkilisinin sorumlu olduğu düzenlendiğinden, söz konusu yangında dolayı … firmasının sahibi ve yetkilisinin sorumlu olduğu, fakat bu kişilerin yangını söndürmeye çalıştıkları ve bir kısım güvenlik önlemlerini aldıkları anlaşıldığından % 75 oranında asli kusurlu oldukları, aynı yönetmeliğin 6.maddesi 6.bendine göre sigorta şirketleri, yangına karşı sigorta ettirme talebi aldıkları binalarda, tesislerde ve işletmelerde, bu yönetmelik hükümlerine uyulup uyulmadığını kontrol etmek mecburiyetinde olduklarından ve davalı … şirketinin bu hükme göre tetkik ve kontrol ettiğine dair bir kayıt bulunmadığından % 10 oranında kusurlu olduğu, aynı yönetmeliğin 136/1 ve 137/1 maddeleri gereğince kamu kurum ve kuruluşları, özel kuruluşlar ile gerçek ve tüzel kişilerin bulundukları yer, yapı, bina, tesis ve işletmelerin özelliklerini ve bu yönetmelik hükümlerini dikkate alarak yangın önleme ve söndürme hususunda iç düzenlemelerde bulunmaları, acil eylem ve risk analiz planları yapmaları gerektiği, bu tür tesislerin çevre iş yerlerinde meydana gelebilecek herhangi bir parlama, patlama ve yangın olayında meydana gelebilecek bir tehlikeyi de öngörmeleri gerektiği, bu hüküm gereğice dava konusu yangından dolayı zarar gören … Ltd. Şti., … AŞ, … firmalarının her birinin ayrı ayrı % 5 oranında kusurlu oldukları, ancak … firması ile davalı … şirketinin, zarar gören bu firmalar için sorumluluklarının % 95 oranında olduğu, meydana gelen yangın nedeniyle davacı şirket hasarının toplam 180.284,50 TL olup, davalı … şirketinin bu miktarın % 95 oranındaki kısmından yani 171.270,28 TL ile sorumlu olduğu, dava tarihinden önce 98.348,00 TL ödeme yapıldığından, davacının bakiye zararının 72.922,28 TL olduğu, iş durması zararının tespiti ve tazminat hesabı için mali müşavir bir bilirkişinin katılımı ile davacı şirket defterlerinde inceleme yapılması gerektiği, ancak davacının işinin ne kadar durduğu, ne kadar süre ile çalışamadığı hususlarında dosyaya sunduğu bir delilin olmadığı, bu talebinin ispata muhtaç olduğu, zarar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği yönünde görüş ve kanaat sunmuşlardır. Davacı, İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/32 D.İş sayılı dosyasında maddi zararın 263.101,59 TL olduğunun ayrıca 60 gün iş kaybı olduğunun tespit edildiğini, davalı … tarafından 98.348,00 TL ödenmiş ise de tespit raporunda belirtilen zararın karşılanmadığını, şirketin yangın olayı nedeniyle büyük zarara uğradığını ve çalışamaz hale geldiğini, iş kaybının oluştuğunu belirterek uğranılan bu zararların tazmini istemiyle 10.000,00 TL üzerinden kısmi dava açmıştır. Davacının talebi hem yangın olayı nedeniyle hasar gören iş yeri ekipmanları nedeniyle maddi tazminat, hem de iş yerinin yangın nedeniyle çalışamaz hale gelmesi sebebiyle iş kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Ancak iki ayrı talebi olmasına rağmen miktar itibariyle ayrıştırma yapmamış ve mahkemece de bu yönde bir açıklama yaptırılmamış, iki ayrı taleple dava açılmış olmasına rağmen, mahkemece sadece hasar tazminatı yönünden hüküm kurulmuş, iş kaybı tazminatı talebi yönünden bir hüküm kurulmamış ve gerekçeli kararda bir açıklama yapılmamıştır. Bu nedenle mahkemece kurulan hüküm 6100 sayılı HMK 297/2.maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine aykırıdır. 6100 sayılı HMK’nın 31.maddesinde “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” düzenlemesi gereğince, davacının dava dilekçesinde hasar tazminatı ve iş kaybı tazminatı olmak üzere iki ayrı talebi bulunduğundan ve ayrı ayrı miktar bildirilmediğinden, mahkemece öncelikle davacının hasar tazminatı talebinin ve iş kaybı tazminatı talebinin ne kadar olduğunu açıklattırması ve her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurması gerekmektedir. Ayrıca dosya kapsamında, davanın dayanağını teşkil eden dava dışı … Ltd. Şti’nin … poliçe numaralı İşyerim Sigorta Poliçesinin de bulunmadığı tespit edilmiş olup, bu eksikliğin de ikmali gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesince anılan eksiklikler gidirilmeksizin hüküm kurulmuş olması sebebiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 355 ve 353.1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davalı tarafın esasa ilişkin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/473 Esas, 2017/722 Karar sayılı 25/09/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının davalı tarafından yatırılan 1.330,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.247,200 TL harcın talep halinde davalıya İADESİNE 5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/10/2020