Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/258 E. 2021/529 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/258
KARAR NO : 2021/529
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/455
KARAR NO : 2017/275
KARAR TARİHİ: 18/04/2017
DAVA : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücu)
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/07/2012 tarihinde Samsun Canik ilçesinde yağan aşırı yağmurun dere taşması ve sel baskınına neden olduğunu, sel sularının beraberinde gelen çamur ve cüruf nedeniyle … Alışveriş Merkezindeki pek çok işyerinin zarar gördüğünü ve maddi kayıpların meydana geldiğini, selin zarar verdiği işyerlerinden üç tanesinin davacı şirket nezdinde sigorta olduğunu, sigortalı olan bu şirketlerde meydana gelen zararı saptamak üzere ekspertiz çalışmaları yapıldığını ve bu şirketlere ödemelerde bulunulduğunu, davalı …’nin alışveriş merkezinin işleticisi olduğu ve gerekli önlemleri almadığı için, davalılar Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Canik Belediye Başkanlığı ve DSİ Genel Müdürlüğü’nün ise hizmet kusurları nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, hasar nedeniyle sigortalı … San. Ltd. Şti’ye 460.223,00 TL, sigortalı …San. ve Tic..Ltd..Şti’ye 134.997,00 TL ve sigortalı … 157.571,00 TL olmak üzere toplam 752.791,00 TL ödeme yapıldığını beyanla, ödenen bu bedelin 04/07/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … AVM’nin kiracısı olduğunu, bu nedenle meydana gelen sel felaketinden kaynaklanan zararlara ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, … AVM yanından geçen İncirli Deresi ile ilgili DSİ Bölge Müdürlüğü’nün ve Büyükşehir Belediyesine bağlı SASKİ Genel Müdürlüğü’nün onayı alındığını, İncirli Deresi Kanal Projesinin Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda olmasına karşın anılan derenin ıslahının …. Ltd. Şti tarafından çizilen projeye uygun yapıldığını, … AVM’ye yasal mevzuata uygun şekilde inşaat ruhsatı verildiğini, kusur ve sorumluluktan bahsedebilmek için yasaların yüklediği görevleri yerine getirmeme veya eksik getirme şartının olduğunu, ancak mevzuatın öngördüğü her türlü mükellefiyeti yerine getirmiş olması nedeniyle bina sahibinin de kusurlu olduğundan söz edilmesinin mümkün olmadığını, hasara sebebiyet veren olay doğal afet olduğundan işletmeci sıfatında olan müvekkili tarafından öngörülebilmesi ve engellenmesi mümkün olmadığından bir sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Dava, asliye hukuk mahkemesinde açılmış ise de, İstanbul 11.Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/07/2013 tarihli 2013/359 E. 2013/391 K. sayılı görev yönünden davanın usulden reddine dair kararı üzerine, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir. İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/455 E. 2017/275 K. sayılı 18/04/2017 tarihli kararı ile; “…Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından talimat yoluyla keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyetince düzenlenen raporda; dava dışı … AŞ’nin tüm masrafları taraflarınca karşılanmak üzere ıslah yapmak istekleri üzerine DSİ Bölge Müdürlüğü’nün görüşü ile yapılan SASKİ Genel Müdürlüğü’nce onaylanan ve Samsun Büyüşehir Belediyesi denetiminde olan ıslah projesini, kendileri yaptıkları ve dere kanalı üzerindeki beton tabliyeyi kaldırmayarak (projeye ve Başbakanlık Genelgesine aykırı imalat yaparak) ve 2 adet taşkın sekisinden 1 adedini yapmayarak ve diğerinin teknik şartlara uygun imal etmeyerek söz konusu afette daha fazla hasara sebep olduğu, ayrıca kanalın bitiminde suyun ve rusubatın Samsun-Ordu karayolu köprüsü ve Samsun İçme Suyu borusu ve Doğal Gaz borusunu taşıyan köprünün altından geçemediği ve içme suyu ve doğal gaz hattını taşıyan köprünün yeterince yüksek olmadığı, 4 adet beton büz ile geçişi sağlandığı, sel anında derenin taşıdığı rusubatın bu geçişi tıkadığı, bu köprü altında gerçekleşen tıkanma sel suyunun köprü üzerine taşmasına ve geri basarak alışveriş merkezi içine geri basmasına neden olduğunun anlaşıldığı, söz konusu durumda oluşan hasar için proje aşamasından uygulama aşamasına kadar tüm yapımı üstlenmiş olan dava dışı … AŞ’nin projeye uymadığı için asli sorumlu olduğu, gerekli denetimleri yeterince getirmediği için de Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin ise tali sorumlu olduğu, davalı … AŞ’ne atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, … Alışveriş Merkezi’nin bulunduğu alanda yapılan İmar Planları ve yapılara verilen ruhsatlarda 3194 Sayılı İmar Kanunu ve Yönetmelikleri ve 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve ilgili Yönetmeliklere uygun olarak hazırlandığı, yapılan AVM binalarında projeye uyulduğu, ancak dere kanalı üzerinin bir bölümünün ilgili Başbakanlık Genelgesi’ne ve projeye aykırı olarak kapatıldığının anlaşıldığı, mevcut durumda sel sonrası oluşan hasarda, yapılması gereken denetimleri yerine getirmediği için Samsun Büyükşehir Belediyesinin asli sorumlu olduğu, proje ve uygulamayı üstlenen dava dışı … AŞ’nin uygulama aşamasında onaylı projeye uymadığı için tali sorumlu olduğu, davalı … AŞ’ne atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, 04/07/2012 tarihinde Canik İlçesinde şiddetli yağış sonrasında meydana gelen sel nedeniyle oluşan zararın Samsun Büyükşehir Belediyesinin hukuksal sorumluluğu altında gerçekleştiğini, Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin TBK 49-51’e göre bu olayda ağır kusurlu olduğu, … AŞ’nin yetkisi olmadığı halde derenin bir kısmını kapatarak TBK 49-51’e göre hafif kusurlu olduğu, Canik Belediyesi’nin … İnşaat AŞ tarafından derenin üzerinin bir kısmının kapatılması konusunda gerekli denetim ve uyarıları yapmayarak TBK 49-51’e göre hafif kusurlu olduğu, Karayolları VII Bölge Müdürlüğü’nün ise köprü altındaki tıkanma ve neticesinde suyun geri basarak zararı nedeniyle TBK 49-51’e göre hafif kusurlu olduğu, davalı … AŞ’ne atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, 04/07/2012 tarihinde oluşan sel nedeniyle dava dışı sigortalılar … Ltd.Şti, … Ltd.Şti ve … … AVM’deki işyerinde meydana gelen hasarın oluşmasında dava dışı Samsun Büyükşehir Belediyesi ile … AŞ’nin aslı ve tali kusurlu olduğu, davalı … AŞ’nin herhangi bir kusurunun bulunmadığı, buna göre davacının sigortalılarına yaptığı ödeme nedeniyle davalı … AŞ’den rücu şartlarının oluşmaması nedeniyle herhangi bir bedel talep edemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi neticesinde; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava dışı … AŞ’nin tüm masrafları taraflarınca karşılanmak üzere ıslah yapmak istemeleri üzerine DSİ Bölge Müdürlüğü’nün görüşü ve SASKİ Genel Müdürlüğü’nce onaylanan ve Samsun Büyüşehir Belediyesi denetiminde olan ıslah projesini yaptıkları ve dere kanalı üzerindeki beton tabliyeyi kaldırmayarak (projeye ve Başbakanlık Genelgesine aykırı imalat yaparak) ve 2 adet taşkın sekisinden 1 adedini yapmayarak ve diğerinin teknik şartlara uygun imal etmeyerek söz konusu afette daha fazla hasara sebep olduğu, ayrıca kanalın bitiminde suyun ve rusubatın Samsun-Ordu karayolu köprüsü ve Samsun içme suyu borusu ve doğal gaz borusunu taşıyan köprünün altından geçemediği ve içme suyu ve doğal gaz hattını taşıyan köprünün yeterince yüksek olmadığı, 4 adet beton büz ile geçişi sağlandığı, sel anında derenin taşıdığı rusubatın bu geçişi tıkadığı, bu köprü altında gerçekleşen tıkanma sel suyunun köprü üzerine taşmasına ve geri basarak davaya konu sigortalı işyerlerinin alışveriş merkezi içine geri basmasına neden olduğunun anlaşıldığı, söz konusu durumda oluşan hasar için proje aşamasından uygulama aşamasına kadar tüm yapımı üstlenmiş olan dava dışı … İnşaat A.Ş’nin projeye uymadığı için asli kusurlu olduğu, gerekli denetimleri yeterince yerine getirmediği için de Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin ise tali sorumlu olduğu, davalı … A.Ş’ne atfedilebilecek herhangi bir kusurunun bulunmadığı bildirilmiş olup, yine davaya konu … Alışveriş Merkezi’nin bulunduğu alanda yapılan imar planları ve yapılara verilen ruhsatlarda 3194 Sayılı İmar Kanunu ve Yönetmelikleri ve 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve ilgili Yönetmeliklere uygun olarak hazırlandığı, yapılan AVM binalarında projeye uyulduğu, ancak dere kanalı üzerinin bir bölümünün ilgili Başbakanlık Genelgesi’ne ve projeye aykırı olarak kapatıldığının anlaşıldığı, mevcut durumda sel sonrası oluşan hasarda, yapılması gereken denetimleri yerine getirmediği için Samsun Büyükşehir Belediyesinin asli sorumlu olduğu, proje ve uygulamayı üstlenen dava dışı … A.Ş’nin uygulama aşamasında onaylı projeye uymadığı için tali sorumlu olduğu, davalı … A.Ş’ye atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, sonuç olarak 04/07/2012 tarihinde oluşan sel nedeniyle dava dışı sigortalılar …Ltd.Şti, …Ltd.Şti ve … AVM’deki işyerinde meydana gelen hasarın oluşmasında davaya konu AVM’de aynı zamanda kiracı ve işletmeci konumunda bulunan davalı … A.Ş’nin herhangi bir kusurunun bulunmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde (gerekçeli karar tebliğ tarihi 26/03/2018, istinaf başvuru tarihi 09/04/2018) sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu hasar nedeniyle proje aşamasından uygulama aşamasına kadar tüm sorumluluğu üstlenmiş olan … A.Ş.’nin DSİ’nin belirttiği şartlara uymadığı için asli sorumlu olduğu, davanın kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı … Tic. A.Ş’nin söz konusu AVM’nin işleticisi, dava dışı … San. ve Tic. A.Ş’nin ise AVM’nin bina yapımcısı ve maliki olduğunu, davalı … Tic. A.Ş ve dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. arasında kira sözleşmesi var ise de, …. San. ve Tic. A.Ş.’nin söz konusu AVM’nin başkalarına kiraya verilmesi ve işletilmesi haklarını da davalı … Tic. A.Ş.’ye devretmiş olması sebebiyle, sözleşmenin normal kira sözleşmesi sınırlarını aşacak nitelikte olduğunu, davalının AVM’nin işletilmesi bakımından …. San. ve Tic. A.Ş.’nin ticari temsilcisi niteliğinde olduğunu, bina malikinin kusursuz sorumlu olup, alt kiralayanın ise kiralanandaki ayıp nedeniyle sorumlu olması sebebiyle her iki tarafın da müteselsilen sorumlu olduğunu, yapı maliki ile birlikte kiralayan davalı … Tic. A.Ş’nin de sorumluluğu bulunduğunu, bu sorumluluğun müteselsil sorumluluk olması sebebiyle, davacının müteselsil sorumluların kusuru ile bağlı olmayarak zararının tamamı için sorumlulardan biri hakkında dava açabileceği göz önünde bulundurularak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu beyanla, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/455 E. 2017/275 K. sayılı ilamının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, 04/07/2012 tarihinde Samsun’un Canik ilçesinde yağan aşırı yağmurun neden olduğu sel baskını sonucu … Alışveriş Merkezi isimli işyerinde meydana gelen hasar nedeniyle, davacı sigorta şirketi tarafından AVM’de kiracı olarak işyerleri bulunan dava dışı sigortalılarına, aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, sorumlu olduğunu iddia ettiği davalılardan 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 07/04/2015 tarihli celsede, davalılar Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Canik Belediye Başkanlığı ve DSİ Genel Müdürlüğü hakkındaki açılan davanın tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verilmiş olup, işbu dosyada davaya davalı … Tic. A.Ş. yönünden devam edilmiştir.Davacı sigorta şirketi ile … San. Ltd. Şti. arasında 07/06/2012-2013 tarihlerini kapsayan, Akişyeri Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 27/09/2012 tarihinde 460.223,00 TL hasar ödemesi yapıldığı, Davacı sigorta şirketi ile … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 08/06/2012-2013 tarihlerini kapsayan, Akişyeri Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 22/08/2012 tarihinde 134.997,00 TL hasar ödemesi yapıldığı, Davacı sigorta şirketi ile … arasında 20/06/2012-2013 tarihlerini kapsayan, Akişyeri Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 22/08/2012 tarihinde 157.571,00 TL hasar ödemesi yapıldığı, dosya kapsamında yer alan poliçe ve ödeme kayıtlarının tetkiki ile tespit edilmiştir. Dava, rücu talebine dayanmakta olup, rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. 6100 sayılı HMK 4.maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş ve 4/1.a maddesinde ise kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği belirtilmiştir.Davalı … Tic. A.Ş ile dava dışı…San. ve Tic. A.Ş arasında imzalanan 22/03/2012 tarihli kira sözleşmesinde; davalının kiracı, dava dışı … şirketinin ise mal sahibi olarak anıldığı, 14 adet bağımsız bölümün davalıya kiralandığı ve kira bedelinin hasılat kirası olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile dava dışı …, AVM’de bulunan dükkanların kiraya verilmesi ve işletilmesi haklarını da davalı …’a devretmiştir. Sözleşme hükümlerine göre dava dışı …, davalı … karşı üst kiralayan, davalı … AVM’deki mağazaları kiralayanlar açısından alt kiralayan ve mağaza kiralayanlar ise alt kiracı konumunda bulunmaktadır. Davacı sigorta şirketinin sigortalıları olan …San. Ltd. Şti., …San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … hasarın meydana geldiği AVM’de işyerleri bulunan, davalı … Tic. A.Ş ile aralarında kira ilişkisi olan kiracılardır. Aynı olaya ilişkin … A.Ş. tarafından, … Tic. A.Ş. ve … A.Ş. hakkında açılan emsal davada, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli 2014/589 E. 2016/206 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne ve hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin verilen kararın, davalı …. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/10/2019 tarihli 2016/6854 E. 209/9341 K. sayılı ilamında; “…Somut olayda; davacı sigorta şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davalılardan … Tic. A.Ş arasında kira sözleşmesi bulunduğu; davacı sigortalısı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava dışı sigortalılar ile davalı arasındaki temel ilişki kira ilişkisi olduğundan görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir ve halefiyet gereğince dava açan sigorta şirketi yönünden de aynı mahkeme görevlidir. Açıklanan nedenlerle, somut uyuşmazlıkta, dava dışı sigortalılar ile davalı arasındaki temel ilişki kira ilişkisi olduğundan, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir ve halefiyet gereğince dava açan sigorta şirketi yönünden de aynı mahkeme görevlidir. Mahkemenin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1.c ve 115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermesi gerekirken; yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında karar vermiş olması istinaf sebebi olarak gösterilmese de görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen değerlendirilmiş ve davacı vekilinin istinaf sebepleri şimdilik incelenmeksizin, kararın 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 ve 355. maddeleri uyarınca kaldırılması dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun sair istinaf sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/455 E. 2017/275 K. sayılı 18/04/2017 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 ve 355. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/05/2021