Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/254 E. 2021/518 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/254
KARAR NO : 2021/518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİBAKIRKÖY 3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2013/491
KARAR NO : 2017/1049
KARAR TARİHİ : 14/12/2017
DAVA: KOOPERATİF ÜYELİĞİNİN TESBİTİ
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA Davacı vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne vermiş olduğu 31/10/2013 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkilinin davalı kooperatifteki A-3 Blok 36 numaralı daireyi 10/03/2006 tarihli Kooperatif Hakkı Üyelik Devir Sözleşmesi ile devraldığını ve bu durumun kooperatif karar defterine kaydedildiğini, ancak o dönem kooperatif başkanı olan davalı …’in önerisi üzerine üyeliği bulunduğu dairenin değiştirildiğini, A-3 Blok 36 numaralı daire yerine B-l Blok 2 numaralı dairenin dava dışı … 15/03/2007 tarihli kooperatif üyelik devir sözleşmesi ile müvekkiline devir ve temlik edildiğini,müvekkilinin dairenin üyelik aidatı olarak ¨86.500,00 ödeme yaptığını, bu ödemenin ¨34.000,00’sinin doğrudan kooperatifin hesabına ödendiğini, bakiye ¨52.500,00’nin ise davalı …’in 02/01/2008 tarihli maili üzerine doğrudan … banka hesabına ödendiğini, kooperatifin de bu durumu bildiğini, kooperatif tarafından müvekkiline hiçbir aidat ödemesinin gecikmesi dolayısıyla herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, müvekkilinin aidat ödemelerini tamamladığı dairenin kendi adına tapuda tescilini beklerken sürekli … aradığını, …’in öncelikli olarak arazi sahibinin dairelerini tamamlamaya çalıştığını, mal sahibinin arazi karşılığı alması gereken dairelerin tamamlanmadan kimseye tapusunu vermediğini söylediğini, müvekkilinin bu arada dairesinin başkalarına satıldığı duyumunu aldığını ve davalılara ihtarname gönderilerek tapunun kendi adına tescilini ve yahut ¨86.500,00 değerindeki ödemelerin faizi ile birlikte iadesini talep ettiğini, davalıların bu yönde bir girişimde bulunmadığını, yalnızda davalı kooperatifin iadeli taahhütlü mektup ile tüm yapılan ödemeleri kanıtlamaları halinde ne yapabileceklerini düşünecekleri gibi herhangi bir çözüm üretmeyen cevap göndermekle yetindiğini, tüm makbuzların kendilerine iletilmesine rağmen kooperatifin zaten batık olduğundan bahisle müvekkilinin mağduriyetini gideremeyeceklerini bildirdiklerini, müvekkilinin bu sırada yapılan genel kurula katılarak ve yeni kooperatif yönetimi ile görüşerek iyi niyetle sorunu çözmeye çalışmış ise de yeni kooperatif başkanı Av. … sözlü olarak bu dairenin müvekkiline satışı yapıldığına dair bir kaydı olmadığını, dairenin kooperatife ait olduğunu, bu nedenle satışını yaparak kooperatif adına elde edilen gelirin sitenin çevre düzenlemesine harcandığını bildirdiğini, müvekkilinin tüm üyelik yükümlülüğüne uygun davranarak tüm aidat ödemelerini zamanında yaptığını, kooperatife hiçbir borcu kalmadığını, daire sahibi olmayı beklerken böyle bir durumla karşılaşması sonucu zor duruma düştüğünü, davalıların B-l Blok 2 numaralı dairenin müvekkili tarafından devir ve temlik alındığını bilmesine rağmen daireyi başka bir şahsa satarak haksız kazanç elde ettiklerini ve kanuna aykırı davrandıklarını, müvekkilinin davaya konu dairenin kendisine zamanında teslim edilmemesi nedeniyle kira kaybına da uğradığını, davaya konu taşınmazın kooperatif tarafından 3. bir kişiye satılmasının yolsuz bir işlem olup hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taşınmaza ilişkin üyelik hissesinin müvekkiline ait olduğunu ve tüm aidatların müvekkilinden eksiksiz bir şekilde tahsil edildiğini, yasa gereği yöneticilerin ve temsile yetkili şahısların zarar doğuran eylemlerinden dolayı yönetici ve kooperatifin müteselsilen sorumlu olduklarını, belirterek, kooperatif üyeliğinin ve mülkiyet hakkının tespitine, taşınmazın müvekkili adına tapuda tesciline, tapuda tescil ve teslimin mümkün olmaması halinde ¨86.500,00değerindeki aidat toplamının her bir ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ¨500,00 değerindeki müvekkilinin uğramış olduğu kira kaydının taşınmazla aynı blokta bulunan diğer taşınmazların diğer üyelere teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararlar nedeniyle ¨3.000,00 değerindeki manevi zararlarının avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı … 08/09/2011tarihli cevap dilekçesini özetle; … Kooperatifi Yönetiminde bulunduğu dönemlerde … kooperatif deneticiliği görevini yaptığını, 2004-2005-2006-2007-2008 yıllarında da kooperatifin bütün muhasebe kayıtlarında hiç bir eksiklik, yanlışlık, olmadığına dair tüm üye ve ortakların huzurda yazılı sözlü olarak genel kurullarda beyanda bulunduğunu, Şubat ya da Mart 2007 tarihlerinde … A3 Blok Daire 36’yı …devir ve ortaklık belgelerini bizzat imzalayarak devrettiğini, satıp parasını da almayarak …’e bıraktığını, sebebinin ise B bloklarda bir daire çıkarsa parasının … adına hemen alınması olduğunu, … ait olan B 1 Blok Daire 2 satışa çıkarıldığını … onay alınarak bu daire o dönemde aidat borçlarının hepsi kooperatife Dairenin satış bedeli de … tarafından … ödenerek … şirketinin yöneticileri … tarafından imzalanan devir sözleşmesi … ıslak imzalaması sonucu kendi aralarında devir sözleşmesi akdi gerçekleştirildiğini, bu devir işlemi alıcı ve satıcı arasında olmuş dairenin satış bedeli olan ¨56.500,00 … ¨30.000,00 de aidat borcu olarak kooperatife makbuz karşılığı ödendiğini, …’de … hiç bir parasının kalmadığını, muhtelif zamanlarda … tarafından yazılı olarak … tarafından da sözlü olarak kooperatif başkanı … B1 Blok Daire 2’nin … tarafından … satıldığı kendi aralarında yaptıkları devir sözleşmesi ibraz edildiği ve aidatlarının bile ödendiği söylendiği halde devretmiyorum veya değişik söylemleriyle karşılaştığını, bu arada da … bu daireyi üçüncü şahıslara sattığını ve parasını aldığını duyduklarını, daireyi … adına tescil etmeyerek satan … bu daireyi satarak haksız kazanç elde ettiğini ve kooperatif başkanlığını kendi çıkarları için kullanığını, bu nedenlerle hiç bir suç ve ihmali olmadığını, B1 Blok Daire 2’yi satan ve parasını tahsil eden, … ve yönetim kurulu tarafından … zararlarının karşılanması ya da kooperatif üyeliği, ortaklığının adına tescilini talep etmiştir.Davalı … Yapı Kooperatifi vekili; Dava konusunun, davacının kooperatif üyeliğinin tespitine ilişkin olup yapılan araştırmada davacıya ait karar defterinin 25/01/2006 tarih ve 41 nolu kararında A3 Blok D.36’nın … … ‘a devredildiğinin görülmekte olup yönetim kuruluna geldikleri 01/06/2009 tarihinden öncesine ait eski yönetimden taraflarına teslim edilmiş sadece karar defteri bulunduğundan davacıya ait herhangi bir kaydın bunun dışında bulunamadığını, eski yönetim tarafından tutulması gereken defter ve kayıtların tutulmadığını veya tutulmuş olanların açılış ve kapanış tasdikinin de yapılmadığını, eski yönetimce üyelere ait dairelerde mükerrer satışlar olduğunu, istenildiğinde bunların mahkemeye bildirileceğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Davacıdan, bu ortaklığı devraldıktan 1 gün sonra 16/03/2007 tarihindebu dairenin ileriye dönük aidatları için peşinen ¨30.000,00alındığı da sabit olduğundan, davacının 15/03/2007 tarihli devir sözleşmesiyle kooperatife ortak olduğu sonucuna ulaşıldığından davacının,davalı kooperatif üyesi olduğunun tespiti isteminin kabulü gerekmektedir.Davacı kooperatif üyesi olduğunun tespiti yanında,15/03/2007 tarihli devir sözleşmesinde bahsi geçen B-1 Blok, 2 nolu dairenin mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini de dava konusu etmiştir. Kooperatif ortağının tescil isteminde olduğu gibi, mülkiyetin tespiti isteminde bulunabilmesi için de bu hisseye yönelik kooperatife tüm ödemeleri yapmış olduğunu, hiçbir edimi kalmadığını, daire sahibi olan diğer üyelerle eşit durumda bulunduğunu ispatlaması gerekmektedir. Bu durumda yapılması gereken kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle kooperatif defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik ilkesi de gözönünde bulundurulmak suretiyle davacının borcu bulunup bulunmadığı, borcu varsa kendisiyle aynı durumda bulunan (borcu bulunan) diğer ortaklara borca rağmen dairelerin mülkiyetinin tespit ya da tescili yönünde bir uygulama olup olmadığı hususlarında ayrıntılı, gerekçeli denetime elverişli rapor alınması gerekli ise de davalı kooperatifin yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde her türlü uğraşa rağmen inceleme yaptırılamamış davacı bu yöne ilişkin iddiasını ispat edememiştir. Kaldı ki mülkiyetin tespiti davası ferdileşmeye geçilmediği durumlarda söz konusu olup davacının mülkiyet tespiti talep ettiği daire ferdileştirilerek tapusu devredilmiştir. Ayrıca davacı hissesine yönelik kooperatife tüm ödemeleri yapmış olduğunu ispat edememiştir. Eksik ödemesi olduğunu davacı, davalı …’e yazdığı ve delil olarak dayandığı 02/01/2008 tarihli e-postada da açıkça ikrar etmektedir. Bu durumda davacının mülkiyet tespitine ilişkin talebinin reddine karar verilmelidir.Davacı ayrıca taşınmazın kendi adına tescili talep etmiş ise de; gelen tapu kayıtlarına ve dosya kapsamına göre, söz konusu B-l Blok 2 nolu daire, başkası adına tahsis ve kaydedilmiş olup, davacıya verilecek bir daire bulunmamaktadır. Tescil isteminin yerine getirilmesi mümkün görünmemekte olup davacının bu yöne ilişkin talebinin de reddi gerekmektedir.Tescil istemi mümkün olmamakla birlikte davacının tazminat isteme hakkı olmakla birlikte davacı vekili, dava dilekçesinde bu yöne ilişkin bir talepte bulunmamıştır.Davacının bir diğer istemi ise, ¨86.500,00 değerindeki aidat toplamının faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş ise de; ihraç veya istifa yoluyla ortaklıktan ayrılmayan (ortaklığı devam eden) kişilerin aidatın iadesini isteyemeyeceğinden davacının bu talebinin de reddi gerekir.Davacı aynı zamanda kira kaybı alacağının da tahsilini talep etmiştir.1163 sayılı Kanun’un 23. maddesinde; “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler” ifadesine yer verilmiştir. Kooperatifler hukukunda mutlak değil, nispi eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesi gereği tüm ortaklara konut tesliminin aynı tarihte ve emsal üyelerin ödemeleri nazara alınarak aynı nitelikte yapılması gerekir. Dairelerin teslim edildiği tarih ve teslim edilme anındaki niteliği eşitlik ilkesi uyarınca değerlendirilmeli, bu kapsamda kira kaybı isteminin yerinde olup olmadığı irdelenmelidir. Bu durumda,davacının borç durumu belirlendikten sonra davacı ile aynı durumda bulunan üyelere bağımsız bölümlerinin tahsis edilip edilmediği, eşitlik ilkesinin ihlâl edilip edilmediği araştırıp, kooperatifin diğer üyelerinden davacı ile aynı konumda olup kooperatife bağımsız bölümünü teslim alıp yararlanmaya başlayan üyelerin varlığının tespiti halinde eşitlik ilkesi uyarınca davacının da aynı süre zarfında kira bedeli isteyebileceğinin kabulü gerekli olup davacı yukarıda da açıklandığı üzere davalı kooperatife ödemelerini tam yaptığını ispat edememiştir.Ödemelerin eksik olduğunu kendisi dahi ikrar etmiştir.Ayrıca davacı ile aynı konumda olup dairesini alıp yararlanmaya başlayan olup olmadığı da kooperatife ait kayıtların incelenememesi nedeniyle belirlenememiştir.Buna göre davacı kira kaybına ilişkin davasını ispat edemediğinden bu yöne ilişkin talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.Davacının bir diğer talesi ise manevi tazminata ilişkindir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir denilmiştir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 6098 sayılı TBK 58. maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Davacıya kooperatif tarafından daire verilmemesine ilişkin durumunMK’nun24 ve TBK’nun 58. maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulü mümkün değildir. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir.Bu itibarla, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı, TBK’nun 58. maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davacının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı aynı zamanda kooperatif yöneticisi …’den de uğradığı maddi zararın tahsilini talep etmiştir. Bu davalı tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde,davalı açıkça,davacı tarafından banka havalesi ile gönderilen paraları kooperatife ödediğini,davacının ödemelerini tam yaptığını savunmuş ve davacıdan para aldığını ikrar etmekle birlikte aldığı bu ödemeleri davalı kooperatife yatırdığına dair herhangi bir belge sunamamıştır. Bu nedenle davacının bu davalı aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile ¨52.500,00’nin bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davacının fazlaya ilişkin tüm taleplerinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ 1- Davalı … vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının kendisinden talep ettiği ve hesabına yatırılan miktarların davalı kooperatifin hesabına aktarıldığı, davalının uhdesinde davacının taşınmaz için gönderdiği hiçbir meblağ kalmadığı, davacının gönderdiği hiçbir parayı özel çıkarları için kullanamadığı, davalı kooperatifin kayıtlarının celpedilmesi gerektiğibu şekilde davalının hiçbir bedeli uhdesinde tutmadığı ispatlanacağını, eksik incelemeile hüküm kurulduğu belirtilerek davalının yargılama giderlerini karşılama gücü olmadığı iddiasıyla adli yardım kurumundan faydalanılması yönünde karar verilmesi ve mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiş ve istinaf harcı yatırılmamıştır.2- Davacının katılma yoluyla yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının kooperatiften almayı umduğu dairelerinin taksitlerini yıllarca ödediği, ancak dairenin başkasına satıldığı ve teslim edilmediği, daire için 86.500 TL’lık ödeme yapıldığı, bu ödemenin 34.000 TL’nın doğrudan kooperatifin hesabına ödendiği, bakiye 52.500 TL’nın davalının maili doğrultusunda davalının hesabına ödendiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde;Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tapu iptal, tescil olmadığı taktirde maddi ve manevi zararların tazminiistemine ilişkindir. Davacı vekilince sunulan dava dilekçesiile davacının A-3 blok 36 no’lu daireyi 10.03.2006 tarihli kooperatif hakkı üyelik devir sözleşmesi ile devraldığı, ancak davalılardan … önerisi ile36 no lu dairenin yerine B1 blok2 no lu dairenin dava dışı … dan 15.03.2007 tarihli kooperatif üyelik hakkı devir sözleşmesi ile davacıya devir ve temlik edildiği belirtilerek, davacı adına tapuda tesciline, tapuda tescil ve teslimin mümkün olmaması halinde 86.500,00değerindeki aidat toplamının her bir ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, şimdilik ¨500,00 değerindeki davacınınuğramış olduğu iddia olunankira kaydının taşınmazla aynı blokta bulunan diğer taşınmazların diğer üyelere teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, manevi zararlar nedeniyle ¨3.000,00 değerindeki manevi zararlarının avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.Dosyada yer alan belgelerden; Tapu kaydı:B 1 Blok/ 2 nolu bağımsız bölümün 14.12.2004’de dava dışı … adına, 21.02.2010’da …,19.08.2011 ‘de …, 13.03.2013’de … adına tescil edildiği tapu kaydından anlaşılmaktadır.Davacı tarafça davalılara Beyoğlu …. Noterliği’nden … yevmiye no ile gönderilen ihtarnamede; ihtarın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Bl/2 no’lu dairenin tapusunun verilmesini, bu talep yerine getirilmezse ödenen toplam 86.500,00 TL’nın ödemesi talep edilmiştir.Gönderilen bedellere ilişkin makbuzlar Kooperatife ve …’e yapılan ödemeler; 2.000,00 TL 10.03.2006 Banka havalesi. Aralık, Ocak, Şubat, Mart aidatı, 500,00 TL 28.04.2006 Banka havalesi Nisan aidatı 1.500.00 TL 04.07.2006 Banka havalesi Nisan, Mayıs, Haziran, D.36 (Fark açıklaması) 4.000.00 TL Banka havalesiyle, 30.000,00 TL 16.03.2007 Tahsilat Makbuzuyla kooperatife nakden, 34.000,00 TL. kooperatife yapılan ödemeler, 52.500,00 TL Muhtelif tarihlerde …’in hesabına banka havalesiyle gönderilen miktar olmak üzere toplam ödeme 86.500,00 TL’dır.30.000.00 TL 16.03.2007 – 658 no’lu kooperatifin tahsilat makbuzu ile:B-l Blok/2 nolu daire için ileriye dönük aidat tutarı olarak alındığı şerhi ile kooperatif kaşesi ve davalı …’in imzası karşılığı tahsil edildiği görülmüştür. 02.08.2006 tarihli e posta:Davalı …’in davacıya gönderdiği e-posta ile, “para gönderirsen hepsini benim garantiye gönder”belirtmesi bulunmaktadır. Ceza yargılaması: Davalılardan … yönünden davalı kooperatifte yönetim kurulu başkanı olduğu 29.03.2004-2008 dönemlerinde 12.09.2006 günlü üyelik hakkı devir sözleşmesinin sahte olarak düzenlendiği iddiasıyla yapılan yargılamada A 2 blok 20 numaralı daire yönünden şikayetçi … ait olduğu belirtilen daireye sahip oldukları ve bu haliyle eylemin uyan dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle yapılan yargılama sonucunda Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2012/262 E sayılı dosya ile 08.05.2015 tarihli celsede dolandırıcılık suçundan neticeten 3 yıl 4 ay hapis ve 1.000,00 TL adli para cezası, resmi belgede sahtecilik suçundan ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, dosyanın yargıtay temyiz aşamasında olduğundan bahisle henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu: 28.03.2004 Tarihli GK:Davalı …, YK. üyeliğine ve ardında da görev taksimi ile YK. Başkanlığı’na, 27.05.2005 Tarihli GK:Dairelerin içlerinin üyeler tarafından yapılmasının kararlaştırıldığı, … Firması yetkililerin de toplantıya katıldığı ve konuştukları, 25.06.2006 Tarihli GK:Bu GK.da davacının Denetçi sıfatıyla Denetim Raporunu okuduğu, davalı …’in de kooperatif Başkanı sıfatıyla faaliyet raporunu okuduğu (Denetçi ve Yönetici – Baş. Sıfatlarının devam ettiği.)27.05.2007 Tarihli GK:… YK.na (ardından Başkanlığa), davacı da Denetim Kurulu üyeliğine seçildiği,29.06.2008 Tarihli GK:Bu GK.’da davacının DK. üyesi davalının Kooperatif başkanı olduğu, 28.06.2009 Tarihli GK:Davacının DK.üyeliğinin, davalının YK.üyeliğinin sona erdiği, bu görevlere başka kişilerin seçildiği, Hazirun Cetvellerinin incelenmesinde 27.03.2005 Tarihli GK.Hazirun Cetveli:B/1-2 nolu daire ortağının … Şti. olduğu, 25.06.2006 Tarihli GK. Hazirun Cetveli:…’m 24 sıra noda kayıtlı olduğu ve GK.a katıldığı görüldü. (Hazirun listesinde ilgili daireler belirtilmemiştir.) 29.06.2008 Tarihli GK.: Hazirun Cetveli. …’m 62. Sırada adının bulunduğu, ancak imzasının bulunmadığı ancak GK. tutanağına göre toplantıya katıldığı ve denetçi sıfatıyla Denetim Kurulu raporunu okuduğu 2009 Tarihli GK. Hazirun Cetveli:61 no’lu ortak olarak adının bulunduğu 12.06.2010 Tarihli GK: Hazirun Cetveli.A.3/36 nolu daire hissedarı olarak …ı’nın adının bulunduğu,Davacının adına rastlanmadığı,10.04.2011 Tarihli GK. Hazurun Cetvelinde ise davacının adına rastlanmamış, B 1-2 nolu daire için … ortak olarak kayıtlı olduğu davacının adına rastlanmadığı, sunulan belgelere göre, davacının toplam 86.500,00 TL. Ödediği, ancak bu ödemelerin 4.000,00 TL.si (04.07.2006 tarihine kadar yapılan ödeme) önceki devredilen ortaklıkla ilgili olduğundan (kooperatif bakımından) hesaba dahil edilmeyecektir. 52.500,00 TL de davalı …’in banka hesabına ödenmiş olup, bu ödemeden de kooperatif sorumlu tutulamayacağı, dava konusu dairenin dava tarihi itibarıyla değerinin 119.232,00 TL. olarak tespit edildiği,davacının ilk ortaklığının sona erdiği ancak 15.03.2007 tarihinde …firmasından B 1 Blok -2 nolu daireyle ilgili ortaklık hak ve hissesini devir alarak kooperatife yeniden ortak olduğu, ancak bu dairenin başkasına verildiği; davacıya tahsis edilecek bir konutun bulunmadığı,davacı ödediği bedelin iadesini istemişse de, ihraç veya istifa yoluyla ortaklıktan ayrılmayan (ortaklığı devam eden) kişilerin aidatın iadesini isteyemeyeceği, konut verilmemesi nedeniyle tazminat isteyebileceği, tazminat hesabının yapılabilmesi için de, yukarıda ilgili bölümde belirtilen eksikliklerin giderilmesi, bilgi ve belgelerin, özellikle de düzenli ödeme yaparak daire sahibi olan 3-4 ortağın yaptıkları ödemelerin tarih ve miktarlarını gösteren kişisel dosyalar ve kayıtlarla, davacıya ortaklık hak ve hissesini devreden … firmasının devir tarihi itibarıyla kooperatife yapmış olduğu (veya yapmış olduğu inşai faaliyet nedeniyle alacağına mahsup etmek suretiyle kooperatife yapmış sayıldığı) ödemelerin tarih ve miktarlarını gösteren kayıt ve belgelerin sunulması gerektiği,Kira bedeli istemiyle ilgili tazminat hesabının yapılabilmesi için, konutların ortaklara ne zaman teslim edildiği (ortakların ne zamandan beri dairelerini kullanmakta oldukları) hususunun tespitinin gerektiği, Bu tespitin yapılabilmesi için de, Belediye, Mernis – Muhtarlık kayıtlarıyla, elektrik, su, doğalgaz aboneliklerinin belgelerinin tesis tarihlerinin ilgili kurumlardan sorulmasının ve celbinin gerektiği yönünde görüş ve tespitte bulunulmuştur.21.03.2017 tarihli 1. Bilirkişi ek raporunda özetle, davalı kooperatifin ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla merkezine gidildiği, ancak kooperatif ile ilgili kimsenin bulunmadığı, kooperatif site yönetimine ticari defterlerin bulundukları adresin 1 hafta içerisinde bildirilmesi konusunda bildirimde bulunmasına rağmen ticari defterlerin bulunduğu yerin bildirilmediği ve iş bu nedenle incelenmemenin yapılmadığı belirtilerek;2005- … 2013 yıllar arasına ilişkin tüm ticari defterlerin sunulması ve Belediye, Mernis – Muhtarlık kayıtlarıyla, elektrik, su, doğalgaz aboneliklerinin belgelerinin tesis tarihlerinin ilgili kurumlardansorulmasının ve celbinin gerektiği tespitinde bulunulmuştur.Bilirkişi heyeti 2. Ek raporunda ise; bilirkişi kök raporunda belirlenen görüş ve tespitlerin devam ettiği belirtilmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile “52.500,00 TL’nın bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davacının fazlaya ilişkin tüm taleplerinin reddine” dair karar verilmiştir.Kooperatif üyeliğinin devri konusunda;Ortaklığın devir biçimi yasada gösterilmemiştir. Ancak pay devrinin alacağın temliki yolu ile yapılması, temlikin de BK’nun 163. maddesi maddesi uyarınca yazılı olması gerekmektedir. Üyeliğe bağlı hak ve alacakların borçlusu kooperatif, alacaklısı ise üyeliği devir alan yeni ortaktır. Eğer devir eden ortak pay yönünden borçlu ise borcun nakli hükümleri uygulanır (BK 173 vd), borç devir alana geçer. Ancak, pay devri için resmi şekle bile gerek bulunmamaktadır. Her ne kadar yapı kooperatifinde, ortakları mal sahibi yapmak amacı olsa bile, pay devri, bir satış vaadi de değildir. Bu nedenle, adi yazılı devir dahi geçerlidir. Devredenin borçları, devre ve devrin kabulüne engel değildir, devredenin borçlarıdevir alana geçer ve ödemediği takdirde devralanın ihraç edilme olanağı da her zaman vardır. Daire satımında üyelik kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve ana sözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından ise 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve ana sözleşmenin 17/1. ve 2. maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder. 17/1. madde hükmünde yer alan yazılı başvuru koşulu, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edilmiştir. Bu nedenle, kooperatif üyelik hakkının devredildiğinin davadan önce davalı kooperatife bildirilmemesi, devir alanın hakkına olumsuz bir etki yapmaz. Devir alanın açtığı üyeliğin tespiti davası ile davalı kooperatife üyelik başvuru yapılmış gibi olduğundan, üyelik koşullarını taşıdığının belirlenmesi halinde devir alanın üyeliğinin tespitine kararverilmesi gerekir. (Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 03.11.2014 gün ve 2014/2015 E 2014/6905K sayılı ilamı) Hükme esasalınan bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere, davacının AB blok 36 no lu daire yönünden 10.03.2006 tarihinde kooperatife üye olduğu ve bu ortaklık hak ve hissesini daha sonra devrettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. 15.03.2007 tarihinde dava dışı … tan B1 blok 2 numaralı daire için dosyaya sunulan ve taraflar arasında düzenlenen devir sözleşmesi ile ortaklık hakkını devraldığı ancak bu devrin ise kayıtlara işlenmediği anlaşılmaktadır. İş bu nedenle 2 no lu daire yönünden dava dışı … şirketinin devredecek bir üyelik hakkı bulunup bulunmadığı kayıtlarda sabit değildir. Ayrıca davacının bu ortaklığı devraldıktan sadece 1 gün sonra yani 16.03.2007 tarihinde bu dairenin aidatların peşinen 30.00 TL ödediği nazara alındığında davacının, 15.03.2007 tarihli devir sözleşmesi ile kooperatife ortak olduğu sonucuna ulaşıldığı belirtilmekle; davacının kooperatif üyesi olduğu yönündeki tespitinin dosyada yer alan bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.B1blok 2 no lu bağımsız bölümün tescili talebi yönünden; Medeni Kanun’un 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988. ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir. Türk Medeni Kanunun’un1023. Maddesinde aynen “tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde yer almış, tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024’de “bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır.Kural olarak, kooperatif ortağının tapu iptali ve tescil talebinde bulunabilmesi için davaya konu edilen taşınmaza yönelik olarak davalı kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olduğunu, hiçbir ediminin kalmadığını, diğer üyelerle eşit durumda olduğunun kanıtlanması gerekmektedir. Ayrıca, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik ilkesi gereğince, kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşit olup, kooperatif aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorunda olduğundan, davacı ile aynı durumda olan birçok ortağa borca rağmen tapularının verilip verilmediğinin belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi 2014/9396 E., 2015/2142 K sayılı ilamı)Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davaya konu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde davacı ve dava dışı Tatotaş şirketinin malik sıfatıyla adlarına tescil yapılmadığı ve tüm edimlerini eksiksiz ödediğinin ispatlanmadığı,peşin bedelli ortağın kooperatif amacına ulaşıncaya kadar genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumluluğu kapsamında tüm giderleri ödediği husun ispatlanmadığı anlaşılmaktadır.Davalı tarafça her ne kadar davalı kooperatifin ticari defterlerinin incelenmesi gerektiği yönünde istinaf sebebi ileri sürülmüş ise de; mahkemece 10.01.2010 tarihli davalı ticari defterlerinin incelenmesi yönünde verilen ara kararın davalı taraf tebliğ edildiği ancak ticari defterlerin sunulmadığı ve iş bu nedenle dosyada mübrez belgelerin incelenmesi ile yetinildiği anlaşılmaktadır. Ödenen aidat bedelinin iadesi talebi yönünden; Davacının ortaklığının devam ettiği, nitekim bu hususta mahkemenin tespiti yönünde karar verdiği, aidat borcunun iadesinin ise; İstifa eden veya ihraç edilen ortakların yükümlülükleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesine kıyasen, istifanın veya ihracın kesinleşmesine kadar devam edeceğinden, davacının davaya konu somut olayda istifa ya da hakkında verilmiş ihraç kararıbulunmadığının bu istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Kira kaybı alacağıve manevi tazminat talebi yönünden;1163 Sayılı Kanun’un 23. maddesinde; “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Kooperatifler Hukukunda mutlak değil, nispi eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesi gereğince, hak ve vecibelerde eşit olan ve aynı statüde bulunan tüm ortaklara daire tesliminin aynı tarihte yapılması gerekmektedir. Teslim tarihi yönünden, kooperatif kayıtları incelenerek, bağımsız bölümlerin teslim tarihine ilişkin genel kurullarda bir tarih kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, bir tarih belirlenmemiş ise bağımsız bölümlerin diğer üyelere hangi tarihte teslim edildiğinin saptanması gerekmektedir. Konutların tamamlanmamış olması halinde tüm üyelerin beklemesi ve bu duruma katlanması gerekir. Aynı konumda bulunan bir kısım üyenin konutunun tamamlanıp teslim edilmesi halinde, eşitlik ilkesi uyarınca, konutu teslim edilmeyen üyenin teslim tarihine kadar kira bedeli isteyebileceği kabul edilmelidir. (Yargıtay 23 H.D.12.02.2015 tarih, 2014/7352 Esas, 2015/809 Karar sayılı ilamı)Yukarıda belirtilen içtihat ve dosyadaki bilgiler nazara alındığında; davacının davalı kooperatife yapılacak ödemelerin tam ve eksiksiz yapıldığının ispatlanmadığı, davaya konu bağımsız bölüm üzerinde mülkiyet hakkını ispat edemediğive manevi zarar şartların dava konusu olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla bu istemlerin de reddi gerekmektedir.Davacı tarafça sunulan makbuzlardan ve dosyada yer alan diğer bilgi ve belgelerden davacının toplam 86.500,00 TL ödediği, 52.500,00 TL sinin davalılardan…in hesabına yatırdığı anlaşılmakla; ödenen iş bu miktarın davalıdan tahsiline kararverilmesinde isabetsizlik görülmemiş olmakla; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporuna , yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı ve davalı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 98,10TL’lık başvuru harcının hazineye gelir kaydına,3- Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40TL’nın istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4- Davalı yönünden ise adli yardımdan faydalanılması yönünde karar verildiğinden harç alınmasına yer olmadığına 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/05/2021