Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/244 E. 2021/323 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/244
KARAR NO : 2021/323
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/399
KARAR NO : 2018/63
KARAR TARİHİ: 07/02/2018
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/03/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin 2013 hesap yılı olağan genel kurul toplantısının 16/09/2014 tarihinde yapıldığı, bu genel kurulda alman 8 nolu karar gereği sanayi sitesinin çevre aydınlatma, alt yapı, bakım onarım, çevre düzenleme, asfaltlama, ortak alan işleri ve benzeri yapılması gereken harcama miktarının toplam 1.626.002,00 TL olduğu, yapılan oylama sonucunda kooperatif ortaklarından yukarıda yazılı 1.626.002,00 TL’nin işyeri büyüklüğüne ve m2 bazında taksim edilerek tahsiline, ödemelerin 15 Ekim 2014 tarihinden başlamak üzere 3 eşit aylık taksitle yapılmasına, oy çokluğu ile karar verilerek kesinleştiği halde ,davalının bu ödemeleri yerine getirmediği gibi aynı genel kurulun 6 nolu kararı ile 2014 yılı tahmini bütçesinin kabul edilmesine rağmen, davalının kabul edilen bütçe doğrultusunda işyeri büyüklüğü ve m2 bazında yapılan hesaplama sonucu kendisine isabet eden 2014 yılı Kasım Aralık, 2015 yılı Ocak, Şubat ve Mart aylarına ilişkin aidat borçlarını da ödemediğini, bu borçların tahsili amacı ile davalı aleyhine Küçükçekmece…. İcra Müd. … E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının icra dosyasına yaptığı itiraz gereğince takibin durduğunu, davalının davacı kooperatife verdiği 11/02/2013 tarihli dilekçesi ile kooperatif sınırları içinde bulunan A Blok 231 numaralı işyerini satın aldıktan sonra kooperatife üyelik kaydının yapılmasını talep ettiğini, davacı kooperatif tarafından davalının bu üyelik talebinin kabul edilmesi neticesinde davalının davacı kooperatifin üyesi bulunduğu ve genel kurul toplantılarına çağrıldığını, davalının icra takibine konu 16/09/2014 tarihinde yapılan genel kurul hazirun cetvelinde kayıtlı ortak olarak toplantıya katıldığı ve hazirun cetvelini imzaladığını, bu nedenle davalının haksız ve kötü niyetle icra takibine yapmış olduğu itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin davalı aleyhine başlattığı Küçükçekmece …. İcra Müd. … E sayılı dosyasına yaptığı itiraz üzerine 1 yıl sonra huzurdaki davanın açıldığını, alacak dayanağının site yönetim alacağı olduğu, davalının kooperatif üyeliği sebebiyle davacı kooperatife borcu bulunmadığını, genel giderler yönünden aidat borçlarını bağlı bulunduğu … 4’lü Blok yönetimine ödediğini, bu nedenle davacı kooperatifin davalıdan genel gider aidat alacağı talebinde bulunmasının 634 sayılı kat mülkiyeti kanunu çerçevesinde hukuken mümkün olmadığını, uyuşmazlığa konu alacağın kooperatif üyeliğine dayalı aidat olmadığı, davacı kooperatifin bulunduğu site içerisinde yer alan 4’lü blokta bulunan 231 nolu bağımsız bölümü kooperatiften satın almadığını, bağlı bulunduğu kat malikleri kurulu yöneticiliğine aidat borçlarını ödediğini, kaldı ki davalının 4’lü A blok sitenin yöneticisi olduğunu, bağımsız bölümü sebebiyle aylık 350,00 TL, yıllık 4.200,00 TL tutarında 4’lü blok site yöneticiliğine aidat ödediğini, davacı kooperatifin 28/01/2010 tarihli yazısı ile 4’lü A blok da bulunan işyerlerinin site içerisinde müstakil bağımsız bir bina olduğu ve kooperatifle bir ilgilerinin de bulunmaması nedeniyle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile kötü niyetle başlatılan icra takibi gereğince davacıdan %20 kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/399 E. 2018/63 K. sayılı 07/02/2018 tarihli kararı ile; “…Tüm dosya kapsamında yapılan yargılama neticesi, davacı kooperatifin 02/05/2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile davalının kooperatife üye olma isteğinin kabul edildiği, davalının … ada, … parselde 4’lü A Bloktaki 231 nolu bağımsız bölüm sebebiyle ortaklığa kabul edildiği, davalının da davacı kooperatifin 2013, 2014, 2015, 2016 tarihli genel kurul hazirun cetvellerinde üye olarak kaydının bulunduğu dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmaktadır. Kooperatife üye olan davalı ve diğer … ada, … parselde bulunun 4’lü bloktaki bağımsız bölüm sakinlerine farklı bir uygulama yapılarak üyelerden üyelik gereği ödeme alınmaması konusunda genel kurul kararı mevcut değildir. O halde, davalı da kooperatif üyeliği devam ettiği müddetçe üyelerden tahsiline karar verilen tüm ödemelerden 1163 sayılı kanunun 23.maddesinde tanımlanan eşitlik prensibi gereği sorumludur.İcra takibi ile tahsili talep edilen dava konusunun davacı kooperatifin 16/09/2014 tarihinde yapılan 2013 genel kurul kararı gereği kararlaştırılan bir alacak olduğu görülmektedir. Kooperatif üyesi bulunan davalı da az yukarıda bahsi geçen eşitlik ilkesi gereği bu ödemeden sorumludur. Yine davalı 16/09/2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılına ilişkin genel kurulu kararı ile kararlaştırılan dava konusu alacaktan sorumlu olduğundan davalının maliki olduğu 415 ada 1 parseldeki 4’lü A Blokta yer alan 231 nolu bağımsız bölüme ilişkin 4’lü blok yönetimince kararlaştırılan aidat ödemelerinin yerine getirilmiş olması genel kurul kararı ile kararlaştırılan ödeme yükümünü yerine getirmemesine gerekçe olamayacaktır.Her ne kadar davalı kendisine ait bağımsız bölümün yer aldığı, 4’lü blok yönetiminin temizlik, bakım, güvenlik ve onarım gibi genel hizmetleri verdiği, kendisinin herhangi bir hizmet almadığı yönünde itirazda bulunmuş olsa da davalı bu itirazlarını kooperatif genel kurulunda yapmalı ve talepleri doğrultusunda genel kurul kararının oluşmasını sağlamak için genel kurul gündem maddesinde bu hususların görüşülmesine yönelik müspet bir davranışta bulunmalı veya eşitliğe aykırı şekilde alındığını iddia ettiği genel kurul kararlarının iptali için dava açmalıdır. Ancak somut olayda davalı bahsi geçen bu durumların gerçekleştiğine ilişkin olarak davalı herhangi bir delil ve belge sunmamıştır. Davalının davacı kooperatife 16/09/2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurul kararının 6 ve 8 nolu kararları gereğince ödemesi gereken aidat ve diğer ödemelere ilişkin tutarın 4.923,00-TL olduğu, bu alacağa tekabül eden faiz miktarının da 189,61-TL olduğu, dosya kapsamındaki belgelerden ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Şu halde, kooperatif üyesi olan davalının dosyaya dayanak icra takibine itiraz etmekte kısmen haklı olduğu anlaşılmış, davacının davasının kısmen kabulü yoluna gidilerek, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapılmış itirazın 4.923,00-TL asıl alacak 189,61-TL işlemiş faiz yönünden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2 maddesi uyarınca değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacak belirlenebilir ve likit olduğundan hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında 984,60-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle,”1-Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine, Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapılmış itirazın 4.923,00-TL asıl alacak 189,61-TL işlemiş faiz yönünden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2 maddesi uyarınca değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına,2-Alacak belirlenebilir ve likit olduğundan hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında 984,60-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin taşınmazının bulunduğu blokta kat mülkiyetinin kurulu olup, kat mülkiyetine göre ve yönetim planı çerçevesinde yönetildiğini, blok yönetimi tarafından aidat toplandığını, hizmetlerin blok yönetimi tarafından verildiğini, müvekkilinin aidatları blok yönetimine ödediğini, kooperatifin verdiği bir hizmet olmadığı için aidat alamayacağını, verilen kararın kooperatifin sebepsiz zenginleşmesi sonucunu doğurduğunu, müvekkiline ait taşınmazın bulunduğu blokun arsasının 2008 yılında kooperatif tarafından 3.kişiye satıldığını ve müvekkilinin taşınmazın tapusunu kooperatiften almadığını, müteahhitten parası ödenerek alındığını, mahkemenin müvekkilinin kat maliki olup olmadığı, aidat borcunu doğuracak hizmetlerin hangi yönetim tarafından verildiği, müvekkilinin yönetime yapmış olduğu ödemelerin ne için olduğu, kooperatife aidat ödemesi gerçekleştirilmesinin sebepsiz zenginleşmeye neden olup olmayacağı, kooperatifin istenen aidat karşılığı diğer üyelere verdiği hizmetleri verip vermediği, müvekkilinin hizmetlerden yararlanıp yararlanmadığı araştırılmadan karar verildiğini, kooperatif yönetimi tarafından müvekkilinin içinde olduğu dörtlü A Blok sakinlerine kooperatif otoparkında paylarının olduğu ve bu hakkın kaybedilmemesi adına üye olmalarında fayda olacağının belirtilmesi üzerine, ödeme yükümlülüğünden bahsedilmediği için yanlış yönlendirme sonucu müvekkilinin kooperatife üye olduğunu, amacının otoparkta olan hakkını kaybetmemek olduğunu ancak işyeri için hizmet almak gibi bir amacının bulunmadığını, 1163 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca ödemeler bakımından yazılı bir kabulü olmadığı için ortak olma isteğinin bir değer taşımaması gerektiğini, kooperatifin tüm inşaatları bitirmiş olmasına rağmen tasfiye sürecine girmeyerek fiilen kat mülkiyeti yöneticiliği yapmasının TMK 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş iken, reddedilen kısım yönünden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava konusu uyuşmazlık, kooperatif üyeliği nedeniyle davalıdan talep edilen aidat ve genel giderler yönünden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının 15/04/2015 tarihinde davalı aleyhinde 340,00 TL asıl alacak (01/10/2014 faiz başlangıç tarihli 16/09/2014 tarihli genel kurulun 6.maddesi gereği doğan alacak), 15,93 TL işlemiş faiz (01/10/2015-09/04/2015 tarihleri arası yasal faiz), 5.440,00 TL asıl alacak (15/10/2014 faiz başlangıç tarihli 16/09/2014 tarihli genel kurulun 8.maddesi gereği doğan alacak), 236,08 TL işlemiş faiz (15/10/2014-09/04/2015 tarihleri arası yasal faiz), 1.700,00 TL aidat alacağı (09/04/2015 faiz başlangıç tarihli 2014 yılı Kasım ve Aralık 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart ayları ödenmeyen aidat), 71,40 TL gecikme zammı (09/04/2015 faiz başlangıç tarihli) olmak üzere toplam 7.803,41 TL’nin tahsili istemiyle başlattığı icra takibinde, ödeme emrinin 17/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 20/04/2015 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edildiğine dair bir kayıt bulunmadığından davanın İİK 67. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Davalı vekili istinaf dilekçesinde davalının kooperatif üyesi olmadığını belirtilmiş ise de, davalının 3065 üye numarası ile kooperatif üyesi olduğu cevap dilekçesindeki kabulü, 11/02/2013 tarihli üyelik başvuru dilekçesi, yönetim kurulunun 02/05/2013 tarih ve 7 no’lu kararı ile sabittir. Takibe konu edilen kooperatif alacaklarına ilişkin alınan genel kurul kararının iptal edildiği yönünde bir kayıt yer almamakta olup taraflarca bu yönde ileri sürülen bir iddia da söz konusu değildir. Yine davacı kooperatifin halen faal olduğu, tasfiye edilmediği açıktır. Bu durumda davalı, kooperatif üyesi olduğu süre boyunca, kooperatif genel kurul kararlarına (iptal edilmediği takdirde) uymakla yükümlüdür.Davacı kooperatifin 16/09/2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı olağan genel kurul toplantısına davalının katıldığı, hazirun cetvelinde isim ve imzasının yer aldığı anlaşılmıştır. Genel kurul toplantısında alınan 6 no’lu karar 2014 yılına ilişkin bütçenin oylamasına ilişkin olup oy çokluğu ile kabul edilmiş, 8 no’lu karar sanayi sitesinin 2.kısım olarak adlandırılan parselleri ile kimi parsellerde yapılması gereken çevre aydınlatması, alt yapı bakım onarım, çevre düzenleme, asfaltlama, ortak alan işleri ve benzeri işlere ilişkin toplam 1.626.002,00 TL’nin, ortaklardan iş yeri büyüklüğüne göre m2 bazında taksim edilerek 12/10/2014 tarihinden itibaren 3 eşit taksitle tahsil edilmesine ilişkin olup, oy çokluğu ile kabul edilmiş, tutanağa hiçbir ortak tarafından muhalefet şerhi konulmamış, genel kurul kararlarının iptali için dava açıldığına/iptal edildiğine dair bir bilgi ve belgenin olmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişiler … tarafından düzenlenen 09/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davalının davacı kooperatifin ortak alanlarının kullanımından faydalanmak amacı ile davacı kooperatif üyeliğine müracaat ederek ve kooperatif üyeliğine kabul edilmeleri neticesinde davacı kooperatifin üyesi bulunduğu hususunu kendisi de kabul etmiş olması nedeniyle, davacı ile davalı arasında kooperatif ortaklığı yönünden bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalının halen davacı kooperatifin 16/09/2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı olağan genel kurul tutanağından da anlaşıldığı üzere davacı kooperatifin tasfiyesine dair, genel kurulca karar alınmadığı ve tasfiye işlemlerinin yapılmadığı, davacı kooperatif adına halen kayıtlı taşınmazların bulunması nedeniyle 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun dağılma sebeplerinin düzenlendiği 81. maddesinde belirtilen şartların gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği, kooperatif ortağı bulunan davalının, davacı kooperatif nezdindeki bu üyeliğini usulüne uygun olarak devir ve temlik etmediği müddetçe, kooperatif üyeliği sebebiyle edindiği taşınmazın mülkiyetini 3. kişiye tapuda devir ve temlik etse bile kooperatif üyeliğinin devam edeceği ve kooperatifin tasfiye edilerek sona erdirilmesine kadar 1163 sayılı kooperatifler kanununu ve ana sözleşme çerçevesinde davacı kooperatifin yapmış ve yapacak olduğu genel kurul kararları ile belirlenen aidat ve diğer ödeme yükümlülüklerinden üye sıfatıyla bizzat sorumlu bulunduğundan bu yön itibari ile itirazlarının haklı ve yerinde olmadığı, 2008 yılında kabul edilen site yönetim planına göre … Kooperatifi ünvanlı toplu yapı biriminin Site olarak adlandırılacağı, 33. maddesinde ilk bağımsız malikler toplantısına kadar bağımsız bölüm malikleri kurulu için öngörülmüş olan tüm hak ve ödevler ile yetkilerin … genel kurulu tarafından, site yönetim kurulu için öngörülmüş tüm hak ve ödevler ile yetkilerin …Kooperatifi yönetim kurulu tarafından kullanılacağı, … Kooperatifi tasfiye olunca veya anasözleşmede nevi değişikliği yapılınca, bu madde hükmünün kendiliğinden ortadan kalkacağının düzenlendiği, bu nedenle davacı kooperatifin tapu kütüğünde tescil edilen site yönetim planı çerçevesinde halen yetkili olduğu, davalının icra takibine dayanak tutulan 16/09/2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulunda alınan genel kurul kararlarının iptal edildiği yönünde bir beyanı olmadığından, kooperatifin 16/09/2014 tarihli bu genel kurulunun 6 ve 8 nolu karar ile üyelerden tahsil edilmesine karar verilen aidat ve ödemelerinden üye sıfatıyla sorumlu bulunacağı, icra takibine konu ödemenin yapıldığını ispat etmediğinden davalının, davacı kooperatife borcu olmadığı yönündeki yaptığı itirazının yerinde olmayacağı, davalının davacı kooperatife 16/09/2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulda alınan 6 no’lu karar gereği işyerinin m2’si üzerinden yapılan hesaplama gereğince 1.020,00 TL ve 8 nolu kararları gereği işyerinin m2’si üzerinden yapılan hesaplama gereğince 3.903,00 TL olmak üzere toplam 3.903,00 TL + 1.020,00 TL = 4.923,00 TL olduğu, davacı kooperatifin 4.923.00 TL tutarındaki asıl alacağın tahsilini davalıdan talep etmekte haklı bulunduğu, davacı kooperatifin ise icra takibi eliyle davalıdan 340,00 TL+1.700,00 TL+ 5.440,00 TL = 7.480,00 TL asıl alacağın tahsilini talep etmiş olması karsısında, davalıdan asıl alacak yönünden 2.557,00 TL tutarında fazla alacak talebinde bulundugu, ödemelerin zamanında yapılmaması halinde üyelerden gecikme faizinin alınması yönünde bir genel kurul kararı alınmadığından davacı kooperatifin genel kurulca kararlaştırılan ödeme tarihleri dikkate alınarak ancak yasal faizin tahsilini davalıdan talep edebileceği, davacı kooperatifin davalıdan asıl alacaklar için 15/04/2015 icra takip tarihine kadar isteyebileceği gecikme faiz toplamının 189,61 TL olacağı, davacının ise 323,41 TL- 189,61 TL = 133,80 TL fazla faiz isteminde bulunduğu yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur. Taraf vekillerinin rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi için alınan 27/09/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; kök rapordaki tespitlerin geçerli olduğu, davalının kooperatif üyesi olmadığının tespit edilecek olması halinde ancak kooperatif hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı veya ne miktarda yararlandığı hususunda bilirkişi kurulunca bir araştırmanın yapılabileceği belirtilmiştir.Somut olayda takip konusu alacak, davacı kooperatifin 16/09/2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulunda alınan ve üyelerden tahsiline karar verilen yönetim giderlerine iştirak ve aidat bedellerine ilişkindir. Davalının kooperatife ortak olduğu, genel kurul toplantısına katıldığı, alınan kararların iptal edildiğine dair bir kayıt bulunmadığı sabittir. Genel kurulda alınan kararlar tüm ortaklar yönünden bağlayıcı olduğundan, alınan karar gereğince aidat ve giderlerin davalıdan tahsili gerekmektedir. 2008 yılında kabul edilen site yönetim planına göre ilk bağımsız malikler toplantısına kadar bağımsız bölüm malikleri kurulu için öngörülmüş olan tüm hak ve ödevler ile yetkilerin … genel kurulu tarafından, site yönetim kurulu için öngörülmüş tüm hak ve ödevler ile yetkilerin … Kooperatifi yönetim kurulu tarafından kullanılacağı, … Kooperatifi tasfiye olunca veya anasözleşmede nevi değişikliği yapılınca, bu madde hükmünün kendiliğinden ortadan kalkacağı düzenlenmiş olup, davacı kooperatifin tapu kütüğünde tescil edilen site yönetim planı çerçevesinde halen yetkili olduğu belirlendiğinden, davalının iş yerinin bulunduğu blokta ayrı bir yönetimin olduğu savunması yerinde değildir. 16/09/2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulunda alınan karar gereğince davalının 4.923,00 TL asıl alacak 189,61 TL işlemiş faiz borcunun bulunduğu yönündeki bilirkişi raporu hükme elverişli olduğundan, davanın kısmen kabulü ve kabul edilen miktar yönünden alacak likit olduğu için icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile reddedilen miktar yönünden ise kötüniyet tazminat şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerindedir. Açıklanan nedenlerle, dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygun olup resen yapılan incelemede kamu düzenine aykırı herhangi bir husus da tespit edilemediğinden, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde olmayıp 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.l bendi gereğince REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 349,24 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin yatırılan 175,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 174,24 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılaması için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/03/2021