Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/238 E. 2021/537 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/238
KARAR NO : 2021/537
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1118 Esas
KARAR NO : 2018/13
KARAR TARİHİ: 16/01/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. arasında çevre yönetim hizmetlerinin verilmesi hususunda anlaşma yapıldığını, 2011 yılından 2013 yılı Haziran ayına kadar da hizmetin verildiğini, 2013 yılı Haziran ayında da dava dışı … San. ve Tic. A.Ş ile aynı adreste faaliyet gösteren ve şirket yönetim personeli aynı olup, organik bağı bulunmakla teselsül hükümleri gereği sorumluluğu bulunan davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili şirket arasında çevre yönetim hizmetlerinin verilmesi hususunda anlaşma yapıldığını, 2013 yılı Haziran ayından 2015 yılı Mayıs ayı sonuna kadar hizmetlerin verildiğini fakat fatura bedellerinin ödenmediğini, dava dışı…San. ve Tic. A.Ş’ne borcu için 4.710,00-TL, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye borcu için 7.890,00-TL olmak üzere toplamda 12.600,00-TL’nın tahsili için aktif olarak faaliyetine devam eden davalı şirkete ihtarname gönderildiğini fakat ödeme yapılmadığını, sonrasında da ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı borçlu … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından takibe kısmi itiraz edildiğini, İcra Müdürlüğü’nün takipteki borcunun tamamı üzerinden takibin durdurulduğunu, icra memur muamelesine şikayet edilmesinden dolayı Kocaeli 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nce itiraza uğramayan kısım üzerinden takibin devamına, itiraza uğrayan kısım bakımından takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek; öncelikle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, itirazın kaldırılarak icra takibinin devamına, 5.794,00-TL asıl alacak, 78,33-TL işlemiş faiz ile takipten sora işleyecek ticari temerrüt faizi ve diğer tüm fer’ileri ile birlikte davalıdan teselsülden doğan talep hakları saklı kalmak kaydıyla tahsiline, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı …San. ve Tic. A.Ş. arasında teselsül hükümlerinin uygulanması gereğini doğurabilecek hukuki nedenin bulunmadığını, teselsülün kanundan ya da sözleşmeden doğduğunu, müvekkil şirket ile dava dışı şirket arasında bu sonucu doğurabilecek bir sözleşmenin olmadığını, davacı şirket borçlusu … San. ve Tic. A.Ş’nin müflis olduğunu, Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/349 esas sayılı dosyasında verilen 07/06/2013 tarihli ilamla iflasına karar verildiğini, iflas tasfiye işlemlerinin Bolu … İcra Dairesi’nin … iflas sayılı dosyasında devam ettiğini, davacının bu şirketten alacağının iflas idaresine alacak kaydı yaptırarak iflas masasından talep edebileceğini, dava konusu borcun müvekkili şirketin borcu olmadığını, müvekkili şirketin dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. ile bu şirketin borçlarından sorumlu olmasını gerektirebilecek bir bağının bulunmadığını, ortaklarının ve yöneticilerinin farklı olduğunu, müvekkili şirketin borca itirazlarında haklı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”…. Davacı şirket tarafından, Kocaeli … İcra Müdürlüğü’ nün … esas nolu dosyası ile 25/08/2015 tarihinde davalı … Ltd. Şti ve dava dışı … San. ve Tic. AŞ. aleyhine 12.600,00 TL asıl alacak ve 170,36 TL işlemiş fazi olmak üzere 12.770,36 TL’nin tahsili için takip başlatıldığı, davalı şirketin takip tarihi itibariyle 6.806,00-TL borcu bulunduğunu belirterek talep edilen ana para alacak kısmının 5.794,00-TL sine ve bu miktara isabet eden 78,33-TL faizine ilişkin olmak üzere toplam borcun 5.872,33-TL’lik kısmına itiraz ettiği, takip konusu alacağın 7.890,00-TL’lik kısmının, davalı şirket ile yapılan “Çevre Denetim Görevlisi Yönetmeliği ve Uygulama Rehberi Kapsamında Hizmet Alınması Sözleşmesi” ile verdiği çevre yönetim hizmetinden kaynaklı olduğu, bakiye asıl alacak kısmı olan 4.710,00-TL’lik kısmının ise aynı nitelik ve isimde sözleşmenin dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. ile yapılan sözleşmeye istinaden verilen çevre yönetim hizmetinden kaynaklı olduğu, davacı şirket tarafından her ne kadar davalı şirket ile dava dışı … şirketinin aynı adreste faaliyet gösterdikleri ve şirket yönetim personelinin aynı olduğu, aralarında organik bağ bulunmakla teselsül hükümleri gereği sorumluluğu bulunduğu iddia edilmiş ise de; belirtilen her iki şirket arasında her hangi bir devir ya da birleşmenin söz konusu olmadığı, dava dışı … San. ve Tic. A.Ş.’nin Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/06/2013 tarihli kararı ile iflasına karar verildiği, davacı şirketin davalı şirket ile yaptığı anlaşmanın ise diğer şirketin iflasından sonra 27/05/2014 tarihli olduğu, davalı şirketin dava dışı şirketin borçlarını üstlendirici aralarında organik bir bağın bulunduğuna dair yeterli bilgi ve emarenin bulunmadığı, davacının takip tarihi itibariyle asıl alacak tutarının davalı defterlerine göre 7.514,00 TL olmasına rağmen davalının, alacağın yalnız 6.806,00 TL.’lık kısmını kabul ile borcun bakiyesi yönünden yaptığı itirazın, kabul edilen kısım dışında ayrıca 708,00 TL asıl alacak yönünden de haksız olduğundan itirazın belirtilen bu miktara ilişkin olarak iptali gerekmekle davanın kısmen kabulü ve alacak miktarı likit olduğundan davalının itiraz edilen kısım yönünden icra inkar tazminatı ile mahkumiyeti, davalı takip öncesinde temerrüde düşürülmediğinden faize ve yukarıda belirtilen nedenlerle diğer fazlaya dair talepler yönünden davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket gibi dava dışı ….. A.Ş. arasında organik bağ bulunduğu, zira çalışanlarının aynı olması dahi organik bağın bulunduğunu ispatladığı, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bilirkişi raporunda davalının 2015 yılından takip tarihine kadar borcunu ödemediği tespit edildiği gibi 2015 yılı aralık ayı sonuna kadar da herhangi bir ödeme yapmadığının tespit edilmesi nazara alınarak mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Davacı vekilince sunulan dilekçesinde davacı şirket ile dava dışı … A.Ş. arasında çevreyi yönetim hizmetlerinin verilmesi konusunda anlaşma yapıldığı, 2011 yılında 2013 yılına kadar da müşavirlik hizmetinin dava dışı şirketin görevlendirdiği çalışanlarla sağlandığı, davalının dava dışı şirketle aynı adreste faaliyet gösterdiği ve yönetim personelinde aynı olduğu, bu haliyle 2 şirket arasında organik bağ bulunduğu belirtilerek dava dışı şirket tarafından sözleşme gereği ödenmesi taahhüt edildiği belirtilen toplam 4.710 TL fatura bedeli ile davalı şirket tarafından sözleşmesi gereği ödenmiş taahhüt edilen toplam 7.890 fatura bedelinin tazmini talepli başlatılan icra takibine yapılan itiraz iptali, takibin devamına karar verilmesini talep edilmiş, davalı vekilince dava dışı şirket ile bu davalı arasında teselsül hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek herhangi bir hukuki neden bulunmadığı, aynı zamanda dava dışı şirket hakkında iflas kararı verildiği, her iki şirket ortakları ve yöneticilerin de farklı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Kocaeli … Dairesinin … sayılı icra dosyasının incelenmesinde; 09/07/2015 başlangıç tarihli 12.600 TL tutarındaki davacı şirket borçlu şirket arasında imzalanan ”çevre denetim görevlisi yönetmeni ve uygulama rehberi” kapsamında hizmet alınması sözleşmesi ve davacı şirket ile dava dışı borçlu şirket …. Şti. arasında imzalanan ”çevre denetim görevlisi yönetmeliği ve uygulama rehberi” kapsamında hizmet alınması sözleşmesi uyarınca taraflarca belirlenen ücretlere ilişkin cari hesaptan kaynaklanan alacağın borçlu şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsili talepli takip başlatıldığı belirtilerek 12.600 TL asıl alacak, 170,36 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.770,36 TL alacağın tahsili talepli davacı tarafça davalı ve dava dışı …. Şti. aleyhine takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 07.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı tarafça yasal süre içerisinde 10.09.2015 tarihinde davalının, talep edilen ana para kısmını 5.794 TL’sına bu miktarı isabet eden 78,33 TL faiz olmak üzere toplam 5.872,33 TL’lık kısmına itiraz edildiği belirtilmiş, icra dairesince 28.09.2015 tarihli karar tensip tutanağı ile süresinde yapılan itiraz nazara alınmak sureti ile davalı şirket yönünde takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davacı şirket tarafından takibe konu borcu tamamı için takibin durdurulmasına yönelik icra dairesince verilen kararın kaldırılması için dava açmış ve Kocaeli 2. İcra hukuk Mahkemesi’nin 2016 /502 sayılı dosyasında yapılan yargılama yapılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda şikayetin kısmen kabulü ile icra müdürlüğünce borçlu yönünden takibin durdurulmasına yönelik verilen 28/09/2015 tarihli kararın kaldırılmasına, takibin davalı yönünden borcun itiraz edilen 5.872,33 TL’lık kısmı yönünden durdurulmasına bakiye kısmına yönünden takibin devamına ” dair 05. 09. 2016 tarihinde karar verilmiştir.Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/349 E2013/76 K sayılı ilamının incelenmesinde, dava dışı şirket yönünden iflasın ertelenmesine dair yargılama yapıldığı mahkemece iflasın ertelenmesi talepli davada ”… davanın reddine, dava dışı şirketin 07.06.2013 tarihinde İİK madde 158 uyarınca iflasına ” dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Bolu İş Mahkemesi’nin 2014/183 sayılı dosyasında davalı tarafça SGK yönelik ödeme emrinin iptali talepli açılan davada ödeme emrine konu borcun dava dışı ….A.Ş.’ne ait olduğu iddia edilmiş ve mahkemece …. Ltd. Şti. ile ….A.Ş. arasında geçerli kira sözleşmesi bulunduğu, ortakları ve sahiplerini tamamen farklı kişiler olduğu, her iki şirketin mali tabloların incelenmesinde devre ilişkin işarete rastlanmadığı, 2 şirket ortak iştigal sahasında çalışan Bolu ilinin köyünde yaşayan işçilerin bir kısmını davacı şirket çalışmaya devam etmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu belirtilerek davanın kabulüne, davacının ( …Ltd Şti) ödeme emrine konu borçtan sorunlu olmadığını tespit dair karar verilmiştir.Dava dilekçesine ekli davacı ile dava dışı ….A.Ş. Arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinin incelenmesinde; davacının yüklenici firma olarak yer aldığı, teklif içeriğinin sözleşmeler de belirtilen danışmanlık konularında davacı şirket tarafından çevre yönetim hizmetlerinin verilmesi konusunu kapsadığı, davacı tarafça yönetmeliğin mevzuatına uygun olarak 12 ay boyunca ayda bir gün hizmet verileceğinin ve ücretin 500 TL + KDV olarak belirlendiği, kesilecek faturanın teslimden sonra banka havalesiyle ödeneceği belirtilmektedir.Davacı tarafça davalıya sözleşmeden doğduğu belirtilen 12.600 TL’nın ödenmesi talepli ihtarname başlıklı belge fotokopisini dosyada mevcut ancak noter tasdikli örneğinin sunulmadığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen 27.05.2014 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; davacının yüklenici sıfatının bulunduğu, davalının çevre denetimi yönetmeliği, çevre kanununca alınması gereken izin ve lisanslar hakkımdaki yönetmelik, çevre denetimi yönetmeliğin değişik yapılmasına dair yönetmelik gibi konularda davacı tarafından çevre yönetim hizmetlerinin verilmesi konusunu kapsadığı, 12 ay boyunca ayda bir gün hizmet verilmesi yönünde sürenin belirlediği, toplam aylık 600 TL + KDV olarak hesaplanarak ücretin kesilecek faturanın tesliminden sonra banka havalesiyle yapılacağı belirlenmiştir.Bilirkişi raporları:1-Davalı tarafın 2013-2014-2015 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; defterlerin açılış tasdiklerinin ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu, 2013 yılı defter kayıtlarında cari hesap bakiyesinin 2.290 TL borç bakiyesi (davacı alacaklı )olduğunun göründüğü, 2014 yılı defterlerinde, bir önceki dönem devri olarak 2.290 TL’nın olduğu yıl içinde yeniden hizmet alım faturalarının ve ödemelerinin bulunduğu, 31.12.2014 yıl sonu itibariyle cari hesap bakiyesini 4.850 TL borç bakiyesi (davacı alacaklı) olduğu, 2015 yılı ticari defterlerinde önceki dönem devre olarak 4.850 TL ‘nın olduğu, yıl içinde yine hizmet alım fatura ve ödemelerin bunun 01.09.2015 takip tarihi itibariyle 7.514 TL bakiyenin bulunduğu, 5 yıl sonu itibariyle cari hesap bakiyesinin 10.346 borç bakiye (davacı alacaklı) olarak göründüğünün tespit edildiği davalı şirket ile dava dışı diğer şirketin iş yerlerinin aynı olduğu ancak dava dışı şirketin aktif ve pasiflerinde herhangi bir devir ya da birleşmenin olmadığı, davalı şirkette çalışan 63 işçinin 34’ünü dava dışı şirketin eski çalışanı (88 kişi) olduğu, dava tarihinden önce bakiyenin ödenmesi yönünde çekilen bir ihtarname bulunmadığından takip tarihinden önce faiz işletilemeyeceği, takip tarihi itibariyle davalı şirket kayıtlarında 7.514 TL’nın tespit edildiği yönünde rapor düzenlenmiştir. 2-Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkiş raporunda; davacı defterlerin usule uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının zamanında yapıldığı, davacı ile davalı ve dava dışı şirket arasında düzenlenen sözleşmelerin incelenmesinde gerek davalı şirketin gerekse de davacı şirketin kendilerine ait borçlarının ödenmemesinden birbirlerini sorumlu kılacakları yönünde bir hükme rastlanmadığı, davacının 30.06.2013 tarihinden 31.12.2015 tarihine kadar davalı adına düzenlediği faturaların toplamının 19.706 lira olup, davacı tarafın 2015 dönemi sonuna kadar 14. 042 TL tahsilat yaptığı, davacı tarafça ibraz edilen banka dekontlarının toplamının 5.180 TL olduğu, virman kayıtlarında ise 14.042 TL olarak belirtildiği, aradaki 8.862 TL’lık farka ilişkin herhangi bir dayanak belgesi görülmediği, yapılan tespitler sonucunda 31.12.2015 tarihi itibariyle bakiye tutarın 5.664 (19.706 – 14.042 )TL olduğu, takip tarihi itibariyle olan alacak tutarının ise 2.832 TL (16.874 – 14.042 )TL olarak tespit edilmiştir.Davaya konu uyuşmazlıkta, her ne kadar davacı tarafça davalı ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu iddia edilmiş ise de; Bolu iş mahkemesinin 2014/183 sayılı dosyasında verilen mahkeme ilamı ile istinafa konu edilen iş bu dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, her iki şirket arasında organik bir bağ olduğu yönündeki iddianın (işçilerin bir kısmının davalı şirkette çalışması, her iki şirketin aynı yerde iştigal etmesi gibi sebepler incelendiğinde) ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere davalı tarafça icra takip dosyasında ödeme emrine yönelik sunulan itiraz dilekçesinde, takibe konu borcunun 6.806 kısmını kabul ettiklerini ancak bunun dışında kalan 5.794 TL asıl alacak ve 78,33 TL işlemiş faizi yönelik itirazlarının bulunduğunu belirtmişlerdir. Kocaeli 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016 /502 E sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda da davalı yönünden borcun itiraz edilen 5.872,33 TL’lık kısmı yönünden durdurulmasına bakiye kısmı yönünden takibin devamına dair karar verildiği ve davalı ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu iddianın da ispatlanamadığı, davalı tarafın istinaf talebinde bulunmadığı anlaşılmakla; HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye Gelir Kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nın davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/.1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/05/2021