Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2370 E. 2021/566 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

+T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2370
KARAR NO : 2021/566
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/352 Esas
KARAR NO: 2020/445
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
DAVA: Konkordato Tasdiki
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ürün tedarik sürecinde yaşadığı sorunlar ve ek vergi maliyetleri nedeniyle şirketin dengesinin bozulduğunu, kredi alınamaması sebebiyle ekonomik çıkmaza sürüklendiğini belirterek konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiş, 31.05.2020 tarihi itibariyle (adi) borçlardan iskonto yapılmadan 19 ay geri ödemesiz sonraki 3 yılda eşit paylı ve eşit taksitler halinde, rehinli borçların ise yapılandırılmak suretiyle (İİK. 308/h) ödenecek vade konkordatosu teklifinde bulunduğunu belirtmiş yine davacı vekili konkordato kaynağı olarak konkordato sürecinde duran varlık satışının gerçekleştirilmeyeceği, mali durumunun, ödenmiş sermaye borçlarının ödenmesi, şirket ortaklarınca sermaye taahhüt borçlarından 100.000.000,00 TL’sının nakit 41.900.000,00 TL’sının ticari mal olarak ödeneceği, ödemesiz geçen ilk 19 ay için işletme sermayesinin biriktirileceği, ana faaliyet konusuna ek olarak perakende mobilya alım-satımı yapılacağı, tedarikçilerden iskontolu nakit ürün alımı sağlanarak karlılık oranının arttırılacağı, modası geçen ve atıl halde duran stokların satılarak nakde çevrileceği şeklinde belirtildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece,”… Davacı borçlunun en son 15.04.2019 2019 tarihinde adres değişikliği yaptığı, 22.07.2019 tarihinde ortaklık yapısının tümüyle değiştiği, 31.05.2020 – 22.07.2020 tarihleri arasında yapılan birçok alım-satım işleminin mutabakata cevap vermeyen aynı şirketlerle yapıldığı, borçlunun nihai tüketicinin mallarını teslim etmekte zorluk içerisinde iken tahsil edilen avanslarla Mart-Haziran dönemlerinde 5.573.576,28 TL’lık gayrimenkul satın aldığı, yine borçlunun Kasım 2019-Temmuz 2020 dönemlerinde satın aldığı ve sattığı 8 adet gayrimenkulün şirket kayıtlarında yer almadığı, işlemlerin kayıtdışı olduğu, … 15.932.579,38 TL’lık ticari malın 3.428.855,86 TL’ya satıldığı, davacı borçlu şirketin ticari faaliyetinin Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen erişimin engellenmesi kararları neticesinde durmuş olduğu, borçlu şirket tarafından birçok bankayla görüşülmesine rağmen borçlunun geçici mühlet kararından önce çalıştığı ve hesaplarında bloke bulunan ve kullanamadığı banka hesapları dışında başka bir bankadan yeni bir hesap açılmasının mümkün olmadığı, halihazırda borçlunun nakit akışını sağlayabileceği ve ödemelerini gerçekleştirebileceği üzerinde bloke bulunmayan herhangi bir banka hesabının bulunmadığı, T.C. Ticaret Bakanlığı’nın 09.09.2020 tarihli cevabi yazısından anlaşılacağı üzere borçlu hakkında Bakanlığın şikayeti üzerine Reklam Kurulu tarafından 14.07.2020 tarihli ve 299 sayılı toplantıda alınan karar ile borçlu hakkında 104.781 TL. tutarında idari para cezası ve durdurma cezası kararları verildiği, borçlunun mesafeli satış faaliyetlerinin 6502 sayılı Kanun’un 48. maddesine aykırılık teşkil ettiği tespit edilerek borçlu hakkında İstanbul Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü’nün 04.06.2020 tarih ve 8505 sayılı kararı ile 4.971.620,60-TL tutarında idari para cezası uygulandığı, İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2020/2984 D.İş sayılı kararı ile www…..com isimli internet adresine, İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2020/3301 D.İş. sayılı kararı ile www…..net isimli internet adresine, İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2020/3092 D.İş. sayılı kararı ile www…..com isimli internet adresine erişiminin engellenmesine karar verildiği, davacı borçlu şirketin kaydi öz kaynaklarının 31.08.2020 tarihi itibariyle (-) 36.383.798,82 TL olarak gerçekleştiği, şirket sermayesinin korunmadığı, 31.08.2020 tarihli kaydi bilançoya göre davacı şirketin borca batık olduğu, Rayiç Değer Bilançosunda ise öz kaynakların (-) 43.401.960,51 TL olarak gerçekleşmiş olduğu, Şirketin rayiç/güncel bilançoya göre de TTK madde 376’ya göre borca batık durumda olduğu, geçici komiser heyeti talimatına rağmen mühlet kararının verilmesinden sonra doğan kira, aidat, elektrik, tedarikçilere olan borçlar, Vergi ve SGK borçları, İşçi Maaşları ve diğer işçilik alacaklarının ödenerek tasfiye edilmediği, şirketin geçici mühlet sonrası kamu borçları da dahil olmak üzere 31.08.2020 tarihi itibariyle toplam 3.307.705,32 TL. tutarında borcunun bulunduğu, davacının geçici mühlet kararı (22.07.2020) verilmesinden sonra, komiser heyetinin bilgisi ve onayı olmadan 23.07.2020 tarihinde … Ltd. Şti.’ne iki kez toplam 38.250,00 TL. tutarında para transferi gerçekleştirdiği, davacının geçici mühlet tarihinden sonra, komiser heyetinin bilgisi ve onayı olmadan (mutabakata cevap vermeyen) … Bilişim firmasından 756.122,59 TL’lik mal alımı yapmış olduğu, davacı şirket hissedarı … ’a ait … Ltd. Şti.’nden olan alacak tutarının 4.947.125,02 olduğu, söz konusu tutarın finansal hareketlerden oluştuğu ve ne zaman geri ödeneceği konusunda net bir tarih bulunmadığı, davacı şirketin (121) Alacak Senetleri hesabında yer alan toplam 24.864.421,75 TL’lık bakiyeyle ilgili olarak; 8.855.921,75 TL’lık alacağın …’dan olan senet alacaklarından oluştuğunun ifade edildiği ancak senetlerin sunulmadığı, 16.008.500,00 TL’lık alacağın da vadesi uzatılan (… şirketlerinden alınan) çeklerden kaynaklı olduğu, yine davacı şirket tarafından birçok cari hesaba para çıkışlarının yapıldığı, finansal hareket gören cari hesaplardaki bakiyelerin komiser heyeti raporun 2.4. bölümünde yer alan cari hesaplara virmanlanmak suretiyle kapatıldığı, davacının stoklarla ilgili özellikle konkordato başvurusundan hemen önce Haziran ve Temmuz aylarında yüksek tutarda ticari mal alım-satım işlemleri yaptığı, alım-satım işlemlerine konu tarafların büyük oranda aynı şirketler olduğu, satın alınan malların bedelinin ödendiği ancak satılan malların bedellerinin ise nakit olarak alınmadığı, mal bedelleri karşılığı için çekler alındığı, işbu çeklerin vadeleri gelmesine rağmen muhatap bankaya verilerek tahsile konu edilmediği, çeklerin tahsili hususunda herhangi bir hukuki işlem yapılmadığı, söz konusu çeklerin vadelerin ötelendiği, stoklardan bu şekilde azaltılan malların nihai tüketicilerden alınan avanslar karşılığı teslim edilmesi gerekmesine rağmen tüketicilere teslim edilmeyerek başka bir satışa konu edildiği ve söz konusu malların bedellerinin halihazırda tahsil edilerek şirket hesaplarına girmediği, yine davacı borçlu tarafından stoklarında değer düşüklüğünün olduğu, değeri düşen malların hurdacı olarak bilinen firmalara satıldığının komiser heyetine bildirildiği, değer düşüklüğü ile ilgili komiser heyetine 05.03.2020 tarihli, 11.03.2020 tarihli, 12.03.2020 tarihli, 09.04.2020 tarihli, 20.04.2020 tarihli, 21.04.2020 tarihli ve 06.05.2020 tarihli 7 adet tutanaklar/evrak sunulduğu, ancak tutanak eki evraklardan hangi tarihlerde hangi tutarlarda alınan mallarla ilgili değer düşüklüğü oluştuğunun tespitinin yapılamadığı; söz konusu tutanakların borçlu şirketin konkordato başvurusundan önceki tarihlere ilişkin olmasına rağmen, konkordato başvurusu sırasında sunulan makul güvence raporunda hiçbir şekilde yer almadığı ve raporun içeriğinde de bahsedilmediği, ayrıca uzun vadeli verilen depozitolar hesabında yer alan 460.000,00 TL’lık 2 adet teminat çekinin suretlerinin komiser heyetine sunulmadığı, davacı borçlunun nihai tüketicilerin mallarını teslim etmekte zorluk içerisindeyken tahsil edilen avans tutarları ile Nisan ve Mayıs 2020 dönemlerinde gayrimenkul satın almış olduğu, 8 adet gayrimenkulün 2019-2020 yıllarında alınıp satıldığı, işbu 8 adet gayrimenkul ile ilgili olarak şirketin kayıtlarında herhangi bir bilgi/tutar bulunmadığı söz konusu 8 adet gayrimenkulün alım-satımın kayıt dışı olarak gerçekleşmiş olduğu, davacı şirketin 31.08.2020 tarihi itibariyle (-) 45.800.334,40 TL zarar ettiği, zararın temel sebebinin 78.144.631,66 TL’lık ticari malın (bir kısmının değer düşüklüğü içerdiği gerekçesiyle) 47.118.641,86 TL net satış fiyatı ile satılmasından kaynaklandığı, davacı borçlunun geçmiş yıllar performanslarına bakıldığında, 2017 yılında %8, 2018 yılında %14 ve 2019 yılında %18 olan brüt karlılık oranlarının 31.05.2020 tarihinde %1, 22.07.2020 tarihinde (-) %66 ve 31.08.2020 tarihinde yine (-) %66 olarak gerçekleştiği, zikredilen işlemlerin muhasebesel olarak şüpheli finansal işlemler niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Her ne kadar geçici komiser heyeti davacı borçlunun revize konkordato projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı yönünden değerlendirmede bulunulmuş ve “… Borçlunun konkordato projesinin başarıya ulaşmasının doğrudan doğruya revize projede öngörülen; 11.500.000.- euro’luk (yaklaşık:103.500.000,00 TL.) hisse satışı ve yeni ortak sermaye ödemesine bağlı olduğu, borçlu tarafından 09.10.2020 tarihli dilekçesinde ifade edilen hisse satışının gerçekleşmesi, draft olarak sunulan teminat mektubunun gayrikabilirucu ve kesin olarak mühabir bankaya yatırılması ve muhabir … Bankası tarafından teyit edilmesi, söz konusu teminat mektubu tutarının nakit olarak şirket hesabına ödenmesi şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde borçlunun konkordato projesinin başarıya ulaşabileceği, aksi halde borçlunun diğer konkordato kaynakları ile projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olamayacağı, halihazırda işbu rapor tarihi itibariyle söz konusu teminat mektubuna ilişkin muhabir bankadan teyit alınamadığından konkordato kaynağına ilişkin olarak bir herhangi bir değerlendirme yapılamadığı, son tahlilde söz konusu 11.500.000.- euro’luk (yaklaşık:103.500.000,00 TL.) hisse satışı ve yeni ortak sermaye ödemesine dair konkordato kaynağının dikkate alınıp alınamayacağı, konkordato kaynağı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususundaki hukuki değerlendirmelerin ve takdirin sayın mahkemenize ait olduğu…” şeklinde görüş ve kanaat belirtmiş ise de davacı tarafından gerçekleştirildiği tespit edilen şüpheli finansal işlemler dikkate alınarak duruşma tarihinden kısa bir süre önce sunulan ve somut ve ciddi adımlar içermeyen hisse devri sözleşmesi olduğu belirtilen sözleşmenin, yargılamayı uzatmaya matuf olduğu kanaatine varılmış ve etkisi konusunda inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.Yukarıda detaylarıyla açıklandığı üzere davacının, konkordato başvurusundan kısa süre önce ve mühlet kararından sonra yaptığı şüpheli finansal işlemlerle, alacaklıları zarara uğratma kastı ile hareket ettiği sonucuna varılmıştır. Geçici komiser heyeti tarafından tespit edilen işlemler dikkate alındığında davacı borçlunun, alacaklılarını zarara uğratma amacıyla yapılmış bir konkordato başvurusunun söz konusu olması sebebiyle, İİK m.287/f.5 ve İİK m. 288/f.1 atfıyla geçici mühlette de uygulanan İİK m. 292’ye göre mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borca batık durumda olduğu tespit edilen borçlu şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve oluşan tam vicdani kanaat ile davanın ve kesin mühlet verilmesi talebinin reddine, tedbirlerin kaldırılmasına” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin İİK 297 maddesinin verdiği istisnai yetkiyi konkordatonun temel düzenlemesi olarak benimsediği, davacı şirketin kötü niyetle hareket etmediği, ekonomik faaliyetine devem etme niyetinde olduğu, komiser heyetinin hatalı kararları doğrultusunda hüküm kurulduğu, geçici mühlet içerisinde şirketin ticari faaliyetine devam edebilmesini sağlamanın konkordato komiserlerin görevi olmasına rağmen tüm ticari faaliyetlerinin komiserler tarafından durdurulduğu, ekonomik anlamda kar elde etmesine yönelik hiçbir faaliyetin komiserlerce yerine getirilmediği, sunulan revize projesinin incelenmeden karar verildiği, borca batıklık yönünden hesap hatalarının da yapıldığı, demirbaşlara ilişkin rayiç değer tespitinin de yapılmadığı, komiser heyetince bazı firma adreslerinin de yanlış yazıldığı, gerçekte gayrimenkul alım satımının olmadığı, davacı şirketçe alınmış gibi görünen gayrimenkullerin bir kısmının müşterilerden alınan teminat niteliğindeki gayrimenkuller olup bu gayrimenkuller ticarete sonlandırıldığında iadesinin yapılacağı, şirketin pandemi koşullarında piyasa dinamiklerine uygun hareket ettiği, bir kısım borçların vadesini uzattığı, 31.08.2020 tarihinde görünen 45 milyon TL’lık zararın gerçek bir zarar olmayıp büyük bir kısmının eskilerden kaynaklanan zarar olduğu, gerçekte faaliyet zararının bu miktar olmadığı, şirket ortağı … ve bu kişinin ortak olduğu kişinin davacı şirkete olan borçları, … Şti. tarafından bedeli ödenerek yurt dışından ithal edilecek yaklaşık 8 milyon Euro tutarında ürünün davacı şirkete verilmesi ile … davacı şirkete olan borcuna mahsup edilmesi suretiyle tahsil edileceği, yatırımcı tarafından 11.5000.000 Euro tutarındaki ortaklık bedeli şirket ortağı …. tarafından yapılacak hisse devrine karşılık verilmekle komiser heyetinin nezaretindeki alacaklılara olan borçlarında ödeneceği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Talep, İİK’nun 285. ve devamındaki maddeler uyarınca konkordato istemine ilişkindir.2004 sayılı İİK’nun 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154. maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nun 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154.maddesi gereğince şirketin muamele merkezinin bulunduğu … Mah. … Cad. … Apt. No: … Şişli/İSTANBUL adresindeki asliye ticaret mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi, 114/1.f bendi, 6098 sayılı TBK’nun 504. maddesi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletnamede ile borçlu şirket vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacıların, konkordato taleplerinin yerinde olup olmadığı, konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı, kesin mühlet şartlarının oluşup oluşmadığı, diğer usuli işlemler ile mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktalarında toplanmıştır. İstanbul Ticaret Sicili’nde … sicil numarasıyla kayıtlı bulunan davacının faaliyet konusu, dayanıklı tüketim malları, elektrikli ve elektronik eşya ve cihazların alım, satımını ve ithalat ve ihracatını yapmak ve aynı hizmetleri internet üzerinden de gerçekleştirmek olduğu anlaşılmaktadır. Kayyım heyet raporlarında Şirket’in 8.100.000,00 TL olan sermayesinin 2019 yılında 141.900.000,00 TL artırılmak suretiyle 150.000.000,00 TL’ye çıkarıldığı, sermaye artırımının tamamının ortak tarafından nakit taahhüt edilmiş olup, 24 ay içerisinde ödeneceğinin 12.11,12019 tarih ve 9949 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği ancak herhangi bir tutarda sermaye taahhüt ödemesi gerçekleştirilmediği ve davacı şirketin sermayesi 150.000.000,00 TL olmakla birlikte ödenmiş sermayesi 8.100.000,00 TL olduğu, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince 141.900.000.000 TL’lık sermaye taahhüt tutarının 12.11.2021 tarihine kadar tamamının ödenmesinin gerektiği belirtilmiştir.Geçici mühlet kararı: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda İİK 286. maddelerde belirtilen belgelerde eksiklik bulunmadığı görülmekle 22.07.2020 tarihinden başlamak üzere 3 AY SÜRE İLE GEÇİCİ MÜHLET KARARI VERİLMESİNE dair karar verilmiştir.Kayıt dışı hiçbir işlemin yapılmaması, tüm işlemlerin ve muhasebe kayıtlarının muteber belgeye dayanması, cari aylara ait vergi ve sosyal güvenlik primlerinin, kira, elektrik, su, doğalgaz, telefon, aidat vesair işletme giderlerinin aksatılmadan ödenmesi, keza işçi ücretlerinin de aynı şekilde düzenli ödenmesi, muhasebe kayıtlarının yasal süresi içinde ticari defterlere işlenmesi veya e-Deftere kaydedilmesi, hesapların ve işlemlerin açık,net ve anlaşılır olması, karar defterinin düzenli tutulması, tüm işlemler için Komisere bilgi verilerek onay alınması, muhasebe servisinin düzenli olması gibi hususların davacı şirketin yetkilisine kayyım heyetince gerekçeli bir şekilde izah edildiği sunulan raporlarda belirtilmektedir. Konkordato komiser heyetinin raporunda özetle:”…. Şirketi’nin … A.Ş.’nin CEO’luğunu yürüten … akrabasına ait olduğunun tespit edildiği, bu bağlamda 2020 yılı gibi oldukça yakın bir zaman zarfında gerek ticari gerekse de finansal birçok işlemin yapıldığı bahis konusu firmaların mutabakatlara cevap vermemiş olmaları ve bazılarının da adreslerinde bulunamamaları, mutabakatlara cevap veren firmalardan bazılarının ortak ve yetkililerin ise halihazırda borçlu şirketin CEO’luğunu yürüten … ile ilişkili olması, borçlu şirketin söz konusu firmalarla gerçekleştirdiği ticari ve finansal işlemlerin şüpheli olabileceği hususunda emarelerin bulunduğu şeklinde değerlendirilebilmesi mümkün olduğu, (T.C. Ticaret Bakanlığının Borçlu Şirket Hakkında Yapmış Olduğu İnceleme Neticesinde Tanzim Edilen İnceleme Raporu ve Hükmedilen İdari Para Cezaları) yapılan incelemede borçlunun ürün sattığı ve ticari faaliyette bulunduğu tüketicilerden gelen şikâyetler üzerine Sanayi ve Ticaret Bakanlığı nezdinde borçlu hakkında inceleme başlatıldığı ve 4.971.620,60-TL tutarında İdari para cezasına hükmedildiği tespit edilmiş ve Borçlu tarafından söz konusu idari para cezasına karşı idari yargıda iptal davası açıldığı ve yargılamanın devam ettiği bilgisinin paylaşıldığı, internet sitesi üzerinden mesafeli sözleşme akdedilerek tüketicilere teslim edilmeyerek satışların durdurularak tüketici mağduriyetlerin doğması veya artmasını önlenmesi için 5651 sayılı Kanunu’nun 8/A maddesi uyarınca İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2020/2984 D.İs sayılı kararı ile www.i….com isimli internet adresine erişimin engellendiği, söz konusu karardan sonra borçlunun www…..net adresli yeni bir internet sitesi üzerinden faaliyetlerini sürdürdüğünün tespit edilmesi üzerine İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2020/3301 D.İs, sayılı karar ile işbu sitenin de erişiminin engellendiği, yine borçlunun söz konusu karardan sonra www…..com isimli siteden mesafeli satış işlemlerinin devam ettiğinin tespit edilmesi üzerine. İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2020/3092 D.İş. sayılı karan ile işbu sitenin de erişiminin engellenmesine karar verildiği”nin ifade edildiği, Kasa hesabında 496.897,97 TL olduğu, bu tutarın 460.000,00 TL’sinin Ortak … tarafından sermaye ödemesi olarak kasaya yatırıldığı dolayısıyla konkordato kaynağı olarak kullanılabileceği, bankalar hesabında yer alan bakiyenin 1.575,113,02 TL olduğu ve konkordato kaynağı olarak kullanılabileceği, alacaklar hesabında 8.241.315,36 TL’lık tutarın olduğu, bu tutarın 4.947.125,02 TL’lık kısmının borçlu şirket Ortağı …’a ait …Yapı Kimyasalları Ltd. Şti.’ne finansman sağlamak amacıyla verildiği, herhangi bir mal ve hizmet alımına karşılık olmadığı, bu paraların tahsil tarihi ile ilgili herhangi bir vade tarihin bulunmadığı, söz konusu tutarın ödenip ödenmeyeceğinin ya da ne zaman ödeneceğinin belli olmadığı, bu bağlamda 4.947.125.02 TL’lik konkordato kaynağının tahsil kabiliyetinin zayıf ve düşük olduğu. vadesi gelen 10.008.921,500 TL tutarındaki çeklerin, vadesi gelmesine rağmen tahsilata verilmeyip, muhatap bankaya tahsilat için ibraz edilmeyip ve tahsili için herhangi bir hukuki işlem yapılmayıp vadelerinin borçlu şirket ile çek borçlusu tarafından karşılıklı olarak 30-45 gün süre ile uzatılmış olduğu, söz konusu çeklerin ötelenen vadelerde ödenip ödenmeyeceğinin belli olmadığı, bu bağlamda işbu çeklerden kaynaklanan alacak olarak ifade edilen konkordato kayağının tahsil kabiliyetinin zayıf ve düşük olduğu Sermaye Taahhüt Ödemesi olarak 4.540.000,00 TL öngörülmüş olmakla birlikte, Ortak … gelirleri belgelenemediğinden, söz konusu konkordato kaynağının tahsil kabiliyetinin zayıf ve düşük olduğu, konkordatoya Tabi Borçların ise 22.07.2020 geçici mühlet tarihine kadar olan toplamı 113.918.688,81 TL olup, personel borcu 73.520,33 imtiyazlı borçlar 1.903.221,87 konkordatoya tabi adi borcu 111.941.946,61 toplam tutar 113.918.688,81 TL, konkordatoya tabi adi borçların ve imtiyazlı borçların ise; Satıcılar 5.010.254,02 Verilen Çekler Senetler 10.645.800,00 Diğer Çeşitli Borçlar 20.202,73 Alınan Sipariş Avansları 95.894.317,71ve bu haliyle Toplam Tutar 111.570574,46 TL olduğu, borçlunun nihai tüketicinin mallarını teslim etmekte zorluk içerisinde iken tahsil edilen avanslarla mart-haziran dönemlerinde 5.573.576,28 TL’lık gayrimenkul satın aldığı, yine borçlunun kasım 2019-temmuz 2020 dönemlerinde satın aldığı ve sattığı 8 adet gayrimenkulün şirket kayıtlarında yer almadığı, işlemlerin kayıtdışı olduğu, … 15.932.579,38 TL’lık ticari malın 3.428.855,86 TL’ya satıldığı, Bankalar ile yeniden yapılandırma yapılıp yapılmadığı, herhangi bir yapılandırma yapılmadığı, … Şirketi’ne mal alımı için verildiği ifade edilen 8.751.298,10 TL’lık tutar karşılığında mal alımı gerçekleştirilemediği ve verilen avansın geri alınamadığı bu tutarın tahsil kabiliyetini kaybettiği, muavin hesabının detaylı incelenmesi neticesinde … 12,357.742,89 TL’lık mal alımının gerçekleştirildiği karşılığında 985.350,00 TL çek verildiği, 2.094.048,89 TL’lık banka havalesiyle ödeme yapıldığı, kalan bakiye borcun 4.060.961,27 TL’lık kısmının başka cari hesapların bu hesaba virmanlanması suretiyle kapatıldığı, 5.217.382,73 TL’lık kalan kısmında sebebi anlaşılamayan virman kayıtları ile kapatıldığı tespit edilmiştir, özellikle başka cari hesapların virmanlanması hususu ile ilgili olarak taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir temlik sözleşmesi de bulunmadığı, … cari hesabının incelenmesi neticesinde, Haziran ayında 1.201.910,95 TL tutarında satış yapıldığı aynı malların Temmuz ayında iade faturaları ile geri alındığı ancak bu kadar büyük mal satış hareketleri olmasına rağmen kayıtlarda, söz konusu malların fiilen hareket ettiğine, sevk edildiğinde dair herhangi bir nakliye faturalarına rastlanmamış, bu hususta borçludan nakliye faturaları müteaddit defa talep edilmesine rağmen söz konusu mallara ilişkin herhangi bir nakliye faturası sunulmadığı, ayrıca borçlu tarafından … 92.750,00 TL banka havalesi yoluyla ödeme yapıldığı, herhangi bir mal alımı gerçekleşmediği, bu ödemelerin 18.550,00 TL’lık kısmı …, 19.700,00 TL’lık kısmı … Bankası’ndan (geçici mühlet tarihinden sonra) 23.07.2020 tarihinde, heyetimizin bilgisi ve onayı olmaksızın yapıldığı, yine Şirketin 2020 yılına ait yasal defter kayıtlarında yapılan incelemelerde 320 numaralı cari hesap bakiyesi sıfır olan hesaplar da örnekleme yoluyla incelenmiş, aşağıda cari hesap numarası verilen gerçek kişi ve kurumlara farklı tarihlerde banka aracılığıyla veya çekle ödemeler yapıldığı ancak hesapların ticari bir ilişki gerçekleşmeksizin farklı hesaplara virman kayıtlar ile kapatıldığı görüldüğü, alacak senetleri hesabında yer alan toplam 24.864.421,75 TL’lık bakiyenin, 8.855.921,75 TL’sı ortak … olan cari hesap alacağı karşılığında alınan 3 adet senetten oluştuğu borçlu tarafından ifade edilmiş, ancak söz konusu senetlerin sureti borçludan heyete sunulmadığı, … Temmuz 2020 tarihinde 4.008.500,00 TL tutarında mal satılmış karşılığında aynı tutarda 2 adet vadeli çek alındığı ve söz konusu çeklerin vadesi gelmiş olmasına rağmen borçlu tarafından tahsili için bankaya ibraz edilmemiş, herhangi bir hukuki işlem yapılmamış, borçlu tarafından karşılıklı olarak çekin vadesinin 45 gün süreyle uzatıldığı hususunda bilgi verilmediği, … şirketine Temmuz 2020 tarihinde 8.000.000,00 TL tutarında mal satılmış karşılığında aynı tutarda 4 adet vadeli çek alınmıştır. 21.09.2020 tarihli … numaralı çekin vadesi gelmiş olmasına rağmen, borçlu tarafından tahsili için bankaya ibraz edilmemiş, herhangi bir hukuki işlem yapılmamış borçlu tarafından karşılıklı olarak çekin vadesinin 30 gün süreyle uzatıldığı hususunda heyete bilgi verilmediği, …Tekstil Kağıtçılık şirketine Temmuz 2020 tarihinde 4.330.727,38 TL tutarında mal satılmış karşılığında 4.000.000,00 TL tutarında 2 adet vadeli çek alındığı ve çeklerin vadesi gelmiş olmasına rağmen borçlu tarafından tahsili için bankaya ibraz edilmemiş, herhangi bir hukuki işlem yapılmamış borçlu tarafından karşılıklı olarak çekin vadesinin 30 gün süreyle uzatıldığı hususunda bilgi verilmediği, borçlunun geçici mühlet kararı (22.07.2020) verilmesinden sonra heyetin bilgisi ve onayı olmadan 23.07.2020 tarihinde …Ltd. Şti. ve iki kez toplam 38.250,00 TL. tutarında para transferi gerçekleştirmiş olduğu, 128 Şüpheli alacaklar hesabının bakiyesi 8.751.298,10 TL olup, bu tutarın 643.38536 TL’Iık kısmı perakende müşterilerine fazla ödenen harcama iadesi tutarlarından; 8.107.912,74 TL’Iık kısmı ise … Ltd. Şti.’den olan alacaklardan oluşmaktadır. … 120.09.8800097968 numaralı muavin defter kayıtları incelendiğinde bahse konu alacak tutarının mal veya hizmet karşılığı oluşan bir alacak olmayıp tamamının 01.04.2020 ile 30.05.2020 tarihleri arasında gönderilen nakit para hareketlerinden oluştuğu tespit edildiği, borçlunun geçici mühlet tarihine kadar düzenli olarak mal almış ve açılış dahil 86.838.181,47 TL’lik stok tutarının 77.675.861,66 TL’lık kısmını 59.560.675,56 TL ve zararına satarak 22.07.2020 tarihi itibariyle satış zararı tutarı 18.115.186,10 TL olduğu, davacı adına kayıtlı 8 adet gayrimenkulün 1 tanesinin 2019 yılında alınıp yine 2019 yılında satıldığı, 1 tanesinin 2019 yılında alınıp 2020 yılında satıldığı kalan 6 tanesinin ise Şubat ve Haziran 2020 döneminde satın alınıp Temmuz 2020 döneminde satıldığı ve söz konusu 8 adet gayrimenkulun alım-satımın kayıtdışı olarak gerçekleşmiş olduğu tespit edildiği, taşıtlar hesabının bakiyesi 107.254,75 TL olup, şirketin nakliye işleri için kullandığı 1 adet panelvan taşıttan oluştuğu, Demirbaşlar hesabının bakiyesi 675.814,64 TL olup, merkez ofis ve mağaza demirbaşlarının oluşturduğu, Haklar hesabının bakiyesi 455.322,71 TL olduğu, Kaydi ve Rayiç Değer bilançosu üzerinde yapılan incelemede, 31.08.2020 tarihi itibariyle kaydi ve rayiç değerlerle düzenlenen karşılaştırmalı her iki bilançoda da görüleceği üzere, şirketin kaydi değer bilançosunda (-) 36.383.798,82 TL tutarında negatif özkaynak; rayiç değer bilançosunda da yine (-) 43.401.960,51 TL tutarında negatif öz kaynağa sahip olduğu ve rayiç bilançoda borca batık olduğu tespit edildiği, borçlu tarafından Geçici Mühlet sonrası doğan kira, aidat, elektrik, tedarikçilere olan borçlar, Vergi ve SGK borçları, İşçi Maaşları ve diğer işçilik alacakları ödenerek tasfiye edilmediği, borçlunun konkordato projesinin başarıya ulaşmasının doğrudan doğruya revize projede öngörülen; 11.500.000.- euro’luk (yaklaşık:103.500.000,00 TL.) hisse satışı ve yeni ortak sermaye ödemesine bağlı olduğu, borçlu tarafından 09.10.2020 tarihli dilekçesinde ifade edilen hisse satışının gerçekleşmesi ve sunulan teminat mektubunun … Bankası tarafından teyit edilmesi, söz konusu teminat mektubu tutarının nakit olarak şirket hesabına ödenmesi şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde borçlunun konkordato projesinin başarıya ulaşabileceği, aksi halde borçlunun diğer konkordato kaynakları ile projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olamayacağı, halihazırda işbu rapor tarihi itibariyle söz konusu teminat mektubuna ilişkin muhabir bankadan teyit alınamadığı” yönünde tespitte bulunulmuştur. İİK’nun 287. maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı“ kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt).İsv. İİK‘nda da konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, “borçlunun iyileşmesi” kavramına yer verildiği, buna göre geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı ifade edilmiştir. Ancak burada iyileşmeden söz edebilmesi için bilançosal bir iyileşme yeterli olmayıp başarılı bir iyileşme için yapısal (gerçek) bir iyileşmenin varlığı aranmalıdır. Bu sebeple konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu nedenle ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır. ( Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 187) Davacı şirketin komiser raporlarına göre şirketin hedeflenen satış ve karlılık oranlarına ulaşamadığı, borca batık durumda olduğu, heyetin bilgi ve onayı olmaksızın çek keşide edildiği, alacakların tahsil edilemediği, yine heyetin bilgi ve onayı olmaksızın kayıt dışı işlemler yaptığı (taşınmaz satımı, gerçek kişi ve kurumlara çekle ödemeler yapıldığı gibi ), borçların arttığı, vergi ve SGK borçlarının ödenmediği, sunulan teminat mektubunun … Bankası tarafından teyit edilmediği, mesafeli satış işlemlerinin yapıldığı online sitesine erişimin engellenmesi yönünde mahkemece verilen ilamların bulunduğu, ve bu haliyle projenin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece davacı şirket hakkındaki konkordato talebinin reddi ile iflas kararı verilmesi yerindedir.Açıklanan nedenlerle, dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygun olup resen yapılan incelemede kamu düzenine aykırı herhangi bir husus da tespit edilemediğinden, 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye Gelir Kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nın davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda İİK 308/a maddesi gereğince kararın tebliğinden on günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/05/2021