Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/236 E. 2021/481 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/236
KARAR NO : 2021/481
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/414
KARAR NO : 2017/1252
KARAR TARİHİ: 14/11/2017
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Alacağından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili kooperatifin 13 nolu üyesi olduğunu, davalının parasal ödemelerini yapmadığını, bunun üzerine icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kooperatif üyesi olduğu dönemde tüm ödemelerini yaptığını, daha sonra istifa ettiğini, istifanın kooperatif karar defterine işlendiğini, istifa tarihine kadar olan toplam 41.741,00 TL borcu ödediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/414 E. 2017/1252 K. sayılı 14/11/2017 tarihli kararı ile; “Davacı … kooperatifinin 13 nolu üyesi olduğu anlaşılan davalının üsküdar …. Noterliğinin 18/02/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile üyelikten istifa ettiğini davacı kooperatife bildirdiği, kooperatif yönetim kurulunun bu istifayı kabul ettiği, ancak davacı kooperatifin ürettiği konutlardan bir bağımsız bölümünün irtifak tapusunun davalıya verildiği ve kat mülkiyet tapusunun oluşturulduğu, tapusunu aldıktan sonra kooperatif tüzel kişiliği devam ederken istifa eden ortağın kooperatifteki amacından vazgeçmiş sayılması nedeniyle verdiği bedelleri geri alıp, aldığı konutu geri vermesi gerekirken, sadece yükümlülüklerden muaf tutulmasını istemesi usul ve yasaya uygun olmadığından, defter incelemeleri uyarınca belirlenen 4.500,00 TL bakiye borç üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.” gerekçesiyle”1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 4.500,00 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,2-Alacak hesabı yargılamayı gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Kooperatif aidat ve alacaklarının kooperatiflerin genel kurullarınca belirlenen ve belli vadelerde ödenmesi gereken likit alacak olduğu için icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre en az avukatlık ücreti 1.980,00 TL olduğu halde, lehe 1.890,00 TL vekalet ücreti takdir edilmesinin, yine reddedilen kısım 1.520,00 TL iken, davalı taraf lehine 1.813,16 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, sair yönlerden doğru olan kararın bu nedenlerle kaldırılmasını ve yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir .Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kooperatif üyeliğine giriş amacının konut edinmek olup tahakkuk eden ve etmesi gereken tüm ödemelerini yaparak, ferdi tapusunu alarak üyelikten çıktığını, müvekkili yönünden kooperatif ile olan ilişkinin “amacın gerçekleşmesi” sebebiyle sona erdiğini, kooperatif üyeliğinin şarta bağlı ortaklık olduğunu, üye olunurken amaçlanan sonucun gerçekleşmesi ile üyeliğin de sona erdiğini, bu hususun dosyada mevcut olan çıkış belgeleri ile de sabit olduğunu, müvekkilinin üyelik aidatı borcu tahakkuk edilecek üyeliğinin bulunmadığını, davacı tarafından müvekkili ile aynı şekilde dairesini alıp kooperatiften çıkan eski ortak … aleyhine İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/431 E. sayılı dosyasından açılan davanın reddedildiğini, somut olayda Kooperatif Kanununun 81. maddesinin uygulanma imkanı olmadığını, vecibelerini yerine getirip kooperatiften istifa ederek ayrılan, bu ayrılma kararı da kooperatifçe kabul edilerek pay defterine işlenen müvekkilinin ve bağımsız bölümünün kooperatif ile ilişiği kalmadığını, davacı kooperatifin ortaklıktan çıkmak için borçlarınızı ödeyin diyerek bütün alacaklarını aldıktan ve çıkış kararı verdikten sonra yeniden borçlandırma işleminin hukuka aykırı olduğunu, uyuşmazlığın halli için aynı nitelikte olan ve halen Yargıtay aşamasında bulunan dosyaların bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, kooperatif üyelik aidatının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında, davacı kooperatif tarafından 6.020,00 TL asıl alacak, 293,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.313,16 TL üzerinden 14/01/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borç sebebi olarak 29/06/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 no’lu karar olduğunun belirtildiği, talep ekinde dökümü bulunan tabloda davalının ödemediği miktarların 2013/Kasım-2014/Haziran arası aylık 190,00 TL’den 190,00 X 8 = 1.520,00 TL, 2014/Temmuz-2014/Eylül arası aylık 1.250,00 TL’den 1.250,00 X 3 = 3.750,00 TL, 2014/Ekim-2015/Haziran arası aylık 250,00 TL’den 250,00 X 9 = 2.250,00 TL olarak belirtildiği, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilemediği ancak davalının takipten haberdar olduğunu belirterek 23/01/2015 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği, davanın İİK 67/1 maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 24/05/2016 tarihli 2015/6110 E. 2016/3161 K. sayılı ilamı; “Kooperatifler Kanunu’nun 13. maddesi, “Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.” hükmünü içermektedir. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. Bir kooperatif ortağı, istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumludur. Takibin salt istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce ya da sonra başlatılması olgusu, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce doğan bu sorumluluğu kaldırmaz. Nitekim, anılan Kanun’un 27/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir. İstifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihten sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonra daireyi kooperatife geri vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden de talep halinde sorumlu olacaktır. Bu durumda, takibe konu alacaklar istifanın ulaşması ya da ihracın kesinleşmesi tarihinden önce doğmuş ise, inşaat finansman ve ayrıca genel giderlerden genel kurulda kararlaştırılan temerrüt faizi ile birlikte üye sıfatıyla sorumlu olduğu benimsenmeli, davalının istifasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonraki döneme ait olması durumunda ise, takipte istenen “aidat alacağı” kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tesbit edilerek kooperatif hizmetlerinden yararlanma söz konusu ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden ve temerrüde düşürülmesi durumunda işlemiş faizinden yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere BK’nın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talepte bulunulabileceği ilke olarak kabul edilmelidir. Her üye, üye olurken, üyeliğinin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğini bilmekte olup, aidat ödemelerini ihracın kesinleşmesine ya da noterden gönderdiği istifanın tebliğine kadar yapması ve kooperatifin hesabına aktarması tüm ortakların yararına olup, eşitlik ilkesinin de bir gereğidir.” şeklindedir.Davalının, davacı kooperatifin 13 no’lu ortağı olduğu, tapu tahsis işlemlerinin tamamlandığı, bağımsız bölümün davalı adına tescil edildiği, davalının Üsküdar … Noterliği’nin 18/02/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kooperatiften istifa ettiği, davalının istifası kooperatif yönetim kurulunun 18/02/2013 tarih ve 174 sayılı kararı ile kabul edilerek ayrıca kararda 13/11/2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı ve 29/04/2012 tarihli olağan genel kurul toplantısına konu aidatların tamamının davalı tarafından ödediği, başka aidat borcu olmadığının karar defterine yazıldığı, yine Üsküdar … Noterliği’nin 18/02/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ibranamesi ile davalının 41.741,00 TL toplam aidat borcunun defaten elden alınmak suretiyle 18/02/2013 tarihinde tahsil edildiği, kooperatifin üyelik aidatı, tapu harç ve masrafı, tasfiye gideri vb ad altında hiçbir hak ve alacağının bulunmadığı belirtilerek davalının ibra edildiği, imza sirkülerine göre ibranamenin kooperatif yönetim kurulu başkanı … yönetim kurulu üyeleri … tarafından imzalandığı dosya kapsamında yer alan kayıtlarla sabittir. Davalının istifası, kooperatif yönetim kurulu tarafından kabul edilerek, bakiye aidat alacağı tahsil edilip, davalı ibra edildikten sonra, kooperatifin aidat alacağı olduğundan bahisle takip başlatması usul ve yasaya aykırı olup davanın reddine karar verilmelidir. İİK 67/2 maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almaktadır. Davalının istifa ettiği, istifasının yönetim kurulu tarafından kabul edilerek karar defterine işlendiği, noterde düzenlenen ibraname ile yönetim kurulu başkan ve üyelerince ibra edildiği anlaşılmakla, bu hususlar kooperatif kayıtları ile sabitken, davalı hakkında takip başlatılması haksız ve kötüniyetli olduğundan, alacak miktarı 6.313,16 TL’nin %20’sine tekabül den kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabul kararı hatalı olup, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir eksiklik bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden hüküm kurularak davanın reddi ile davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/414 E. 2017/1252 K. sayılı 14/11/2017 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,a-Davanın REDDİNE,b-İcra takibine konu alacak miktarı 6.313,16 TL’nin %20’si oranında hesap edilen 1.262,63 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın, davacı tarafça peşin yatırılan 107,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 48,52 TL harcın davacıya iadesine,ç-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,e-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,3-İstinaf İncelemesi Yönünden;a-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,c-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,ç-Davalı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının, davalı tarafça yatırılan 76,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 17,55 TL harcın davalıya iadesine,e-Davalı tarafça yapılan 157,40 TL harç (istinaf başvuru ve karar harcı toplamı) ve 50,35 TL posta masrafı olmak üzere toplam 207,75 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,f-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,g-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa ilk derece mahkemesince iadesine,ğ-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/04/2021