Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2358 E. 2021/318 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2358
KARAR NO: 2021/318
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/820 Esas
KARAR NO: 2020/292
KARAR TARİHİ: 23/09/2020
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkili şirket ile davalı arasında düzenlenen 20/11/2018 tarihli … sözleşmesi ve bu sözleşmeye istinaden düzenlenen faturalardan kaynaklı 329.363,23 TL açık hesap alacaklarının tahsili talebiyle Selçuk İcra Müdürlüğünün … Esas sayısıyla icra takibi yapıldığını, davalı şirketin 28/09/2018 tarihli dilekçeyle icra müdürlüğünün yetkisine ve borcun tamamına itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalı tarafın yetki itirazının yasal düzenlemeye aykırı olduğunu, HMK 10. Maddesiyle sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğinin düzenlendiğini, 20/01/2018 tarihli Hotel kontenjan sözleşmesinin ifa yerinin Selçuk ilçesi sınırlarında olduğunu, TBK 89. Madde gereğince aksine bir anlaşma yoksa para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğini, davalının yetki itirazının reddi gerektiğini, borca itirazlarına ilişkin beyanlarında taraflar arasında ki sözleşme ile belirlenen koşullara uygun olarak hizmet bedelleri ödeme şekli ve zamanının belirlendiğini, davalı müşterilerinin sözleşme gereğince müvekkiline ait otelde konaklamış olduğu ve otel hizmetlerinden yararlanmış olmaları sebebiyle müvekkili tarafından düzenlenen fatura bedellerinin bir kısmının davlı şirketçe ödenmiş olmasına rağmen 329.363,23 TL açık hesap borcunun tüm ihtarlara rağmen ödenmediğini, bunun üzerine icra takibi yapıldığını, davalı şirketin takipten bir gün sonra 26/09/2018 tarihinde 670 TL bedelli iade faturası düzenlendiğini, iade faturasının müvekkili şirket tarafından haklı görünerek kayıtlara işlendiğini ve alacak miktarının 328.693,23 TL olarak revize edildiğini, sonrasında müvekkili şirket tarafından davalıya gönderilen mutakabat formunun davalı şirket tarafından 26/09/2018 tarihi itibariyle 2.314,67 TL fark oluşmaktadır kaydiyle imzalanarak müvekkiline gönderildiğini, başkaca bir itirazın ileri sürülmediğini, 326.378,56 TL alacak miktarı üzerinden uyuşmazlık olmadığının anlamına geldiğini bildirerek, davalı itirazlarının haksız ve müveklinin alacağını geciktirmeye yönelik olduğunu bildirerek davalı itirazının iptali ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde : müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, bu defa yetkisiz mahkeme de açıldığını müvekkili şirketin adresinin İstanbul Ataşehirde olduğunu, davacının dayandığı … sözleşmesinde yetki kılavuzu bulunduğunu, Kadıköy İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olacağını düzenlendiğini, HMK 17. Maddeye göre icra takibi ve davanın Kadıköy (İstanbul Anadolu ) Mahkemelerinde açılması gerektiğini, İzmir mahkemelerinin yetkili olmasının mümkün olmadığını, bu nedenle yetki itirazının kabulüyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak müvekkili şirketin dava dilekçesinde bahsi geçen faturalara ilişkin hizmete almadığını, davacının fatura içeriğindeki hizmeti verdiğini ispatla yükümlü olduğunu, davacı sözleşme gereğince internet katkı payı, gazete katkı payı, reklam katkı payı ödemesi gerekirken bu ödemeleri de yapmadığını bildirerek davanın reddine %20den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “…Davalının süresinde Selçuk İcra Dairesi’nin yetkisine itiraz ettiği, icra dosyasında takibin Selçuk İcra Dairesi’nde yapılmış olup, Selçuk İcra Dairesi’nin bulunduğu yerin yetki kapsamının , sözleşmede belirtilen yetkili mahkemeler arasında yer almadığı gibi , tarafların merkez ve ikametgahlarının bulunduğu yer olmadığı, davalının davacı tarafından usulüne uygun olarak kullanılmayan yetkili icra dairesi seçimindeki hakkının usulüne uygun olarak yetkili icra dairelerinden birinde kullanmadığı ve seçimlik hakkın davalı yana geçmiş olup, davalı yanın İstanDavalının süresinde Selçuk İcra Dairesi’nin yetkisine itiraz ettiği, icra dosyasında takibin Selçuk İcra Dairesi’nde yapılmış olup, Selçuk İcra Dairesi’nin bulunduğu yerin yetki kapsamının , sözleşmede belirtilen yetkili mahkemeler arasında yer almadığı gibi , tarafların merkez ve ikametgahlarının bulunduğu yer olmadığı, davalının davacı tarafından usulüne uygun olarak kullanılmayan yetkili icra dairesi seçimindeki hakkının usulüne uygun olarak yetkili icra dairelerinden birinde kullanmadığı ve seçimlik hakkın davalı yana geçmiş olup, davalı yanın İstanbul Anadolu İcra Daireleri’nde takip yapılması gerektiğinin icra dosyasındaki itirazında belirtmekle, seçimlik hakkını Selçuk İcra Dairesi olarak kullandığı anlaşılmakla, davacının usulüne uygun yetkili icra dairesinde yapılan bir icra takibi bulunmadığı tespit edilmekle, davacı tarafından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; 28.12.2018 tarihinde her ne kadar dava itirazın iptali olarak açılmış ise de 18.02.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın tamamen ıslah edilerek alacak davasına dönüştürüldüğü iş bu nedenle davanın yetkisiz icra dairesinde takip başlatılması nedeniyle usul yönünden verilen kararının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacı vekilince İzmir 6.ATM ne sunulan 28.12.2018 tarihli dava dilekçesinin incelenmesinde; davacı ile davalı arasında düzenlenen 20.01.2018 tarihli … Sözleşmesi ve bu sözleşmeye istinaden düzenlendiği belirtilen faturalardan kaynaklı 329.363,23 TL açık hesap alacağının tazmini talepli Selçuk İcra Dairesinin … E sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı , davalı tarafça ödeme emrinde belirtilen alacağa ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu belirtilerek, davalı şirketin Selçuk İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında 328.693,23 TL lik miktar ve faiz oranına yapılan itirazın iptali ile takibin asıl alacağa işleyecek değişen oranlarda avans faiz ile birlikte takibin devamına ve %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir. Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesin de davalı aleyhine başlatılan icra takibinin yetkisiz icra dairesinde açıldığı , yetki itirazına rağmen bu defa da yetkisiz mahkemede dava açıldığı belirtilerek öncelikle davanın usulden reddine dair karar verilmesi talep edilmiştir. Yargılamanın yapıldığı İzmir 6. ATM’nce 2018/583 E 2019/456 K sayılı ilam ile taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 25. Maddesinde anlaşmazlıklar halinde Kadıköy Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılınmış olunması ve taraflar tacir sıfatına haiz olması nazara alınarak davalı tarafın yetki itirazının HMK 17. Maddesi uyarınca kabulü ile mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair karar vermiş ve iş bu karar 23.10.2019 tarihinde kesinleşerek dosya İstanbul Anadolu 11. ATM’nin 2019/820 E sırasına tevzi edilmiştir. Davacı vekilince 18.02.2020 tarihli UYAP sisteminden gönderilen ıslah dilekçesi ile davanın tam ıslahı ile itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürüldüğü ve davacı şirketin 328.693,23 TL miktarındaki alacağın 03.10.2018 tarihinden işleyecek reeskont avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği belirtilmiş olup, aynı tarihte ıslah harcının ikmal edildiğine dair sayman mutemedi alındısı belgeye eklenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin tarihi 20.01.2018 olup, iş bu sözleşmenin 25 .maddesinde uyuşmazlık çıkması halinde Kadıköy Mahkemeleri ve icra Dairelerinin yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Yetki sözleşmesi HMK’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce yapılmış olması halinde sözleşme taraflarının kim olduğuna bakılmak suretiyle geçerliliği araştırılmalıdır. Ancak 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan yetki sözleşmelerinde HMK nın 17. Maddesi belirtilen yasal koşulları taşıyıp taşımadığı araştırılmalıdır. Buna göre tacirle veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğacak uyuşmazlıklarda bir veye birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler .Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Tacirler veya kamu tüzel kişileri , tacir olmayan kişilerle yetki sözleşmesi yapamaz (HMK 17). Davaya konu somut olayda tarafların tacir sıfatına haiz olduğu, davalı vekilince cevap dilekçesi ile, yetkisizlik itirazında bulunduğu, davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesi ile davanın alacak davasına dönüştüğü anlaşılmakla, yargılamayı yapan mahkemece takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine dair verilen kararı dosya kapsamına uygun bulunmamış olup, her ne kadar sözleşme ile belirlenen mahkeme dışında başkaca bir mahkeme de dava açılmış ise de; cevap dilekçesinde ileri sürülen yetki itirazı ile dosyanın yetkili mahkemeye gönderildiği anlaşılmakla yetki konusunda ön sorunun çözüme kavuştuğu gözönünde bulundurularak alacak davası olarak yargılamaya devam etmesi gerekmektedir. İş bu nedenle ; ilk derece mahkemesince alacak davasına konu uyuşmazlığın giderilmesi için davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesi göz önünde bulundurulmak suretiyle gerekli ve esasa etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2019/820 Esas, 2020/292 Karar ve 23/09/2020 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4- Davacı tarafça başvuru tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca yatırmış olduğu 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye İrat Kaydına, 5-Davacı vekili tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından talep halinde kendisine İadesine, 6-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/03/2021