Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2338 E. 2023/1257 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2338
KARAR NO: 2023/1257
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/635
KARAR NO: 2020/361
KARAR TARİHİ: 11/09/2020
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında servis hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin ihlali sebebiyle cezai bedel faturası kesildiğini, davalının fatura borcunu ödememesi sebebiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı cevap dilekçesinde özetle; …’nin öğrenci taşımacılığına davacı ile sözleşme yaparak işe başladıklarını, araç şoförünün kalp ameliyatı geçirmesi üzerine davacı ile görüşerek çalışamayacağını bildirdiğini, davacının sözleşmeyi iptal ettirileceğinin bildirildiğini, ancak akabinde okulların tatil olduğunu, tatilden 3 ay sonra şirketleri hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak servis şoförünün kalp kapakçılarında ameliyatı olması nedeni ile başkaca da şoför bulunmadığından davacı taraf ile yapılan şifahi görüşme üzerine taşımacılığına devam ettiremediklerini, bu nedenle davayı kabul etmediklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”.. Taraflar arasında Öğrenci Taşıma (Servis) Sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafça 02/09/2018 ve 03/09/2018 tarihlerinde davalının güzergah tespitine ve öğrenci servis çıkışına gelmediğinin tutanak altına alınmak suretiyle sözleşmeyi ihlal ettiğinin tespit edildiği, davacının talebine dayanak yaptığı sözleşmenin cezai şart düzenlemesine ilişkin maddesinde “tedarikçi firmanın sözleşmeyle düzenleme altına alınan sorumluluk ve yükümlülüklere aykırılıkların varlığının tespiti halinde İlkemin sözleşmeyi derhal fesih hakları saklı kalmak kaydı ile her bir aykırılık için 10.000-TL ceza ödeyeceğinin” düzenlendiği, davalı tarafın güzergah tespitine ve öğrenci servis çıkışına gelmeyerek sorumluluk ve yükümlülüklerine aykırı davrandığı, davalı tarafın işi tarafların şifahi görüşmesi nedeniyle anlaşarak bıraktıkları iddiasını ispat edemediği anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme bedelinin bir araç için aylık 5.750,00-TL olduğu, davalı şirket yetkilisinin beyanından davalı şirketin 6 servis aracının bulunduğunun beyan edildiği görülmüş, sözleşmede belirlenen cezai şart bedelinin fahiş olmadığı ve davalı şirketin ekonomik olarak mahvına neden olmayacağı kanaatine varılmıştır. Davalının taraflar arasında imzalanan Öğrenci Taşıma Sözleşmesinin ihlali nedeniyle sözleşme ile belirlenen cezai şart bedelinden sorumlu olduğu, davacının takip talebinde belirtilen miktarlar kadar alacaklı olduğu ve takibin talepte belirtilen miktar üzerinden aynı koşullarda kaldığı yerden devamı gerektiği anlaşılmış, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin her iki tarafın isteklerini yansıtmadığı, matbu sözleşmenin düzenlendiği ve bu sözleşmede imza atılırken boşlukların doldurulmadığı , sözleşme yapılırken bir çok hususta davalının bilgilendirilmediği, servis şoförünün detaylı sağlık taramasından geçeceğinin sözleşme sonrasında kendilerine söylendiği ancak öncesinde bu yönde bir bilgilendirme yapılmadığı belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, servis taşıma sözleşmesine dayalı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafça 24.09.2018 tarihli, 10.000,00 TL tutarlı sözleşmeye istinaden ceza bedeline dayalı olarak 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talepli 04.10.2018 tarihli takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 11.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı tarafça 15.10.2018 tarihinde takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği belirtilmiş, dava süresi içerisinde açılmıştır. Davacı ile davalı (tedarikçi) arasında düzenlenen Öğrenci taşıma ( servis arada ) sözleşmesinin incelenmesinde; iş bu sözleşmenin … Koleji öğrenci ve personellerinin davacının belirlediği güzergah ve bu güzergahlarda belirlenecek noktalardan getirilip götürülmesi işini kapsadığı , tedarikçinin firmanın bağımsız tacir ve kendi personeli için işveren konumunda olduğu , tedarikçi araç plakasının … Olarak belirtildiği tespit edilmiştir. Sözleşmenin 11. Maddesinde , mücbir haller dışında oluşan herhangi bir aksaklık sonucu, tedarikçi firma tarafından yapılamayan servis için ücret ödenmeyeceği gibi , hareket saatinden önce veya sonra hareket edildiği takdirde ya da tedarikçi firma tarafından servis hizmeti sözleşme hükümleri çerçevesinde herhangi bir sebepten hiç verilemediği veya servis aracının servis esnasında arızalandığı takdirde davacının sözleşmeden doğan cezai şart ve sözleşmeyi fesih hakkını saklı kalmak kaydıyla , servis kullanan öğrenci ve personellerin belirlenen güzergahlarda gidiş veya gelişine kadar taksi ücretleri , tedarikçi firmaya rücu edilecek olup söz konusu meblağın defaten tedarikçi firma tarafından defaten ödeneceği belirtilmiştir. Sözleşmenin 12. Maddesinde ” tedarikçi sözleşme sonuna kadar işini hiçbir şekil ve şart ile bırakamaz, aracını satamaz ,başkasına kullanım hakkını devredemez , rehin veremez , araç trafikten men edilemez . Aksi takdirde … sözleşmeyi ihtara gerek kalmaksızın fesh eder ve o ayki hak edişi gelir kabul edilir . Ayrıca tedarikçi 0.000 -TL cezai şart bedelini ilk yazılı talep ile nakden ödemeyi gayrikabili rücu kabul ve taahhüt eder. ” hükümleri yer almaktadır. Sözleşmenin G maddesinde servis sürücülerin özellikleri ayrıntılı olarak belirtilmiştir . İş bu maddenin 4. Bendinde tedarikçi firmanın düzenli olarak sürücülerin yasal süreler dahilinde ve ayrıca gerekli görüldükçe sürücülerine iş güvenliği ve iş sağlığı eğitimlerinden sağlık kontrolünden geçirmekle yükümlü olduğu kararlaştırılmıştır. Cezai şartın düzenlendiği M maddesinde ise ” tedarikçi firma , sözleşmenin düzenleme altına alınan sorumluluk ve yükümlülüklere aykırılıkların varlığının tespiti halinde İlkem in sözleşmeyi derhal fesih hakları saklı kalmak kaydıyla , her bir aykırılık için 10.000 TL ceza ödeyecektir ” kararlaştırılmıştır. Davalı tarafın sunduğu tıbbi kayıt ve belgelerin incelenmesinde, İstanbul İli Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından dava dışı … adına düzenlenen 2011- 08.01.2018 dönemine ilişkin hasta kayıt ve belgeleri olduğu tespit edilmiştir. 02.09.2018 ve 03.09.2018 tarihli tutanaklarda, … plakalı tedarikçi firmadan öğrenci servis almaya/güzergah tespiti yapmaya ve de servis çıkışına gelmediği yazılıdır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair karar verilmiş olup , davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Somut olaya ilişkin yasa maddeleri incelendiğinde: Cezai şart 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda 158-161. maddelerinde düzenlenmiş olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179-182. maddelerinde ise “ceza koşulu” ismini almıştır. Cezai şart borçlunun asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği, asıl borca bağlı olarak ve ancak bu borcun ihlali ile doğabilecek olan fer’i bir edimdir. Borçlu cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararını ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etmek imkanını bulacaktır. Zira cezai şart borcun ihlali halinde verilmesi gereken, önceden kararlaştırılmış kesin miktarlı (maktu) bir tazminattır. Cezai şartın kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir (Tekinay Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, 7. Bası, İstanbul 1993, s. 341-343). 6098 sayılı TBK’nin 179/1 hükmüne göre; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir”. Borçlu, borca uygun hareketle yükümlü olup, bu hükme göre taraflar, sözleşmede borçlunun ya borcunu sözleşmeye uygun olarak ifa etmesini ya da ceza koşulunu ödenmesini kararlaştırmış olabilirler ancak bu durumda seçim hakkı alacaklıya tanınmıştır. Alacaklı borcun aynen ifasını talep edebileceği gibi bundan vazgeçerek ceza koşulunun ödenmesini de talep edebilir. 6098 sayılı TBK’nın 179/2 hükmüne göre; “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” Bu hükme göre, borçlunun borca aykırı davranışı halinde, alacaklı hem aynen ifayı, hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilecektir.6098 sayılı TBK’nin 179/3 hükmüne göre; “Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” Burada borçlu, borcu ifa yerine bizzat ceza koşulu ödemek suretiyle borçtan kurtulma olanağına sahiptir. Yani ceza koşulu ifanın yerini aldığı için borçlu borca aykırı davranmamakta, borcu ifa yerine ceza koşulunu ödeyerek sözleşmeden dönebilmektedir.
Cezai şart ile borçlunun kusuru ve alacaklının zararı arasındaki ilişki ise TBK’nin 180.maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre cezai şartın ödenmesi alacaklının zarar görüp görmediğine ve zararının miktarına bağlı değildir. Ayrıca borçlunun kusurlu olduğunun alacaklı tarafından ispat edilmesine de gerek bulunmamaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan cezai şart, TBK 179/1 maddesinde düzenlenen seçimlik cezai şarttır. Davaya konu somut olayda; taraflar arasında öğrenci taşıma (servis) sözleşmesi düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta takibe konu edilen faturanın taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden ceza bedeli olarak düzenlendiği, davalı tarafça servis hizmetinin araç şoförünün kalp hastalığı geçirmesi nedeniyle ameliyat olması sonucunda davacı ile görüşülerek sözleşmeyi iptal edildiği ve iş bu nedenle davacının haksız olarak takip başlattığını belirtilmiştir. Yukarıda yer alan bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere ; tedarikçi firmanın sözleşmeyle yükümlendiği edimlerin ifa edilmemesine gerekçe olarak bulunan tıbbi kayıt belgelerin 2011 tarihinden başladığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 2018 yılında yapıldığı, sözleşmede servis sürücülerinin özellikleri açıklanırken sağlık kontrollerinden de geçmeleri gerektiğini kararlaştırıldığı, davalı tarafça ifanın gereği gibi yapılmadığına dair tutanakların yer aldığı ve sözleşmede kararlaştırılan hükümler nazara alındığında davalının sözleşmenin ihlali nedeniyle belirlenen cezai şart bedelinden sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Ancak , taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin devamı maddelerinde ” Hatalı Sayılan Davranışlar ” başlığı altında hatalı davranışların tanımı yapılarak karşılık gelen para cezaları toplam 45 madde halinde belirtilmiştir. Hatalı sayılan davranışların 10. Maddesinde ” Firmadan yazılı onay almadan işi bırakmak” fiili neticesinde uygulanacak para cezası olarak 5.000 TL düzenlenmiştir. Bu haliyle 5.000 TL yönünden davacının , davalı aleyhine başlatmış olduğu takipte haklı olduğu nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne dair hüküm tesis edilmesinin yerinde olmadığı açıktır. HMK’nin 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. İş bu nedenle; davalının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nin 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun HMK 355 ve 353/1.b2 maddesi uyarınca KABULÜNE, -İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2019/635 Esas, 2020/361 Karar sayılı ve 11/09/2020 tarihli kararının HMK’nin 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; A)Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 1-Davalının İstanbul … İcra Müd. … Esas sayılı dosyasında 5.000 TL alacağa yönelik yapılan itirazının iptali ile takibin bu miktar uyarınca devamına, Takip tarihinden itibaren bu miktara avans faizi uygulanmasına, 2- İİK 67/2 maddesi gereğince 5.000 TL alacağın % 20 si ( 1.000 TL ) oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine 3- Fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: a-Alınması gereken 341,55 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 120,78 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 220,77 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b-Davacı tarafından toplam 90,70 TL yargılama gideri sarf edildiği anlaşıldığından, yargılama giderinden kabul edilme oranına isabet eden 45,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, c-Davacı tarafından yatırılan toplam 3.358,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ç-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine, d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T’ye göre tayin ve takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, e-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T’ye göre tayin ve takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 4-İstinaf giderleri yönünden; a-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, b-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 170,77 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 99,08 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, c-Davalı tarafça sarf edilen 342,87 TL istinaf harcı ve yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ç-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, d-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/09/2023