Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2334
KARAR NO : 2021/565
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/576
KARAR NO: 2020/345
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
DAVA: İflas İçi Konkordato
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA Müflis … Sanayi Anonim şirketinin tasfiye işlemlerinin devamı sırasında müflis şirketin, alacaklılarından … tarafından konkordatoya davet edildiği, iflas idaresinin konkordato davetini kabul ederek alacaklılara konkordato teklif ettiği, yapılan fevkalade alacaklılar toplantısında alacaklıların yeterli çoğunlukla projeyi onayladığı belirtilerek İİK. 309. maddesi yollaması ve İİK. 302/son maddesi gereğince mahkemece yargılama yapılması talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… İflas içi konkordatoda prosedür, müflisin teklifini iflas idaresine vermesiyle başlamakta, komiserin görevlerini iflas idaresi yürütmekte, bu kapsamda İİK. 302. maddesindeki tasdik koşullarına ilişkin gerekçeli raporun da iflas idaresi tarafından mahkememize sunulması gerektiği anlaşılmaktadır.Konkordatonun tasdiki için m. 305’te öngörülen şartlar kamu düzenine ilişkin olup (Kuru, İcra ve İflas El Kitabı, s. 1490) bu şartların kümülatif olarak mevcut olması gerekir. Mahkeme konkordato şartlarının oluşup oluşmadığını komiserin (bu dosya yönünden iflas idaresi) raporunu esas alarak belirler. Ancak mahkeme komiser raporu ile bağlı değildir. (Pekcanıtez/Erdönmez, Konkordato, s. 131) Somut dosyada iflas idaresi tarafından gerekçeli rapor İİK. 302. maddesinde öngörülen süreden sonra rapor sunulmakla birlikte, konkordato teklifine kabul oyu kullandığı belirtilen alacaklıların vekaletnamelerinde, konkordato özel yetkisinin bulunmadığı da anlaşılmıştır. HMK. 74. maddesi ”Açıkça yetki verilmemiş ise vekil; sulh olamaz, hâkimi reddedemez, davanın tamamını ıslah edemez, yemin teklif edemez, yemini kabul, iade veya reddedemez, başkasını tevkil edemez, haczi kaldıramaz, müvekkilinin iflasını isteyemez, tahkim ve hakem sözleşmesi yapamaz, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamaz ve bunlara muvafakat veremez, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuramaz, davadan veya kanun yollarından feragat edemez, karşı tarafı ibra ve davasını kabul edemez, yargılamanın iadesi yoluna gidemez, hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açamaz, hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez.” hükmünü ihtiva etmekte olup, madde metninde açıkça özel yetki verilmesini gerektiren hallerin düzenlendiği, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinin de bu kapsamda olduğu, bu sebeple vekaletnamelerde yer alan sulh ve ibra yetkilerinin yeterli görülmediği ve özel yetki içermeyen vekaletnamelerle yapılan kabul beyanlarının konkordato teklifinin kabulü için yeterli sayılamayacağı kanaatine varılmakla İİK. 309. atfı ile İİK. 302. maddesi kapsamında tasdik koşullarının oluşmadığı, tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarından anlaşılmakla iflas içi konkordato teklif eden iflas idaresinin talebinin reddine ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı … vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında bazı alacaklıların özel yetki içeren vekaletname sunduğu, davaya konu somut olayda mahkemece eleştirilen bir husun İİK 302 maddesi uyarınca komiserin 7 gün içerisinde raporunu vermesi gerektiği yönünde emredici düzenleme olup bu konuda idarenin bunun sebeplerini izah ettiği, iflasta HMK 74 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı konusunun tartışmalı olduğu, ana kuralın avukatın yetkisinin dava sonuçlanıncaya kadar tüm işlemleri kapsadığı, tartışışan vekaletnamelerin 6100 sayılı yasadan önce düzenlendiği, bu nedenle 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulanması gerektiği, sulh ve ibra yetkilerinin vekaletnamede bulunmasının yeterli olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, adli konkordatonun türü olan iflas içi konkordato talebine ilişkindir. 2004 sayılı İİK‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkrasında yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut yargılamada, davanın, dava tarihi itibariyle yetkili ve görevli asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği sabittir.Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. Konkordato yapılış biçimine göre tenzilat konkordatosu, vade konkordatosu ve karma konkordato olarak üçe ayrılmaktadır. Adli konkordatonun türü olan iflas içi konkordato, hakkında iflas kararı verilmiş olan borçlunun, müflis sıfatında kurtularak borçlarını yeniden yapılandırmasını sağlayan ve yeniden ticari hayat dönüşüne imkan tanıyan konkordato türüdür. İflas içi konkordato, İcra ve İflas Kanunu m. 309 da düzenlenmiş olmakla birlikte iflas dışı konkordatoya ilişkin m.302-307 ,308/a-308/g maddeleri, iflas içi konkordatoya da uygulanacaktır. İflas içi konkordatoda , konkordato mühleti ve konkordato komiserine ilişkin hükümler uygulanmaz. Zira iflas içi konkordato da ne konkordato mühleti verilir ne konkordato komiseri atanır. (bknz. Doç. Dr.M.Serhat Sarısözen ”Konkordato ” adlı kitabı shf 88.) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde, “Davaya vekalette özel yetki verilmesi gerektiren haller” düzenlenmiştir.Maddede, açıkça yetki verilmedikçe vekilin, müvekkilinin iflasını isteyemeyeceği, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamayacağı ve bunlara muvafakat veremeyeceğine de yer verilmiştir.Yasanın düzenlemesi emredici niteliktedir. Aynı yasanın 114/1- f bendinde, vekil aracılığı ile takip edilen davalarda, vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamenin bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Davaya konu somut olayda, müflis şirket olan … A.Ş. Yönünden İstanbul …İflas Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasında iflas tasfiye işleminin devam ettiği, müflis şirket alacaklılarından … tarafından konkordatoya davet edildiği, müflis şirketin de konkordato talebini kabul ettiği ve yapılan olağan üstü alacaklılar toplantısında projenin yeterli çoğunluk sağlanarak onaylandığı belirtilerek İİK 309. maddesi uyarınca işlem yapılması talep edilmiştir.09.09.2020 tarihli bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle; konkordatoyu vekil aracılığıyla kabul ettiği belirtilen alacaklılar yönünden HMK 74. maddesi gereğince düzenlenmiş vekaletnamenin sunulması gerektiği, 44 kabul oyu veren alacaklının sadece 1 kişinin kabul oyunun uygun olduğu, diğer 43 kişinin vekaletnamesinde özel yetkinin bulunmadığı, iş bu nedenle İİK 302/2 uyarınca yeterli çoğunluk tarafından kabul edilmiş sayılamayacağı, ancak iflas idaresinin ileri sürdüğü görüşün yani ”sulh ve ibra” yetkisinin bulunmasının yeterli görülmesi durumunda veya usulünce düzenlenmiş vekaletname sunulması veya alacaklıların kendileri tarafından ”kabul beyanı” sunulması halinde İİK 302/2-a maddesi uyarınca projenin yeterli çoğunluk tarafından kabul edilmiş olduğu yönünde tespitte bulunulmuştur.Mahkemece yargılama sonucunda vekaletnamelerde yer alan sulh ve ibra yetkilerinin yeterli görülmediği ve özel yetki içermeyen vekaletnamelerle yapılan kabul beyanının konkordato teklifi için yeterli sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine dair karar verilmiştir.Davaya konu uyuşmazlık, vekaletnamelerde bulunması gereken özel yetkilerin konkordato oylamasındaki etkisi ile iş bu eksikliğin tamamlanıp tamamlanamayacağıdır.Dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, toplam alacaklı sayısının 78, kabul oyu verenlerin 44, red oyu kullananların 6 ve oy kullanmayan alacaklı sayısının 28 olduğu, kabul oyu kullanan 44 alacaklıdan 43 tanesinin ise vekaletnamesinde HMK m.74. uyarınca düzenlenmiş özel yetki bulunmadığı belirtilmektedir. 17.09.2020 tarihli celsede ise; bir kısım tarafa vekillerin ve iflas idaresinin vekilinin katılımının sağlandığı ve duruşmada yer alan iflas idaresi vekili, … A.Ş. Vekili ile alacaklı … vekilinin duruşmada yer alan beyanlarından vekaletnamelerin toplanmakta zorlanıldığı, sunulan vekaletnamelerde yer alan sulh ve ibra yetkisinin yeterli olacağı mahkeme aksi kanaatte ise ek süre verilmesini talep ettiği ve daha önceki celselerde bu konudaki eksikliğin tamamlanmasına yönelik usulüne uygun süre verildiğine dair dosyada ara karara rastlanılmamış ve celse arasında …, …, … yönünden sunulan ve 14.09.2020 tarihli Atina-Pire Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen vekaletnamelerde ”…..konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunmaya veya bunlara muvafakat vermeye” dair yetkinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.06.2019 tarih ve 2019/4-57 Esas 2019/645 Karar sayılı ilamında ” … Yargıtay Büyük Genel Kurulunca; “…1086 sayılı HMK’nda herhangi bir somut düzenleme olmaması nedeniyle 04.02.1959 tarihli ve 14/6 sayılı içtihadı birleştirme kararı çerçevesinde çözümlenen hakimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine açılan tazminat davalarında vekaletname sorunu, 6100 sayılı HMK’nun 74. maddesinde somut bir norma bağlanmış, söz konusu norm ile vekaletnamede özel yetki bulunmaması halinde hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açılamayacağı kabul edilmiş ve bu husus aynı Kanun’un 114. maddesinin (f) bendi uyarınca dava şartı hâline getirilmiştir. Dava şartlarından birisinin eksik olması hâlinde nasıl hareket edileceği de HMK’nun 115. maddesinde düzenlenmiştir. Uyuşmazlık konusu olan dava şartı eksikliği tamamlanabilir bir eksiklik olduğuna göre HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca davacıya HMK’nun 74. maddesine uygun vekâletname ibraz etmesi için kesin süre verilmesi, verilen süre içinde eksikliğin tamamlanması halinde yargılamaya usulün öngördüğü şekilde devam edilmesi, verilen süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde ise, 6100 sayılı HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gereklidir.” belirtilmektedir.Yukarıda yer alan bilgiler ışığında; istinafa konu edilen iş bu dava dosyasında bilirkişi heyetinde düzenlenen raporlardan da anlaşılacağı üzere konkordatoyu vekil aracılığıyla kabul oyu veren alacaklılar yönünden HMK madde 74 .uyarınca özel yetki içeren vekaletnamelerin dosyaya ibraz edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. İflas dosyasının 2007 tarihli oluşu ve alacaklıların yabancı ülke vatandaşı olmaları da birlikte değerlendirildiğinde, vekillerin duruşmada beyanlarında ileri sürdüğü gibi vekaletnamelerin teminin de sıkıntı yaşanması hayatın olağan akışına aykırı bulunmamıştır. Aynı zamanda, mahkemece ibraz edilen ‘vekaletnamelerde yer alan ”sulh ve ibra” yetkisinin yeterli görülmemesi doğru olmakla, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.06.2019 tarih ve 2019/4-57 Esas 2019/645 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere tamamlanabilir dava şartındaki eksikliği gidermek üzere taraflara HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca HMK’nun 74. maddesine uygun vekâletname ibraz etmesi için kesin süre verilmeli, verilen süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde ise, 6100 sayılı HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu hususların göz ardı edildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nun 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Konkordato teklif eden tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2019/576 E., 2020/345 K. Sayılı ve 17/09/2020 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 143,50 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde Konkordato teklif edene iadesine, 5-Konkordato teklif edenin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/05/2021