Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/23 E. 2020/9 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/23
KARAR NO : 2020/9
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2017
NUMARASI : 2015/167 Esas – 2017/528 Karar
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ: 28/02/2011
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin 30/01/2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında gündemin 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14 ve 15’nci maddelerinde alınan kararların yasaya ve tüzüğe aykırı olduğunu mutlak butlanla batıl olduğunu ve iptali gerektiğini, toplantıya katılmaya yetkili olmayan kişilerin katıldığını, bazı üyelerin üyeliklerinin tüzüğe ve genel kurul kararlarına aykırı olduğunu, 1995 yılında yapılan genel kurulda çıkan veya çıkarılan üyelerin geri alınmasının red edildiğini, bu sebeple 15/04/2004 tarihinden sonra ortaklığa kabul edilen üyelerin aslında bir daha kooperatife üye olamayacak kişiler olduğunu ancak önceki genel kurullarda da usulsüz olarak üye kabul edildiklerini hazirun cetvelinde üyelerin pay durumunun gösterilmediğini bu durumun toplantı ve karar nisabında karışıklık çıkardığını, kimlerin kaç pay sahibi olduğunun bilinmediğini 2007 yılı genel kurulundan sonra keyfi üyeler alındığını, bunların 29/06/2008 tarihli genel kurul toplantısında hazirunda gösterildiğini ve satış kararı alındıktan sonra üye kaydedildiklerini bu durumda satış bedelinin 218 yerine 258 ortağa dağıtılması gerekeceğini, hazirun cetvelinde 219 kişi gözükürken kura çekilişinde 259 kişinin katıldığını, kura çekilişinin de bu sebeple batıl olduğunu, alınan kararların BK.19-20.maddelerine aykırı olduğunu Yargıtay Kararlarının bunu doğruladığını, yönetim kurulu faaliyet raporunun önceden dağıtılması sebebi ile genel kurulda okunmadığını bu sebeple kura çekimi gibi bilinmeden yanlış kararlar alındığını 2010 yılında yapılan kongrede de konuşturulmadığını, eğer konuşturulsa idi yönetim kurulu faaliyet raporunun kabulü ve ibrasının söz konusu olmayacağını, bilanço ve gelir gider hesaplarının da müzakere edilmediğini, …’a yapılan satışın bedelinin bilançoda gösterilmediğini sadece ticari alacaklar bölümünde 84.030.955,39 TL gibi bir rakamın görüldüğünü, bu alacağın ne zaman tahsil edileceğinin belli olmadığını, kendisine takip ettiği davalar sebebi ile bir müstakil villa verileceğini, bunun yerine … inşaa ettiği 150 m2 daireyi almaya zorlanamayacağını, … ile yapılan sözleşmenin 2009 yılı kongresinde ihraç tehdidi ile onaylattırılmış olduğunu, kura çekilişi yapılan konutların tapusunun kooperatife ait olmadığını, yönetim kurulu ve denetim kurulu ibralarının iptali gerektiğini, 2009 yılından beri açılan davaların kesinleşmediği için durumları belirsiz olan ortaklarca alınan kararların geçersiz olduğunu, gayrimenkul konusunda genel kuruldan yetki almadan yapılan işlemlerin geçersiz olduğunu, bu sebeple trampa sözleşmesi de yapılamayacağını, … ile yapılan sözleşmeye sonradan icazet vermenin de mümkün olmadığını, bu sebeple 2009 yılı kongresinin iptali ile ilgili davanın halen derdest olduğunu, aynı şekilde 2010 yılı kongresinin iptali ile ilgili davanın da devam ettiğini, bu durumda kooperatife kayyım tayini gerektiğini 2010 yılı bilançosunda görülen 89.780.000 TL. olması gerekirken 84.030.955,39 TL gibi tahsil edilmemiş bir alacak gözükmesinin yanlış olduğunu, kâr yedekleri arasında 94.485.632,21 TL’nin nereden kaynaklandığının bilinmediğini, trampa ve satış vaadi sözleşmelerinde bahsedilen 4.000.000 USD’nin bilançoda yer almadığını, bu sebeplerle ibra kararının iptali gerekeceğini 2011 yılı tahmini bütçesinin de kabul edilmemesi gerekeceğini, kongre batıl olduğu için bu genel kurulda yapılan kura çekiminin de iptali gerektiğini, çekilişi yapan noter görevlisinin adının ve kaçıncı noter olduğunun belli olmadığını, bu sebeplerle yapılan genel kurulda alınan kararların mutlak butlanla malûl olduğunu ve tümünün iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; Genel Kurul kararları için butlan ve yokluktan bahsedilemeyeceğini, kararların karar nisabının çok üstünde oy çokluğu ile alındığını, 15/04/2004’den sonra ortaklığa kabul edilenlerin bu dava konusu ile ilgili olmadığını anasözleşmeye göre ortak alındıklarını, hazirun cetvelinde pay miktarlarının belirtilmemiş olmasının iptal sebebi olmadığını, kararların çoğunun oyçokluğu ile alındığını, 2007 kongresinden sonra keyfi olarak birkaç üye alınmasının asılsız bir iddia olduğunu ve bir iptal sebebi olmadığını, hazirun cetvelinde 219 üye olduğunu ancak tutanağa sehven 218 olarak yazıldığını, çıkan ve çıkarılan ortaklar sebebi ile pay sayısı aynı kalmak kaydıyla ortak sayısında değişiklik olabileceğini genel kurulda ortaklık sayısını sınırlayıcı bir karar alınmadığını, kura çekiminin iptali isteminin bu davanın konusu olmadığını, davacının haksız menfaat sağlandığını iddia ettiği ortakların kimler olduğunun belirtilmediğini, davacının toplantı sırasında hiç söz almadığını ve itirazda bulunmadığını, sadece toplantı sonunda muhalif olduğunu bildirdiğini, alınan kararların ortakların menfaatine olduğunu ibraların görüşülmesinde ve muhasebe kayıtlarının incelenmesinde bir süre talep edilmediğini, davacının toplantı tutanağına bir açıklama veya itiraz yazdırmadığını, açılan davanın haksız olduğunu ve reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; Genel kurulda alınan kararlardan 4.maddede faaliyet raporunun okunup kabul edildiği, 5.maddede denetim kurulunun raporunun okunduğu, 7.maddede yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verildiği, 6.maddede bilanço ve gelir gider hesabının okunup kabul edildiği, 8.maddede denetim kurulu üyelerinin ibra edildiği, kooperatif uzmanı bilirkişinin genel değerlendirmeleri ve özellikle mali yönden rapor sunan mali müşavir bilirkişinin raporunda belirttiği gibi davalı kooperatifin 30/01/2011 tarihinde yapılan genel kurulunda yönetim kurulunca sunulan 2010 takvim yılına ait bilançosunda aktif ve pasif durumunun gösterildiği, incelenen resmi defterlerin davalı lehine delil niteliğinde bulunduğu, … AŞ ile yapılan anlaşma gereğince trampa ve satış vaadi sözleşmesine göre yapılan işlemlerin usulüne uygun şekilde kayıtlı olduğu, … AŞ’den yapılan tahsilatların ve bununla ilgili ödemelerin kayıtlarda gösterildiği, 2010 takvim yılı içinde gerçekleşen bütün işlemlerin muhasebe kayıtlarına alındığı dolayısıyla 4. maddedeki faaliyet raporunun okunması, 5.maddedeki denetim kurulunun raporunun okunması, 7.maddedeki yönetim kurulu üyelerinin ibrası, 6.maddedeki bilanço ve gelir gider hesabının okunup kabul edilmesinde, 8. maddedeki denetim kurulu üyelerinin ibrasında kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı bir yön bulunmadığı, genel kurulda alınan kararlardan 10. ve 11. maddeler yönünden gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından düzenlenen rapordan ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere; sözleşme gereği verilmesi vaat edilen 50 adet bahçe daire katı yerine 46 adet bahçe katı daire verilmesi ve bu 4 bahçe katı daire yerine bedel ödenmeksizin 4 adet normal kat alınması şeklindeki bir değişikliğin bedel bakımından kooperatife ve dolayısıyla üyelere herhangi bir hak kaybı getirmediği aksine gayrimenkul değerleme ilkelerine göre giriş bahçe ve çatı katlarının değer ve şerefiye olarak normal yani ara katlara göre daha düşük bedelle fiyatlandırıldığı, bahçe katlarının yatırım açısından değerlendirilmesi gerekmesi halinde bu katların genellikle riskli olduğu, alıcısının genellikle az olduğunu, ilaveten fiyatlarının diğer konutlara göre daha düşük olduğunun bir gerçek olduğu, ayrıca Kooperatifin şerefiye değerlendirme raporunda da bahçe katı dairelerin satış fiyatının normal kat dairelerin satış fiyatından daha düşük olarak gösterildiği, başka bir ifadeyle …’tan düşük fiyatlı daire yerine yüksek fiyatlı daire alındığı, 11. madde yönünden; 2 adet bahçe katı yerine Maltepe 2. Etap Yeşiltepe projesinden iki adet normal kat konutunun alınmasının kararlaştırıldığı, bu dairelerin hak sahibi bir üye tarafından yazılı olarak talep ve kabul edildiği, dolayısıyla alınan gayrimenkulün niteliğinin daha iyi olmasının yanı sıra bir üye tarafından bu daireler kabul edildiğinden yapılan işlem ile kooperatifin zarar görmesinin sözkonusu olmadığı dolayısıyla genel kurulun 10 ve 11 inci maddeleri yönünden iptal sebebinin bulunmadığı, genel kurulda alınan 12 nolu gündem maddesinin, üye aidatlarına ilişkin olduğu ve aylık 100 TL aidatın belirlendiği, kooperatiflerin amacına ulaşması için aidat tahsilinin zorunlu olduğu, dolayısıyla bu madde yönünden de iptal sebebinin bulunmadığı, genel kurulda alınan 13 nolu gündem maddesi, tahmini bütçe hakkında olup iptali gereken bir durumun söz konusu olmadığı, genel kurulda alınan 14 nolu gündem maddesi kapsamında, ana sözleşmenin 61. maddesi gereğince üyelere tahsis edilecek dairelere ait fiyat ve şerefiye farklarının … tarafından belirlenen şerefiye bedelleri de dikkate alarak kabulü ve şerefiye fiyat farkı ve bedellerinin üyeden tahsili ve ilgili üyelere ödenme usulünün belirlendiği, bu kararda ana sözleşme iyi niyet kuralları ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, genel kurulda alınan 15 nolu gündem maddesi, kura çekiminden sonra yerlerini değiştirmek isteyen üyelerin yönetim kuruluna yazılı bilgi vermeleri şartıyla yapılabilecek değişime ilişkin olup yapılacak bu değişikliklerin ancak talep halinde ve karşılıklı mutabakat halinde söz konusu olacağı, dolayısıyla davacı ve bu durumu kabul etmeyen ortaklarla kooperatifin menfaatlerine aykırı bir durumun söz konusu olmadığı gerekçesiyle bu maddeler yönünden iptal isteminin reddine, genel kurulda alınan kararlardan 9.maddede; kooperatife ilişkin şikayetler sebebiyle yönetim kurulu üyelerinin şahısları hakkında açılan soruşturmalar ve davalar nedeniyle ödenen ve ödenecek olan avukatlık ücretlerinin kooperatif tarafından karşılanmasına karar verilmiş ise de yönetim kurulu üyeleri hakkında yapılacak soruşturma veya açılacak davalar sonunda yönetim kurulu üyeleri hakkındaki iddiaların haksız olduğu anlaşılacak olursa yapılan masrafların haksız isnatta bulunanlardan tahsilinin mümkün olduğu, yönetim kurulu üyeleri hakkındaki iddiaların gerçek olduğunun tespiti halinde ise bundan ilgili yöneticinin sorumlu olacağı açık olduğundan her iki halde de masrafların kooperatife yüklenmesinin yasadan ve sözleşmeden kaynaklanan bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle bu madde yönünden genel kurul kararının iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davalı vekiline 09/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili 23/10/2017 tarihinde süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece genel kurulda alınan kararlardan 9.maddenin iptaline “yönetim kurulu üyeleri hakkında yapılacak soruşturma veya açılacak davalar sonunda yönetim kurulu üyeleri hakkındaki iddiaların haksız olduğu anlaşılacak olursa yapılan masrafların haksız isnatta bulunanlardan tahsili mümkündür, yönetim kurulu üyeleri hakkındaki iddiaların gerçek olduğunun tespiti halinde ise bundan ilginin yöneticinin sorumlu olacağı açıktır.” gerekçesiyle karar verilmiş ise de Kooperatif Genel Kurulunda alınan kararın genel kurulun serbest iradesini temsil ettiğini, Yasa ve ana sözleşmede, Genel Kurulun 9.maddesinde alınan kararın usul, yasaya veya objektif iyiniyet kurallarına uymadığına ilişkin hiçbir gerekçe olmadığını, bu sebeple yerel mahkemenin Genel Kurulun iradesi yerine geçerek ve hiçbir hukuki dayanak gözetmeden aldığı kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, saymış olduğu gerekçelerle İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/167 Esas 2017/528 Karar sayılı kararının bozulmasını ve düzeltilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53.maddesinde, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine bir ay içinde iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Bir aylık süre hak düşürücü süre olup mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir. Somut davada 31/01/2011 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali için 28/02/2011 tarihinde bir aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açıldığı anlaşılmıştır. Yine aynı maddede toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten pay sahibinin bu davayı açabileceği belirtilmiş olmakla, davacının iptalini talep ettiği kararlara ilişkin red oyu kullandığı ve muhalif kaldığını tutanağa şerh ettirdiği belirlenmekle işin esasının incelenmesine geçilmiştir.Dava, davalı kooperatifin 31/01/2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14 ve 15 numaralı maddelerine konu kararların iptali istemiyle açılmış olup, mahkemece 9.maddesinin iptaline karar verilmiş, diğer maddeler yönünden dava reddedilmiş, karara karşı ise davalı vekili 9.madde ile alınan kararın genel kurulun serbest iradesini temsil ettiği, yasa ve ana sözleşmede, genel kurulun 9.maddesinde alınan kararın usul, ve yasaya veya objektif iyiniyet kurallarına uymadığına ilişkin hiçbir gerekçe olmadığını belirterek, 9.maddenin iptaline ilişkin kararın kaldırılması talebi ile istinaf yoluna başvurmuştur.Mahkemece “Yönetim kurulu üyeleri hakkında yapılacak soruşturma veya açılacak davalar sonunda yönetim kurulu üyeleri hakkındaki iddiaların haksız olduğu anlaşılacak olursa yapılan masrafların haksız isnatta bulunanlardan tahsili mümkündür, yönetim kurulu üyeleri hakkındaki iddiaların gerçek olduğunun tespiti halinde ise bundan ilgili yöneticinin sorumlu olacağı açıktır. Her ki halde de masrafların kooperatife yüklenmesinin yasadan ve sözleşmeden kaynaklanan bir dayanağı bulunmadığı” gerekçesi ile 9.maddenin iptaline karar verilmiştir.Davalı kooperatifin 30/01/2011 tarihli genel kurulunda alınan istinaf talebine konu 9. maddesi; “kooperatife ilişkin şikayetler sebebiyle yönetim kurulu üyelerinin şahısları hakkında açılan soruşturmalar ve davalar nedeniyle ödenen ve ödenecek olan avukatlık ücretlerinin (ileride yöneticilerin haksız çıkması halinde kendilerinden geri alınmak üzere) kooperatif tarafından karşılanmasına karar verilmiştir.” şeklindedir. Davalı kooperatif 219 ortaklı olup, dava konusu genel kurul 166 asil, 31 vekil olmak üzere 197 ortağın katılımı ile gerçeklemiş, 9. maddesi ise 10 red, 2 çekimser oya karşılık 175 kabul oyu ile oy çokluğuyla kabul edilmiştir. İlgili gündem maddesinin, kooperatife ilişkin şikayetler sebebiyle açılan soruşturmalar ve davalara ilişkin olarak ve ileride yöneticilerin haksız çıkması halinde ise yöneticilerden geri alınmak şartıyla kabul edildiği açıktır.Mahkemenin ilgili maddeyi iptal gerekçesinde masrafların kooperatife yüklenmesinin yasadan ve sözleşmeden kaynaklanan bir dayanağı bulunmadığı belirtilmiş ise de; genel kurul toplantısının yapıldığı 30/01/2011 tarihi itibariyle alınan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olması halinde iptali gerekecek olup, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 408.maddesinde her ne kadar genel kurul, kanunda ve esas sözleşmede açıkça öngörülmüş bulunan hâllerde karar alır düzenlemesi mevcut ise de, genel kurulun yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’da bu yönde bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle somut olayda, iptale konu kararın, kanundan ve ana sözleşmeden kaynaklanan bir dayanağının bulunup bulunmadığının değil, alınan kararın kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak mahkeme gerekçesinde alınan kararın yasadan ve sözleşmeden kaynaklanan bir dayanağının bulunmadığı belirtilmiş olup ilk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesi yerinde görülmemiştir.6762 sayılı TTK’da, genel kurul kararlarının hangi sebeplerle iptalinin istenebileceği kanun ve uygulama ile açık olup bunlar yukarıda da belirtildiği şekilde kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırılık halleridir. Bu hallerde mahkemenin genel kurulun iradesine müdahale imkanı mümkünken ve gerekçesi gösterilmek suretiyle, mahkemece genel kurul kararının iptali sağlanabiliyorken, bahse konu kararda mahkemenin iptal ettiği hüküm yönünden ise kooperatif genel kurul iradesinin önüne geçecek mahiyette yasaya, ana sözleşmeye, dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına aykırılık hali olmadığından iptal nedeni de bulunmamaktadır.Ayrıca istinaf talebine konu 9.madde, 219 toplam üyesi olan kooperatifin, toplam üye sayısının yaklaşık 4/5 çoğunluğu olan 175 oyla kabul edilmiş olup, genel kurulun nitelikli çoğunluk ile iradesinin 9.maddenin kabul edilmesi yönünde olduğu açıktır. Genel kurul, kooperatifin en yetkili organı, en üst karar mercii olup aldığı kararlarda yasaya, ana sözleşmeye, objektif iyiniyet kurallarına aykırılık olmadığı takdirde, mahkemenin bu kararlara müdhale imkanının olmaması gerekir, aksi takdirde bütün ortakları temsil eden genel kurulun iradesi yerine, yerindelik denetimi yapan mahkemenin iradesi geçer ki bu durum ise kooperatifin yapısına ve işleyişine aykırılık teşkil eder.Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebi yerinde olup, istinaf incelemesine konu edilen, davalı kooperatifin 30/01/2011 tarihli genel kurulunda alınan 9 numaralı gündem maddesinin iptali yönündeki ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek, yeniden yargılamayı gerektirir bir eksiklik olmadığından, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/167 Esas, 2017/528 Karar sayılı 20/04/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA, YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,3-Davanın REDDİNE, Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken maktu 54,40 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 18,40 TL’den mahsubu ile bakiye 36,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,-Tefrik öncesi asıl dosya gereği yapılan masraflar mahsup edilmek suretiyle davalı tarafından yapılan 320,00 TL tebligat ve posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,-Davalı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan gider ve delil avansının harcanmayan kısmının iadesine,4-İstinaf incelemesi yönünden; a-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf karar harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan, davalı tarafça yatırılmış olan toplam 117,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,b-Davalının istinaf yargılaması aşamasında yapmış olduğu 117,10 TL istinaf harç giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,c-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1.b.2 bendi ile aynı kanunun 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/09/2020