Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2286 E. 2021/211 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2286
KARAR NO: 2021/211
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/403 Esas
KARAR NO: 2020/48
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 24/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; … Mah. … Sok. … Apt. No: … Küçükçekmece/İstanbul adresinde faaliyet gösteren sigortalı … A.ş. tarafından müvekkiline … sayılı Leasing Sigorta Poliçesi ve bu poliçede verilen teminatlar ile 07/03/2016-2017 tarihleri arasında sigortalı bulunduğunu, sigortalı tarafından yangın ihbarı üzerine müvekkili nezdinde hasar dosyası açılarak yapılan incelemelerde 20/06/2016 tarihinde sigortalı iş yerinin üst katında faaliyet gösteren davalının iş yerindeki tadilatı sırasında oksijen kaynağı ile kesim yaparken metal eriyiklerin boru ile hasır beton arasındaki boşluktan alt kata düşmesi ve altına denk gelen raflardaki ürünleri tutuşturması ile yangının başladığını, yangının kısa zamanda etrafındaki ürünlere sirayeti ile sigortalı … A.Ş firmasına ait depodaki raflarda istiflenmiş elbiseler, koliler, muhtelif sayıda tekstil eşyasının yanmak, bilgisayarar, ofis dahilindeki evraklar, masalar, elektrik tesisat kabloları, metal kapı ve pencere camları kırılmak suretiyle hasarlandığını, yapılan incelemeler neticesinde hasarlanan kıymetler için belirlenen 10.663,00 TL nin sigortalıya 23/09/2016 tarihinde hasar tazminatı olarak ödendiğini, davalı … Ltd. Şti nin meydana gelen hasardan BK hükümleri uyarınca kusurlu ve sorumlu olduğunu beyan etmiş olmakla müvekkili şirketin 23/09/2016 tarihli ibraname ile toplam 10.663,00 TL yi sigortalısına ödediğinden sigortalıya ödenen tazminatın fazlaya ilikin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.663,00 TL nin ödeme tarihi olan 23/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; bahsi geçen yangın olayına ilişkin olarak davacının sigortalısı olan … Aş nin tüm zararının karşılandığını, bu hususa istinaden 02/07/2016 tarihli sulh protokolünün düzenlendiğini, zararın ödenmesine, sigortalının bu ödemeleri almasına ve sulh protokolü imzalanmasına rağmen birkaç ay sonra davacıdan da tahsilat yapmasının davacının sigortalısının sebepsiz zenginleştiği sonucunu doğurduğunu, bu durumda davacının dava yöneltmesi gereken kişinin müvekkili değil bizzat sigortalısı olduğunu, esasa ilişkin inceleme yapılacaksa da yangının çıkışında müvekkili şirketin kusuru olmadığından davacı tarafın ispatlanamayan davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Kazanın oluşumunda kasıt unsuru bulunmadığına, ancak kazanın öngörülebilir ve alınacak önlemlerle önlenebilir nitelikte bir kaza olduğuna, raporda değerlendirme kısmında belirtilen nedenlerden dolayı olayın meydana gelmesinde, davalı … Ltd. Şti.’nin %70 (Y.Yetmiş) Oranında Kusurlu olduğu, … A.Ş.’nin %30 (Y.Otuz) Oranında Kusurlu olduğu, yangın sonucunda meydana gelen 10.663TL miktarında zararın uygun miktarda olduğu, davalı tarafın sorumlu olduğu kanatine istinaden davacı tarafın davalı tarafa kusuru oranında ( 10.663 x %70) 7.464,10 TL rücu hakkının olduğu, açıklanmış, dosyada alınan her iki bilirkişi heyet raporunda açıklandığı üzere, 12/06/2016 tarihinde davacının sigortalısı … A.Ş ye ait iş yerinde çıkan yangının davalı firmanın yapmış olduğu tadilat sırasında meydana geldiği, meydana gelen yangında hem davacının sigortalısının hem de davalının gerekli önlemleri almayışı nedeniyle kusurlu olduğu, davacının sigortalısına 10.663 TL hasar ödediği, davalının meydana gelen yangında %70 kusurlu olması nedeniyle davacının ödemiş olduğu hasarın %70 ini davalıdan talep edebileceği bu miktarın da 7.464,10 TL olduğu ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil şirket sigortalısının yangın olayının meydana gelmesinde %30 oranında kusurlu olduğu yönünde hatalı tespitte bulunulduğunu, 14.09.2019 tarihli ek rapora itirazlarımızı içeren dilekçemizde de belirttiğimiz üzere bilirkişiler raporlarının 3. Sayfasında “Sıcak çalışma esnasında alınacak aktif ve pasif yangın önlemleri almak ise çalışmayı yapan ve yaptıran sorumluluğundadır” tespitiyle yangın önlemlerini alma yükümlülüğünün tamamen davalıya ait olduğunu belirtildikten sonra, sıcak çalışmayla ilgisi olmayan müvekkil şirket sigortalısına, pasif önlemleri almadığı iddiasıyla %30 oranında kusur atfedilmesi hatalı olduğunu, kaldı ki HMK m. 267’ye aykırı şekilde, ilk derece mahkemesi tarafından bir sigorta uzmanı, bir elektrik mühendisi bilirkişi olmak üzere iki bilirkişi tarafından raporun hazırlandığını, ayrıca davalı taraf ön inceleme duruşmasından önce vekilini azlettiği ve ilk derece mahkemesi kararını verene kadar davalı kendisini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, sigortalı iş yerinde çıkan yangında sigortalıya ödenen hasar bedelinin, 6102 Sayılı TTK’nın 1472 maddesi uyarınca rücuen tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı … şirketi ile dava dışı sigorta ettiren … Şti. Arasında, … Finansal Kiralama şirketinin lehdar olduğu başlangıç tarihi 07/03/2016, bitiş tarihi 07/03/2017 olan, “Leasing All Risk Sigorta Poliçesi “ düzenlendiği, sigorta ettiren işyerinde 20/06/2016 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde maddi hasar meydana geldiği, oluşan hasar nedeniyle davacı … şirketince lehdar … Finansal Kiralama şirketine 23/09/2016 tarihinde 10.663,00 TL hasar tazminatı ödediği, hasar bedelini ödeyen davacı … şirketinin halefiyet ilkesi gereğince ödenen hasar bedelinin yangına sebebiyet verdiği iddiası ile davalıdan rücuen tazmini amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Olayın teknik boyutu bulunması nedeniyle mahkemece bir yangın uzmanı, bir sigorta uzmanı bilirkişisinden alınan müşterek raporda özetle; dört katlı binanın zemin katında sigortalı … firmasının diğer üç katta davalı firmanın bulunduğu, davalı firmanın tadilat yaptığı sırada zemin katta … firması bulunurken yapılan ısıl işlem sırasında döşemede bulunan tesisat boşluğundan aşağı kor halinde düşen parçalar sonucunda … firmasının mallarının tutuşması ve yangının hızlanarak büyümesi şeklinde olduğu yangın raporu ve olayın meydana geliş şeklinden anlaşıldığı, bahse konu olan yangında ısıl işlem sırasında gereken önlemleri almayan, koz halindeki parçaların alt kata kontrolsüzce düşmesine izin veren … firması meydana gelen yangında % 70 kusurlu olduğu, sigortalı … Tekstil firmasının, İşyeri Bina ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelik madde 5 ile Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmeliği madde 67 ve madde 84 kapsamında işyerinde yangına karşı uyarı sistemi tesis etmesi, yangına müdahale için uygun noktalarda seyyar yangın söndürücüleri koyması, duman ve yangın detektörleri tesis etmesi gerektiği ancak bahse konu olan yangında yangın algılama, uyarı ve söndürme sistemi tesis etmeyen, yangının yayılmasına karşı gereken tedbirleri yerine getirmeyen … Tekstil firması meydana gelen olayda %30 kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; olay günü üst katta bulunan davalı firmanın tadilat yaptığı sırada yapılan ısıl işlem sırasında döşemede bulunan tesisat boşluğundan aşağı kor halinde düşen parçalar sonucunda aşağıda bulunan sigortalı firmanın mallarının tutuşması ve yangının hızlanarak büyümesi şeklinde olayın meydana geldiği, yangın raporunda elektrik kontağı, kimyasal reaksiyon veya baca yangını gibi başkaca bir tespit yapılmadığı bahse konu yangında ısıl işlem sırasında gereken önlem ve tedbirleri almayan, koz halindeki parçaların etrafa saçılmasına ve alt kata düşmesine izin veren davalı firmanın yangına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda İşyeri Bina ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelik madde 5 ile Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmeliği madde 67 ve madde 84 kapsamında yangın algılama, uyarı ve söndürme sistemi tesis etmeyen, yangının yayılmasına karşı gereken tedbirleri yerine getirmeyen … Tekstil firmasına da meydana gelen olayda %30 kusur atfedilmiş olup dava dışı sigortalıya atfedilen kusur yönünden davacı vekili tarafından karar istinaf edilmiştir. Yukarıda izah edildiği üzere davalı firmanın işyerinde yaptığı tadilat sırasında gerekli tedbir ve önlemleri almaması nedeniyle tam kusuru ile yangına sebebiyet verdiği görülmüştür. Bu nedenle yangının çıkışında sigortalı firmanın herhangi bir kusuru bulunmadığı gözetilerek davalı firma TBK 49. maddesi uyarınca oluşan zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak TBK’nın 52/1. maddesinde zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yüklümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği düzelenmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 27/10/2020 tarih 2019/3211 Esas 2020/6301 Karar sayılı ilamında ifade edildiği şekilde “…Borçlar Kanunu’nun “tazminat miktarının tayini” başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “Tazminatın tenkisi” başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre müterafik kusur indirim oranı % 20’yi geçemeyecektir.” Buna göre hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği gibi yangın algılama, uyarı ve söndürme sistemi tesis etmeyen, yangının yayılmasına karşı gereken tedbirleri yerine getirmeyen sigortalı firmanın yangının büyümesine ve zararın artmasına sebebiyet verdiği gözetilerek TBK 52 maddesi gereğince, belirlenen zarardan hal ve mevkiin icabına ve ihmalin ağırlığına göre uygun bir tutarda indirim yapılması gerekmektedir. Bu itibarla taraflarca itiraz konusu yapılmayan hükme esas alınan 10.663,00 TL zarar miktarı üzerinden % 20 müterafik kusur indirimi yapılarak davacının davasının 8.530,40 TL üzerinden kısmen kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. Davacı vekili diğer istinaf nedeni olarak; yargılama sırasında davalı vekilinin azledildiği, ilk derece mahkemesi kararını verene kadara kendisini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtmiş ise de yargılama giderleri kapsamındaki vekalet ücreti, vekil lehine değil, temsil ettiği taraf lehine hüküm altına alınmaktadır. “Davada haklı çıkan lehine vekalet ücretine hükmedilebilmesi için, o (haklı çıkan) tarafın davanın başından sonuna kadar vekil (avukat) tarafından temsil edilmesi şart değildir. Hangi aşamada olursa olsun, dava (veya icra takibini) kabul eden Avukat Tarifeleri hükümleriyle belirli ücretin tümüne hak kazanır. . Davayı kazanan taraf, davanın yalnız bir oturumunda vekil ile temsil edilmiş olsa bile, lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir. Hukuk Muhakemeleri El Kitabı Prof. Dr. Baki Kuru, sayfa 960” ve “Duruşmalara bir taraf adına vekaletname sunarak katılan vekilin yargılama sürecinde her hangi bir nedenle ( vefat, yasaklanma, azil, istifa gibi ) vekillik görevinin sona ermesi ilgili tarafın yargılamada vekille temsil edildiği gerçeğini ve buna bağlı olarak hak etmesi halinde vekalet ücreti alacağını ortadan kaldırmaz. Başka bir deyişle, vekille temsil edilen taraf vekalet ücretinden mahrum kılınamaz.” ( Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 29/03/2019 tarih, 2019/1337 Esas, 2019/7189 Karar). Bu nedenle duruşmalara katılan ve fakat vekili her hangi bir nedenle görevden ayrılan taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Tüm bu nedenlerle Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabul edilen sebepler yönünden kaldırılarak, eksiklik bulunmadığından Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, HMK’ nın 353/1-b-2 bendi uyarınca Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/403 Esas, 2020/48 Karar ve 16/01/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, a-8.530,40 TL’nin 23/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, b-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli olan 582,71 TL karar ilam harcından peşin alınan 182,10 TL’nin mahsubu ile noksan kalan 400,61 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, c-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 218,10.-TL ile 2.499,00.-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.717,10.-TL yargılama giderinin kabul(%80) red(%20) oranına göre hesaplanan 2.173,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına, ç-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar bakımından karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunun AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar bakımından karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunun AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 2.133,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, e-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranlara resen iadesine, İstinaf İncelemesi Yönünden; 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 5- Davacı tarafça sarf edilen 203,00 TL istinaf harcı, 86,50 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 289,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilemesine, 6- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 7- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.24/02/2021