Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2262 E. 2021/134 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2262
KARAR NO : 2021/134
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/857 Esas
KARAR NO: 2020/58
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
DAVA: TAZMİNAT (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkil şirket tarafından … nolu ve 06.05.2016/2017 tarihleri arasında geçerli kobi paket sigorta poliçesi ile sigorta ettirilen … Mah. … Cad. … Apt. No:… D: 3 Merkez Beşiktaş/İstanbul adresindeki … Ticaret Ltd. Şti.’ye ait işyerinde bulunan eşyaların sigortalının bir üst katında bulunan davalı işyerinden 27.01.2017 tarihinde sızan sular sebebiyle hasarlandığını, sigortalının oluşan hasarın kısa sürede giderilemeyecek nitelikte olması sebebiyle kira aktini feshederek işyerini başka bir adrese taşımak zorunda kaldığını, hasar sebebiyle müvekkili şirketçe yaptırılan ekspertiz raporu sonucunda, sigortalıya 64.322,00-TL hasar tazminatı ödendiğini, ödenen tazminatın 19.965,00-TL’lik kısmının davalı şirketin sigortacısı olan … A.Ş’den tahsil edildiğini, tahsil edilemeyen 44.357,00-TL’lik tazminatın hasar ödeme tarihi olan 20.03.2017’den itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin bahse konu taşınmazda kiracı olmakla davaya konu hasar sebebi ile herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, hasarın müvekkiline de zarar verdiğini, hasara bağımsız bölüme ait mutfak/lavabo tesisat borusunun sebep olduğunu, kiracının sorumluluğunu gerektirir bir kusur olmadığını, davacı yanca ileri sürülen alt katta meydana geldiği belirtilen hasar miktarının gerçeği yansıtmadığını, bahsedilen hasar bedelinin fahiş ve kötü niyetli bir talep olduğunu,yapılan tespit işlemlerinin tamamının usulsüz ve tarafları bağlayıcı hükmü olmadığını, davacı sigortacı tarafından gerçek zarar miktarı tespit edilmeden fahiş ve hatalı ödemeler yapıldığını, hasarlı ürünlerin 2. el değeri üzerinden değerleme yapılması gerektiğini, dava dışı sigortalısının talepleri denetime elverişli şekilde kontrol edilmeden ödemeler yapıldığını, müvekkili kiracı sıfatıyla dairesinin … A Ş. nezdinde sigortalattığını beyanla davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” davacı … ile dava dışı sigortalısı arasında 06.05.2016-06.05.2017 dönemi için kobi paket sigorta poliçesi düzenlendiği, davacı … şirketinin 27.01.2017 tarihinde meydana gelen su hasarı neticesinde 64.322,00TL tutarındaki sigorta tazminatını 20.03.2017 tarihinde ödendiği, davalı şirketin kira sözleşmesinden doğan yükümlülüğü kapsamında olan 5 nolu dairede gerekli kontrol, bakım onarım eksikliği, özensiz kullanım sonucu davalı şirket tarafından yapılması gereken kontrol, bakım ve onarım eksikliği ile tespit edilen arızaların kendi sorumluluğunda kalanların kiracı tarafından yapılmaması, kiracının kat mülkiyeti kanunu ve kira sözleşmesinden doğan yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeni ile3. Şahsın kullanımında olan 3 nolu dairede meydana gelen maddi hasarda 5 nolu dairede kiracı olarak bulunan davalı şirketin kusurlu olduğu yönünde bilirkişi raporunda görüş bildirildiği, Mahkememizce asıl ve ek bilirkişi raporlarının değerlendirme ve tespitler bakımından somut olaya uygun bulunduğu, zararın hesaplama yöntemi bakımından ek bilirkişi raporunda tespit edilen 33.606,00TL rücuen tazminat alacağından davalının sorumlu olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, 33.606,00.-TL’nin ödeme tarihi olan 20/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” dair hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davasının halefiyet hakkına dayalı olmakla temel ilişkinin kat mülkiyeti kapsamında olduğu, uyuşmazlık bakımından görevli mahkemenin 634 sayılı Yasanın Ek 1. maddesi uyarınca Sulh Hukuk mahkemeleri olduğu, olayı bizzat gören tanık delilinin yok sayıldığını, yerinde keşif yapılmaksızın rapor düzenlendiği oysaki ihtilafın çözümünün mutlaka keşfen incelenmesi gerektiği, davalının taşınmazda kiracı olması nazara alınması gerektiği, herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, Kat Mülkiyeti Kanunu gereğince bölüm içerisinde kalan tesisatların bakımı, onarımı ve korunmasının ilgili bağımsız bölüm maliklerinin sorumluluğunda olduğunun açık olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, TTK 1472. maddesi uyarınca davacı … şirketinin, dava dışı sigortalısına 27.01.2017 tarihinde meydana gelen su sızması sonucu zayi olan eşyalar için ödediği tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.Bilirkişi heyet raporu: davalı şirketin kira sözleşmesinden doğan yükümlülüğü kapsamında 5 no lu dairde gerekli kontrol, bakım, onarım eksikliği, itinasız ve özensiz bakımı sonucu davalı şirket tarafından yapılması gereken kontrol bakım ve onarım eksikliği ile tespit edilen arızaların kendi sorumluluğunda kalanların kiracı tarafından yapılmaması , mal sahibi kapsamında kalanların kiralayan tarafından giderilmesi için mal sahibine ihbarda bulunulmaması , mal sahibinin ilgisiz kalması durumunda arızayı gidererek kira bedelinden tahsil etme cihetine gidilmemesi sonucu Kat Mülkiyeti kanunu ve kira sözleşmesinden doğan yükümlülüğün yerine getirmemiş olması nedeni ile 3.şahsın kullanımında olan 3 nolu dairede meydana gelen hasardan 5 nolu dairede kiracı olarak buluna davalının kusurlu olduğu yönünde görüş ve tespitte bulunulmuştur.Mahkemece, 15.03.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı tarafından ileri sürülen görevsizlik itirazı incelenmiş ve davalı ile dava dışı sigortalının tacir olduğu, 610 sayılı TTK’nun 4 . Maddesi gereğince davalı vekilinin görev itirazın reddine karar verildiği yönünde ara karar oluşturulmuş ve dava dışı sigortalı ile davalının kiracılık sıfatının bulunduğu kira sözleşmeleri dosya kapsamına alınmıştır.634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. maddesinde, her kat malikinin ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde, “kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde çözümleneceği” düzenlemesine ve 17/3. maddesinde ise “kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi ana gayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir. Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davalılara husumet yöneltilmesine neden olan bağımsız bölüm ile davacıya sigortalı dava dışı sigortalının kullanımındaki taşınmazda davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçilip geçilmediği, KMK’nun 17/3. maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle ana taşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılıp kullanılmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağı ve bu haliyle uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda mahkemece; davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olup olmadığı öncelikle incelenerek HMK’nun 114/1-c maddesine göre, mahkemenin görevsiz olması halinde HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verlmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş olup, davalı tarafın sair istinaf sebepleri şimdilik incelenmemiştir.Sonuç olarak; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’ nun 355 ve 353/1-a6 maddeleri gereğince kaldırılarak, kayıtların kapatılarak dosyanın görev yönününden incelenmesi amacıyla ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2017/857 Esas, 2020/58 Karar ve 23/01/2020 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 573,91 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/02/2021