Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2248 E. 2023/1809 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2248
KARAR NO: 2023/1809
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2020
ESAS NO: 2018/886
KARAR NO: 2020/223
DAVA: İtirazın İptali (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/09/2018
KARAR TARİHİ: 20/12/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … A.Ş. … poliçe numarası ile müvekkili şirket nezdinde 08.08.2017/2018 vade tarihlerinde sigortalı olduğunu, sigortalının müvekkili şirkete yaptığı ihbar neticesinde; 20.09.2017 tarihinde sigortalı binanın … sayılı mağazasında davalının kiracı olduğu adreste işletilen … mağazasında depo kısmında saat 05:00 sularında yangın meydana geldiğinin tespit edildiğini, davalının elektrik panosunda meydana gelen herhangi bir arıza sebebiyle yangının başladığı ve yangının pano çevresinde stoklanmış tekstil ürünlerine sirayeti ile geliştiğini, bu durumun ekspertiz raporu ve bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, yangın sonucunda sigortalı AVM kıymetlerinde hasar meydana geldiğini, hasara ilişkin yapılan inceleme neticesinde 22.06.2018 tarihinde 57.400,05 TL hasar tazminatı olarak müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, davalı tarafın hasar konusu yangının meydana gelmesine sebep olması nedeni ile davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu alacak talebinin dayanağı müvekkili şirketin işletimindeki … isimli … Gaziosmanpaşa/İstanbul adresinde yer alan alışveriş merkezinde tahliye edilmesi hususunda anlaşılan mağazada, gece çıkan yangın nedeni ile müvekkilinin tüm ürünlerinin ziyan olduğunu, yangın öncesinde ortaya çıkan dumanın hiçbir şekilde AVM yönetimindeki duman dedektörleri tarafından tespit edilemediğini, tespit edilmiş olmasında durumda dahi sprinklerin yangın söndürme sistemine ilgili AVM tarafından su temin edilemediği için yangının söndürülemediğini ve zararın meydana geldiğini, müvekkilinin bu zarardan en çok etkilenen taraf olduğunu, deposu içindeki yaklaşık 500.000TL’ den daha fazla malın telef olduğunu, yangın kaynağı olarak gösterilen elektrik panolarının düzenli olarak kontrollerinin bu konuda uzman tecrübeli şirketlerce müvekkili şirket tarafından yapıldığını, …AVM binasının inşaat ve altyapı veya elektrik tesisatı açısından güvenilir olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, yangın anında yangın söndürme sisteminin devreye girmediğini(sprinklerde su olmadığını), AVM genelinde bulunan yangın söndürme sistemine (sprink sistemine) gerektiği şekilde AVM tarafından su tedarikinin sağlanmış olması durumunda dumanın daha yangına ve zarara neden olmadan yangının kontrol altına alınmış olabileceğini ve söz konusu zararın oluşmayacağını, yangının olduğu AVM yönetimi tarafından mağazadaki zayıf akım kutusunun aktif edilmediğinin yazışma delilleri ile ortada olduğunu ve yangın olayında sprinklerde su bulunmadığının AVM yönetimi tarafından kabul edildiğini, tüm bu hususların AVM yönetiminin sorumluluğunda olduğunu, müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ayrıca müvekkili şirketin AVM’deki mağazasını tahliye etmesinden sonra davacı firma vekili tarafından 30.07.2018 tarihli … ve … no.lu hasar dosyası ile gönderilen ödeme talebinde sadece “yangın neticesinde AVM kıymetlerindeki hasarın direk alev, yüksek ısı ve is nedeniyle meydana geldiği tespit edildiği”nin bildirildiğini, hangi kıymetlerde ne gibi hasarların oluştuğu ve giderildiği hususunda açıklama yapılmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, %20 icra tazminatının davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı sigorta şirketinin sigortalısı dava dışı … A.Ş ye ait mağazada depo kısmında meydana gelen yangın nedeniyle davacının sigortalısına ödediği hasar bedelini rücuen davalıdan talep edip edemeyeceği, yangın olayında davalının kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarındadır. Davacının sigortalısı … A.Ş.’nin maliki olduğu, yangın esnasında kiracısı … Tic. A.Ş.’nin kullanımında olan 20.09.2017 tarihinde saat 05:00 sıralarında meydana gelen yangının AVM’nin … sayılı …ockers mağazasının depo kısmında bulunan kiracı … Tic. A.Ş. (…)’ ne ait elektrik enerjisi dağıtım panosundaki herhangi bir arıza sonucu (elektrik kablo bağlantılarındaki gevşekliğe, kablolardaki kısa devreye vb. bağlı olarak ark meydana gelmesi sonucu) yanma olayının başladığı ve çevreye sirayet ettiği, dava dışı sigortalıya ait taşınmazın ana elektrik tesisatında mevzuata aykırı bir durumun ve yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden kaynaklı olarak yangın olayının başladığına dair bir tespitin yapılamayacağı, davalı …Tic. A.Ş. (…)’ne ait elektrik enerjisi dağıtım panosundan kaynaklı olarak yangının başlaması nedeniyle davalının söz konusu yangının meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, yangından sonra yapılan incelemeler neticesinde oluşan zararlar tespit edilmiş olup, zarar gören malzeme kalemlerinin ayrı ayrı açıklandığı, hasarın giderilmesi için malzeme bedeli toplamı 57.400,05 TL olarak belirlenmiş olup hasara uğrayan malzemelerin hasarın meydana geldiği zamanda piyasa şartlarında kadri maruf olduğu, sigortacılık tekniği açısından davacının rücu hakkının bulunduğu, davacının davalıdan, sigortalısına hasar ödeme tarihi tarihinden itibaren faiz talep edebileceği ve işlemiş faiz miktarının 957,25-TL olduğu anlaşılmış, davalının kusursuz olduğuna, AVM Yönetimi’nin kusurlu olduğuna ve hasar miktarına yönelik itiraz sebeplerini kanıtlayamadığı kabul edilerek davanın kabulü ile davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin aynı şartlarla devamına, alacağın likit olmaması ve tespitinin yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, rücuen davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamında dava konusu sigorta poliçesi mevcut değildir. Mahkemece bu eksikliğin giderilmesi gerekmektedir. Dava dilekçesine ekli ekspertiz raporuna göre; davacı sigorta şirketi nezdinde … poliçe numaralı 08/08/2017-2018 vadeli Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı … A.ş’ne ait … Avm’nin sigortalandığı, davalının kiraladığı belirtilen mağazada yangın çıktığı, ortak alanlarda zarar meydana geldiği, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalının zararının karşılandığı ileri sürülmektedir. Davacı, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıya karşı icra takibi başlatmış, sigortalıya ödenen tazminatını talep etmiş, davalının itirazı üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecek ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 27. maddesinde; “Her kat maliki anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumludur”, aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde, “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 17/06/2019 tarihli 2016/10266 E. 2019/7618 K. sayılı ilamı ile; “… Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır… 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde ise, kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde çözümleneceği öngörülmüştür. Somut olaya bakıldığında; davalının kullanımında olan konut ile davacı sigortalısının kullanımındaki konutun da bulunduğu anataşınmazın kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacıya sigortalı konutun üst katında bulunan ve davalının kullanımındaki dairenin su tesisatından sigortalı yere su sızdığı gerekçesiyle davalıya husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, anataşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu açıktır…” şeklinde karar verilmiştir.Mahkemece dosya kapsamına taşınmaza ait tapu kayıtları ve yönetim planı getirtilmemiş, taşınmazın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine tabi olup olmadığı tespit edilmemiştir. Dosya kapsamında tapu kayıtları olmadığı gibi tapu bilgileri de yer almadığından zararın gerçekleştiği tarih itibariyle kat mülkiyetinin yada kat irtifakının kurulu olup olmadığı belirlenememiştir. Mahkemece davaya konu anataşınmaza ait tapu kaydının dosya arasına alınması, anataşınmazın üzerinde kurulu olduğu tüm parsel ya da parsellerde kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulup kurulmadığı, birden fazla parselde kurulu ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre toplu yapı yönetimine geçilip geçilmediği, geçilmiş ise tarihi, Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve 67. maddeleri gereğince toplu yapıyı oluşturan imar parselleri ve ortak yerlerin tapuda birbirleriyle bağlantıları sağlanmak suretiyle irtibatlandırılıp irtibatlandırılmadığı sorularak buna ilişkin kayıtların, toplu yapı yönetim planı örneğinin, toplu yapı kurulmamış ise ilgili ada ve parsellere ait tapu kayıtları ile taşınmaza ait yürürlükteki yönetim planları örneklerinin tapu müdürlüğünden getirtilerek dosya kapsamına alınması ve Kat Mülkiyeti Kanunu gereğince sulh hukuk mahkemesinin görevli olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.6100 sayılı HMK’nın 4.maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş ve 4/1.a maddesinde ise kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği belirtilmiştir. Sigortalı ile davalının arasında kira ilişkisi olup olmadığı da dosya kapsamı itibariyle tespit edilememiştir. Kira ilişkisinin olması halinde, taraflar arasındaki temel ilişki kira ilişkisi olacağından görevli mahkemenin bu durumda da sulh hukuk mahkemesi olacağı açıktır. Bu nedenle varsa kira sözleşmesi de temin edilerek dosya kapsamına alınmalıdır.Mahkemece öncelikle anılan eksikliklerin ikmal edilmesi, yukarıda açıklanan hususlar kapsamında inceleme yapılarak görev hususunun değerlendirilmesi, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunun tespit edilmesi halinde 6100 sayılı HMK’nın 114/1.c ve 115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmesi yasal düzenlemeye aykırı olup, görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen değerlendirilmiş ve davalı vekilinin sair istinaf sebepleri şimdilik incelenmeksizin, kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 ve 355. maddeleri uyarınca kaldırılması karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/886 E. 2020/223 K. Sayılı 01/07/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davalı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/12/2023