Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2224 E. 2023/1732 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2224
KARAR NO: 2023/1732
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL AND. 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2020
ESAS NO: 2017/489
KARAR NO: 2020/425
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 27/11/2014
KARAR TARİHİ: 06/12/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı AVM yönetimi arasındaki ticari ilişki kapsamında özel güvenlik hizmetinin verildiğini, bu kapsamda 12.06.2013 ve 16.04.2014 tarihinde sözleşme imzalandığını ve 01.07.2014 tarihinde ek protokol imzalandığını, davalının imzalanan ek protokolün 6.1 maddesi gereğince özel güvenlik hizmet bedelinin, 6.2 maddesi uyarınca yazılı ayni yardım bedellerinin ve 6.6 maddesi uyarınca fazla mesai ücretinin ödenmesi gerektiğini ancak Temmuz ve Ağustos 2014 aylarına ilişkin ödenmesi gereken toplam 43.049,9 TL’nin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibinin başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, bu nedenle haksız itirazın iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı vekili, davacı ile müvekkili şirket arasında ticaret merkezinin güvenlik hizmetlerinin sağlanması konusunda bir hizmet alım sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereği müvekkilinin davacından ortak alan güvenlik hizmeti satın aldığını, bunun üzerine davacı tarafından 31.07.2014 ve 31.08.2014 tarihlerinde 2 adet fatura düzenleyerek gönderildiğini, ancak müvekkilinin Kartal … Noterliğinin 16.09.2014 tarih ve … yevmiye numaralı İhtarnamesiyle faturaya itiraz ettiğini, müvekkilinin 01.07.2013 tarihinde itibaren geçerli olarak Sözleşmenin 6.4. maddesi uyarınca verilen hizmete ilişkin yapılan ödemelere dair makbuz ve belgeyi ibrazından sonra ödeme yapacağının kararlaştırıldığını, ancak davalının SGK bordrolarını düzenlemekten kaçınarak fatura düzenleyerek müvekkilinden hizmet bedeli talep ettiğini, davacının yine fatura kesmeden ayni yardım adı altında işçilerin genel giderleri olan bedeli nakit olarak istediğini, dava konusu takipteki faturaları doğrulayacak sözleşmeye uygun belgelerin müvekkiline teslim edilmediğini, ayrıca davacı tarafından sunulan tutanakları kabul etmediğini, bu nedenlerle müvekkilinin borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “…Davacıyla davalı arasında akdedilen sözleşme kapsamında davacı tarafından güvenlik ve danışmanlık hizmetlerinin sağlanması, davalı tarafından hizmeti sağlayan personele ücretlerinin, ayni değer olarak ifade edilen yan haklarının ve fazla mesai ücretlerinin ödenmesi gerekmektedir. Temmuz 2014 döneminde farklı sayılara ait günlerde çalışmış olmakla birlikte 8 personelin görev aldığı personele 5.140,80 TL ödendiği anlaşılmıştır. Ağustos 2014 dönemine ilişkin olarak ise farklı günlerde çalışmış olmakla birlikte 10 personelin görev aldığı ve buna istinaden 6.048,00 TL ödendiği, SGK kayıtları incelendiğinde davacının 7 personel=210 gün/adam çalıştırma yükümlülüğünü yerine getirmediği, Temmuz ayında 136 gün/adam çalıştırıldığı, Ağustos ayında ise 150 gün/adam çalıştırıldığı bilirkişi tespitleri ile ortaya konulmuştur.Davacı her ne kadar sözleşmede belirtilen işçi sayısından farklı sayıda işçiyle işi yürütse de sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Söz konusu edimi yerine getirirken davacı tarafından çalışanlara fazla mesai yaptığına dair herhangi bir yazılı delil dava dosyasında bulunmamaktadır. Yine davacının hizmet sözleşmesindeki edimi yerine getirmediğine dair bir kayıt dava dosyasında bulunmamaktadır. Dolayısıyla hizmet sözleşmesindeki davacının ifa borcu, sözleşmede belirtilen sayıda personel ile olmasa da yerine getirilmiştir.Davacı tarafından düzenlenen 31.07.2014 ve 31.08.2014 tarihli faturaların sadece 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41’inci maddesinde hüküm altına alınan fazla çalışma ücretine dair olmadığı, aynı zamanda mezkur Kanun’un 47’nci maddesinde düzenlenen genel tatil günü çalışmaları karşılığında ödenmesi gereken ilave ücrete ilişkin olduğu, güvenlik hizmetinin niteliği gereği kesintisiz sunulması gereken bir hizmet olduğu, buna göre genel tatil günlerinde de çalışmanın devam ettiği ve güvenlik personelinin de çalıştığı sabit olduğu, davalının 2014 Temmuz ve Ağustos aylarına ilişkin tahakkuku yapılan fazla çalışma ücreti tutarları arasındaki farka davalı tarafça itiraz edilmiş ise de 31.10.2013, 30.04.2014 ve 30.05.2014 tarihli Tutanaklar ve ilgili tutanaklarda belirtilen alacakların davacıya ödendiğini gösterir kayıtların birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davalı şirket tarafından davacıya ilgili tutanaklarda mesai adı altında belirtilen alacakların da SGK kaydı, ücret bordrosunda tahakkuk bulunmaksızın, ödendiği, ilgili aylardaki mesai kalemleri arasında ortalama 2.000 TL civarında fark bulunduğu, bu bağlamda davalı vekilinin, 2014 Temmuz, Ağustos aylarındaki mesai farkının hayatın akışına uygun olmadığı, bu nedenle itiraz edildiği iddiasının önceki dönem ödeme kayıtları ile tutarlı olmadığı, 2014 Temmuz ve Ağustos aylarında hizmet alım sözleşmesinde belirtilen işçi sayısından az sayıda personel ile güvenlik hizmetinin sunulduğu, bu bağlamda çalışan işçilere ek çalışmalar yaptırıldığının sabit olduğu, dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi tespitleri ile ortaya konulmuştur. Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince davalı tarafından davacı nezdinde çalışan personele yönelik ayni yardım ödemesi kararlaştırılmış olup söz konusu ayni yardım ödemesinin davalı tarafça uyuşmazlık konusu dönem öncesinde ödene geldiği anlaşılmaktadır.Tarafların ticari defterleri birbirine uyumlu bulunmaktadır. Davalı taraf davacı tarafça düzenlenen faturaları ticari defterlerine kaydetmiştir. Davalı taraf savunmasında ve davacı tarafça gönderilen ihtarnameye yönelik itirazlarında sözleşme konusu hizmeti almadığını iddia etmemiş, taraflar arasındaki Sözleşmenin 6.4. maddesini gerekçe göstererek, SGK ödemelerinin yapıldığına ilişkin belgelerin taraflarına sunulmaması ve kayıtların kendilerine verilmemesini sebebiyle ödeme yapılamayacağını ileri sürmüştür. Davalı vekilinin ileri sürdüğü sözleşme hükmü 12.06.2013 tarihli sözleşmede yeralmakta olup bu sözleşmenin yürülük süresi sona ermiş ve taraflar arasında 17.06.2014 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Mezkur sözleşmede ise bu yönde bir düzenleme kararlaştırılmamış olup aksi yönde, sözleşme ile kararlaştırılan ödemelerin zamanında yapılmaması sebebiyle sözleşmenin davacı tarafça feshedilmesi halinde sözleşme ile belirlenen gelecek aylara ilişkin tüm bedellerin davalı tarafça ödeneceği taahhüt edilmiştir. Ayrıca taraflar arasında devam eden sözleşmesel ilişkide davalının daha öncesinde yaptığı ödemlerde anılan hususu ileri sürülmeksizin ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Belirtilen sebeplerle davalı tarafça takip konusu borcun ödendiğine ilişkin bir kayıt ve delil de ileri sürümediğinden davacının davalıdan takip tutarı kadar alacaklı olduğu, takip konusu asıl alacağa işletilen faizin davacının talep edebileceği miktarın altında olduğu değerlendirilmekle takibin takip talebindeki şartlarla devamına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.Davacı alacağı takip öncesi belirli bulunduğundan kabul edilen tutarın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. ” gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına, takipteki asıl alacak tutarının %20 oranında icra inkar tazminatının 8.609.99-TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; 2014 tarihli bahsi geçen sözleşmenin 7. Maddesi ‘iş kanunu ve sgk’dan doğan yükümlülükler’ başlığı altında düzenleme içermektedir. Bu madde başlığı altında 7.4 fıkrasında davacının sigorta bildirgelerini yönetime sunması gerektiği açıkça belirtilmektedir.Müvekkilin üst işveren olarak müşterek ve müteselsil sorumluluğu olduğu işçilerin çalıştırıldığına ve primlerinin yatırıldığına ilişkin bilgi ve belgelere hakim olması yasal zorunluluktur. Davacı faturalarının tek taraflı ele alınarak, hukuki nitelendirme yapılmaksızın hesaplamaya konu edilmesi mümkün değildir. Tebliğ edilen faturalara müvekkil tarafından süresinde itiraz edilerek iade edilmesi ile bu faturalara dayanılarak alacak hesaplanamaz.Taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümeri ve dürüstlük kuralı uyarınca davacı çalıştırdığı güvenlik görevlilerinin SSK bildirgelerini ve maaş bordrolarını sunmadıkça davacının alacak isteyemeyeceği açıktır. Uyuşmazlık konusu alacak içerisinde fazla mesai alacağı talep edilmektedir. Maaş bordroları hazırlanmaksızın ve bu bordrolara fazla mesai alacağı tahakkuk edilmeksizin talep edilen alacak haksız ve kötü niyetlidir. Sonuç olarak davacının sigortasız işçi çalıştırdığı görülmektedir. Bilirkişinin tüm bu hususları hiçe sayarak ‘çalışanların SSK bildirimi ister yapılsın ister yapılmasın, bu alacağı davacı fazlası ile isteyebilir anlayışı’ haksız iken bu görüş yerel mahkamece de kabul görmüştür. Faturalandırılmış alacak dışında kalan talep için ise; ek sözleşme 6.2 maddesi uyarınca faturalandırılma koşulu ile ödeme yapılacağı kararlaştırılmasına rağmen davacı tarafından hiç fatura düzenlenmeden talep edilmiştirDavacı sözleşme gereği faturalandırması gereken alacakları faturalandırmamış, faturalandırmış olduğu alacakları da hukuka aykırı tanzime ettiğinden süresinde itiraz edilmiştir. İtirazlarımız ve delillerimiz kararda değerlendirilmemiştir. Sözleşme uyarınca maddi vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediği incelenmemiştir.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını talepetmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava itirazın iptali davasıdır.İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı vekilince, 30.032,18-TL fatura alacağı, 13.017,80-Tl diğer alacak ve 124,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.174,71-TL alacağın reeskont-avans faiziyle davalı takip borçlusundan tahsilinin talep edildiği, davalı vekilince 30.09.2014 tarihli Dilekçesi ile; karşı tarafa tahakkuk etmiş bir borçlarının bulunmadığı, faizi kabul etmedikleri, takip öncesinde temerrüt oluşmadığı, ödeme emri ekindeki faturaların müvekkili bilgisi dışında olduğu gerekçeleri ile takibe itiraz edildiği takibin durduğu görülmüştür. Takibin dayanağı belge ve faturalar; 6.008,00TL tutarındaki temmuz ayı ayni ödeme belgesi, 7.009,80TL tutarındaki ağustos ayı ayni ödeme belgesi, … numaralı 14.084,48 TL bedelli, özel güvenlik hizmet bedeli, fazla mesai bedeli, … bayramı mesai ücreti açıklamalı fatura, … numaralı 15.947,70 TL tutarlı özel güvenlik hizmet bedeli, fazla mesai, fazla çalışma bedeli, Zafer bayramı mesai ücreti açıklamalı faturadır. Ayni ödeme belgelerinde davalı yetkilisinin imzası bulunmakla birlikte tutanağı almaktan imtina ettiği belirtilmiştir.Taraflar arasındaki 12.06.2013 tarihli sözleşme imzalanmış olup, sözleşme süresi 1 yıldır ve sona ermiştir. Taraflar arasında daha sonra 16.06.2014 tarihli sözleşme imzalanmıştır. 16.06.2014 Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesinde; alışveriş merkezinde gündüz vardiyası 4 kişi, gece vardiyası 2 kişi ve değiştirme postasında da 3 kişi olmak üzere toplam 9 personel görev yapacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 5.4 maddesinde davalının özel güvenlik ve resepsiyon personelinin yemek ulaşım içme suyu çay temizlik vb. giderlerini ayni olarak karşılanacağı bu durumun ayrıca 6. Maddede açıklandığı belirtilmiştir.Hizmetin bedeli ve şartları başlıklı 6. Maddede; … Alışveriş Merkezinde yürütülen söz konusu 4 kişilik özel güvenlik ve danışmanlık hizmetinden dolayı davacıya 17.06.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık KDV dahil her ay 5.994,00 TL + özel güvenlik ve danışma personelinin yol, yemek, içme suyu, çay, şeker temizlik malzemelerini vb. ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapmış oldukları masrafların bedeli olarak 4.005,60 TL, toplamda 10.000,00 TL ödeme yapılacağı, … Alışveriş Merkezinde görevli Özel Güvenlik Personeli ve danışma personeline, her ay yol, yemek, içme suyu, çay, şeker temizlik malzemelerini vb. ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapmış oldukları masrafların bedeli olarak 4.005,60 TL ayni ödeme yapacağı, bu ödemenin personelin yol, yemek, içme suyu, çay, temizlik malzemeleri vb. ihtiyaçları karşılaması için ayni yardım olarak davalı tarafından ödeneceği, sözleşme ile belirlenen fiyatlar 12 ay için geçerli olacağı, 7.4 maddesinde davacının aylık sigorta bildirgelerini davalıya ibraz edeceği kararlaştırılmıştır. Taraflar arasındaki 01.07.2014 Tarihli Ek Protokolde ise; … AVM Ticaret Merkezinde gündüz vardiyasında 2 Özel güvenlik görevlisi +gece vardiyasında 2 özel güvenlik görevlisi + 2 özel güvenlik görevlisi değiştirici olarak + 1 danışman görevlisi olmak üzere toplam 7 personel görev yapacağı, konusu 7 kişilik özel güvenlik ve danışmanlık hizmetinden dolayı davacıya 11.07.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık KDV dahil her ay 10.490,20 TL + özel güvenlik ve danışma personelinin yol, yemek, içme suyu, çay, şeker temizlik malzemelerini vb. ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapmış oldukları masrafların bedeli olarak 7.009,80 TL ödemenin tutanak veya makbuz karşılığında personelin zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ayni yardım ödemesi yapılacağı, Hizmet bedelinin her ayın son iş günü davacı tarafından … Alışveriş Merkezi yönetime KDV dahil 17.500 TL olarak fatura edileceği, davalının … Alışveriş Merkezinde görevli özel güvenlik personeli ve danışma personeline, her ay yol, yemek, içme suyu, çay 7.009,80 TL ayni yardım olarak tutanak karşılığı ödeme yapacağı, bu ödemenin, personelin yol, yemek içme suyu çay temizlik malzemeler vb. ihtiyaçları karşılaması için ayni yardım olarak davalı tarafından ödeneceği, kararlaştırılmıştır.14.07.2014 tarihli bir Tutanakla; … AVM’de kapılardaki personelin eksikliklerin tamamlanmamasından dolayı, eksik personel tamamlanana kadar ek protokol iptal edildiği, 15.07.2014 tarihinden itibaren kapılarda personel olmayacağı, belirtilmiş ise de söz konusu tutanak her iki tarafın yetkili temsilcilerinin imza ve kaşesi bulunmadığından geçerli belge olarak nitelendirilememiştir.Davacı vekili 10.09.2014 tarihinde davalıya yönelik bir ihtarname çekmiş ve sözleşme gereği, 31.07.2014 tarihli faturayla 14.084,48 TL, 31.08.2014 tarihli faturayla 15.947,70 TL tanzim edilerek gönderildiğini, yine sözleşme gereği ödenmesi gereken Temmuz 2014 ayı için 6.008,00 TL ve Ağustos 2014 ayı için 7.009,80 TL ayni yardım ödemelerini halen ödenmediğini, iş bu ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde vadesi geçmiş 43.049,98 TL borcun ödenmesini talep etmiştir. Davacı tarafça düzenlenen Kartal …Noterliğinin 10.09.2014 tarih ve … Yevmiye nolu İhtarnamesinin davalıya 12.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı tarafça, söz konusu ihtarnameye verilen cevapla; ilgili faturaların hatalı olduğunu, düzeltilmesi gerektiğini, ayrıca sözleşmenin 3.9 maddesinde belirtilen personelin fazla mesai tutarlarını gösterir maaş ve bordroların, tüm çalışma yıllarına ait projede görev alan güvenlik elemanlarının sigorta giriş çıkış bildirgelerinin ödendi makbuzlarının ve sosyal güvenlik kurumunda bulunan borcu yoktur yazısının tarafına gönderilmesini, yine fiyat teklifinde kişi başına 2.150 TL + KDV rakamının sözleşmeye yansıtılmasındaki KDV oranın birbirini tutmadığını, kesilen fatura alacağının KDV miktarı ayni yardım olarak faturaya yansıttığını ve bunun teklifte açıkça görüldüğünden işbu adi sözleşmesinin bu maddesinin kabul edilmediği belirtilmiştir. Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve rapor alınmıştır. 02.03.2018 tarihli Bilirkişi Raporunda; İncelenen davacı ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 58.410,00 TL tutarında alacaklı gözüktüğü, davacının alacak talebinin (30.032,18 TL Fatura + 13.017,80 TL Diğer Alacak + 124,73 TL faiz) 43.174,71 olduğu, huzurdaki uyuşmazlığın dayanağının 31.07.2014 tarih ve … sayılı 14.084,48 miktarlı ve 31.08.2014 tarih ve … sayılı 15.947,70 miktarlı olmak üzere toplam 30,932,18 tutarındaki 2 adet faturadan ve 13.017,80 TL’lik ayni yardımlardan kaynaklandığı, incelenen davalı ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafında tanzim olunan cari hesaba konu faturaların tamamının davalı AVM yönetimi kayıtlarında yer aldığını, ayni yardım tutarlarının taraflar arasında akdedilen sözleşme ile belirlendiği, ayni yardım tutarlarına ilişkin tanzim olunan tutanaklarda davalı yetkilisinin imzasının bulunduğu, tüm bu tespitler doğrultusunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 43.049,98 TL tutarında alacaklı olduğu sonucuna ulaşıldığı, takibe konu alacak için işlemiş faiz tutarının 124,73 TL olarak hesaplandığı , şeklinde raporunu sunmuştur.Davalı vekilinin davaya cevap ve bilirkişi raporuna yönelik itirazları da değerlendirilmek suretiyle davacının fatura konusu döneme ilişkin 2014/Temmuz ve Ağustos aylarına çalıştırdığı işçilerin hizmet dökümleri SGK İstanbul İl Müdürlüğünden istenerek dosya iş müfettişi ve hesap uzmanı bilirkişiye verilerek rapor alınması yoluna gidilmiştir. 14.10.2019 tarihli Bilirkişi Raporunda; ”Çıplak Brüt Ücret: Dava dosyası belgede Temmuz 2014 döneminde farklı sayılara ait günlerde çalışmış olmakla birlikte 8 personelin görev aldığı ve buna istinaden personele 5.140,80 TL ödendiği anlaşılmıştır. Ağustos 2014 dönemine ilişkin olarak ise farklı günlerde çalışmış olmakla birlikte 10 personelin görev aldığı ve buna istinaden 6.048,00 TL ödendiği anlaşılmıştır.01.07.2014 tarihindeki ek protokol personel eksikliğinin tamamlanamaması nedeniyle feshedilmiştir. Özetle ek protokol iptali, davacının sözleşmede belirtilen sayıda güvenlik görevlisi çalıştırmamasından kaynaklanmakta olup SGK kayıtları incelendiğinde davacının 7 personel—210 gün/adam çalıştırma yükümlülüğünü yerine getirmediği teyit edilmiştir. (Temmuz ayında 136 gün/adam çalıştırılmıştır, Ağustos ayında ise 150 gün/adam çalıştırılmıştır) Davacı her ne kadar sözleşmede belirtilen işçi sayısından farklı sayıda işçiyle işi yürütse de sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Söz konusu edimi yerine getirirken davacı tarafından çalışanlara fazla mesai yaptığına dair herhangi bir yazılı delil dava dosyasında bulunmamaktadır. Yine davacının hizmet sözleşmesindeki edimi yerine getirmediğine dair bir kayıt dava dosyasında bulunmamaktadır. Dolayısıyla hizmet sözleşmesindeki davacının ifa borcu, sözleşmede belirtilen sayıda personel ile olmasa da yerine getirilmiştir. Davacının bunun karşılığında alacağı tutar her ne kadar sözleşmede yazılmış olsa da fazla mesai konusundaki belirsizlikten dolayı tespit edilememektedir. Söz konusu durum aşağıdaki tablodan görülmektedir. Tablodan görüleceği üzere davacı davalıyla yaptığı ek protokolün şartlarına tam olarak uymamıştır. Bununla birlikte 16.06.2014 tarihinde düzenlenen esas sözleşmede belirtilen sayıda personelle ve hatta daha fazla kişiyle hizmet vermiştir. Dolayısıyla davacının 16.06.2014 tarihindeki sözleşme koşullarına göre alacağını hak ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Davalı vekilinin 11.10.2015 tarihli beyan dilekçesinde de belirtildiği üzere; davacı tarafından düzenlenen 31.07.2014 ve 31.08.2014 tarihli faturaların sadece 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41’inci maddesinde hüküm altına alınan fazla çalışma ücretine dair olmadığı, aynı zamanda mezkur Kanun’un 47’nci maddesinde düzenlenen genel tatil günü çalışmaları karşılığında ödenmesi gereken ilave ücrete ilişkin olduğu, güvenlik hizmetinin niteliği gereği kesintisiz sunulması gereken bir hizmet olduğu, buna göre genel tatil günlerinde de çalışmanın devam ettiği ve güvenlik personelinin de çalıştığı sabit olduğu, davalının 2014 Temmuz ve Ağustos aylarına ilişkin tahakkuku yapılan fazla çalışma ücreti tutarları arasındaki farkın dikkat çekici bulunduğundan davalı şirket tarafından fatura içeriğine şikayet edildiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ekinde sunulu bulunan 31.10.2013, 30.04.2014 ve 30.05.2014 tarihli Tutanaklar ve ilgili tutanaklarda belirtilen alacakların davacıya ödendiğini gösterir kayıtların birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davalı şirket tarafından davacıya ilgili tutanaklarda Mesai adı altında belirtilen alacakların da (SGK Kaydı, ücret bordrosunda tahakkuk bulunmaksızın) ödendiği, ilgili aylardaki mesai kalemleri arasında ortalama 2.000 TL civarında fark bulunduğu, bu bağlamda davalı vekilinin, 2014 Temmuz, Ağustos aylarındaki mesai farkının hayatın akışına uygun olmadığı, bu / nedenle itiraz edildiği iddiasının önceki dönem ödeme kayıtları ile tutarlı olmadığı sonucuna varılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere 2017 Temmuz ve Ağustos aylarında hizmet alım sözleşmesinde belirtilen işçi sayısından az sayıda personel ile güvenlik hizmetinin sunulduğu, bu bağlamda çalışan işçilere ek çalışmalar yaptırıldığının sabit olduğu, genel tatil günlerinde de çalışmanın devam ettiği, dava dilekçesi ekinde sunulu bulunan tutanaklarda belirtilen işçilik alacaklarının (aylık ücret *fazla çalışma ücreti, İlave genel tatil ücreti) hak kazanıldığı sonucuna varılmıştır. Ayni Yardımlar: Dava dosyasında yer alan sözleşmelerde davalı tarafından davacı nezdinde çalışan personele yönelik ayni yardım ödemesi gerekmektedir. Söz konusu ayni yardım tutarı 16.06.2014 tarihinde akdedilen sözleşmeye göre 5.994.00 TL, 01.07.2014 tarihinde akdedilen sözleşmeye göre ise 7.009,80 TL’dir. Davacının sözleşmeyi yerine getirirken sözleşme gereği çalışanlara ayni yardım vermeyi taahhüt etmiştir. Bu ayni yardım karşılığı olan bedelde davalıdan tahsil edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte davacının söz konusu ayni yardımı işçilere verdiğine dair bir belge kayıtlarda mevcut değildir. Buna karşın güvenlik görevlilerinin özellikle yol ve yemek giderinin çalıştığı yerde karşılanması genellikle karşılaşılan bir durumdur. Dosyada sunulu bulunan dava dilekçesi ekindeki geçmiş dönem aylık hak edişlerine dair tutanaklar ile ödeme kayıtlarından davalı şirket tarafından davacı şirkete ayni yardım adı altında belirtilen tutarların ödendiği tespiti ışığında yol ve yemek yardımı dışında sözleşmede belirtilen diğer ayni yardımların da yapıldığı değerlendirilmiştir.” şeklinde mütalaa olunmuştur.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı taraf istinaf itirazında bulunmuştur.6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nin 222. (6762 sayılı TTK’nin 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir.Somut olayda; dava konusu faturalar davalının ticari defterlerine kaydedilmiş, davalı tarafından süresinden sonra iade edilmiştir. Fatura ve içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispatla yükümlü tarafın davalı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf, faturalara konu hizmetin yerine getirilmediğini kanıtlayamamıştır, bilirkişi raporları ile faturaların sözleşmeye uygun olduğu ve hizmetin verildiği sabittir. Her ne kadar davalı taraf, SGK ödemelerinin yapıldığına ilişkin belgelerin taraflarına sunulmaması ve kayıtların kendilerine verilmemesini sebebiyle ödeme yapılamayacağını ileri sürmüş ise de; taraflar arasında yürürlükte bulunan 2014 tarihli sözleşmede buna ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır, kaldı ki 2013 tarihli sözleşmede ilgili hüküm olmasına rağmen bu belgeler ibraz edilmeden davalı ödemeleri gerçekleştirmiştir. Ayni ödemelere ilişkin belgelerin de sözleşmenin 6. Maddesine göre düzenlendiği, davalı yetkilisinin teslim almaktan imtina etse de belgeleri imzaladığı, ayni ödemelere ilişkin belgelerin önceki dönemlerde de düzenlendiği ve ödendiği, ayni ödemenin hem sözleşme gereği hem de fiili bir uygulama olduğu anlaşılmakla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur.Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 737,31 TL’den mahsubu ile bakiye 467,46 TLnin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/12/2023