Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2213 E. 2021/375 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2213
KARAR NO: 2021/375
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/357 (DERDEST)
ARA KARAR TARİHİ: 09/09/2020
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolunun işletme hakkına sahip olduğunu, ihlalli geçiş hallerinde 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun “Geçiş Ücretini Ödememe ve Güvenliğin İhlali” başlıklı 30. maddesinin 5. Fıkrası uyarınca geçiş ücreti ile birlikte dört kat tutarında ceza uygulandığını, davalının … plakalı aracı ile 17/12/2016-06/06/2017 tarihleri arasında birçok kez geçiş ücreti ödemeksizin köprü ve/veya otoyollardan ihlalli geçiş yaptığı ve 15 günlük sürede de bedelini ödenmediği için davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamını, geçiş ücretleri yasal 15 günlük süre içerisinde ödenmediğinden muaccel hale geldiği için ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu belirterek davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul, araçlar ve banka hesapları üzerine İİK 257.maddesi gereğince teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/357 E. sayılı 09/09/2020 tarihli ara kararı ile; İhtiyati haciz talebinin; ödeme emrine itiraz sonucu açılan itirazın iptali davalarında, ödeme emrine itiraz ile borçluya tanınan hakları bertaraf edeceğinden ve talebin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağın muacceliyet koşulunun gerçekleştiğini, ihtiyati haciz kararı verilmesini haklı gösterir sebepler ve şartların somut olayda mevcut olduğunu, davalıya ait araçlar tarafından yapılan ihlâlli geçişlerin listesi ile dava konusu alacağın var olduğu ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralının sağlandığını, dosyaya sunulan kayıtların yaklaşık ispata yeterli olmasına ve İstanbul BAM 17. ve 18. Hukuk Dairelerince emsal taleplere ilişkin teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine rağmen, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu, çelişkili kararların hukuki belirsizlik yarattığını belirterek kararın kaldırılmasını ve teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı tarafından geçiş ücretleri ödenmeksizin yapılan ihlalli geçişler nedeniyle, geçiş ücreti, para cezası, faiz ve KDV’nin tahsili için davacının başlattığı icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali davası olup, istinaf incelemesine konu talep ise ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK 257 maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258 maddesinde ise “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olayda ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, geçiş ihlallerinin olduğu bir kısım kayıtlar sunulmuş ise de; kaçak geçişlerin olup olmadığı, geçiş sırasında davalıya ait araçta hgs/ogs bakiyesi olup olmadığı, bakiye varsa tahsilat yapılıp yapılmadığı, tahsilat yapılmamış ise bu durumun bankadan mı yoksa davacının kullandığı hgs/ogs sistemden mi kaynaklandığı, bakiyenin belli bir limit altına düşmesi halinde otomatik yükleme yapılıp yapılmadığı, geçiş anında bakiye yetersiz kalırsa sonradan yapılan yükleme ile geçişten itibaren 15 gün içerisinde tahsilat yapılıp yapılmadığı/tahsilatın mümkün olup olmadığı, sonradan yükleme yapılmış ise geçiş bedellerinin tahsil edilememesinin sebebi, tahsilat yapılmasına rağmen kaçak geçiş olarak sisteme geçmesinin mümkün olup olmadığı hususlarında yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde alacak miktarı belirlenebileceğinden, bu aşamada alacağın varlığı ve muaccel olduğu yaklaşık ispata yeterli olmayıp, yargılamayı gerektirmektedir. İİK 257.maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmadığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/04/2021