Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2191 E. 2021/369 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2191
KARAR NO: 2021/369
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/315 (DERDEST)
ARA KARAR TARİHİ: 09/10/2020
DAVA: İFLASIN ERTELENMESİ
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borca batık olması sebebiyle gerekli tedbirler alınarak, şirkete kayyım atanmasına, iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/636 E. 2016/263 K. sayılı kararı ile davacı şirketin iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiş, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/9366 E. 2020/449 K. sayılı 28/01/2020 tarihli ilamı ile karar onanmış, aynı Dairenin 2020/1383 E. 2021/150 K. sayılı 21/01/2021 tarihli ilamı ile; “Karar düzeltme isteminin reddine” karar verilmiş olmakla, hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/315 E. sayılı dosyasına konu dava ise, davacı şirketin iflasının ertelenmesinin uzatılması istemine ilişkindir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/315 E. sayılı dosyasında 07/10/2020 tarihli celsede “Mahkememizin 2015/636 E sayılı dosyasından verilen tedbir kararlarının ihtiyati tedbir kararlarının verildiği 13/07/2015 tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dolduğu anlaşılmakla kaldırılmasına” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/315 E. sayılı dosyasında 09/10/2020 tarihli ara kararı ile “İİK’nın 179/b-4 maddesine göre, “Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak mahkemece uygun görülecek süreler ile uzatılabilir; ancak uzatma süreleri toplamı dört yılı geçemez.” hükmünü içermektedir. İflas ertelenmesi kararı ve uzatma kararlarının tarihleri İİK’nın 179/b-4 maddesi hükmüne göre birbirini takip etmelidir. İİK’nın 179/b maddesi gereğince erteleme ve uzatma sürelerinin toplamının beş yılı geçemeyeceği karşısında davacı şirket yönünden ertelemenin sağladığı sonuçları doğuran ilk ihtiyati tedbir kararının 2015/636 esas sayılı dosyasında 13/07/2015 tarihinde verildiği ve buna göre beş yıllık süre 13/07/2020 tarihinde dolmuş olmakla birlikte durma sürelerinin 15/06/2020 tarihine kadar uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararı ile bu sürenin 07/10/2020 (bu tarih dahil) tarihinde dolacağı anlaşılmakla 07/10/2020 tarihine kadar tedbirlerin devamına karar verilmiş ve mahkememizin 07/10/2020 tarihli kararı ile tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından ihtiyati tedbir kararlarının, kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmesi talep edilmiş ise de, ihtiyati tedbirin kaldırılması koşulların İİK m.179/b-4 hükmü gereğince değerlendirilmesinin gerektiği, iflasın ertelenmesi kurumunda 5 yılın dolmasının akabinde kararın kesinleşmesine kadar tedbirlerin devamına hükmedilemeyeceği, bu yöndeki düzenlemelerin açık olduğu anlaşılmakla tedbirlerin kaldırılmasına yönelik itirazın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin 07/10/2020 tarihli duruşmasında tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiğini, bu karara itiraz edilmesi neticesinde 09/10/2020 tarihi ara karar karar ile itirazlarının ve tedbir taleplerinin reddedildiğini, 5 yıllık sürenin hesabında ihtiyati tedbir talebinin verildiği tarihin esas alınmayıp, iflasın erteleme kararının verildiği tarihin baz alınacağını, şirketin projesini hayata geçirebilmesi bakımından erteleme kararı verilinceye kadar alacaklıları korumak ve şirketi icra–haciz baskısından kurtarmak bakımından tedbir kararı verilmesi gerektiğini,, iflas erteleme taleplerinde ifa amacını güden ihtiyati tedbir taleplerinin tüm menfaatleri himaye edici yanı olması niteliği gereğince, mahkemenin 07/10/2020 tarihli duruşmasının 1.nolu ara kararı gereğince verilen “mahkemenin 2015/ 636 E. sayılı dosyasından verilen tedbir kararının kaldırılmasına” dair kararının itirazen incelenerek kaldırılması (bu yöndeki ara kararından rücu edilmesi) ve ihtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devamına (uzatılmasına) karar verilmesine yönelik taleplerinin reddine ilişkin ve şayet bu mümkün değil ise derdest dosyadan ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin kararın infazının itiraz incelemeleri sırasında durdurulmasına ilişkin taleplerinin haksız ve yersiz reddedildiği 09/10/2020 tarihli 2017/315 E. sayılı dosyasından verilen itirazın reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ihtiyati tedbir kararının devamına yada yeniden tedbir kararı verilmesine, dosyamız itirazen istinaf incelemesi safhasında müvekkil şirket yönünden telafisi zor zararlar oluşacağından, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin kararın infazının da durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, iflasın ertelenmesinin uzatılması davasıdır. UYAP sisteminde yapılan incelemede, davacı şirketin iflas erteleme talebi üzerine mahkemece yapılan yargılama neticesinde Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/636 E. 2016/263 K. sayılı kararı ile davacı şirketin iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiş, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/9366 E. 2020/449 K. sayılı 28/01/2020 tarihli ilamı ile karar onanmış, aynı Dairenin 2020/1383 E. 2021/150 K. sayılı 21/01/2021 tarihli ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek kesinleşmiştir. İstinafa konu talep ise, davacı şirketin iflasının ertelenmesinin bir yıl süre ile uzatılması davasında, tedbirlerin kaldırılması yönünde verilen karara ilişkindir. 09/08/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanununa eklenen geçici 12/2. maddesinde; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce verilmiş iflasın ertelenmesi kararına dayanılarak yapılan uzatma talebi hakkında verilecek karar da iflasın ertelenmesi talebi hakkında verilmiş karara ilişkin kanun yoluna tabidir.” hükmü yer almakta olup, anılan madde gerekçesi ise “…bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce verilmiş iflasın ertelenmesi kararlarına dayanılarak yapılan uzatma talepleri hakkında verilecek kararlar da iflasın ertelenmesi talebi hakkında verilmiş karara ilişkin kanun yoluna tabi olacaktır…” şeklindedir. Bu karar gereğince iflasın ertelenmesinin uzatılması davasında verilecek karara karşı temyiz yasa yolunun açık olduğu sabittir. İstinaf incelemesine konu talep, ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin ise de; Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 29/05/2019 tarihli 2019/1955 E. 2019/2592 K. sayılı ilamı; “…6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddede; bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454’üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle bir dosyada 20/07/2016 tarihinden önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi nihai bir karar verilmiş ise bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olsa bile o dosyada kesinleşinceye kadar verilecek tüm kararlar HMK hükümlerine göre istinafa tabi olmayıp doğrudan HUMK hükümlerine göre temyize tabidir. Bu kural nihai kararlar yanında, nihai karar sayılmayan ancak yasa yolu incelemesi mümkün bulunan sonradan verilen diğer kararlar için de geçerlidir. Bu açıklamalarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde, yasa yolu başvurusunda bulunulan ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı 20/07/2016 tarihinden sonra verilmiş ise de dosyada bu tarihten önce verilen bir karar bulunduğu ve bu kararın temyizi üzerine verilen bozma kararı gereğince yargılamanın sürdürülmekte olduğu anlaşılmış olup bu dosyada verilecek kararlar için kesinleşinceye kadar istinaf yoluna başvurulamayacak ve ancak koşulları varsa HUMK hükümlerine göre temyiz edilebilecektir. Bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karara yönelik yasa yolu başvurusunun HUMK hükümleri kapsamında temyiz talebi niteliğinde olduğu kabul edilerek değerlendirme yapılmıştır…” şeklindedir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 12/12/2019 tarihli 2019/3744 E. 2019/5131 K. sayılı ve 15/05/2018 tarihli 2018/2758 E. 2018/1966 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir. İlk Derece Mahkemesi kararı her ne kadar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarih olan 20/07/2016 tarihinden sonra ise de; iflasın ertelenmesi kararına dayanılarak yapılan uzatma incelemesi sonucunda verilen karara karşı 6728 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na eklenen geçici 12/2. maddesi hükmüne göre, iflas erteleme kararının tabi olduğu kanun yolu olan temyiz yasa yolu açık olup, tedbir kararı da aynı yasa yoluna tabi olduğundan incelemenin Yargıtay tarafından yapılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Yargıtay’a gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/315 E. sayılı dosyasında verilen 09/10/2020 tarihli ara kararına karşı Temyiz yasa yolu açık olduğundan gerekli işlemlerin yapılması ve dosyanın ilgili Yargıtay Dairesi’ne gönderilmesi için Mahal Mahkemesine İADESİNE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/04/2021