Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/216 E. 2021/516 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/216
KARAR NO: 2021/516
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/984 Esas
KARAR NO: 2017/752
KARAR TARİHİ: 13/09/2017
DAVA: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile;müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, davalı kooperatif tarafından müvekkilinin aidat borcunu ödemediğinden bahisle üyelikten ihraç edildiğini, gerek ihraca konu edilen ihtarnameler gerekse ihraç kararının yurt dışında ikamet eden müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan 02.12.2015 tarih 228 nolu ortaklıktan çıkartılma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle davanın üç aylık yasal sürede açılmadığını, ayrıca ihraç kararına konu ihtarnamelerin davacı tarafa tebliğ edilmesine rağmen ihtara konu aidat borcunu ödemediğini, ihraç kararının kooperatifler kanunu ile kooperatif ana sözleşmesine uygun olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” davalı kooperatif tarafından ihraç kararına konu edilen ihtarnamelerin ödeme tarihleri bakımından kendi içlerinde çeliştiği, birinci ihtarnamede öngörülen ödeme süresi henüz dolmadan ikinci ihtarnamenin düzenlendiği, ihtarnamelerin usulüne uygun olarak yurt dışında ikamet eden davacıya tebliğ edildiği hususunun davalı kooperatif tarafından ispatlanamadığı, yurt dışında ikamet eden davacı yönünden tebliğ işleminin Tebligat Kanunu 25 ve 25/a maddelerine göre ikmal edilmediği, ihraç kararının da keza usulüne uygun olarak davacıya tebliğ edildiğinin kanıtlanamadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafından davalı kooperatif aleyhine süresinde açmış olduğu ihraç kararının gerek kooperatifler kanununa gerekse kooperatif ana sözleşmesine uygun olmadığı ” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davanın üç aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararının kesinleştiğinden mahkeme verilen kabul kararının hatalı olduğunu, Ayrıca, huzurda bulunan davadan önce, davacı tarafından davalı müvekkili aleyhine Bakırköy Asliye 1. Ticaret Mahkemesinin 2015/987 E. Sayılı dosyasıyla tapu iptal tescil talepli olarak dava ikame edildiğini, bilahare, yine davacı tarafından müvekkil kooperatif ve kooperatifin yönetim kurulu üyeleri aleyhine Bakırköy Asliye 6. Ticaret Mahkemesinin 2016/183 E. Sayılı dosyasıyla dava ikame edilerek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulduğunu, ikame edilen ikinci dava, Bakırköy Asliye 1. Ticaret Mahkemesinin 2015/987 E. sayılı dosyasıyla birleştirildiğini, yargılama sırasında davacıya ihraç kararının iptali için birden fazla süre verilmesine rağmen davacı tarafça bu ara kararlar yerine getirilmediğini, yasal hak düşürücü süre geçtiğinden davacıya yeniden süre verilmesine muvafakat etmemelerine rağmen huzurdaki davanın ikame edildiğini bu nedenle üç aylık süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkin ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ortaklıktan çıkarılma esasları ve itirazı düzenleyen 16. maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içerisinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içerisinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içerisinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir…” hükmü düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 27.maddesi; “Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” düzenlemesine yer vermiştir. Davalı kooperatif anasözleşmenin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında ise, ihraç kararı verilmeden önce parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortakların noter aracılığıyla yapılacak ihtarı takip eden 10 gün içinde bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde ikinci kez ihtar edileceği, ikinci ihtarı takip eden bir ay içerisinde yükümlülükleri yerine getirmeyenlerin ihraç edileceği düzenlenmiştir. Özetlemek gerekirse 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14/2. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, ihtarnamelerde ödenmesi gereken borç miktarlarının da birbirini tutup tutmadığı tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 30/12/2015 tarih 2015/5149 E. 2015/8619 K. Sayılı ilamı) Dosya kapsamına göre; davacının, 27/09/1996 tarihli ortaklık senedine istinaden 30 kayıt numarası ile davalı kooperatif yönetim kurulunun 30/09/1996 tarih 18 sayılı kararı ile üyeliği kayıt edildiği, davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle kooperatif yönetim kurulunun 10/05/2015 tarih 225 sayılı kararına istinaden toplam 83.068,00 TL borcu olduğu belirtilerek borcun 23/05/2015 tarihi kadar ödenmesi, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde ödemenin yapılmaması halinde 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 27. Maddesi ve ana sözleşmenin 14/2 maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarılacağı husunda birinci ihtar, birinci ihtarın 13/05/2015 günü tebliğ edildiği 10 gün borç ödenmediği gerekçesiyle kooperatif yönetim kurulunun 26/05/2015 tarih 226 sayılı kararına istinaden borcun bir ay içinde ödenmesi için ikinci ihtarın çıkartıldığı, ikinci ihtarın 26/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği bir ay içinde borç ödenmediği gerekçesiyle kooperatif yönetim kurulunun 02/12/2015 tarih 228 sayılı kararı ile davacının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 27. Maddesi ve ana sözleşmenin 14/2 maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği görülmüştür. Yönetim kurulu kararlarında, birinci ve ikinci ihtar ile ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararı, davacıya PTT kanalıyla iadeli taahhütlü mektup ile tebliğ edilmesine karar verilmiş, davalı tarafça ihtarnameler ve ihraç kararının gönderisine ilişkin takip bilgilerine ait fotokopi çıktısı sunulmuş ise de mahkemece davacı adına yurt dışına yapılan tebligatlara ilişkin evrakların barkod numarası belirtilmek suretiyle tebliğ evrakları ilgili PTT’den celbi için yazılan müzekkereye birinci ihtara ait barkod numaralı gönderinin 27/05/2015, ikinci ihtara ait barkod numaralı gönderinin 30/06/2015 ve ihraç kararın ait barkod numaralı gönderinin 02/01/2016 tarihinde sistem üzerinden teslim edildiği ancak yurt dışında kime teslim edildiğine dair herhangi bir veri paylaşımı yapılmadığı, süre aşımı nedeniyle postaların kime teslim edildiğine dair araştırmanın yapılması mümkün olmadığı bildirilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. ve anasözleşmenin 14/2. maddeleri uyarınca, ihraç kararlarının onaylı örneği, ihraç edilen ortağa tebliğ edilmek üzere on gün içinde notere tevdi edilir. İhraç kararının tebliğ edildiği tarihte yürürlükte olan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 1. maddesinde, noterler tarafından yapılacak tebligatın, bu Kanun hükümleri uyarınca posta idaresi vasıtasıyla yapılacağı öngörülmüştür. Her ne kadar 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27.maddesinde ihtarnamenin elden ya da taahhütlü mektup ile ortağa ulaştırılması öngörülmüş ise de, anılan düzenleme yurt içinde ikamet eden ortaklara yönelik bir düzenleme olup, yurt dışında oturan Türk vatandaşlarına yapılacak tebligatlar anılan Kanunu’nun 25. ve ihraç kararının tebliği tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tüzük’ün 36,37,38,39,40 ve 41.maddeleri hükümlerine göre belirlenen yöntem ile yapılması gerekmekte olup olup, davalıya anılan usule uygun şekilde ihraç kararının tebliğe çıkarılmadığı ve tebliğ edilmediği anlaşıldığından ihraç kararının kesinleştiğinden söz edilemez. ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2013/942 Esas 2013/1713 Karar 20/03/2013 tarihli ilamı) Kaldı ki PTT Müdürlüğü yazısından anlaşıldığı üzere kime teslim edildiği belli olmayan birinci ihtar henüz teslim edilmeden ( 27/05/2015 tarihinde teslim edilmiş olup) ikinci ihtara ilişkin kooperatif yönetim kurulunun 26/05/2015 tarih 226 sayılı kararın da yasaya ve ana sözleşmeye aykırıdır. Açıklanan nedenlerle davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen ihtarnamelerin ve ihraç kararının Kooperatifler Kanunu 16. ve 27. maddesi ile Tebligat Kanunun 25 ve 25/a maddeleri aykırı olduğundan bir hüküm ifade etmeyeceği, bu geçersiz ihtarnamelere dayanılarak alınan üyelikten ihraç kararının da yasaya aykırı olduğu, davacıya usule uygun şekilde ihraç kararının tebliğe çıkarılmadığı ve tebliğ edilmediği gözetilerek ihraç kararının kesinleşmediği anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sonuç olarak mahkemece verilen kararın dosya içerisinde mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Başvuru tarihinde Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının Hazineye irat kaydına, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/05/2021