Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2149 E. 2022/419 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2149
KARAR NO: 2022/419
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1249 Esas
KARAR NO: 2020/180
KARAR TARİHİ: 25/02/2020
DAVA: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 2009 yılında davalı kooperatife ait bir sitede yer satın aldığını, ve halihazırda orada ikamet ettiğinden aynı zamanda kooperatif üyesi olduğunu, davalı yapı kooperatifinin sitenin yönetimini ve güvenliğini sağlamakla görevli olduğunu ve bunun karşılığında bütün üyelerden aidat alındığını, diğer davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. şirketinin ise sitenin güvenliğini sağladığını, müvekkilinin 26/07/2013 tarihinde … plakalı 2011 model gri renk … marka motosikletinin saat 15:30 sularında evinin önünde görmesine rağmen saat 19:30 sularında evinden dışarı çıktığı an söz konusu aracı yerinde görmediğini ve site içerisinde tüm aramalara rağmen motosikletini bulamadığını, aracının çalındığını, Kavacık Polis Merkezine suç duyurusunda bulunduğunu, söz konusu olayın, davalıların görevlerini layıki ile yapmamaları ve sorumlu bölgenin güvenlik ve koruma hizmetlerini savsaklaması sonucu vuku bulduğundan müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek 40.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi olmak üzere 50.000 TL tutarındaki tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilince 09/01/2020 tarihinde sunulan talep arttırım dilekçesi ile; 40.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 4.731,53 TL arttırarak dava değerini 44.731,53 TL’ye çıkartmış, harcını tamamlamıştır
CEVAP: Davalı … Konut Yapı Kooperatifi vekili cevap dilekçesi ile; …nin site değil bir kooperatif olduğunu, yapılan güvenlik hizmetinin yüksek seviyeli bir güvenlik hizmeti olmadığını, yapılan hizmetin tüm bina ve araçları korumaya yönelik olmadığını sadece genel kolluğa ilaveten caydırıcılık niteliğinde olduğunu, davacının motosikletini çaldırdığı saatin 15:30 sularında evinin önünde motosikletin kamyonet kasasına yüklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, motosikletin evinin önünde değil de başka yerde park halindeyken çalınmasının ihtimali olabileceğini, bu nedenle davacının motosikletinin evinin önünde bulunduğunun ispata açık olduğunu, davacının istemiş olduğu maddi tazminat talebinin, 6100 sayılı HMK’nın 109. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle yersiz olduğunu, manevi tazminat talebinin TBK.47. maddesine göre bedensel zarar görmeyenlerin manevi tazminat taleplerinin kabul edilemeyeceği esasıyla manevi tazminat talebinin haksız olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile; iddia olunan hırsızlık olayının kooperatif alanında gerçekleştiğinin ispata muhtaç olduğunu, davacının oturduğu kooperatifin tamamen kamuya açık cadde ve sokakları olan içinde okulda bulunan ortalama 15.000 kişinin ve 8.000 aracın serbestçe girip çıktığı dolaştığı kontrol ve denetim yapılamayan bir alan üzerinde bulunduğunu, müvekkil şirketlerinin yüksek seviyeli bir güvenlik hizmeti vermediğini, müvekkilinin güvenlik hizmetini sadece caydırıcılık amaçlı sağlamakla yükümlü olduklarını, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin haksız olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Dosya kapsamında mevcut tanık beyanları, soruşturma dosyası ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacının motosikletinin evinin önünde park halinde iken gündüz vakti bir kamyona yüklenerek çalınmış olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu kanaatine varıldığı, Davalı kooperatif ile davalı güvenlik şirketi arasında imzalanan güvenlik sözleşmesinde belirlenen güvenlik hizmetinin kapsam ve düzeyi, dava konusu motosikletin çalınma şekli ve zamanı dikkate alındığında; motorun çalınması olayında davalı güvenlik şirketinin üstlenmiş olduğu hizmeti özensiz yerine getirmiş olmasının etkisi olduğu, bu nedenle davalı güvenlik şirketinin motorun çalınmasında kusurlu olduğu ve davacıya karşı haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olduğu, Davalı kooperatif yönünden ise; davalı kooperatifin genel kurul kararına istinaden kooperatif sakinlerinin can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla üyelerinden aidat topladığı, bununla birlikte güvenlik hizmeti vermeyi üstlenmiş olduğu, bu hizmeti yerine getirmek üzere davalı şirketin görevlendirildiği, yukarıda açıklandığı üzere davalı güvenlik şirketinin üstlendiği hizmeti özensiz yerine getirdiği, bu nedenle davalı kooperatifin de davacıya karşı üstlenmiş olduğu edimin ifasında kullandığı yardımı kişinin fiilinden dolayı davalı güvenlik şirketi ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, Sonuç itibariyle; yukarıda da açıklandığı üzere; davalı kooperatif ve davalı güvenlik şirketinin meydana gelen olay nedeniyle müteselsilen sorumlu oldukları, davacı yanın motosikletinin çalınmasından kaynaklanan zararın davalılar tarafından karşılanması gerektiği, dosya kapsamında alınan 06/01/2020 tarihli bilirkişi raporu ile çalınan motosikletin 2. El rayiç değerinin tespit edildiği, alınan raporun denetime elverişli olduğu ve mahkememizce de benimsendiği, davacının zararının 44.731,53 TL olduğu, bu bedele talep gibi avans faizi işletilebileceği kanaatine varıldığı, Her ne kadar bilirkişi raporu ile belirlenecek tazminattan hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği savunulmuş ise de; bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirmenin hukuki bir değerlendirme olduğu, bu nedenle dikkate alınamayacağı, davalılar tarafından hizmetin kusurlu olarak verildiği, hırsızlık olayında davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı da dikkate alınarak takdir olunan tazminattan indirime gidilmediği, Davalılar tarafından davacının talep arttırım istemine yönelik zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; davacının meydana gelen zararı tespitinin kendisinden beklenemeyeceği, davanın özünde belirsiz alacak davası olduğu, belirsiz alacak davalarında zamanaşımı süresinin davanın açılması ile birlikte alacağın tamamı için kesildiği dikkate alınarak; davalıların zamanaşımı itirazı yerinde görülmediği, Davacı yanın manevi tazminat istemi bakımından; davacı taraf motosikletin çalınması nedeniyle elem ve acı duyarak manevi zarara uğradığını iddia etmiş ise de, Borçlar Kanunun 56 ve 58.maddeleri gereğince bedensel bütünlüğü zedelenen kimseler ile kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişilerin manevi tazminat talebinde bulunabileceği, mal varlığını ilgilendiren haksız fiiller nedeniyle manevi tazminat talep edilemeyeceği anlaşılmakla” davacının koşulları oluşmayan manevi tazminatın reddine, maddi tazminat talebinin kabulü ile 44.731,53.-TL maddi tazminatın 40.000,00.-TL sinin dava tarihi olan 06/08/2013 tarihinden, 4.731,53.-TL sinin talep arttırım tarihi olan 09/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Konut Yapı Kooperatifi vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; hırsızlığın vuku bulduğu … site değil, 11 parsel üzerinde 250 000 m2 alan içerisinde yer alan, 1328 bağımsız bölümün bulunduğu, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca farklı parsellerde site kurulması mümkün bulunmayan kooperatif alanı olduğu, Müvekkil kooperatif parselleri arasında yer alan yollar kamuya terk edilmiş olup, tüm yollar kamuya aittir ve kamuya açık olduğunu, Girişleri kontrol altına alabilmek için yapılan bariyerler yolların kamuya açık olduğu gerekçesi ile Beykoz Belediyesi tarafından kaldırtıldığını, anılan yasal boşluklar nedeni ile giriş çıkışlar kontrol altına alınamadığını, kapılara güvenlik bariyeri konulamadığını, bu nedenle önlenemezlik durum söz konusu olduğunu, ayrıca kooperatifin güvenlik hizmeti tüm bina ve araçları korumaya yönelik olmadığını, sadece genel kolluğa ilaveten caydırıcılık sağlamaya yönelik bir yardımcı güvenlik hizmeti olduğunu, Davacıya kusur verilmemesinin hatalı olduğunu, , hırsızlık ve diğer olaylara karşı etkin mücadele için üyelerce ek önlemlerin alınması gereği üyelerin ve dolayısı ile davacının malumu olduğunu, üyelerin de bir takım tedbirler alması istendiğini, bunların başında alarm ve kamera sistemi olduğunu, üyenin kendisine düşen tedbirleri alamaması müvekkile mal edilemeyeceğini, Üçüncü şahsın haksız fiili nedeni ile kusuru olmayan müvekkilden talepte bulunulması hukuken mümkün olmadığını, müvekkil kusurlu bulmuşsa da hangi eksiklikten dolayı müvekkile kusur verildiği belli olmadığını, kapıda kontrol yapılamaması yasadan kaynaklandığını, bunun dışında kusurlu hareketin ne olduğu belirtilmediğini, kamusal alanda güvenliği sağlamak genel kolluğun görevi olduğuna göre kamuya ait yoldan çalındığı iddia olunan aracın çalınmasında kusurlu olan da sorumlusu da genel kolluk olduğunu, Her ne kadar BK 116.madde kapsamında müvekkil kooperatifin sorumluluğuna hükmedildi ise de, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müştereken ve müteselsilen sorumluluk yasaya ve hakkaniyete aykırı bulunduğunu, Ayrıca, davacıya kusur öngörülmemiş olsa dahi bilirkişi raporunda, müvekkil kooperatifin kurulu olduğu alanda kamuya açık alanlar bulunması, devlet okulu bulunması, iki adet kooperatiften bağımsız site olan … ve de … sakinlerinin de aynı kapıdan giriş yapması sebebi ile, gün içinde çok fazla aracın siteye kolaylıkla giriş çıkış yaptığı, dolayısıyla da somut olayın bu hal ve şartları karşısında yüksek düzeyde bir güvenlik hizmetinin verilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davalının davacıya ödemekle yükümlü olduğu tazminatın tutarından TBK 51/f.1 maddesine göre indirim yapılmasının somut olay adaletine uygun olacağı yönündeki kanaatinin mahkeme tarafından hiç değerlendirmemeye alınmaması hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kararının kaldırılması, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; dosyaya sunulan emsal İstanbul Anadolu 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/70 E. 2019/171 K. Sayılı kararında belirtildiği üzere kamuya açık sokak/yolda park edilen motosikletin çalınmasında müvekkil güvenlik şirketin sorumlu tutulayamayacağına hükmedildiğini, görüldüğü üzere davacının motosikletinin çalındığı iddia olunan yer kamuya ait bir sokak olup kamuya ait alanlarda güvenlik genel kolluk/devlet tarafından sağlandığı, bu husus bilirkişiler tarafından da tespit edildiğini, müvekkil şirketin bu alanda hiçbir yetkisi olmadığını, yetki olmayan bir yerde sorumluluktan da bahsedilemeyeceğini, müvekkil şirket yüksek seviyeli bir güvenlik hizmeti vermediğini, müvekkilin güvenlik hizmeti yalnızca caydırıcılık sağlamaya yönelik olduğunu ve görevini eksiksiz yerine getirdiğinden hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, Ayrıca hırsızlık iddiası ve bu olayın kooperatif alanında gerçekleştiği ispatlanamadığını, çalındığı iddia olunan BMW S 1000 RR motosiklet, 2.056 mm. uzunluk, 826 mm. genişlik, 1.138 mm. yüksekliğe sahip olup 204,5 kg. ağırlığında olup bu boyutlardaki bir motosikletin gündüz vakti çalıştırılmaksızın bir kamyonete yüklenerek çalındığı iddiası hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davalı kooperatif yönetiminin yönetiminde ve diğer davalı güvenlik şirketince güvenlik hizmeti verilen site içerisinde, davacının evin önünde park halinde bıraktığı motosikletin çalındığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; davalı kooperatif genel kurulunda, kooperatif sakinlerine, güvenlik hizmeti verme hususunda karar alındığı, kooperatifin daire sahiplerine güvenlik hizmeti vermeyi üstlendiği ve bu hizmetin verilmesi için daire sakinlerinden aidat toplandığı, bu hususta diğer davalı güvenlik şirketi ile 01/11/2012 tarihinde geçerli olmak üzere 15/10/2012 tarihinde Özel Güvenlik Hizmet sözleşmesi düzenlendiği, 26/07/2013 günü saat 02.00 sularında davacıya ait evin önüne bırakılan motosikletin en son saat 15.30 göründüğü ancak aynı gün saat 19.30 sularında motosikletin kapının önünde olmadığı, çalındığı iddiası ile uğranılan zararın tazmini amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalılar arasında imzalanan güvenlik hizmet sözleşmesinin işin kapsamı bölümünde, 3.1 Maddesinde; giren ve çıkan şahısların kontrolü yapılacağı, şüpheli kişilerin görülmesi halinde ilgili yerlere derhal bilgi verileceği, 3.2 maddesinde; devamlı ikamet etmeyenler için yaka kartı uygulaması yapılacağı, 3.3 maddesinde; gece ve gündüz 7/24 nokta ve devriye ve gözetleme görevinin ifa edileceği, 3.4 maddesinde; site içerisindeki belirli noktaların periyodik kontrolün yapılacağı, 3.9 maddesinde; sitenin korunması ve muhafazası için gerekli tedbir ve tertiplerin alınacağı, 3.15 maddesinde; güvenlik birimlerinin kooperatif içerisinde bulunan 30 adet kontrol noktası temel alınarak 4 ana bölge içerisinde devriye hizmeti yapılacağı, 3.19 maddesinde; hırsızlık, trafik kazası, üyelerin tartışmaları vs. durumlarla ilgili giriş kapısından giren polis ekibi, zabıta ekipleri veya resmi plakalı araçlar gerekirse durdurulacak nereye gidecekleri sorulduktan sonra zaman kayıp edilmeden kooperatif müdürüne bilgi verileceği, 3.20 maddesinde; güvenlik birimi 24 saat aralıksız hizmet verecek şekilde olacağı, 3.24 maddesinde; misafir araçlar, eve eşyası nakil araçları, yabancı araçlar, kamyonlar ve traktörler gerektiğinde idareden onay almadan içeriye sokulmayacağı, 3.27 maddesinde; araç devriye durumları aksatılmayacağı, 24 saat sistemine göre görev yapılacağı, güvenlik şirketinin sorumlulukları başlıklı 4.9 maddesinde; sorumluluk bölgesinde sahip olan her elaman kendi bölgesinde güvenlikte plaka kaydı olmayan bir araç tespit ettiğinde sahibi ve park esnasında karşılaşması halinde konut isim ve plaka bilgilerini güvenlik kayıtlarına aktarılması imkanlar dahilinde sağlanacağı, 4.11 maddesinde; senenin 365 günü, gece gündüz 24 saat süre ile 26 kişilik güvenlik personeliyle gerektiğinde kimlik kontrolü yapılacağı ve araçların aranacağı, 5188 sayılı yasanın ve yönetmeliğin belirlediği, kooperatif yönetiminin ve şirketin belirlediği görev prosedürü içerisinde arama yapılacağı, 4.23 maddesinde; şirket görev bölgesinde 1 güvenlik aracı bulunduracağı, güvenlik aracı 3 defa öğleden önce, 3 defa öğleden sonra ve gece saat 21.00 den sonra sabah 06.00’ya kadar her saat başı devriye gezeceği, devriye dolaşımı sırasında karşılaştığı olaya veya ihbara derhal müdahale edeceği kararlaştırılmıştır. Somut olayda; hırsızlık olayının gerçekleştiği binanın önünde herhangi bir kamera kaydı olmadığı, site içerisinde bulunan 5 adet kamera görüntüleri polis merkezince incelendiği, CD inceleme tutanağına göre kamera görüntülerin net olmadığı, görüntülerde geçen araçların plakalarını gösterir net görüntülerin olmadığı, ayrıca söz konusu motosikletin çalınması olayını gösterir herhangi bir görüntünün olmadığı tespit edildiği, olaydan önce Beykoz Belediyesi tarafından Kooperatifin girişindeki güvenlik bariyer noktalarının alınan yıkım kararı doğrultusunda kaldırıldığı, kooperatifçe alınan karara İstanbul Valiliği’ne yapılan itiraza, site içerisinde bulunan kamuya ait yollarda ve kamuya ait yol üzerinde kurulu bulunan ana giriş güvenlik noktasında kamu kullanımının engellemesine meydan verilmemesi şartı ile özel güvenlik hizmeti verildiği ancak cadde ve sokak gibi kamuya açık, her an herkesin gelip geçtiği, genel kolluğun gözetim ve denetiminde bulunan yerlere yetki karmaşasına mahal verilmemesi açısından özel güvenlik izni verilmeyeceği gerekçesiyle itirazın reddedildiği görülmüştür. Tarafların tanıkları duruşmada ve talimat mahkemesince dinlenmiş olup davalı tanıkları ” söz konusu olan kooperatifin 300 dönüm arazi içerisinde 8 ana cadde, 12 ara yol, 4 çıkmaz sokaktan mevcut olup söz konusu olan kooperatifte 1328 adet konut bulunduğu ve yaklaşık olarak 5000 kişi yaşadığını, sitenin için ilk öğretim okulu da bulunduğunu, günlük araç trafiği okul dönemlerinde 10.000 aracı bulunduğunu, çok yoğun trafik içinde kontrolü sadece gözetleme ve kamera izleme olarak yaptıklarını, yollar kamuya terk olduğundan buralarda doğrudan denetleme ve kimlik sorma yetkilerinin bulunmadığını, söz konusu olan sokaklara bariyer koyamadıklarını ve site sakinlerine motorları kilitlemeleri için sürekli olarak bildirimlerde bulunduklarını, ayrıca hırsızlık olayını görmediklerini” davacı tanıkları ” davacı ile aynı apartmanda bulunduklarını, aynı zamanda davaya konu olan apartmanın da yöneticisi ve yöneticisinin eşi olduğunu, sabahleyin işe giderken davaya konu olan motosikleti park halinde gördüklerini, akşam işten geldikleri saattlerde polis çağrıldığını ve davacı …’in polislerle görüşmekte olduğunu, ayrıca ayrıca apartman yöneticisinin bildiği kadarıyla motoru gördüğümde motorun kilitli bulunmadığını, olaydan 15 gün sonra apartmanın araç girişinin bulunduğu yeri gören kısma kamera takıldığını” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Hırsızlığın gerçekleştiği belirtilen mahalde fotoğraflama ve ayrıca krokilendirme ile olay civarındaki yol, çarşı, okul gibi genel kullanım alanlarına olan mesafesi de gösterilerek var ise en yakın güvenlik kamera ve kulübesi çizimde işaretlenerek, ayrıca tüm … Kooperatif alanının krokilendirilmesi konusunda harita mühendisi bilirkişisinden alınan raporda “…’nin sokak ve caddeleri, komşu … isimli yapı topluluğunun sokak ve caddeleri ile bağlantılı olup iki yapı topluluğundan biri birine geçiş mümkün bulunduğu, yerinde yapılan inceleme sonucunda, … Yapı Topluluğunun ana girişine, … Caddesi’nden ulaşıldığını ve … Caddesi’nin girişine konulan güvenlik kontrolü kapıdan giriş/çıkış yapıldığı, ayrıca … Sokağı’nda yine pembe renk ile işaretli bölümde güvenlik mobosu ve kamerası bulunduğu, hırsızlık olayının cereyan ettiği yer, … ada içerisindeki … Sokağı’nda bulunan … blokun önü olup söz konusu yerin, aynı sokaktaki … Anaokulu’na uzaklığı 80 metre, … Caddesi’ndeki … İlkokulu’na uzaklığı 140 metre ve … Sokağı’ndaki ana güvenlik (giriş/çıkış) kapısına uzaklığı 540 metre, …’ne olan uzaklığı da 350 metre kadar olduğu, merkez güvenlik kapısı dışında … Sokağı’na konulmuş güvenlik Mobosu da bulunduğu ” tespitine yer verilmiş, sitenin krokisi dosyaya sunulmuştur. Davacı, dava konusu motosikletin evin önünde park halindeyken bir kamyona yüklenmek suretiyle çalınmış olduğunu iddia etmektedir. Hırsızlık olayını gören görgü tanıkları ve kamera kaydı bulunmasa da davacı tanıklarının beyanlarından davacıya ait motosikletin sabah evin önünde park halinde göründüğü, akşam saatlerinde yerinde olmadığı, hırsızlık haricinde motosikletin ne şekilde kaybolduğu tespit edilemediği, kamuya açık sokakta park halinde bulunan bir motosikletin çalınmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Somut olayda, site içerisinde meydana gelen hırsızlığın, güvenlik hizmetinin gereği gibi ifa edilememesi nedeniyle gerçekleştiğinden bahisle uğranılan zararın tazmini talep edilmiştir. Davalılar arasında imzalanan güvenlik hizmeti sözleşmesinde, site içerisine giren ve çıkan şahısların kontrolü yapılacağı, şüpheli kişilerin görülmesi halinde ilgili yerlere derhal bilgi verileceği, sitenin korunması ve muhafazası için gerekli tedbir ve tertiplerin alınacağı, gece ve gündüz 7/24 nokta ve devriye ve gözetleme görevinin ifa edileceği, misafir araçlar, eve eşyası nakil araçları, yabancı araçlar, kamyonlar ve traktörler gerektiğinde idareden onay almadan içeriye sokulmayacağı, sorumluluk bölgesinde sahip olan her elaman kendi bölgesinde güvenlikte plaka kaydı olmayan bir araç tespit ettiğinde sahibi ve park esnasında karşılaşması halinde konut isim ve plaka bilgilerini güvenlik kayıtlarına aktarılması sağlanacağı kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Davalı güvenlik şirketinin, sözleşme kapsamında site içerisine izinsiz girişleri önleme yükümlülüğü bulunsa da, söz konusu sitenin yaklaşık 250 dönüm arazi üzerinde çok sayıda cadde ve sokak barındırdığı ve bir mahalle büyüklüğünde tüm cadde ve sokakları kamuya açık olduğu, davalı güvenlik firmasının kamuya açık yollardan giren çıkan kişilerin kontrolünü yapması fiilen ve yasal olarak mümkün gözükmemektedir. Ancak kamuya açık yollar nedeniyle siteye giren çıkan araçların kontrolü mümkün gözükmediği dikkate alınarak davalı firmanın sözleşmeden doğan diğer yükümlülük olan devriye ve gözetleme görevinin daha sık ve sürekli yerine getirmesi, gerektiğinde daha çok sayıda ve noktada kamera sistemi ile denetlemesi gerekirken bu kapsamda görevini eksik ve yetersiz yerine getirmesi nedeniyle meydana gelen hırsızlık olayında kusurunun bulunduğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan, TBK’nın 51. maddesinde, hakim, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, aynı yasanın 52. Maddesinde ise zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği düzenlenmiştir. O halde güvenlik hizmetinin görüldüğü sitenin konumu, büyüklüğü, cadde ve sokaklarının kamuya açık, serbestçe giriş çıkış yapılan açık alanlar olduğu, bu sebeple davalı firmanın sözleşmeden kaynaklı edimini tam ve eksiksiz yerine getirmesi fiilen ve yasal olarak mümkün olmadığı dikkate alınarak TBK’nın 51. maddesi uyarınca, istinaf konusu edilmeyen makine mühendisi bilirkişince belirlenen 44.731,53 TL maddi tazminattan %20 oranında, davacı tanığının “motoru kilitli olarak görmediği” şeklindeki beyanından anlaşıldığı üzere cadde ve sokakları kamuya açık olan bir alanda, davacının, motoru sabit bir yere kiletmediği dolayısıyla bireysel olarak alması gereken önlemleri almaması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğu, TBK’nın 52. Maddesi uyarınca %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davalı Kooperatif yönetiminin, davacıdan güvenlik hizmeti sağlanması amacı ile de aidat alındığına ve diğer davalı güvenlik şirketi ile yapılan sözleşmenin ifasını denetleme yükümlülüğü bulunduğuna göre, güvenlik hizmetinin gereği gibi yerine getirilmemiş olması nedeniyle meydana gelen hırsızlık olayından davalı şirketle birlikte davalı kooperatif yönetiminin de TBK’nın 61. Maddesinde düzenlenen “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı “hükmü uyarınca davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, her bir davalının kusur durumunun TBK 62. Maddesi uyarınca iç ilişkide ileri sürülebileceğinden davalı kooperatif yönetimin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1249 Esas, 2020/180 Karar sayılı ve 25/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davacının maddi tazminat istemi yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, a-26.838,60.-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, b-Koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin REDDİNE, c-Harçlar Kanunu gereğince manevi tazminat talebi yönünden alınması gerekli olan 80,70 TL ret harcı ile maddi tazminat talebi yönünden alınmasın gerekli olan 1.833,30.-TL karar ilam harcından dava açılırken yatırılan 853,88.-TL peşin harç ve 81,00.-TL tamamlama harcının toplamı 934,88.-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 978,82 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, ç-Davacı tarafından yatırılan 853,88.TL nispi peşin harç ile 81,00 TL tamamlama harcından 80,70 TL ret harcının mahsubu ile bakiye 854,18 TL nispi peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bunun haricinde davacı tarafından sarfedilen 24,30 TL başvurma harcı, 401,00 TL posta davetiye talimat gideri, 3.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.225,30 TL yargılama giderden kabul-ret oranı üzerinden hesaplanan 2.535,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, d-Davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan 50,00.-TL yargılama giderinden kabul-ret oranı üzerinden hesaplanan 20,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı … Tic. Ltd. Şti. verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, e-Davalı … Konut Yapı Kooperatifi tarafından yapılan 97,50.-TL yargılama giderinden kabul-ret oranı üzerinden hesaplanan 39,00 TL’ sinin davacıdan tahsili ile davalı … Konut Yapı Kooperatifine verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, f-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, g-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00.-TL, manevi tazminat talebi yönünden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, ğ-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 3-Başvuru tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 148,60 TL başvurma harçlarının ayrı ayrı Hazineye irat kaydına, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar harcının davalı … Konut Yapı Kooperatifi tarafından yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 26,30 TL harcın davacıdan alınıp hazineye irat kaydına, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli olan 80,70 TL karar harcının davalı … tarafından yatırılan 763,91 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 683,21 TL harcın davalı …’ne istemi halinde iadesine, 6-Davalı … Konut Yapı Kooperatifi tarafından sarfedilen 203,00 TL istinaf harcı ile istinaf yargılama aşamasında tebligat posta masrafından oluşan 10,00 TL masraf olmak üzere toplam 223,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Konut Yapı Kooperatifi’ne verilmesine, 7-Davalı … tarafından sarfedilen 229,30 TL istinaf harcı ile istinaf yargılama aşamasında tebligat posta masrafından oluşan 103,50 TL masraf olmak üzere toplam 332,80 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine, 8- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.06/04/2022