Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2108 E. 2023/1616 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2108
KARAR NO: 2023/1616
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:13/07/2020
ESAS NO: 2018/840
KARAR NO: 2020/411
DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/09/2018
KARAR TARİHİ: 08/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Özel hukuk sözleşmesi ile davalı şirkete ait alanların ve personelin korunması ve güvenlik hizmetlerinin sağlanması amacıyla sözleşme yapıldığını, dava dışı işçi …’ın belirli süreli iş sözleşmesine istinaden davalı İş yerinde 31.12.2011-19.08.2015 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, fazla mesai, yıllık izin ve UBGT alacağının tahsili amacıyla Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2015/993 esas sayılı dosyasında açtığı davasında 06.12.2016 tarihinde 2016/1272 K sayılı kararı ile kısmen kabul edilerek müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, Eskişehir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına 04.07.2017 tarihinde 11.385,00-TL. ödeme yapıldığını, Yargıtay kararında sorumluluğun eşit oranda olduğunun hükme bağlandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.4 maddesinde “taraflarca kabul edilen fiyat dini bayram, fazla mesai vb. tatil günlerinin ücretini kapsamaz, O günlerde verilen hizmetin bedeli fazla mesai ücreti olarak İŞVEREN tarafından FİRMA’ya ödenir” denildiğini, davalı tarafın fazla mesaiye ilişkin yapılması gereken ödemelerden sorumlu olduğunu, müvekkil şirket tarafından dava dışı işçiye fazla mesai alacağına karşılık yapılan toplamda 11.385,00 TL’nin davalı tarafından müvekkil şirkete ödenmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1,000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini” talep etmiştir. Davacı vekili, 27/02/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 6.658,03-TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davacı alt işveren şirket ile Özel hukuk sözleşmeleri çerçevesinde çeşitli tarihlerde güvenlik hizmeti alım sözleşmesi yaptığını ve güvenlik hizmeti aldığını, davacı şirketin ayrı bir tüzel kişiliği olduğunu, alınan hizmetin karşılığı bedelin fatura karşılığı zamanında ve eksiksiz olarak ödendiğini, aradaki iş ilişkisinin İş Kanunun 2/6 maddesindeki asıl işveren alt işveren tanımına uygun şekilde kurulduğunu, sözleşmenin 5. Maddesinde belirtilen fazla çalışmalar karşılığı ücretin ödendiğini, davacı şirketin düzenli olarak puantaj kayıtlarını tuttuğunu, müvekkil şirkete her ay ödemesi gereken bedeli bildirdiğini, taraflarınca da bu bedelin ödendiğini, davacının personeline eksik ödeme yaptığını, davacı şirketin davacı dışı işçisinden dolayı yeniden talepte bulunmasının sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağını, dava dışı işçinin Eskişehir 1. İş mahkemesinde görülen davasında bilirkişinin hesaplamayı ücret bordrolarında dava dışı işçinin imzasının olmamasına atıf yaparak hesapladığını, imzaların olmamasının davacının kusuru olduğunu, haksız davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek, açılan davanın esastan reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin 5.4 Maddesi ” Taraflarca kabul edilen fiyat, ulusal bayram, dini bayram, fazla mesai vb. Tatil günlerinin ücretini kapsamaz. O günlerde verilen hizmetin bedeli fazla mesai ücreti olarak İŞVEREN tarafından FİRMA’ya ödenir.” hükmü düzenlenmiştir. Taraflar arasında dava dışı işçi …’ın davalı şirkette çalıştığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı şirketçe icra dosyasına ödenen miktar ,bilirkişi raporu ve belgelere göre belli olup, bu konuda uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarından hangi tarafın ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti açısından da davacının davalıya bu alacağını da rücu edebileceği Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin içtihatları ile bellidir. O halde talebe konu İş Mahkemesi kararı ise fazla mesai alacağından ibaret olup taraflar arasındaki sözleşmenin 5.4 maddesi uyarınca fazla mesai ücretinden davalı sorumludur. Bilirkişi raporunda her ne kadar fazla mesai dışındaki tüm giderlerden davacının sorumlu olduğu belirtilmiş ise de yargılama gideri, vekalet ücreti vs. davacının sorumlu olduğu sonucunu çıkaramayız. Bu halde davacı 11.385,00-TL rücu edebilecek olup mahkememiz talep ile bağlı kalarak” gerekçesi ile; Davanın kabulüne, 6.658,03-TL’nin ödeme tarihi olan 04/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı işçinin alacak talebine ilişkin müvekkil şirket tarafından davacıya zamanında ve eksiksiz olarak ödeme yapılmasına rağmen yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. sebepsiz zenginleşme söz konusudur. davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine ikame edilen ve istanbul 13. asliye ticaret mahkemesi tahtında görülen 2018/864 k. sayılı emsal dosyada davanın reddine karar verilmişken mezkur dosyada davanın kabulüne karar verilmesi izahtan varestedir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tarihi göz ardı edilmiştir. Müvekkil şirket ile davacı arasında “Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi” 24/ 12/2014 tarihinde imzalanmıştır. Mezkur sözleşmenin 2. maddesinde süreye ilişkin olarak “01/01/2015 tarihinden 21/12/2015 tarihine kadar yürürlükte olacaktır.” şeklinde ibare bulunmaktadır ancak dava konusu somut olayımızda dava dışı işçinin alacak talebi bakımından çalışma süresi dikkate alınmamıştır. Salt bu husus dahi bozma nedenidir. Zira dava dışı işçinin Eskişehir 1. İş Mahkemesi tahtında görülen 2015/993 E. sayılı dosyadaki dava dilekçesi detaylı incelendiğinde 31/ 12/2011-19/08/2015 tarihlerine ilişkin alacak talep ettiği görülmektedir. Bu bağlamda davacı ile müvekkil şirket arasındaki sözleşme hükümlerinin geriye yürümesine imkan bulunmamaktadır. Alacak zamanaşımında uğramıştır. TMK. madde 2.Davacı şirketin geriye yönelik olarak dava dışı işçisi için yeniden alacak talebinde bulunması ve bunu müvekkil şirketten rücu etmeye çalışması iyi niyet ve dürüstlüğe aykırıdır. Son olarak davacının talepleri kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dilekçesiyle talep ettiği alacaklarına avans faizi ile tahsilini talep etmiş olup, avans faizi işletilmesi talebi hukuka aykırı olmakla birlikte ancak yasal faizin uygulanabileceği açıktır.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, dava dışı işçinin mahkeme ilamına dayalı fazla mesai ücretinin icra yoluyla davacı tarafından ödenmesi sonrası taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2015/993 esas 2016/1272 karar sayılı ilamında; dava dışı işçi …’ın dosyamız davacısı … A.ş ve davalısı … A.ş aleyhine açtığı davada, 31/12/2011-19/08/2015 dönemine ilişkin brüt 9.313,08 TL fazla mesai ücreti alacağının müştereken ve müteselsilen tahsiline, ubgt ve yıllık izin ücreti taleplerinin reddine karar verilmiş, karar 27/05/2017 tarihinde kesinleşmiştir. Eskişehir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde dava dışı işçinin dosyamız davacısı ve davalısı aleyhine ilama dayalı takip başlattığı, asıl alacak (6.658,03 TL), vekalet ücreti yargılama gideri ve bunlara uygulanan faiz toplamı 9.353,29 TL talep edildiği, davacının 04/07/2017 tarihinde 11.385,00TL ödeyerek icra dosyasını kapattığı görülmektedir. Mahkemece nitelikli hesaplama uzmanından alınan raporda; ”Asıl işveren tarafından sunulan davacı işverenlik tarafından hazırlanmış faturaların incelenmesinde, “Resmi Tatil Mesai Ucreti” adı altında ekstra ücretlendirmelerin yapıldığı görülmüş,fazla mesai ücreti adı altında bir faturalandırmanın yapılmadığı görülmüştür. Ancak dava dışı işçinin Eskişehir 1. İş Mahkemesinde açmış olduğu davasında fazla mesai ücret alacağına hükmolunması ile de fazla mesai yapıldığı ve karşılığı ücretin ödenmediği sonucuna ulaşıldığı görülmüştür. Somut olayda; Davalı asıl işverenin söz konusu fazla mesai ücretlerinin kendisine fatura edilmesi halinde bedelini ödeyeceği sözleşme hükümleri ile de açık olduğu hususu dikkate alındığında, dava dışı işçi lehine hükmolunan fazla mesai ücretlerinden sorumluluğu devam etmektedir. Diğer yandan, dava dışı işçinin 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri çerçevesinde fazla mesai ücretine hak kazanıp kazanmadığını tam olarak hesap etmeyerek dava dışı işçinin dava açmasına sebebiyet veren alt işverenin fazla mesai ücreti dışındaki tüm giderlerden sorumlu olması gerekecektir. Buna göre dava konusu toplam 11.385,00 TL’nin 6.658,03 TL’lik fazla mesai ücret kısmından davalı asıl işveren … Tic. AŞ’nin, artan (11.385,00-6.658,03) 4.726,97 TL’lik fer’ilerden (işlemiş faiz, ilam vekalet ücreti, yargılama gideri vs) davacı … AŞ’nin sorumlu olduğu anlaşılmıştır.” şeklinde mütalaa olunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen 24/12/2014 tarihli sözleşmenin “SözleşmeBedeli” başlıklı 3.1 maddesinde kişi başı aylık proje hizmet bedeli 1.931,13 TL’dir. 3.3 maddesinde; Görev. yerindeki mevcut kişi sayısı 3 (üç) olup talebe göre değişebilir.Görevlendirilecek personelin talep doğrultusunda arttırılması halinde kişi başı aylık bedel üzerinden hesaplanacak, İşveren’e fatura edilecektir.İşveren’in talebi üzerine, Firma’nın Özel Güvenlik Görevlileri herhangi bir nedenle fazla çalışma yaptığı takdirde, yapılan bu çalışmalara ilişkin ücretler ayrıca hesaplanmak suretiyle İşveren tarafından Firma’ya ödenecektir.”Fiyat ve ödeme ” başlıklı 5.1 maddesinde; Firma tarafından Sözleşme madde 3 de belirlenen sayıda güvenlik elemanı ile belirtilen güvenlik noktalarında verilecek hizmet karşılığında ödenecek ücretin hesabında, yukarıda belirtilen personel ile tüm yükümlülükler maliyet olarak esas alınmıştır. 5.4. maddesinde; Taraflarca kabul edilen fiyat, ulusal bayram, dini bayram, fazla mesai vb. tatil günlerinin ücretini kapsamaz. O günlerde verilen hizmetin bedeli fazla mesai ücreti olarak İşveren tarafından Firma’ya ödenir. 5.5 maddesinde; Sözleşme bedeli fatura kesim tarihinden itibaren en geç 7 (yedi) gün içerisinde Firma hesabına nakit olarak havale edilecektir. Şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Taraflar arasında dava dışı işçinin davalıya hizmet verdiği, sözleşme kapsamında fazla mesai ücretinin davalının sorumluluğunda olduğu hususunda anlaşmazlık yoktur. Davalı taraf zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; alacak sözleşmeden kaynaklandığından ve TBK 146. Madde gereğince 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir. Davalı taraf, sözleşme gereği fazla mesai ücretlerinin fatura edildiğini ve taraflarınca ödeme yapıldığını, davacının işçiye eksik ödeme yaptığını iddia etmektedir. Davalının ödeme yaptığına dair iddiası incelenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.Mahkemece ilgili döneme ilişkin tarafların ticari defter ve kayıtları, ödeme dekontları, dava dışı işçinin puantaj cetveli incelenerek fazla mesai ücretinin davacı tarafından davalıya fatura edilip edilmediği, davalının fazla mesai ücretine ilişkin ödeme yapıp yapmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Her ne kadar davalı taraf, sözleşmenin 2015 yılına ait olduğunu, dava dışı işçinin 2011-2015 dönemine ilişkin alacak talebinde bulunduğunu, sözleşme hükümlerinin geriye yürümeyeceğini ileri sürmüş ise de; HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınarak ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen itiraza itibar edilmemiştir. Açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/840 E. 2020/411 K. Sayılı 13/07/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/11/2023