Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/210 E. 2021/312 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/210
KARAR NO : 2021/312
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/94 Esas
KARAR NO : 2017/1241
KARAR TARİHİ: 06/12/2017
DAVA : TAZMİNAT (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalı kooperatifin üyesi ve 30 nolu dairenin sahibi olduğunu, davalı kooperatifin 2007 yılı içerisinde, 2007 yılı sonuna doğru inşaatları bitirdiğini ve dairelerin üyelerine teslim ettiklerini, müvekkilinin dairesini başka bir kooperatif üyesinden üyelik hakkını devralmak suretiyle satım ve teslim aldığını, halen dairede müvekkilinin abisiyle birlikte oturduğunu, 2013 yılında kooperatifin üyelerine tapuları teslim ve tescil ettirmeye başladığını, tescil için gönderilen listede müvekkilinin adının da bulunduğunu, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 30/05/2009 tarihli yönetim kurulu üyelerinin imzaladığı belgeleri ile tüm borcun ödendiğinin yer aldığını, daha sonra doğacak aidat borçları ile ilgili de 5.000-TL avans ödemesi yaptığını, ancak müvekkiline tapu verilmediğini, kooperatif tarafından aidat borcu bulunduğunun bildirildiğini, noter kanalıyla aidat borcu bulunmadığını ve avans ödemesi yapıldığının da bildirilmesine rağmen tapu devrinin yapılmadığını belirterek İstanbul İli Başakşehir İlçesi…Nolu Parselde bulunan oturum nolu bağımsız bölümün tapu kaydının müvekkil adına tescilinin olmadığı taktirde şimdilik 100.000,00-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının usulen böyle bir dava açamayacağını, sadece tahsisten hareketle tescil davası açılmasının da hukuki yararının bulunmadığını, esasa ilişkin olarakta kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, üst birliğe karşı borçlarının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ” davacı açmış olduğu dava ile üyesi bulunduğu davalı kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine karşın diğer üyelere tapu kaydı devri yapılmasına karşın kendisine devredilmediği belirterek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ve kendi adına tescili, olmadığı taktirde ise bedelinin tahsilini istemiştir, davalı taraf ise davacının üst birlik ve diğer yükümlülüklerinden kaynaklanan parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia etmiş olup, aralarındaki uyuşmazlık davacının üyelikten kaynaklanan borcunun bulunup bulunmadığı, eşitlik ilkesi gereği parasal yükümlülüklerini yerine getirmemelerine rağmen diğer üyelere taşınmaz devri yapılıp yapılmadığı hususlarında bulunmaktadır. Dosya kapsamı, alınan rapor ve tarafların karşılıklı iddiaları dikkate alındığında davacının kooperatif üyeliği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Davacının üyelikten kaynaklanan borcu bulunup bulunmadığı hususuna gelince, davacı tarafından dosyaya sunulan 30/05/2009 tarihli belgede davacının da içinde bulunduğu şahısların kooperatife herhangi bir borçlarının bulunmadığı, daha sonra tahakkuk edecek aidatlara ilişkin de her birinin 5’er bin tl ödeme yaptığı yer almakta olup, yazının altında kooperatif yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin imzaları bulunmaktadır. Aynı mahiyette olup bu yazıda ismi bulanan …tarafından mahkememizin 2013/541 Esas sayılı dosyasında 30/05/2009 tarihli belgedeki imzaların yönetim kurulu başkan ve üyelerine ait olup olmadığı hususunda, 19/08/2014 tarihli rapor ve 20/11/2014 tarihli adli tıp kurulu raporları alınmış, imzaların bu şahıslara ait olduğu tespit edilmiştir. İmzaların bu şekilde tespit edildiği söz konusu belge dikkate alındığında 30/05/2009 tarihinden öncesine ilişkin davacının kooperatife borcu bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf bu tarihten sonra da üyelere parasal yükümlülük yükleme yetkisine sahip genel kurul tarafından alınmış karar ibraz edememiştir. İbraz etmiş olsa dahi kooperatiflerde eşitlik ilkesi gereği tüm üyelerden tahsilatın yapılması, yapılmaması halinde ise hiçbir üyeye tapu tahsisisin ve devrinin yapılmaması gerekmektedir. Davalı kooperatifin bu şekilde genel kurulu kararlarına dayalı olarak diğer üyelerden bu tarihten sonra tahsilat yaptığını sadece davacının kaldığını ispat edememiştir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında diğer üyelere tahsis edilen dairelerin devri yapılırken davacıya yapılmaması üyelikten kaynaklanan hakların ve Kooperatifler Kanunu’nun 23. Maddesi gereğince eşitlik ilkesine aykırı teşkil etmektedir. Yine dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere 30nolu dairenin davacıya tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar dikkate alınarak davaya konu taşınmazın davalı kooperatif adına bulunan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline”dair dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece 30.05.2009 tarihli sahte ödeme belgesine dayanılarak davanın kabulüne karar verildiği, ancak iş bu belgenin sahte olduğu, kooperatif yönetim kurulu başkanının imzasının orjinal imza olmadığı, 2011-12 hazirun cetvellerinde davacının isminin geçmesi sadece ortaklığını gösterdiğini, mahkemece 2013/541 E sayılı dosyada yer alan kök raporda davacıya ait herhangi bir tahakkuk veya alacak işlemi yapılmadığının da belirtildiği, mahkemece tespit edildiği üzere 2004-2013 yılları arasında davacı için defterde tahakkuk görünmüyorsa davacının neyi ödediğini açıklaması ve ispatlaması gerektiği, ayrıca bu dosyada alınan Adli Tıp raporunda orjinal imzalar ile sahte imzanın mukayese edilmediği, sadece fotokopilere bakılarak karar verildiği, ve Bakırköy 5. ATM’nin 2013/516 E, Bakırköy 3.ATM’nin 2014/610 E sayılı dosyalarında da kooperatif yönetim kurulu başkanı Meriç Armağan a atfen atılan imzanın sahte olduğunun tespit edildiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde;
Dava , kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tapu iptal, tescil olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile, kooperatif üyeliği nedeniyle İstanbul ili, Başakşehir ilçesi… numaralı bağımsız bölümde davacının ikamet ettiği, davalının 2013 yılında üyelerine tapularının teslim ve adlarına tescil etmeye başladığını, davacının kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tüm edimlerini ifa ettiği hususunu 30.05.2009 tarihli yönetim kurulu kararı ile sabit olmasına rağmen davalının davaya konu bağımsız bölümün davacı adına tescil ettirmekten imtina ettiği belirtilerek yargılamaya konu tapu iptal, bu mümkün olmadığı taktirde tazminat davası açılmış , davalı tarafça gerek cevap dilekçesinde ve gerekse istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesin de iş bu belgenin sahte olduğu belirtilerek ,davacının bu belgede belirtildiği gibi bir ödemesi olmadığı iddia olunmuştur.Taraflarca sunulan beyan dilekçeleri incelendiğinde davacının kooperatif üyesi olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde 30 no lu bağımsız bölümün davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
İstanbul Valiliği Sanayi ve Ticaret İl müdürlüğünden davalı kooperatife ait kayıtlar dosya arasına alınmıştır.Bilirkişi heyetince düzenlenen kök raporda özetle; 30 numaralı dairenin davacıya tahsis edildiği, 30.05.2009 tarihli belgede, 29.06.2011 tarihli hazirun listesinde, 08.01.2013 tarihli noter tasdikli üye listesinde açıkça belirtildiği, davacının parasal yükümlülüğünün yerine getirildiğinin 30.05.2009 tarihli belgede belirtiliği, , 3 numaralı dairenin fiilen de davacıya fiilen teslim edildiği, davacı tarafça tüm ödemelerin tarih ve miktarların gösterir bilgi belgelerin sunulmasından ve taşınmazın dava değerin teknik bilirkişi heyetince belirlenmesinden sonra yapılabileceği yönünde görüş ve tespitte bulunulmuştur.Bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda ise; kooperatif defter ve kayıtlarında yapılan incelemede 2014 yılına ait defter ve kayıtlar ibraz edilmediğinden dava tarihi itibariyle değerlendirme yapılamadığı, kooperatif kayıtlarında düzenlenen ödeme yapan herhangi bir üyenin cari hesabına da rastlanılmadığından düzenli ödeme yapan ortaklar ile davacının yaptığı ödemelerin karşılaştırılmadığı, ortakların kooperatife aidatları ödeyip ödemediği hususun kayıtlardan anlaşılamadığı, 30.05.2009 öncesi dönem için bu tarihli belge uyarınca bu tarihten önceki dönemle ilgili olarak borcu bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı, 30.05.2009 sonrası dönem için ise Genel Kurul karalarına göre ortakların 7.450 TL ödemesinin gerektiği ancak incelenen muhasebe kayıtları ve belgelere göre, kooperatif G.K. Kararları uyarınca ortaklar adına tahakkukları yapılmış olsa da, bu aidatların ortaklardan tahsil edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı tespitinde bulunulmuştur.Davaya konu taşınmazın değerin tespiti amacıyla düzenlenen keşif sonucunda bilirkişi heyetince düzenlenen raporda ; dava tarihinde taşınmazın değeri 310.00 TL , keşif tarihinde taşınmazın değeri 400.000 TL olarak tespit edilmiş , davacı tarafça taşınmazın dava değeri nazara alınmak suretiyle (310.000TL ) dava miktarının ıslah edildiğini belirtir ıslah dilekçesi ve ıslah harcı yatırıldığına dair sayman mutemedi alındısı sunulmuştur. 30.05.2009 tarihli belgenin fotokopisinin sunulduğu ve ilgili belgede aralarında davacının isminin de yer aldığı dava dışı kişilerin aidat borcu, çevre düzenlemesi, tapu masrafları, SSK giderleri gibi tüm ödemeleri yaptığı, kooperatife hiçbir borçlarının bulunmadığı, 30 ve 32 numaralı dairenin sahibinin davacı olarak belirtildiği, ayrıca kooperatif üyelerinin her bir daire için 5.000 TL ödeme yaptığı, kooperatifin feshi süresinde ödemelerin fazla olması halinde yapılan ödemelerin iade edileceğinin belirtildiği ve iş bu belgenin sağ alt kısmında davalı kooperatifin yönetim kurulu başkan ve 2 başkan yardımcısının isimleri yazılı olduğu ve imzaların mevcut bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalı kooperatifçe gönderilen 16.12.2013 tarihli ihtarname de davacıdan kooperatife olan borçların ve yükümlülüklerin (toplam 104.489,00 TL borç belirtilmekle) yerine getirilmesini talep edildiği, Bakırköy 4.noterliği 30.12.2013 tarih ve … yevmiye sayılı davacı tarafça çekilen cevabi ihtarname de; davacının kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığını , yönetim kurulu üyelerinin imzaladığı belgede bunun belirttiği , davalı kooperatifçe Bakırköy 40.Noterliğinin 15.01.2014 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesinde kooperatifin hiçbir şekilde ödeme yazısı düzenlemediği, dayanılan belgelerin sahte olduğu ve borçların ödenmesi gerektiği ve aralarında davacının da bulunduğu kişilerce Bakırköy 4. Noterliğinin 20.01.2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ödemeye ilişkin belge nazara alınmak suretiyle kooperatife herhangi bir borçlarının bulunmadığı yönünde cevabi ihtarname çekilmiştir.Davalı kooperatifin müşteki sıfatıyla aralarında davacının da bulunduğu kişiler aleyhine kooperatife ait borçların ödenmemesi, sahte ödeme belgeleri tanzim etmek ve ibrazla sahtecilik suçu işlemek ve bu haliyle sahtecilik , dolandırıcılık suçu işlediklerini belirterek suç duyurusunda bulunulmuş, K.Çekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca 2014/14033 soruşturma numaralı dosyada yetkisizlik nedeniyle dosyanın Bakırköy C.Başsavcılığına gönderilmesine dair 09.04.2014 tarihinde karar verilmiştir. Bakırköy C. Başsavcılığınca da yetkisizlik kararı verilmesi üzerine İstanbul Anadolu 3.Ağır Ceza Mahkemesince 2014/746 D.İş sayılı kararı ile soruşturma evrakının Bakırköy C.Başsavcılığına iadesine , K.Çekmece C.Başsavcılığının yetkisizlik kararının kaldırılmasına dair karar tanzim edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda , davanın kabulüne dair karar verilmiş ise de; öncelikle K.Çekmece C.Başsavcılığına müzekkere yazılarak 2014/14033 soruşturma dosyası ile birleşen 2013/4922 soruşturma dosyasının safahatı sorulup, kovuşturma aşamasına geçilmiş ise ilgili mahkemeden yargılamanın hangi aşamada olduğu, dosyanın karar çıkıp çıkmadığı, iş bu dosyada 17.07.2014 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Şube Müdürlüğüne 30.05.2009 tarihli belgede imzası bulunduğu belirtilen … çalışkan ın imza incelemesi amacıyla İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarına inceleme yaptırılması yönünde yazılan müzekkere de nazara alınmak suretiyle yapılan inceleme sonucunda düzenlenen rapor/raporların da birer örneklerin istenmesi ve dosya arasına alınması, incelenmesi gerekmektedir.Ayrıca yapılan yargılama sırasında aynı zamanda uyuşmazlık konusu olan 30.05.2009 tarihli belgenin aslının taraflarda bulunuyor olması halinde taraflardan ya da kurumlarda bulunması halinde ilgili kurumdan istenmesi gerekmektedir. Nitekim bilirkişi raporlarında da sahte olup olmadığının uzmanlık alanları dışında kaldığından tespit edilmediği açıkca belirtilmiştir. Davalı yanca da sözleşmedeki imza inkar edildiğinden ve imza incelemesi ancak ıslak imzalı evrak üzerinden yapılabileceğinden bu eksikliğinde giderilmesi gerekmektedir. İş bu nedenle Mahkemece, dava konusu belgenin düzenleme tarihlerine yakın tarihli, belgede ismi geçen davalı kooperatif yönetim kurulu başkan ve ve başkan yardımcılarının samimi imzalarını içeren belge asıllarının temin edilerek, Adli Tıp Kurumu’ndan 30.05.2009 tarihli belge üzerindeki imzaların kooperatif başkan ve başkan yardımcılarına ait olup olmadığı konusunda rapor aldırılması gerekmektedir.Mahkemece 2013/541 E sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak hüküm tesis edilmiş ise de ; anılan bu dava dosyasının ve Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/516 E ve Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/610 E sayılı dava dosyalarında verilen mahkeme ilamları ile bu dosyalarda düzenlenen bilirkişi raporları da incelenmelidir. Zira mahkemece 2013/541 E sayılı dosyada yer aldığı belirtilerek bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de , Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesininde ve 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davalar da istinafa konu edilen uyuşmazlıkla ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda , davacı davaya konu dairesini başka bir kooperatif üyesinden üyelik hakkını devralmak suretiyle satım ve teslim aldığını belirttiğinden iş bu hisse devrine ilişkin kooperatife yapılan ödemeler ile davacı tarafça var ise yapılan ödemeler ve bu ödemlere ilişkin düzenlenen ödeme belgelerinin de incelenerek, gerekli olması halinde bilirkişi marifetiyle de tespit edilmelidir.
Açıklanan nedenlerle mahkemenin yukarıda belirtilen eksikliklerin ikmal edilmesinden sonra oluşacak duruma göre karar vermesi gerektiği anlaşılmakla; davalının istinaf itirazlarının kabulüyle kararın HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2014/94 Esas, 2017/1241 Karar ve 06/12/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 5.295,00TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/03/2021