Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2084 E. 2021/137 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2084
KARAR NO: 2021/137
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1175
KARAR NO: 2020/279
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
DAVA: İFLAS (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas İİK 177)
KARAR TARİHİ: 10/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/672 E. sayılı iflas talepli dava açıldığını, dava ilgili dayanağın Bakırköy … İcra Dairesi’nin … icra dosyası olduğunu, iflas talepli olarak takibe geçilen bu takip itiraz üzerine Bakırköy 4 .Asliye Ticaret Mahkemesine 2016/672 E.sayılı doğrudan iflas davası açılmışsa da mevcut şartlarda Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2017/2375E.2018/4424 K.sayılı kararı lehe bozulunca beklemeye koyulduğunu, karar gelince davacının adres değiştirdiğini,mevcut şartlarda İİK 154 maddesi gereği davanın İstanbul’da açılması gerektiğini,borçlunun edimin ifasını kusuruyla imkansız hale getirmesi TBK m.112 anlamında borca aykırı bir davranış olduğunu, borçlunun bu durumda alacaklının uğradığı tüm zararlarını tazmin etmekle yükümlü olduğunu, davalı şirket tarafından taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin haksız olarak imkansız hale getirilerek verilen işletme hakkının zapt edildiğini,bu konuda kanunun ihlal edildiğine ilişkin Yargıtay içtihatları mevcut olduğunu,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından da istikrarlı olarak kabul edilen ilke doğrultusunda müvekkilinin uğramış olduğu gerçek müspet zararının Bakırköy … İcra Dairesi … icra dosyası ile – Bakırköy … İcra Dairesi – … İcra Dosyası esas dosya ferileri ile dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep edildiğini,davalının, davaya konu hileli işlemleri sebebiyle; İcra İflas Kanunu madde 37 ile İcra İflas Kanunu madde 177 ve devamı maddeleri uyarınca davalıların iflasının istenebileceği amir yasa hükümleri gereği olduğunu,davalının Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/38918 Soruşturma dosyası , Bakırköy … İcra Dairesi – … İcra Dosyasıyla,Bakırköy … İcra Dairesi … icra dosyası ile sabit olan ve temlik alınan borcu hukuka aykırı işlemler gerçekleştirerek davaya konu 2012 yılında sözde imzalanan sahte geçersiz sözleşmeyi bahane ederek iradeye fesat karıştırmış olduğunu,2004 sayılı İİK’nun 177/son maddesi yollaması ile aynı yasanın 2004 sayılı İİK’nun 177/son maddesi yollaması ile aynı yasanın 178/2 maddesi uyarınca iflas talebinin ilanına, davalı şirketin iflasına karar verilmesini,m.159 muhafaza tedbirlerinin bu fasılda düzenlenen İİK m. 177 maddeye göre uyarlanması ile İİK. madde 166/2 hükmü uyarınca davalı şirket hakkındaki BDDK, T.C. Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı diğer birimlere müzekkere yazılarak bildirilmesine ve iflas talebinin ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … Ltd. Şti tarafından … Limited Şirketi’nin Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/430 E. Sayılı dosyasındaki alacaklarının temlik aldığına dair temliknameye dayalı olarak,müvekkili şirket aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile iflas yolu ile adi takip başlattığını,müvekkili şirketi tarafından herhangi bir borç bulunmaması ve temlik edilen alacakla ilgili Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/430E.sayılı dosyası ile halen derdest olan dava bulunması nedeni ile Bakırköy …İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyasına itiraz ettiğini,bunun üzerine Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/672E.sayılı dosyası ile itirazın iptali ve iflasa karar verilmesi talepli bir dava açıldığını,mahkemenin haklı olarak,ortada borçlu olup olmadığını saptamak amacıyla Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/430 E.sayılı dosyasının neticesini beklediğini, huzurda açılan davada davacının hem doğrudan iflas istediğini hem de bu takipten bahsettiğini hem de yersiz birçok isnatlarda bulunduğunu, müvekkili şirketle ilgili davacının talebinin İİK m.177 ve devamı gereği doğrudan iflas ise, bu talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu fasılda yazılı koşulların hiçbirinin ortada olmadığını, öncelikle iflasa konu olacak hiç bir borç olmadığı gibi bu maddede belirlenen durumların da mevcut olmadığını, bu nedenle yasal koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece”… mahkememizce ve taleple bağlı kalınarak hukuka uygun bir karar verilmesini temin açısından talep sonucunun açık,belirli,çelişkiden uzak şekilde açıklanmasını temin etmek için yapılan tüm uyarılara rağmen davacılar şirket temsilcisi bu konuya ilişkin açıklama yapmaktan kaçınmıştır.6100 sayılı HMK m.119/f.1 gereği dava dilekçesinde zorunlu olarak belirtilmesi gereken bir husus ile eksikliğin tamamlanmaması durumunda bu eksikliğin yaptırımı ile davacıların karşılaşacağı açıktır.Bu yaptırımın sonucu ise açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesidir. Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının 6100 sayılı HMK.m.119/f.1-bend (ğ) hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava dosyasına sunulmuş bilgi ve belgeler dosyadaki mevcut talepler ile birlikte uygulanması gereken hukuka uygun şekilde değerlendirilmeksizin davaya konu maddi vakıa bakımından davacının haklılığını gösterir belgeler bulunduğunu ancak hukuka aykırı şekilde davanın açılmamış sayılmasına dair karar verildiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 177 maddesine dayalı olarak açılan iflas davasıdır. Mahkemece yapılan yargılamada 20.02.2020 tarihli celsede verilen ara karar ile; ” 6-a)Davacının dava dilekçesinin içeriği ve sonuç kısmı içeriği karşısında davacının hangi nedenle dayalı iflas talep ettiği açık olmadığından, davacının davasını “İİK.m.177 hükmüne dayalı doğrudan iflas davası mı, yoksa iflas yolu ile adi takibe dayalı iflas davası olarak mı” açtığını açtığını açıklaması, Bu suretle “talep sonucunu açıkça belirtmesi için” davacı vekiline HMK.m.119/f.1 bend (ğ) hükmüne atfen ve HMK.m.119/f.2 hükmü çerçevesinde bir haftalık kesin süre verilmesine; Verilen kesin süre içinde davacı vekilinin bu eksikliği usulüne uygun olarak tamamlamaması, eksikliği gidermemesi halinde bu davanın açılmamış sayılmasına dair karar verileceğinin davacı vekiline bildirilmesine, b)6-a maddesindeki şerhin duruşmaya gelmeyen davacı vekiline tebliğ olunmasına, Davetiyenin ayrıca incelemeye sunulmasına, 7-Bakırköy …İcra Dairesinin … E.sayılı ve iflas yolu ile adi takibe dayalı takip nedeni ile Bakırköy 4.ATM’nin 2016/672E.sayılı dosyasına istinaden görülmekte olan iflas davası olup olmadığını açıklaması, bu çerçevede adı geçen iflas davası açılmış ise mahkememizde neden bu icra dosyasına dayalı olarak iflas davası açtığını açıklaması, bu noktadaki hukuki yararını ortaya koyması için davacı vekiline bir hafta süre ve imkan tanınmasına, 8-Bakırköy …İcra Dairesinin … E.sayılı dava dosyasındaki tüm mevcut suretleri ayrı bir dosya halinde sunmak ayrıca bu dosyaya dayalı başka bir iflas davası açıp açmadığını açıklamak, adı geçen bu icra dosyası nedeni ile İİK.m.177 hükmünün hangi fıkrasına istinaden iflas davası açtığını açıklamak, belirsizliği gidermek üzere davacı vekiline bir hafta süre ve imkan tanınmasına, 9-HMK.m.31 hükmü çerçevesinde belirsizliklerin tam olarak giderilmesi sonrası yargılamaya devam olunmasına,” dair ara karar ihdas edildiği ve iş bu duruşma zaptının İzzet Koyuncaya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, tebligatta davacının hangi nedene dayalı iflas ettiğinin açıklama olmadığı, İİK 177 maddesi uyarınca mı ya da adi takibe dayalı iflas davası mı açıldığı husunun açıklanması ve talep sonucunun açıkça belirtilmesi için 1 haftalık kesin süre veriliği tamamlanmaması halinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar evrileceğine dair şerh bulunduğu , davacı şirket temsilcisinin de 29.02.2020 tarihli beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmaktadır. 07.05.2020 tarihli celsenin ülkemizde ve tüm dünyada etkisini gösteren Covid 19 salgını nedeniyle ertelendiği ve mazeret dilekçesi sunan taraf vekillerinin mazeretinin kabulüne dair karar verilmiştir. Büyükçekmece … Noterliğine düzenlenen (31.12.2019 tarihine kadar süreli) vekaletnamenin incelenmesinde , İstanbul Barosuna kayıtlı Av … ve Av. …’nın davacı şirketler vekilleri olarak tayin edildiği, 10.07.2019 düzenleme tarihli yetki belgesi ile Av … tarafından Av. …in yetkili kılındığı , 20.02.2020 tarihli Uyap sisteminden gönderilen beyan dilekçesinde Av … in davacılar bakımından istifa ettiğini belirttiği görülmüştür. 16.07.2020 tarihli celsede davacı şirketler temsilcisinin İİK m 166 uyarınca ilan yapılmasını talep etmiş ve mahkemece ”Davacının davasının 6100 sayılı HMK.m.119/f.1-bend (ğ) hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına ” dair karar vermiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinin 1. fıkrasına göre; dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur: a) Mahkemenin adı. b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası. ç)Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri. d)Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri. e)Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri. f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği. g) Dayanılan hukuki sebepler. ğ) Açık bir şekilde talep sonucu. h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası. İkinci fıkrasında ise; birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır. Medeni yargılama hukukuna hakim olan ilkelerin bir bölümü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (HMK) açık olarak düzenlenmiş ve 24. maddesinde “tasarruf ilkesi”ne, 26. maddesinde ise “taleple bağlılık ilkesi”ne yer verilmiştir. Tasarruf ilkesinin bir görünümü olan taleple bağlılık ilkesi hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği anlamına gelmektedir. Bu ilke 6100 sayılı HMK’nun 26. maddesinde; “(1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Tasarruf ilkesi gereğince davacının, davasını açarken talep ettiği hukuki korumanın ne olduğunu açıkça ifade etmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, 6100 sayılı HMK’nun “dava dilekçesinin içeriği” ile ilgili düzenleme içeren 119/1. maddesinin (d) bendinde; “davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri”, (ğ) bendinde ise “açık bir şekilde talep sonucu” dava dilekçesinde yer alması gereken unsurlar arasında sayılmıştır. Dava dilekçesinde talep sonucunun bulunmaması durumunda, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır (HMK m. 119/2). Davacı tarafça düzenlenen dava dilekçesinin incelenmesinde ise, davalı şirketle alacak kaynağının temelinin Bakırköy 10.İcra Dairesinin … E sayılı icra dosyası olduğu, buna bağlı olarak Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/430 E sayılı dosyasında himmet/rüşvet karşılığı sahte ve fotokopi bir sözleşme ile davacılardan … Şti aleyhine karar verildiği, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/672 E sayılı dosyasında o tarihe kadar ödenen bedel düşüldükten sonra geriye kalan 146.218,44 TL ve diğer davacı … Şti’nin alacağı temlik verilerek iflas talepli dava açıldığı, Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/430 E sayılı dosyası verilen kararının Yargıtay temyiz incelemesi sonucu bozulduğu, ve bu haliyle sahte aslı olmayan 2012 tarihli sözleşme ürettikleri, fiktif muhasebe kaydı tuttuklarının ve evrakta sahtecilik yaptıklarının sabit olduğu, iş bu 2012 tarihli sözleşmenin 4.2 ve 4.4. Maddeleri uyarınca mallarına el konulduğu, savcılık soruşturmasının da devam ettiği, belirtilerek davalı şirketin doğrudan iflasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Davaya konu somut uyuşmazlıkta , İİK 177. maddesi 1. bendi gereğince “borçlunun, alacaklıların, haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunması veya teşebbüs etmesi” nedenine dayalı doğrudan doğruya iflas davası açıldığı anlaşılmakla HMK 119. maddesi uyarınca süre verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK‘nun 177.maddesinde , “ Doğrudan Doğruya İflas Halleri “ üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas”, “Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 177/1.fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir. Yasada belirtilen “4” bent ise sırasıyla ,”1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308 inci maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. Mahkemece, alacaklının talebi doğrudan iflası düzenleyen İİK’nun 177. maddesi dört bent halinde olup, davacının davasında hangi bent yada bentlere dayandığını kural olarak açıklamadığı gerekçesiyle HMK 119/1-g ve 2. fıkraları gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de davacı şirket temsilcisi tarafından sunulan 26.02.2020 tarihli dilekçe ve dava dilekçesindeki maddi vakıalar tekrarlanarak davalının hileli iş ve eylemler içine girerek davacı şirketin zarara uğramasına neden olduğu iddia ederek İİK 177 maddesi uyarınca davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Görüldüğü üzere davacının, doğrudan iflas talebi, 117/1.fıkrada düzenlenen, ”1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa” düzenlemesine dayanmaktadır. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince tarafların tüm delilleri toplandıktan işin esasına girilip sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, usul ve yasaya aykırı gerekçelerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hukuka uygun bulunmadığından, davacı şirket yetkilisinin istinaf isteminin kabulü ile mahkemece verilen kararın, HMK ‘nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bir karar verilmek üzere, dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2018/1175 Esas, 2020/279 Karar ve 16/07/2020 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı … Ltd. Şti. tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/02/2021