Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2074 E. 2023/1567 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2074
KARAR NO: 2023/1567
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
ESAS NO: 2016/659
KARAR NO: 2018/563
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 25/05/2016
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu davalının borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı firmanın ticari ilişkisi söz konusu olduğunu, davacının sözleşmesiz ve özel güvenlik kartı olmayan personeller çalıştırdığını, ayrıca yemek hakedişlerinde usulsuzlük yaptığının tespiti üzerine tüm alacakları ödenerek davalı firma ile olan iş ilişkisinin sonlandırıldığını, davacı tarafından daha önce gönderilmiş olan faturanın davacıya iade edildiğini, davalının herhangi bir borcunun bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “Dava, tacirler arasında faturaya dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Davacı faturaya göre alacaklı olduğunu, davalı da faturayı iade ettiklerini, hiç bir iş ilişkilerinin kalmamış olması nedeniyle borçlu olmadıklarını ileri sürmüşlerdir. Faturanın personel temin edilmesine ilişkin hizmet faturası olduğu anlaşılmaktadır.Fatura ve defterler tek başına alacağın varlığını ispat için yeterli değildir. Faturaya konu malın teslim edildiği veya hizmetin verildiği hususu alacaklı tarafça ispatlanmalıdır. Somut davada personel temin edildiği iddia edildiğine göre, davacının hangi personeli ne zaman, nerde temin ettiğini açıklaması ve ispatlaması gerekir.Davalı tarafın ticari şirket ve kayıtlarının incelenmesi için Bodrum Asliye Hukuk mahkemesine talimat yazılmış, talimatla alınan bilirkişi raporunda davalı tarafın ticari defterlerine göre taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinin “0”(sıfır) olduğu belirtilmiştir. Davacı tarafın defterlerinin incelenmesi için 05/12/2017 tarihli 3. Celse de ara karar oluşturulmuş, inceleme günü verilmişse de, davacı vekili, şirket defter ve kayıtlarının Aksaray ilinde SGK’da olduğunu, talimat yazılması gerektiğini yazılı dilekçe sunarak beyan etmesi üzerine11/12/2017 tarihinde ara karar kurulmuş, Aksaray nöbetçi asliye hukuk mahkemesine talimat yazılmıştır. Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/2 talimat sayılı dosyasında 1 mali müşavir bilirkişi görevlendirilmiş, defterlerin SGK’da da incelenebilmesi için yerinde inceleme yetkisi verilmiş, ancak SGK yazı cevaplarından anlaşılacağı üzere SGK’ya verilen defterlerin davacı şirkete ait olmadığı, davacı şirketin ticari ünvanına çok yakın olan … Ltd. Şti.nin olduğu, bu şirket kayıtlarının da zaten 09/01/2018 tarihinde şirket yetkilisine iade edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Zaten İTO kayıtlarına göre de davacı şirket merkezinin İstanbul olduğu, davacı şirketin Aksaray ili ile ilgisinin olmadığı anlaşılmaktadır. 06/03/2018 tarihli 4. Celsede davacı vekili, şirket merkezinin İStanbul da olduğunu, tekrar inceleme günü verilmesini talep etmişse de, davalının rıza göstermediği de nazara alınarak davacının süresi içinde usulünce defterlerini, geçerli bir mazeret olmaksızın, sunmamış olduğu kabul edilmiş, tekrar defter inceleme kararı kurulmamıştır. Dosyaya sunulan belge ve bilgilerden davacının faturaya dayalı alacağı tevsik eden ayrıntılar mevcut değildir. Fatura konusu 4 adet personelin ne zaman ne şekilde temin edildiği, davalıya nasıl hizmet verildiği ispatlanmış değildir. Açıklanan sebeplerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacının açıkça kötüniyetle takip yaptığını gösteren bir emare de olmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesine yer olmadıığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dosya münderecatı incelendiğinde anlaşılacaktır ki söz konusu dosya bilirkişiye ancak 18/01/2018 tarihinde teslim edilebilmiş ve bilirkişi de ancak 05.02.2018 tarihinde inceleme yapabilmiştir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ticari defterler 09.01.2018 tarihinde müvekkil şirkete teslim edilmiştir. Özetle mahkemece celse kararı kurulduğu esnada Aksaray İlindeki Sosyal Güvenlik Kurumunun uhdesinde iken; incelemenin yapılabildiği tarih olan 05.02.2018 tarihinden önce ticari defterler müvekkile teslime edilmiştir. Bu sebeple tarafımıza atfedilecek bir kusur bulunmamaktadır. Asıl kusur, 3 ayda ticari defterleri incelemeyi başaramayan adalet ve yargı mekanizmasına aittir. Hal böyle olunca ticari defterlerimizin incelenmesine kusurumuz olmamasına rağmen müsaade edilmeyerek hatalı bir karar verilmiştir. Davalı, müvekkilin 17.10.2016 tarihine kadar kendisine güvenlik hizmeti sunduğunu kabul etmiş ancak bazı usulsüzlükler yapıldığı iddiasıyla müvekkil şirketin kesmiş olduğu faturayı kabul ettiklerini beyan etmiştir. Bu açıklama bile başlı başına İKRAR olup, davalının haklı davamızı kabulü anlamına gelmektedir. İş bu itirazın iptali davasında tarafımıza ait olan ispat külfeti davalının ikrarı nedeniyle Davalı tarafa geçmiştir. Davalı şirket müvekkilin faturasına karşı yasal yollardan herhangi bir şekilde itiraz etmemiştir. Usulüne uygun olarak yapılan bir itiraz bulunmadığından faturamız muteber hale gelmiştir.Davalı müvekkil şirket tarafından verilen hizmeti kabul etmektedir. Ancak iddiasına göre bazı usulsüzlükler nedeniyle ödeme yapmaktan imtina etmiştir. Öncelikle altını çizmek gerekir ki davalı iş bu usulsüzlük iddialarını ispat etmekle mükelleftir. Çünkü şirketimiz tüm personellerini usul ve çalışma esaslarına uygun olarak çalıştırmakta olup, herhangi bir eksiklik bu zamana kadar tespit edilmemiştir.Davalı itiraza konu olan faturanın sebebi olan 16 günlük hizmeti aldığına dair puantajları imzalamış olup, itirazlar tamamen sayın mahkemenizi yanıltmak ve süreci uzatmak içindir.” şeklinde beyanda bulunarak hükmün kaldırılmasını talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasındaki hizmet ilişkisi kapsamında düzenlenen fatura borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali davasıdır. Davaya konu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyası incelendiğinde, 09/11/2015 tarihli takip talebi ile 5.472,00 TL asıl alacak ile işlemiş faiz ile birlikte toplamda 5.466,33 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, takip tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği görülmüştür. Takibe dayanak fatura 16/10/2015 tarihli, gözetim hizmet bedeli (ekim 4 kişi) 16 gün*birim fiyat 286,68TL, ek personel 1 kişi 11 gün*birim fiyat 71,67TL açıklamalı toplam kdv dahil 5.472,00 TLbedelli faturadır. Davaya konu icra dosyasında, ödeme emrinin davalıya/borçluya 01/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 06/04/2016 tarihinde, süresinde borca,faize ve ferilerine itiraz ettiği, itirazında taraflar arasında önceden iş ilişkisinin söz konusu olduğunu, alacaklının sözleşmesiz ve özel güvenlik kartı olmayan personeller çalıştırdığını, ayrıca yemek hakedişlerinde usulsuzlük yaptığının tespiti üzerine tüm alacakları ödenerek iş ilişkisinin sonlandırıldığını, takibe konu faturanın daha önce gönderildiğini ve taraflarınca iade edildiğini, borçlu olmadıklarını belirttiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde, 25/05/2016 tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.Davacı delil olarak ticari defterlere, sözleşmeye, devir teslim tutanağına, puantaj kayıtlarına ve fatura teslim belgesine dayanmıştır. Davacının sunduğu sözleşmede tarafların imzası mevcut değildir. Davalının kaşesi ve imzası bulunan ekim ayına ilişkin puantaj çizelgesi listesinde; …’ün 16 gün, …’ın 15 gün, …’nin 16 gün, … 16 gün, … 12 gün çalıştığı görülmektedir.17/10/2015 tarihli devir teslim tutanağı ile davacıya ait demirbaşların teslim edildiğinin tutanak altına alındığı görülmektedir.Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için yazılan talimat gereği düzenlenen raporda; Davalı şirket yasal defterlerinde takip/dava dışı 4 adet fatura karşılığı 53.915,04TL bedelli fatura kayıtlı olup, 52.990,56TL’lik kısmı banka kanalıyla 924,48TL’si davacı adına tanzim ettiği hak edişi aşan yemek ücreti fatura karşılığı olmak üzere tamamının davacıya ödenmiş olduğu, bu duruma göre davalı şirket yasal defter kayıtlarına göre taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinin 0(sıfır) olduğu görülmektedir. Öte yandan takip dayanağı/dava konusu 16.10.2015 tarih 28328 nolu 5.472,00TL bedelli faturanın davalı şirket yasal defter kayıtlarında yer almadığı tespit edilmiştir.Mahkemece davacı defterlerinin incelenmesi için gün belirlenmiş, belirlenen günden önce davacı vekilleri defterlerin Aksaray ili SGK olduğunu beyan ederek talimat yazılmasını talep etmiş, mahkemece 11/12/2017 tarihinde talimat yazılmıştır. 05/02/2018 tarihli raporda SGK’ya verilen defterlerin davacı şirkete ait olmadığı, davacı şirketin ticari ünvanına çok yakın olan … Ltd. Şti.nin olduğu, bu şirket kayıtlarının da zaten 09/01/2018 tarihinde şirket yetkilisine iade edilmiş olduğu, Aksaray SGK’da davacıya ilişkin dosya bulunmadığı bildirilmiştir. Davacı tarafın defter incelenmesi için yeniden gün belirlenmesi talebi mahkemece reddedilmiş, hizmetin verildiği kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Davalı taraf, taraflar arasındaki hizmet ilişkisini ve dava konusu faturanın taraflarına teslim edildiğini kabul etmektedir. Davacının hizmet ifasında usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle sözleşmenin sona erdirildiğini, tüm borcun ödendiğini ve ilgili faturanın süresinde iade edildiğini iddia etmektedir, ancak faturanın iade edildiğine ilişkin belge ibraz edilmemiştir. Dava konusu alacak, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden önce verildiği iddia edilen 15 günlük hizmet bedeline ilişkindir.6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nin 222. (6762 sayılı TTK’nin 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesine göre; fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. 6102 sayılı TTK 21. maddesi uyarınca; ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyen kimse, mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini, mal yada hizmeti aldığını kabul etmiş sayılır. Somut olayda, davacı taraf, dava konusu faturayı davalıya teslim etmiştir, davalı taraf faturaya süresinde itiraz ettiğine dair belge ibraz etmemiştir, davacı, faturaya konu hizmeti verdiğini tarafların imzalarını içeren ve inkar edilmeyen ekim ayı puantaj çizelgesi ile kanıtlamıştır. Yukarıda belirtilen içtihatlar ve somut deliller dikkate alındığında davanın kabulüne, alacak likit ve davalının takibe itirazı haksız olduğundan icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK 353/1.b-2 maddesi uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun HMK 355 ve 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2016/659 Esas, 2018/563 Karar sayılı ve 05/06/2018 tarihli kararının HMK’nin 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; a)Davanın KABULÜ İLE,b)- İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine davalının İTİRAZININ İPTALİNE, TAKİBİN AYNI ŞARTLARLA DEVAMINA, c) Alacak tutarı 5.472,00 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 1.094,4 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine İlk derece mahkemesi yönünden: a-Alınması gereken 373,79 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 93,45-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 280,34 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,b-Davacı tarafından toplam 1.311,80 TL yargılama gideri sarf edildiği anlaşıldığından davalıdan alınarak davacıya verilmesine,c-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T’ 12/3 maddesine göre tayin ve takdir olunan 5.472,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, İstinaf aşaması yönünden;a-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,b-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL hacın mahsubu ile eksik kalan 215,45 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,c-Davacı tarafça sarf edilen 248,50 TL istinaf harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,d-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/11/2023