Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2056 E. 2023/1564 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2056
KARAR NO: 2023/1564
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2020
ESAS NO: 2016/196
KARAR NO: 2020/379
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 02/03/2016
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 01/03/2015- 01/03/2016 tarihleri arasında sigortalı bulunan … Ltd. Şti.ne ait … Cad. …, Florya/Bakırköy adresinde bulunan taşınmazda 31/03/2015 tarihinde ülke genelinde yaşanan uzun süreli elektrik kesintileri sırasında jeneratörün defalarca devreye girip çıkması sonucu ani ve kontrolsüz yüksek gerilim etkisi ile otomasyon sisteminin beslenerek haberleşme haklarında kısa devreler oluştuğunu bazı sensörlerin bu etkiyle hasarlandığını, bu hasar nedeni ile 75.437,60 TL hasar tazaminatı ödendiğini, bu bedelin tamamında davalının sorumlu olduğunu ileri sürererek 75.437,60 hasar bedelinin ödeme tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; işbu davanın görev ve yetki koşulları yönünden incelenmesi gerektiğini, eksiklik olması halinde davanın usul yönünden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin dağıtım faaliyeti ile bir ilişkisinin bulunmadığını, dolayısıyla işbu davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini ileri sürerek usul yönünden davanın reddine müvekkili şirketin zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle husumet yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “Dava, Davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan … Ltd. Şti arasında imzalanan makine kırılması ve yangın Sigorta Sözleşmesi kapsamında sigortalı şirkete ait bulunan motel binasında uzun süreli elektrik kesintileri sonucunda otomasyon tesisatının hasara uğraması nedeni ile sigortalı şirket nezdinde meydana geldiği iddia olunan 75.437,60 TL Hasar Tazminatının TTK’nun 1472. Maddesi hükümleri uyarınca davalı şirket sorumlulukları nispetinde tahsili istemi ile açılan tazminat davasıdır. Yapılan yargılama ve inceleme sonucunda; davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı … Ltd. Şti. arasında imzalanan 01/03/2015 – 01/03/2016 tarihleri arasında geçerli makine kırılması Sözleşmesi gereği şebeke elektrik kesintisi rizikosuna karşı dava dışı şirketi teminat altına almış olup, 31/03/2015 tarihinde sigortalı motel binasında elektrik enerji hattında meydana gelen kesilme nedeni ile otomasyon sistemi nin bozulmasından kaynaklı ödenen tutarın rücuen tazmini talep edilmiş olup, meydana gelen olaya ilişkin olarak davalı Teiaş yönünden belirlenen 75.437,60 TL % 100 kusur oranına isabet eden tazminat alacağı yönünden davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ”dava görevsiz mahkemede ikame edilmiştir.Uyuşmazlık Mahkemesi, adli yargı ile idari yargının görev alanını ayırmada kullanılan “kamu hizmeti” kriterini esas almak suretiyle, idarenin kamu hizmetini yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan davalarda kamu hizmetinin hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka bir nedenle idarenin sorumlu bulunup bulunmadığının tespitinin idare hukuku ilkelerine göre tam yargı davası formatında idari yargı yerleri tarafından yapılmalıdır.6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin “Elektrik enerjisi iletim faaliyeti, lisans kapsamında münhasıran … tarafından yürütülür” hükmü uyarınca müvekkil kurum … iletim faaliyeti gerçekleştirilmekte olup, dağıtım faaliyetine ilişkin yükümlülükleri ise aynı kapsamda dağıtım lisansı almış dağıtım şirketlerine verilmiş olup, müvekkil …’ın dağıtım faaliyeti ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla müvekkil … bir dağıtım şirketi olmayıp, elektriğin iletimi faaliyeti yürütmektedir. Bu sebeple davacı vekilinin iddia ettiği üzere müvekkil şirketin bahsedilen elektrik kesintisiyle ilgisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla işbu davanın husumet yönünden reddi gerekmektedir. Davacı tarafın bahsettiği elektrik kesintisiyle alakalı olarak cevap dilekçemiz ekinde de ayrıntılı rapor sunulmaktadır. İşbu rapordan da anlaşılacağı üzere zararın sorumlusu … değil ilgili dağıtım firması olan …’tır. Ayrıca davacı taraf işbu zararın müsebbibinin, müvekkil … olduğuna dair hiçbir delil ileri sunamamıştır. işbu davanın reddi gerekmektedir. ” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak uzun süreli elektrik kesintileri sonucunda otomasyon tesisatının hasara uğraması sonucu hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalıdan 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dava dışı sigortalı … Tic. Ltd.Şti. ile davacı … A.Ş. arasında 01/03/2015 başlangıç ve 01/03/2016 bitiş tarihleri arasında … no.lu Makine Kırılması Sigorta Poliçesi düzenlendiği, Yangın Sigortası sözleşmesi akdedilmiştir. Makine Kırılması Sigortası Genel Şartları m. 1/ d’ye göre “Elektrik enerjisinin doğrudan doğruya tesiri neticesi kısa devre, şerare, voltaj yükselmesi ile izolasyon hatası ve atmosferik elektrikiyetin dolaylı etkilerinden” doğan zararlar teminat dahilinde olduğu, teminat bedelinin 3.300.000,00TL olduğu, hasarın 31/03/2015 tarihinde meydana geldiği, davacı tarafından sigortalısına 19/06/2015 tarihinde 75.437,60TL ödeme yapıldığı görülmektedir.Dava, rücu talebine dayanmakta olup, rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.Ekspertiz raporunda; Hasarın, 31.03.2015 tarihinde ülke genelinde meydana gelmiş olan şebeke elektriği kesilmeleri sonrası şebekeye enerji verilmesi çalışmaları sırasında enerjinin birçok kez kesilip gelmesi ve jeneratörün çok sık ve kısa aralıklarla devreye girip çıkması esnasında oluşan ani ve kontrolsüz yüksek gerilim etkisi ile otomasyon sisteminin besleme ve haberleşme hatlarında kısa devre oluşması şeklinde meydana gelmiş olduğu kanaatine varılmıştır. Bu etki ile sistemdeki PLC’lerin besleme ve haberleşme hatlarında kısa devreler oluştuğu, bazı sensörlerin de bu etki ile hasarlandıkları anlaşılmıştır. Rücu İmkânı, Elektrik kesintisi nedeni ile gerçekleştiği belirlenen hasar için …”’ a rücu değerlendirmesi sn. şirketinizin taktirine sunulmuştur.Mahkemece resen seçilen elektrik mühendisi, sigortacı ve Mak. Müh. bilirkişilerden oluşan heyetten alınan ilk rapora göre; ”Eksper tarafından tespiti yapılarak fotoğraflandırılan PLC sistemindeki hata kodlarının “jeneratörün çok sık ve kısa aralıklarla devreye girip çıkması esnasında oluşan ani ve kontrolsüz yüksek gerilim etkisi ile otomasyon sisteminin besleme ve haberleşme hatlarında kısa devre” oluşabileceği dolayısıyla da bazı sensörlerin (sıcaklık — basınç vb.) bu etki ile hasarlanmış olabilecekleri kanaatine varılmıştır. Türkiye 31 Mart 2015 Sistem Çökmesi Raporunda yapılan tespitler doğrultusunda, Elektrik kesintisinin meydana gelme nedeni, 1127 MW/1237 MVA taşıyan Osmanca -Kurşunlu hattı (Şekil 1’de (1) olarak işaretlenmiştir) aşırı yükten servis dışı kalmasıdır. Bu durum, Türkiye elektrik sisteminde Doğu – Batı alt sistemleri arasında 1.9 saniye içerisinde hızlı ardışık arızalar nedeniyle senkronizasyonun kaybolmasına, hat mesafe koruma röleleri tarafından paralel hatların (Şekil 1’de sayılarla işaretlenen) servis dışı kalmasına neden olmuştur. Sonuç olarak Türkiye elektrik sisteminin Doğu ve Batı alt sistemleri birbirinden ayrılmıştır. … taşıyan Osmanca – Kurşunlu hattının aşırı yükten servis dışı kalması davalı … sorumluluğundadır. Somut olayda davacı şirketçe sigortalı bulunan dava dışı … Tic. Ltd. Şti. gereksinim duyduğu elektriği dava dışı … A.Ş. (…) nin sorumluluğunda temin etmektedir. Her ne kadar somut dava, …’a karşı açılmış bir dava olmasa da …”’ın durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Şöyle ki …”ın davalı …’a ait indirici merkezlerinde bulunan 154 kV. / 34,5 kV. trafolardan gelen orta gerilim mertebesindeki 34,5 Kv luk gerilimi sigortalı … Tic. Ltd. Şti. tesisleri içerisinde bulunan 34,5 kv / 0,4 kv trafolara iletme sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak dağıtım şirketi …, davalı …tan 34,5 Kv. gerilim değerinde elektrik tedarik edebildiği sürece sigortalı … Tic. Ltd. Şti. ne elektrik tedarik edebilmektedir. Türkiye 31 Mart 2015 Sistem Çökmesi ile 154 — 380 kv mertebesinde YÜKSEK GERİLİM DÜZEYİNDE elektrik sıkıntısı yaşamıştır. Davalı … ca dağıtım şirketi …a elektrik tedariki sağlanmadığı sürece dağıtım şirketi …ın yapabileceği bir husus bulunmamaktadır.Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Elektrik Piyasası Kanunu gereği dağıtım şirketleri kesintisiz, temiz elektrik enerjisini sağlamakla ve gerilimi izin verilen sınırlar içerisinde tutmakla yükümlüdür. Eğer olay gerilim dalgalanmasından meydana geldiyse ve gerilim değeri kabul edilen sınır değerlerin dışındaysa dağıtım şirketi olaydan sorumludur. Ancak, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden jenaratörün defalarca devreye girip çıkması sonucu ani ve kontrolsüz yüksek gerilim etkisi ile otomasyon sisteminin besleme ve haberleşme hatlarında kısa devreler oluşması ile bazı sensörlerin bu etki ile hasarlandığı anlaşılmakla Jeneratörün devreye girmesi esnasında gerilim dalgalanmasından dava dışı elektrik dağıtım şirketinin sorumluluğuna gidilecek bir durum tespit edilememiştir Türkiye 31 Mart 2015 Sistem Çökmesi Raporu Sonuçlar bölümünde; “…Halihazırda bilinmektedir ki Türkiye iletim sisteminde birkaç bölgede (Güney Marmara, Kuzey – Doğu Karadeniz ve Adana), uzun zaman önce planlanan yeni iletim hatlarının uzun süre geciken yapımı nedeniyle bazı kusurlar mevcuttur. Ancak, ulusal düzeyde Doğudan Batıya iletim sistemi güçlü ve yeterlidir. Kesinti öncesi dört kritik iletim hattı ve bütün seri kapasitörler devre dışı bırakıldığından İSTİSNAİ BİR ŞİDDETLİ, ÇOKLU ACİL DURUM ORTAYA ÇIKMIŞTIR Kİ BU SİSTEM PLANLAMASINDA ELE ALINAMAZDI.” şeklindeki tespit neticesinde somut olayda; arızanın davalının kendisi ve işletmesi dışında gelişen, önlem alınması mümkün olmayan bir olay olarak kabul edilmesi başka bir deyişle meydana gelen arıza mücbir sebep olarak değerlendirilmiş olup bu nedenle de davalının meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır. 31 Mart 2015 Sistem Çökmesi ile Türkiye nin büyük kesiminde elektrik kesintisi yaşanmıştır. Sigortalı … Tic. Ltd. Şti. nin elektrik kesintilerinde kendi PLC sistemini koruyucu voltaj dengeleyici önlem alması gerekirken bu hususta yeterli önlemi almadığı, hasar miktarının kadri maruf olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaa olunmuştur.Davacı tarafın itirazı üzerine elektrik mühendisi, makine mühendisi ve sigorta uzmanından oluşan yeni bir heyetten alınan raporda; ”dağıtım şirketleri ile iletim hatları vasıtasıyla iletim şirketi tarafından şalt sahasına kadar taşınmış olan elektriği, 36/34,5 kilo volt seviyesinden alarak, abonelerin türüne ve ihtiyacına göre 36/34,54 kV-10 kV-0,4kV seviyesinde şehir şebekesi ile dağıtımını yaptığı, 31/03/2015 tarihinde ülke genelinde yaşanmış olan şebeke elektriği kesilmeleri ve enerji gidip gelmeleri, dava konusu bölgenin elektrik dağıtım işini yapan … olduğu, fakat dava konusu adresin/bölgenin dağıtım şirketi olan …’ın … şirketinden aldığı enerjiyi dağıtmakla görevli olduğu, dava konusu kesintinin ülke genelinde yaşandığı, bedaş’tan kaynaklanmadığı, Dava dosyasına davalı tarafından sunulmuş olan ve davalı …’ın da üye glduğu. … (…) — (…) tarafından, 31.03.2015 tarihinde Türkiye genelinde yaşanmış olan elektrik kesincilerine ilişkin hazırlanmış olan analiz raporu incelendiğinde, Rapordan da açıkça anlaşılacağı üzere, 31.03.2015 tarihinde Türkiye ‘de yaşanmış olan elektrik kesilmelerinin ve gidip gelmelerinin, davalı …“n işletme kusurundan kaynaklarıdığı anlaşılmakta olup, kesinti buşlangıcında durum büytimeden gerekli aksiyonları da alamamış olması yüne davah …“ın işletme kusurundan kaynaklardığı açıktır. Özellikle de … tarafından hazırlanmış olan raporda; “Doğu ve Batı koridor hat sisteminin kritik merkez kısmında dört adet 400 kV hat (ülç tanesi yeni hırdavatların takılması aîıı ve bir adet hat da bakım amaçlı) serviz dışı birakılarak, uzün iletim mesafesi (Çoruh nehri üzerinde bulunan Kuzey —Doğu’daki HES derin 1300 km uzüklıktaki İstanbul ‘ un büyük yük bölgesini beslemesi) ve seri kapasitörlerin tamamının devre dış katması, Doğu — Butt ‘ya transfer empedansının yükselmesine neden olmuştur. Söz konusu sistem koşulları durumunda, Doğudaki hidrodektrik santrallerinini yüksek üretiminin ve nispeten Batıya göre uzun iletim sistemi ile taşınması. (N-1) dinamik güvenlik kriterini sağlamamıştır. Hattın aşırı yükten servis dışı kalarak yüksek yük, açısal kararsızlığı başlamış Ve sonuçta sistem ayrılmıştır.” Şeklinde belirtildiği üzere, sistemdeki yük artışlarını ön göremeden, Doğu ve Batı koridor hat sisteminin kritik merkez kısmında dört adet 400 kV elektrik enerji hattının üç tanesinin| yeni hırdavatların takılması için ve bir adet hattın da bakım amaçlı servis dışı bırakılması çok büyük bir risk olup, 31.03.2015 tarihinde istenmeyen elektrik kesintilerine ve Ülke gencli ilelim sisteminin çökmesine neden olmuştur. Davalı … *in işletme kusurundan kaynaklanan 31.03.2015 tarihli elektrik kesintilerinin, bu durumdu mücbir sebep olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. davacının sigortalısının hasarı için, dört adet firmadan teklif alınmış olduğu, nihayetinde en uygun fiyatı veren … firmasına yaptırılan hasar onarımı için, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen 75.437,60-TL bedelin ise dava dosyası içerisindeki hasar detayları da incelendiğinde kadri maruf olduğu ve sigorta poliçesi kapsamında olduğu” mütalaa olunmuştur.Davalı tarafın itirazı üzerine alınan ek rapor; ”Davalı tarafın Bilirkişi KÖK Raporumuza karşı olan itirazlarına cevap olan açıklamaların gerçekte KÖK raporumuzda detaylıca belirtilmiş olduğu görülmektedir. KÖK raporumuzda elektrik dağıtım işini yapan şirketin … olduğu belirtilmiştir. Fakat yine raporumuzda da detaylıca açıklandığı üzere, elektrik dağıtım işinin …*ta, elektrik dağıtım işini yapan …*a yani dağıtım şirketlerine, dağıtacağı elektriği iletim işinin ise …ta olduğu detaylıca belirtilmiştir. Fakat dağıtım şirketleri iletim hatlarından aldığı elektriği dağıtabilmektedirler. İletim hatlarından enerji alamadıkları sürece elektriği dağıtamazlar ya da iletim hatlarında sürekli enerji kesilmeleri yani enerji gidip gelmeleri olduğunda dolayısıyla bu enerji gidip gelmeleri, dağıtım şirketinin kusuru dışında abonelere/tüketicilere yansıyacaktır. dava konusu kusurun ise iletim şirketi kaynaklı olduğunun belirtilmiş olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu durumda raporumuzda çelişkiye düşülmüş bir durum görülememektedir. Davalı …“ın da üye olduğu, … (…) — (…) tarafından, 31.03.2015 tarihinde Türkiye genelinde yaşanmış olan elektrik kesintilerine ilişkin hazırlanmış olan analiz raporuna dayandırılarak raporumuzun hazırlanmış ve asıl sorumluluğun davalı … da olduğu, afaki değil somut olarak belirtilmiş olduğu KÖK Raporumuzda görülmektedir.” şeklindedir.Davalının istinaf itirazlarının incelenmesi;-Davalı taraf, idari yargının görevli olduğunu iddia etmektedir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/21155 esas 2015/17124 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi somut olaydaki uyuşmazlık ; elektrik enerjisi hattındaki elektrik kesilmelerinden kaynaklandığı iddia olunan maddi zararın tazminine ilişkin bulunmaktadır. Davanın bu niteliği itibariyle TBK.nun58/1 (TBK.nun 69.maddesi) maddesinde düzenlenen kusursuz sorumluluktan kaynaklandığı ve zararın bir idari işleme dayanılarak yapılmadığı anlaşılmakla davalının yargı yolu itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.-Sorumluluğa ilişkin itirazın incelenmesine gelince; Yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere; dosyaya ibraz olunan bilirkişi raporları arasında ciddi farklılıklar yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2012/5548 E. 2013/274 K. sayılı ilamını bu konuda emsal nitelik teşkil etmektedir. Anılan Yargıtay ilamında ”… 6100 sayılı HMK’nın 266/1. (1086 sayılı HUMK’nin 275.) maddesi “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” hükmünü içermektedir. Aynı Kanun’un 282. (1086 Sayılı HUMK’nın 286.) maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği hükmü, HMK’nın 281. (HUMK’nın 283.) madde hükmü uyarınca bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Somut olayda, mahkemece, raporlar arasında çelişki mevcut olmasına rağmen, yeni bir bilirkişi kurulundan önceki raporları değerlendirerek, çelişkiyi gideren bir rapor alınması gerekirken, hasıl olan çelişki giderilmemiş ve hükme esas alınan raporun önceki raporlardan üstün tutulma nedenleri gerekçede yeterince açıklanmamış, son raporun dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle yetinilmiştir. Bunun yanı sıra, mahkeme gerekçesinde, zararın, TMSF tarafından müflis bankanın iflas masasından tahsil edildiği belirtilmiş ve bu husus da davanın reddine dayanak yapılmış ise de; davacı vekilinin aksi yöndeki itirazları karşılanmadığı gibi bu konudaki gerekçe, somut kanıt ve kayıtlarla desteklenmeden, dayanakları yeterince gösterilmeden hüküm kurulması da isabetli olmamıştır.” belirtilmektedir. Yukarıda belirtilen yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikte yer alan içtihadı nazara alındığında bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmeden ve üstünlük verilen rapora niçin üstünlük verildiği açıklanmadan, itirazlar giderilmeden hüküm tesisi yoluna gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yönde sunmuş olduğu istinaf yasa yolu başvuru talebinin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece üniversitelerin elektrik mühendisliği ana bilim dalında görevli öğretim üyesi bilirkişilerden oluşan üç kişilik heyetten, dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK’nin 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/196 E. 2020/379 K. Sayılı 01/07/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davalı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/11/2023