Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/203 E. 2021/317 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/203
KARAR NO : 2021/317
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/561 Esas
KARAR NO : 2017/924
KARAR TARİHİ: 10/10/2017
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/03/2021
HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirket tarafından davalı şirkete radyo yayın takip ve uyarı sistemi hizmeti verilmesi ve karşılığında her ay 1.888,00 TL, hizmet bedeli ödenmesi hususunda anlaştıklarını, müvekkili tarafından davalı şirkete verilen hizmet gereği gibi ifade edilmesine rağmen davalı şirketin ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirkete Bakırköy 46. Noterliğinin 05.02.2016 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hizmet aldığı aylara ilişkin olan 7 adet fatura bedelinin, ihtarnamenin tebliğ alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnamenin davalıya 08.02.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, akabinde davalı şirket tarafından kısmen ödeme yapıldığını, bunun üzerine davalı şirketin açıktan ödemekten imtina ettiği fatura bedellerine istinaden Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinde icra takibi başlattığını, davalı şirket tarafından yapılan kısmi ödeme davalı şirketin borç miktarında düşülmek sureti ile icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin icra takibine, haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiş olup, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine Beykoz îcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası kapsamında başlatılan icra takibine konu itirazın iptaline, takibe itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı şirket aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından gönderilen ödeme emri usulüne uygun düzenlenmediğinden ödeme emrinin iptali gerektiği, ödeme emri ekinde borcun dayanağı müvekkil şirkete gönderilmediği, davacının dilekçesinde belirttiği yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiği ve davacı tarafça yüklenen edimleri yerine getirilmediği, alacaklının icra takibine konu ettiği ve dosyaya ibraz ettiği faturalar gerçeği yansıtmadığı, davacının hizmet vermediği ve bedel istemekte hakkı bulunmadığı, Davacı müvekkile istenilen düzeyde hizmet vermediği gibi hizmetini devamlı kestiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, “…davanın İİK 67 maddesine göre açılmış itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklı tarafından davalı hakkında Beykoz İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığı ödeme emrinin davalı borçluya 17.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 23.03.2016 tarihinde itiraz ettiği ve takibin durduğu davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmakla davanın esası incelenmiş davacının takibe konu yıllar ile ilgili defterleri incelenmiş, defterlerin TTK 64 ve devamı maddeleri gereğince usulüne uygun tutulduğu ve HMK 222 maddesi gereğince delil niteliğinde olduğu, davalıya defter ibrazı konusunda kesin süre verildiği ancak defterlerin ibraz edilmediği anlaşılmış, bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan verilen hizmet gereğince 10.598,28 TL alacaklı olduğu takip tahine kadar davacının ihtarname tebliğ tarihine göre 85.37 TL faiz talep edebileceği bu miktarlar üzerinden itirazın iptali gerektiği, taraflar tacir olup talep edilen asıl alacağa 3095 S.Y 2/2 maddesi gereğince avans faizi uygulanması ile davalının inkar edilen alacak likit olmakla İİK 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın % 20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; AİHS 6. Maddesine aykırı olarak savunma hakkının ellerinden alındığı, bazı delillerin toplanmadığı, bilirkişi raporunun soyut gerekçelerle oluşturulduğu bu yüzden hükme esas alınamayacağı, davacı tarafça verilmiş herhangi bir hizmet olmadığı, bilirkişi raporunu düzenleyen bilir kişinin uzmanlık alanının dosya da rapor düzenlemeye yetkin olmadığı, ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediği için iptalinin gerektiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Uyuşmazlık, takibe dayanak yapılan faturaya konu hizmetin (davacının davalıya radyo yayını takip etme ve uyarı sistemi hizmeti vermesi) tam ve eksiksiz olarak verilip verilmediği ve davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının kalıp kalmadığı noktasındadır.Beykoz İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine bakiye fatura alacağından kaynaklı olarak 10.598,28TL asıl alacak ve 85,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.683,65 TL alacağına istinaden 15.03.2016 ilamsız takip başlattığı, takip dosyasında fatura örneklerinin de yer aldığı davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, Davanın kabulü ile davalı tarafın icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bakırköy 45 Noterliği vasıtasıyla davacı tarafça davalıya çekilen ihtarnamede bakiye fatura alacağı ve gecikme faizi olan 13.424,52 TL nin 7 gün içinde ödenmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.Dava dilekçesine ekli olarak sunulan fatura örneklerinin incelenmesinde Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve Ocak aylarına ilişkin düzenlenmiş ” Radyo Yayın Takip ve Uyarı sistemi hizmet bedeli” açıklamalı düzenlendiği görülmektedir.Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde davacının üzerine düşen yükümlülüğü ispat etmesi gerektiği, dosyaya ibraz edilen faturaların gerçeği yansıtmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu belirtilmiş, ticari defter ve kayıtlar il tanık deliline dayanmış olup, isim ve adreslerinin davacının talebi kabul görülürse bildirileceği belirtilmiştir.Taraflar arasında düzenlenen mail yazışmaların dosyaya ibraz edilmiş olup, yapılan incelemede davacı tarafça davalıya gönderilen maillerde geciken ödemeler ve ödemelerdeki düzensizlik nedeniyle Monitoring hizmetinin borcun tamamının ödeninceye kadar durdurulduğu, davalı şirketin dava dışı … firmasından alacağı bilgisayar gibi cihazları borca karşılık davacıya vermek gibi teklifte bulunduğu, yayına yeni başlayan Denizli vericilerinin sisteme dahil edilmesini talep ettiği, Number 1 FM frekansının değiştirildiğine ve bazı yer ( Gaziantep , Konya gibi) vericilerinin sisteme dahil edilmesi yönünde yazışmalar bulunmaktadır. Mail yazışmalarının davacı şirket ile … Medya Grubu arasında gerçekleştiği , davacı vekilince davalı şirketin Number 1 FM adlı radyonun yayını gerçekleştirdiğininden davalı şirketin SMS veya mail gönderdiği adresin de ”****e.com.tr” olduğu belirtilmiştir.Davacı vekilince dosyaya sunulan faturaların tebliğ edildiğine dair kargo evrakları sunulmuş ise de ; … kargo …A.Ş. Ve Y…o Servisi A.Ş. Tarafından posta hizmet tutarınına ilişkin düzenlendiği anlaşılan faturalarının okunaksız olduğu görülmüştür.Mahkemece 13.03.2017 tarihli celsede verilen 4.5.6. ve 7 no lu ara kararlar ile tarafların 2015-2016 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesi için karar ihdas edildiği ve mali müşavir bilirkişince düzenlenen raporda özetle ;Davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediğinden incelenmediği İcra takibine konu alacağın davacı/alacaklının faturaya dayalı teslim ettiği mala ilişkin oluştuğu, takip konusu alacağın teslim- tesellümü ispatlanan ve geçerli olan tutardan oluşması, belirli-sabit olması, davalı borçlu tarafından da bilinmesi ve hesaplanması mümkün olması, alacak tutarının yargılamayı gerektirmemesi sebepleriyle, mahkemenin davacı alacaklı lehine hüküm kurması halinde; davacının davalıdan 10.598,28 TL asıl alacak üzerinden icra inkâr tazminatı isteyebileceği, açıklanan sebeplerle, taktiri mahkemeye ait olmak üzere Davacının: Davalı tarafından Beykoz İcra Dairesi …E Sayılı dosyasına yapmış olduğu 10.683,65 TL toplam alacak yönünden itirazın iptalini isteyebileceği tespitine yer verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ; davanın İİK 67 maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı, davalıya ticari defterleri ibrazı için verilen kesin sürede defterlerin sunulmadığı ve bu nedenle davalı tarafın defterlerinin incelenemediği, davacının ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren faize hak kazandığı belirtilerek davanın kabulüne dair karar verilmiştir.Davalı vekilince sunulan istinaf sebeplerinin incelenmesi; AİHS m 6 uyarıca savunma hakkının ihlal edildiği ve delillerinin toplanmadığı yönünde yapılan istinaf sebebi tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilmiştir.Mahkemece, ön inceleme duruşmasında davacı tarafın da tanık deliline dayandığı ve ” Davacı tarafın tanık deliline dayandığı davalı yanın tanık deliline muvafakat etmediği ve davanın değeri de göz önünde bulundurularak,Davacı vekilinden soruldu: biz ödemenin yapılıp yapılmadığı ödeme yerine geçmek üzere müvekkil şirkete teklif edilen ayni ödemelerin bulunup bulunmadığına ilişkin davalının çalışanlarını tanık olarak göstermek istiyorum dedi.
Davalı vekilinden soruldu : davacı yanın tanık dinletmesine muvafakatımız yoktur dedi.
GD:
HMK 200 ve devamı maddeleri dava değeri ve hukuki işlemin ispatı için tanık dinlenemeyeceği davalı yanında açık muvafakatının da bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafın tanık dinletmeye yönelik talebinin reddine karar verildi ” şeklinde karar ihdas edildiği anlaşılmaktadır.Ayrıca yukarıda da belirtildiği üzere ticari defterlerin incelenmesi amacıyla oluşturulan ara karar uyarınca inceleme gününün belirlendiği ancak belirlenen iş bu gün ve saatte davalı tarafça ticari defterlerin hazır edilmediği, bu nedenle incelenmediği anlaşılmaktadır.Davacı tarafça gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediği, borcun dayanağı olan belgelerin eklenmediği belirtilmiş ise de , UYAP sistemi aracılığıyla mahkemeye gönderilen ve dosya arasına alınan takip dosyasının incelenmesinde takibe konu fatura örneklerinin bulunmakla iş bu istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davacı tarafça hizmetin verilmediği yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde; Davalı taraf düzenlene sözleşmenini ifa edilmediği iddİasında bulunmaktadır. İş bu nedenle öncelikle ispat yükü üzerinde durulması gerekmektedir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun birinci bölümünde borç ilişkileri, birinci ayrımında, sözleşmeden doğan borç ilişkileri ve 1. maddede ise, sözleşmenin kurulması düzenlenmiştir. Aynı yasanın 12. maddesinde, sözleşmelerin şekli üst başlığı ile, sözleşmelerin geçerliliğinin kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığına yer verilmiştir. Somut olayda olduğu gibi, yasa koyucu tarafından, tacirler arası hizmet alım sözleşmesi konusunda herhangi bir şekil şartı getirilmemiştir. Diğer yandan salt fatura düzenlenmesi fatura konusu alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli değildir. Bu nedenle, alacak iddiasında bulunan davacının fatura konusu hizmeti davalıya verdiğini ve fatura alacağına hak kazandığını usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davalı tarafça, fatura konusu hizmetin verilmediği iddia edildiğinden, iddiasını ispat külfeti davacıya ait olacaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir.Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; taraflar arasında gerçekleşen mail yazışmalarından her ne kadar yazılı bir sözleşme yapılmamış ise de ticari ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Nitekim mail yazışmalarında ödenmeyen bedel ve hizmetin neden kesildiği de belirtilmiştir. Davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde her ne kadar davacı şirket tarafından, davalıya hizmet verilmediği belirtilmiş ise de ;tüm bilgi ve belgeler, mail yazışmaları, ticari defterlerin incelemesi sonucunda düzenlene bilir kişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmuyor olsa dahi ticari ilişkinin mevcut olduğu ve davacı tarafça davaya konu edilen hizmetin verildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; Davaya konu somut olayda, HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporlarına, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 729,80 TL istinaf karar harcından , davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 190,00 TL harcın mahsubuyla bakiye 539,80 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/03/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.