Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2021 E. 2021/434 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2021
KARAR NO : 2021/434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/602 Esas
KARAR NO : 2020/324
KARAR TARİHİ: 01/07/2020
DAVA: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin BAE vatandaşı olduğunu, davalı şirket ile 27/02/2016 tarihli 44 metre uzunluğunda … isimli teknenin 7.500.000,00 Euro bedel ile yapımı ve teknenin 01/11/2017 tarihinde teslimi için sözleşme imzaladıklarını, sözleşmenin 5.3. maddesinde yapılacak ödemelerin planı ve bu ödemeler gereği teknenin tamamlanmış olacağı aşamaların belirtildiğini, müvekkilinin iyi niyetle borçlarını ifa ederek ödemelerin 16. taksitine kadar olan 5.522.500,00 Euro bedelin ödemesini tamamladığını, motorların teslimatı aşamasına geçilmiş olması gerekirken teknenin halen iskelet halinde … Mah. …. No: … Pendik/İstanbul adresinde bulunan tersanede tamamlanmayı beklediğini, teknenin teslim edilmemesi nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu, İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/13 D. İş sayılı dosyasından alınan rapor ile teknenin halihazırdaki durumunun tespit edildiğini, 20/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda, teknenin %13’lük imalatının tamamlanmış olduğunun ve tamamlanan kısmın bedelinin 982.000,00 Euro olacağının belirtildiğini, sözleşmenin 22. maddesine göre teknenin sözleşmede belirtilen 01/11/2017 tarihinde teslim edilmemesi halinde geciken her gün için 1.000,00 Euro cezai şart ödemekle yükümlü olunduğunu, müvekkilinin davalıdan 192.000,00 Euro cezai şart alacağı bulunduğunu ileri sürerek İİK’nun 177. maddesi ve 179 maddesi gereği şirketin aciz halinde olduğu, şirket yetkilisi tarafından şirketin nakdi ve ayni mal varlığı yurt dışına çıkarıldığı, şirketin aktifleri şirket alacaklıların zararına kasıtlı şekilde azaltıldığını, bu nedenle davalı şirketin doğrudan doğruya iflasına karar verilmesine, fazlaya dair her türlü talepler saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.522.500,00 Euro asıl alacak ile 192.000,00 Euro cezai şart bedeli toplam 5.714.500,00 Euro bedelin bankalarca Euro mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte ödeme tarihindeki Türk Lirası üzerinden iflas kararı ile birlikte davalı firmadan alınarak müvekkile ödenmesine, ÎİK 159. maddesi gereği, davalı şirketin malvarlığı ve alacakları ile ilgili defter tutulmasına, telafisi imkansız muvazaalı devirlerin önüne geçebilmek için, şirket yöneticilerinin muvazaalı ve kasıtlı davranışları ile oluşacak zararların engellenmesi için gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmasına, devir ve temlikleri engellemek için gerekirse şirketin menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları ile banka hesapları üzerinde talep edilen bedel kapsamında tedbir kararı verilmesine, Gemi Sicil Müdürlüğüne davalı şirket adına kayıtlı gemilerin 3. kişilere devredilmesinin önlenmesi bakımından tedbir konulmasına ve ayrıca Tuzla Liman Başkanlığına yazı yazılarak davalı şirket adına inşa halindeki gemilere mahsus sicilde kayıtlı bulunan teknelerin üzerine 3. kişilere devrin önlenmesi için tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Alacaklı sıfatına sahip olmayan davacının huzurdaki davayı açma yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında 27/02/2016 tarihli … isimli 44. m’lik … Yapım Sözleşmesi imzalandığını fakat davacının sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının sözleşmede düzenlenen ödeme planına riayet etmediğini, dosyaya sunulmuş banka dekontlarına göre sözleşme kapsamında 5.222.052,00 Euro ve 10.000,00 USD ödeme yapıldığını, müvekkili tarafından inşa halindeki … isimli yatın inşası işin toplamda 4.630.000,00 Euro harcama yapıldığını, işin sözleşmeye göre tamamlanmış haline yüzdelik tespiti için İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/39 D. İş dosyasından tespit talebinde bulunulduğunu, … isimli yatın gelinen seviye itibariyle maliyetinin 5.549.326,82 Euro olduğunun, sözleşmeye göre ise %73,99’nun tamamlandığının tespit edildiğini, aktif olarak ticari hayatına devam eden müvekkili hakkında İİK 159 hükmü gereğince muhafaza tedbirlerinin uygulanmasının telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağını ileri sürerek muhafaza tedbiri taleplerinin reddine, husumet itirazının kabulü ile esasa girilmeksizin dava şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, ” Derdest davaya konu sözleşmenin akdedildiği tarih itibariyle tarafların her ikisinin de alacaklılık sıfatını kazandığı; bu nedenle, davalının iddia ettiği gibi, davacı tarafça sözleşmenin feshi yoluna gidilip gidilmemesinin alacaklılık sıfatının kazanılması bakımından önemli olmadığı, sözleşmenin feshedilip feshedilmediğinin, alacağın muacceliyeti bakımından önem arz edebileceğini, fakat İİK m. 177 vd. hükümlerine göre doğrudan doğruya iflas talep edebilmek için, alacaklının alacağının muaccel olması gerekli olmayıp alacaklı sıfatına sahip olunmasının yeterli olduğu, somut olayda da davacının alacaklı sıfatına sahip olduğu gerek dosyaya sunulan sözleşme gerekse de davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, davalının davacıya 5.522.052,00 EURO ve 10.000,00 USD borcu bulunduğu, davacının İİK m. 177 vd. hükümleri uyarınca davalı şirketin iflasını isteyebilmesinin önünde herhangi bir engel bulunmadığı,Davalı şirketin sermayesinin 13/04/2016 tarihinde 13.000.000,00 TL’den 3.500.000,00 TL’ye azaltıldığı ve azaltılan bu sermayenin ortaklara payları nispetinde dağıtıldığı, sermaye azaltımı yoluna gidildiği 2016 yılını izleyen 2017 ve 2018 yıllarında şirketin kay di değerlere göre borca batık hale geldiği, şirket ortaklarının şirkete 31/12/2016 tarihi itibariyle 4.303.102,66 TL, 31/12/2017 tarihi itibariyle 42.674,67, 31/12/2018 tarihi itibariyle 1.946.405,62 TL, 31/05/2018 tarihi itibariyle ise 21.805.270,30 TL borçlu gözüktükleri, bu veriye göre, 31/12/2018 tarihinde 1.946.405,62 TL olan borç tutarının 5 aylık süre sonunda 19.858.864,68 TL artışla 21.805.270,30 TL’ye yükseldiği, yapılan bu tespitler neticesinde, şirket kaynaklarının alacaklıların zararına olacak şekilde azaltıldığı yönündeki iddialarında yerinde olduğu, ayrıca mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda sunulan (rapora) göre davalı şirketin 31.11.2019 tarihi itibariyle kaydi değerleri öz kaynaklarının ( – ) 24.790.235,07 TL, rayiç değerleri öz kaynaklarının ise ( – ) 48.556.302,01 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla davalı şirketin 30.11.2019 tarihi itibariyle gerek kaydi, gerekse rayiç değerlere göre borca batık durumda olduğu belirtilmiş, rapor mahkememizce de benimsenmiştir.Bu itibarla davalı şirketin gerek kaydi, gerekse rayiç değerler dikkate alındığında borca batık durumda olduğu belirlendiğinden davalı şirketin İİK 179. Madde hükmü gereğince iflasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmakla ” davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı şirket yetkilisi yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacının alacaklı sıfatını taşımadığından huzurdaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı sözleşmede kararlaştırılan ödemeleri tam olarak yapmadığından geminin yapımı geciktiğini, bu durum davalının kusurundan kaynaklandığını, kendi edimini yerine getirmekte temerrüde düşen davacının kendini alacaklı ilan ederek bu davayı açması kabul edilemeyeceği kaldı ki davacı yanca huzurdaki davaya konu yapılan sözleşme hali hazırda yürürlükte olup, taraflarca konu sözleşmenin feshine ilişkin herhangi bir irade beyanında da bulunulmadığını Şirket sermayesi 3.500.000,00 TL’na indirildiğinde, ödenmiş sermayenin 1.970.066,84 TL öz varlık içerisinde varlığının 6102 sayılı TTK’nın 376 maddesi kapsamında korunacağı, ayrıca şirketin 30.012.130,54 TL tutanndaki nakit, alacak ve duran varlıklarının da birlikte dikkate alınması neticesinde şirket sermayesinin 3.500.000,00 TL’ye indirilmesinde şirket alacaklıların korunmuş olacağı ve yine şirket hissedarlarının haklarına halel getirmeyeceği, sermaye azaltımının TTK hükümleri çerçevesinde bir sakıncasının bulunmadığı hususu tescil ile tespit edilerek ve sermaye azalttım 22.07.2016 tarih ve 9121 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, Şirket ortakları şahsi ihtiyaçlarını karşılamak için şirketten borç para almışlar ve daha sonrasında bu paralan peyder pey ödediklerini, 31.05.2019 tarihi itibari ile bu tutar 21.424.727,87 TL olduğunu, ortakların şirketten borç para alması söz konusu olduğu gibi bazı dönemlerde de şirketin ihtiyaçları doğrultusunda şirkete borç para vermeleri ticari hayatın gereği olarak söz konusu olabildiğini, ortaklara verilen borç paraların dövizli olanlan her geçici vergi dönemi sonunca kur değerlemesine tabi tutularak ve kur farkları gelir veya giderleri geçici vergi dönemlerinde ve nihayetinde kurumlar vergisi beyan dönemlerinde kurum kazancına ilave edildiğini, bu nedenle alacaklıların, haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunması veya teşebbüs etmesi söz konusu olmadığını,İİK m.179 hükmünden, borca batıklığın aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinde hazırlanmış bilançoya göre tespit edilmesi zorunlu olduğu, yani borca batıklığın tespiti bakımından şirket malvarlığının kaydi değerlerinin değil, rayiç değerlerinin esas alınması gerektiği, sermaye şirketlerinin borca batık durumda olması şirket aktiflerinin piyasadaki câri satış fiyatları esas alınarak malvarlığının tespiti amacıyla hazırlanan aktif ve borçlarıyla şirketin gerçek malvarlıksal durumunu gösteren ara bilançodan anlaşılacağı ve bu kapsamda tüm aktif rayiç değerlerinin piyasa satış değeri üzerinden ara bilançoda belirtilmesi zorunlu olduğu, bu durumda rayiç değer incelemesi yapılırken dava konusu teknenin piyasa bedellerinin şirket aktifine eklenmek suretiyle borca batıkı hesabının yapılması gerekirken işbu kapsamda bir değerlendirme yapılmaması usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK 177. maddesi 1. bendi gereğince “borçlunun, alacaklıların, haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunması veya teşebbüs etmesi” nedenine ve aynı zamanda İİK’nun 179.maddesi ve TTK’nun 634.maddesi yollaması ile aynı Kanunun 376/3.madde hükümlerine göre açılmış doğrudan iflas istemine ilişkindir.İflas davası için yetkili ticaret mahkemesi, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesidir ( İİK 154/ III c.2). Bu yetki, kamu düzenine ilişkin ve kesindir. İİK’nın 181. maddesinin aynı Kanun’un 160. maddesine yaptığı yollama nedeniyle, İİK’nın 179. madde hükümü uyarınca doğrudan iflas talebinde bulunan alacaklı ilk alacaklılar toplantısına kadar gerekli masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli tebliğ masraflarını avans olarak mahkeme veznesine yatırmalıdır. Somut olayda borçlu şirketin muamele merkezinde iflas davası açılmış, belirtilen masraflar yatırılmış, mahkemece İİK’nın 181. maddesi yollaması ile İİK’nın166. madde hükmüne uygun olarak ilanlar yapılmıştır. Mahkemece, İİK 177 ve 179. Maddeleri uyarınca iflas şartları oluşup oluşmadığı noktasında üçlü bilirkişi heyetinden alınan 09/09/2019 tarihli kök raporda özetle; Taraflar arasında 44 metre uzunluğunda … isimli teknenin yapımı konusunda sözleşme yapıldığı, URSA Tersanesinde yapımı devam eden … isimli 44 metrelik … yatının inşaat ve donatımının teçhizat/malzeme, tekne ve üstü bina, dizayn ve klaslama hususlarında teknenin tamamlanmış kısmının maliyetinin 3.373.578,16 EURO olarak hesaplandığı, URSA Tersanesinde yapımı devam eden … isimli 44 metrelik … yatının inşaat ve donatımının teçhizat/malzeme, tekne ve üstü bina, dizayn ve klaslama hususlarında teknenin tamamlanmış kısmının maliyetinin %20 kâr marjı ile birlikte (3.373.578,16 x 1.20 =) 4.048.293,79 EURO olarak belirlendiği, …. isimli 44 metrelik … yatı için gelinen seviye itibariyle malzeme, işçilik ve diğer hizmetler için alıcı … tarafından 5.522.032,00 EURO ve 10.000,00 USD ödeme yapıldığı, buna göre … isimli 44 metrelik … yatının gelinen seviye itibariyle maliyetinin 3.373.578 EURO olarak belirlendiği ve sözleşme bedelinin 7.500.000,00 EURO olduğu dikkate alındığında, işin sözleşmeye göre (3.373.578,16/7.500.000,00= 0,4498) %44,98’nün tamamlandığı,Davalı şirketin ticari defterlerine göre, davalının dava tarihi itibariyle davacıya 5.522.052,00 EURO ve 10.000,00 USD borçlu durumda olduğu,Davalı şirketin (LTD-AŞ) kaydi değerlere göre özkaynaklarının 16/12/2016 tarihi itibariyle 500.058,37 TL, 31/12/2016 tarihi itibariyle 370.797,18 TL, 31/12/2017 tarihi itibariyle (-) 24.089.369,79 TL, 31/12/2018 tarihi itibariyle (-) 27.394.977,60 TL, 31/05/2019 tarihi itibariyle ise 7.583.903,33 TL olduğu, davalı şirketin (LTD-AŞ) gelir tablolarına göre davalının, 16/12/2016 tarihi itibariyle 1.613.233,35 TL dönem zararı, 31/12/2016 tarihi itibariyle 237.835,19 TL dönem zararı, 31/12/2017 tarihi itibariyle 24.133.771,19 TL dönem zararı, 31/12/2018 tarihi itibariyle 3.305.607,81 TL dönem zararı, 31/05/2019 tarihi itibariyle ise 34.978.880,93 TL dönem karı elde ettiği, davalı şirket ortaklarının davalı şirkete 31/05/2019 tarihi itibariyle 21.424.727,87 TL borçlu oldukları belirlendiği,Derdest davaya konu sözleşmenin akdedildiği tarih itibariyle tarafların her ikisinin de alacaklılık sıfatını kazandığı; bu nedenle, davalının iddia ettiği gibi, davacı tarafça sözleşmenin feshi yoluna gidilip gidilmemesinin alacaklılık sıfatının kazanılması bakımından önemli olmadığı, sözleşmenin feshedilip feshedilmediğinin, alacağın muacceliyeti bakımından önem arz edebileceğini, fakat İİK m. 177 vd. hükümlerine göre doğrudan doğruya iflas talep edebilmek için, alacaklının alacağının muaccel olması gerekli olmayıp alacaklı sıfatına sahip olunmasının yeterli olduğu, somut olayda da davacının alacaklı sıfatına sahip olduğu gerek dosyaya sunulan sözleşme gerekse de davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, davalının davacıya 5.522.052,00 EURO ve 10.000,00 USD borcu bulunduğu, davacının İİK m. 177 vd. hükümleri uyarınca davalı şirketin iflasını isteyebilmesinin önünde herhangi bir engel bulunmadığı,Davalı şirketin sermayesinin 13/04/2016 tarihinde 13.000.000,00 TL’den 3.500.000,00 TL’ye azaltıldığı ve azaltılan bu sermayenin ortaklara payları nispetinde dağıtıldığı, sermaye azaltımı yoluna gidildiği 2016 yılını izleyen 2017 ve 2018 yıllarında şirketin kaydi değerlere göre borca batık hale geldiği, şirket ortaklarının şirkete 31/12/2016 tarihi itibariyle 4.303.102,66 TL, 31/12/2017 tarihi itibariyle 42.674,67, 31/12/2018 tarihi itibariyle 1.946.405,62 TL, 31/05/2018 tarihi itibariyle ise 21.805.270,30 TL borçlu gözüktükleri, bu veriye göre, 31/12/2018 tarihinde 1.946.405,62 TL olan borç tutarının 5 aylık süre sonunda 19.858.864,68 TL artışla 21.805.270,30 TL’ye yükseldiği, heyetimizce yapılan bu tespitler neticesinde, şirket kaynaklarının alacaklıların zararına olacak şekilde azaltıldığı yönündeki iddiaların nihai değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu, şayet mahkemece, şirket kaynaklarının alacaklıların aleyhine olacak şekilde azaltıldığı yani şirketin içinin hileli işlemler neticesinde boşaltıldığı kanaatine varılması halinde, ÎÎK m. 177/1 hükmü gereğince davalı şirketin iflasına karar verilebileceği,Teknenin inşasının sözleşmeye uygun olarak tamamlanmadığı iddiasının doğruluğu kabul edilse dahi, yalnızca bu veriden hareketle ödemelerin tatil edildiğinin söylenemeyeceğini, zira söz konusu teknenin inşasının sözleşmeye uygun olarak tamamlanması halinin başlı başına, davalı şirketin muaccel borçlarını sürekli ve genel nitelikte ödeyemediğini göstermeyeceği, bu itibarla, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre, ödemelerin tatili sebebiyle iflas koşullarının gerçekleşmediği, Davalı şirketin 31/05/2019 tarihli kaydi değerlere göre özkaynaklarının toplamının 7.583.903,33 TL olduğu, yani davalı şirketin kaydi değerler üzerinden hazırlanan bilançoya göre borca batık olmadığı, fakat IIK m. 179 hükmü uyarınca borca batıklığın kaydi değerler üzerinden değil rayiç değerler üzerinden tespit edileceği, bu sebeple somut olayda, şirketin duran varlıklarının ve stoklarının (ki duran varlıkların ve stokların fiili olarak bulunup bulunmadığının tespiti zorunludur) rayiç değerlerinin tespit edilmesi ve sonrasında şirket bilançolarındaki varsa fıktif alacak ve borçlar ile tahsil kabiliyeti bulunmayan alacakların çıkarılması suretiyle aktiflerin muhtemel satış fiyatları esasına göre hazırlanmış (rayiç) bilanço oluşturulması gerektiği, mahkemece görevlendirilen teknik bilirkişi Gemi Baş Müh.ve Gemi Makineleri Işl. Mühendisi Sn. … bulunmakta ise de şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerinin tespitinin bilirkişi Sn. …in uzmanlık alanıyla ilgili olmadığı, kaldı ki görevlendirmeye konu ara kararda, teknik bilirkişiye şirketin malvarlıklarının rayiç değerini tespit etmesi yönünde bir vazife de yüklenmediği, açıklana bu sebeplerle somut olayda, davalı şirketin rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığının ve buna bağlı olarak, İİK m. 179 uyarınca iflas kararı verilebilmesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilemediği ” şeklinde görüş bildirilmiştir.Mahkemece davalı şirketin mal varlığının rayiç değerlerinin belirlenmesi ve rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığının değerlendirilmesi için heyete makine mühendisi bilirkişinin katılımı ile ek rapor alınmıştır. 22/05/2020 tarihli ek raporda özetle; Davalı şirketin 31/05/2019 tarihi itibariyle 34.978,880,93 TL, 30/11/2019 tarihi itibariyle ise 2.604.742,53 TL dönem karı gerçekleştirmiş olduğu görüldüğü, 31/05/2019 tarihi itibariyle 2179 yevmiye maddesi ile 34.978.880,93 TL dönem karının gerçekleşmesinin, 30/11/2019 tarihinde, … 32.083.289,08 TL, … Limited’e 26.418.333,11 TL, … Limited’e 45.731.130,41 TL olmak üzere toplam 104.232.752,60 TL gelir kaydı yapılmasından, satılan mamullerin maliyeti olarak CV114 teknesi için 21.257760,42 TL, … teknesi için 30.223.565,76 TL, … teknesi için 17.621.299,72 TL) 69.102.625,90 TL maliyet kaydı yapılmasından ve 35.130.126,70 TL gelir kaydı yapılmasından kaynaklandığı anlaşılmış olup 01/06/2019 tarihinde ise … yevmiye maddesiyle yapılan ters kayıtla gelir kaydının iptal edildiği tespit edildiği, davalı şirketin kendi vergi dairesine geçici vergi beyannameleri ile (Tuzla Vergi Dairesi … vergi kimlik numarası) 15/05/2019 tarihinde 01/01/2019-31/03/2019 dönemi için 334.028,26 TL, 19/08/2019 tarihinde 01/01/2019-30/06/2019 dönemi için 775.282,39 TL, 13/11/2019 tarihinde 01/01/2019-30/09/2019 dönemi için ise 723.324,32 TL ticari bilanço karı beyan ettiği anlaşıldığını, sonuç olarak davalı şirketin 30/11/2019 tarihi itibariyle kaydi değerli özkaynaklarının (-) 24.790.235,07 TL, rayiç değerli özkaynaklarının ise (-) 48.556.302,01 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla, davalı şirketin 30/11/2019 tarihi itibariyle gerek kaydi gerekse rayiç değerlere göre borca batık durumda olduğu” tespiti yapılmıştır.Somut olay incelendiğinde; Taraflar arasında 44 metre uzunluğunda … isimli teknenin yapımı konusunda sözleşme yapıldığı, teknenin nihai bedeli 7.500.000,00 Euro kararlaştırıldığı, ödeme planı doğrulusunda ödemelerin düzenli yapılması halinde tekneni 1 kasım 2017 tarihinde teslim edileceği kararlaştırıldığı, şuana kadar ki teknenin tamamlanmış kısmının maliyetinin 3.373.578,16 EURO olarak hesaplandığı (sözleşme bedeline göre %44,98’i tamamlandığı) … isimli 44 metrelik … yatı için gelinen seviye itibariyle malzeme, işçilik ve diğer hizmetler için alıcı davacı tarafından 5.522.032,00 EURO ve 10.000,00 USD ödeme yapıldığı anlaşılmış olup davalı şirketin şirketin aciz halinde olduğu, şirket yetkilisi tarafından şirketin nakdi ve ayni mal varlığı yurt dışına çıkarıldığı, şirketin aktifleri şirket alacaklıların zararına kasıtlı şekilde azaltıldığı gerekçesiyle İİK’nun 177/1 ve 179 maddesi gereği davacı tarafından davalı şirketin doğrudan doğruya iflasına karar verilmesi talebi ile işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflası ve iflasın ertelenmesi “ üst başlığı ile, 179.maddede, sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket yada kooperatifin tasfiye halinde olması halinde tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan veya mahkemece tespit edilirse, önceden takibe gerek kalmaksızın bunların iflasına karar verileceği düzenlenmiştir. Sermaye şirketleri ve kooperatiflerin İİK 179. maddesi uyarınca iflasına karar verilebilmesinin ön şartı borca batık durumda olmalarıdır. Borca batıklık sermaye şirketi ve kooperatifin mal varlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamamasıdır. Sermaye şirketi ve Kooperatif borca batık durumda ise bunların iflasını idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kişiler, şirket veya kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memuru veya bir alacaklı isteyebilir. Sermaye şirketi veya kooperatifin İİK ‘nın 179. maddesine dayanarak iflası istenmişse, mahkeme, iflası istenen sermaye şirketi veya kooperatifinin borca batık durumda olup olmadığını saptamalıdır. Borca batıklığın tespiti, teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır.Aynı yasanın 177.maddesinde , “ Doğrudan Doğruya İflas Halleri “ üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas”, “Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 117/1.fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir. Yasada belirtilen “4” bent ise sırasıyla ,”1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308 inci maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında düzenlenen tekne yapım sözleşmesi uyarınca alacak-borç ilişkisi doğduğu, sözleşmenin henüz feshedilmemesi tarafların alacak sıfatını değil, alacağın muacceliyetini ilgilendirdiği, İİK 177 ve 179. Madde hükümlerine göre doğrudan doğruya iflas talep edebilmek için alacağın muaccel olması gerekmeyip alacaklı sıfatına sahip olması yeterli olduğu kaldı ki davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya 5.522.052,00 Euro ve 10.000,00 USD borcu bulunduğu gözetildiğinde davacının, davalı şirketin doğrudan iflasını talep edebileceği görülmüştür. Mahkemece, şirket kaynakların alacaklıların zararına olacak şekilde azaltıldığı yönündeki iddiaların yerinde olduğu ayrıca davalı şirketin gerek kaydı gerekse rayiç değerler dikkate alındığında borca batık durumda olduğu belirlendiğinden davalı şirketin İİK 179. Maddesi uyarınca iflasına karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK ‘nın 376/3. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançosunun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından sunulacak bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmesi gerekmektedir. Ancak bilirkişi heyetince düzenlenen raporda rayiç değer incelemesi yapılırken dava konusu teknenin piyasa bedelinin şirketin aktifine eklenmek suretiyle borca batıklık hesabı yapılması gerekirken bu hususta gerekli inceleme yapılmadan düzenlenen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması hatalı olmuş ise de davacı, davalı şirketin borca batıklığı yanında İİK 177. maddesi 1. bendi gereğince “borçlunun, alacaklıların, haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunması veya teşebbüs etmesi” nedenine dayalı iflas talebinde bulunmuştur. İİK 177/1 maddesi uyarınca borçlu şirketin iflasına karar verilebilmesi için borca batık olması gerekmemektedir. İİK 177. Maddesinde sayılan şartlardan bir tanesinin gerçekleşmesi halinde borçlu şirketin iflasına karar verilebilecektir. Bilirkişi kök raporda belirtildiği gibi davalı şirketin sermayesinin 13/04/2016 tarihinde 13.000.000,00 TL’den 3.500.000,00 TL’ye azaltıldığı ve azaltılan bu sermayenin ortaklara payları nispetinde dağıtıldığı, sermaye azaltımı yoluna gidildiği 2016 yılını izleyen 2017 ve 2018 yıllarında şirketin kaydi değerlere göre borca batık hale geldiği, şirket ortaklarının şirkete 31/12/2016 tarihi itibariyle 4.303.102,66 TL, 31/12/2017 tarihi itibariyle 42.674,67, 31/12/2018 tarihi itibariyle 1.946.405,62 TL, 31/05/2018 tarihi itibariyle ise 21.805.270,30 TL borçlu gözüktükleri, bu veriye göre, 31/12/2018 tarihinde 1.946.405,62 TL olan borç tutarının 5 aylık süre sonunda 19.858.864,68 TL artışla 21.805.270,30 TL’ye yükseldiği, bu itibarla şirket kaynaklarının alacaklıların aleyhine olacak şekilde azaltıldığı yani şirketin içinin hileli işlemler neticesinde boşaltıldığı kanaatine varılmakla ÎÎK m. 177/1 hükmü gereğince davalı şirketin iflasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile İİK 179. Maddesi uyarınca iflasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle mahkemece, İİK 177/1 maddesi uyarınca davalı şirketin iflasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile İİK 179. Maddesi uyarınca iflasına karar verilmesi hukuka uygun bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun gerekçenin düzeltilmesi suretiyle HMK 353/1-b.2 bendi uyarınca kabulüne karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun gerekçenin düzeltilmesi suretiyle HMK’ nın 353/1.b.2 maddesi gereğince ile KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/602 Esas, 2020/324 Karar sayılı ve 01/07/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2- Davanın KABULÜ İLE a-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı davacı … San. Tic. A.Ş.’nin iflasına, b-İflasın 22/04/2020 günü saat 13:56 itibariyle açılmasına, c-İflasın açıldığını iflas müdürlüğüne ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine, ç-İİK gereği gerekli yasal ilanların iflas müdürlüğünce yaptırılmasına, d-Dosyada bulunan iflas avansının iflas müdürlüğüne aktarılmasına, e-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından 35,90-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 23,40-TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına, f-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,g-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 849,00 TL ilan masrafı, 6.250,00 TL bilirkişi ücreti ve 165,80 TL tebligat giderlerinin toplamı 22.264,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
ğ-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,İstinaf Giderleri Yönünden;3- İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre başvurma harcının hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya bırakılmasına4- İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına 5- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/04/2021