Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/2013 E. 2022/103 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2013
KARAR NO: 2022/103
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1006 Esas
KARAR NO: 2019/1066
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Tic. Ltd.Şti. Müşterilerine temizlik hizmeti sunan bir firma olduğunu, davalının Sarıyer’ de bulanan İTÜ Yerleşkesi içerisindeki iş yerinde davalıya 2017 yılının nisan, mayıs, haziran aylarında temizlik ve ofis ilaçlama hizmeti vermiş olduğunu, davalıya sunmuş olduğu ilaçlama hizmetini taşeron firma … aracılığı ile yaptığını, müvekkilinin ilgili ödemelerini davalıdan tahsil edememesine rağmen taşeronuna yapmış olduğunu, davalıya verilen hizmet sonrası, verilen hizmete ilişkin kesilen faturalar davalıya gönderilmiş ve davalı da TTK hükmü gereği süresi içerisinde faturalara itiraz etmemiş ve de yasal olarak da faturaları kabul etmiş olduğunu, müvekkilde ilgili faturaların katma değer vergilerini, ilgili ayda ödeyerek, ticari defterlerine alacak olacak şekilde bu hizmete ilişkin faturaları kayıt altına almış olduğunu, davalı müvekkil tarafından verilen hizmetin bedelini ödememekte ısrarcı bir tutum sergilediğini, bu sebepten dolayı da hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile üç adet hizmet faturasının tahsili için icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı şirket müvekkil şirkete herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz etmiş olduğunu beyan ederek davanın kabulüne, davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının % 20′ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı şirket yetkilisince verilen cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesine konu olan alacak-borç ilişkisi içinde olmadıklarını, … Hizmetleri faturaları doğru olduğunu, ancak … Ltd. Şti.’ nin düzenlediği bu faturaların gerçeği yansıtmamakta olduğunu, bu firma ile iş yapma konusunda görüşme yapılmış, firmanın teklifi üzere deneme çalışması da yapılmış olduğunu, firma kendilerine sözleşme ile teklifle gelmiş ancak kendilerinin bunu kabul etmedikleri için çalışma gerçekleşmemiş olduğunu, bu faturaların kendilerine ulaşmamış olduğunu, kayıtlarında da bulunmamakta olduğunu beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafça, davalı şirketin İTÜ Sarıyer yerleşkesinde bulunan iş yerinde 2017 yılı Nisan, Mayıs, Haziran aylarında ilaçlama ve temizlik hizmeti verildiğini, hizmet karşılığında kesilen faturaların davalı tarafça ödenmemesi üzerine başlatılan ilamsız takibe davalının haksız olarak itiraz ettiği iddiasıyla eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı taraf cevap dilekçesinde davacı firma ile alacak borç ilişkisi içerisinde olmadıklarını, dava dışı … İlaçlama firmasından ilaçlama hizmeti aldıklarını, ancak takibe dayanak faturaların gerçeği yansıtmadığını, davacı firma ile iş yapma konusunda görüşme yapıldığını, deneme çalışması yapıldığını, daha sonra firmanın sözleşme için teklifle geldiğini, ancak kabul edilmediği için sözleşme yapılmadığını beyan etmiştir. Taraflar arasında yazılı bir hizmet sözleşmesi mevcut değildir. Taraflar ile dava dışı … – …’ın 2017 yılı ticari defter ve kayıtlarının incelendiği mali bilirkişinin kök ve ek raporlarından, davalı ile dava dışı … İlaçlama firması arasında doğrudan bir ticari ilişki olmadığı, … firmasınca 2017 yılı Nisan ve Mayıs aylarında davalının işyerinde ilaçlama hizmeti verildiği, bu hizmete ilişkin faturaların ise davalı adına değil davacı adına kesildiği, davacı ve dava dışı … firmasının defterlerinde bu faturaların kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafça ilaçlama hizmetinin doğrudan … firmasından alındığı savunulmuş ise de, gerek mali inceleme gerekse tanık …’ın beyanlarından, ilaçlama hizmeti verilmesi hususunda davacı ile davalının anlaştığı, davacının ilaçlama işini alt hizmet sözleşmesi ile … firmasına yaptırdığı ispatlanmıştır. Yine davalı tarafça davacı tarafından temizlik hizmetine ilişkin kesilen faturaların gerçeği yansıtmadığı savunulmuş ise de; davalı cevap dilekçesinde, davacı ile deneme çalışması yapıldığını beyan etmiştir. Başka ifade ile davacı tarafından verilen hizmetin deneme çalışması olduğu, denemeden memnun kalınmadığı için sözleşme yapılmadığı savunulmuştur. Yine davacı tanıklarının anlatımlarından 2017 yılı yaz aylarında üç ay boyunca davalıya davacı tarafından temizlik hizmeti verildiği belirtilmiştir. Şu halde TMK’nun 6.maddesi uyarınca davacı tarafından verilen temizlik hizmetinin sözleşme kapsamında verilmediğini, deneme çalışması olduğunu, davacının ücret talep edemeyeceğini ispat yükü davalı üzerindedir. Davalı bu hususu, uygun ispat vasıtaları ile ispat edememiştir. Yukarıdaki saptamalar karşısında davacının davalıya 2017 yılı Nisan, Mayıs, Haziran aylarında temizlik ve ilaçlama hizmeti verdiğini ispat ettiği; davalının ise ödemeyi ispat edemediği anlaşılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından, İ.İ.K.nun 67/2 fıkrası gereğince davalının taktiren hüküm altına alınan alacak miktarının % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına” kara verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının dosya kapsamında iddiasını ispat edemediği, mahkemece davacı tarafın soyut iddiaları ile hüküm kurulduğu, iddianın davacının iddiasını ispat edecek nitelikte sözleşme veya benzer bir belge sunulmadığı, davalının davacıdan satın aldığı hiçbir hizmetin bulunmadığı, cevap dilekçesinde kısmen kabul olarak yorumlanan beyanları sadece dava konusu edilen ilaçlama hizmetinin farklı bir firmadan sağlandığını belirtmek amacıyla ifade edildiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine 3 adet faturadan kaynaklı toplam 5.829,20 TL alacağın tahsili için 24.10.2017 tarihinde takip başlattığı, davalının 03/10/2017 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiği anlaşılmaktadır.Takibe konu 3 adet f faturanın incelenmesinde, 7.04.2017 tarih ve 1.581,20 TL tutarındaki faturanın hizmet bedeli ve ofis ilaçlama açıklaması 29.05.2017 tarih ve 2.124 TL’lik faturanın hizmet bedeli ve 29.06.2017 tarih, 2.124 TL bedellİ faturanın yine hizmet bedeli açıklamasıyla düzenlendiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde aynı zamanda davacının davayı sunmuş olduğu ilaçlama hizmetini taşeron firma olduğu belirtilen … Hizmetleri aracılığıyla yaptığı belirtilmiş olup dava dışı … – … tarafından düzenlenen irsaliyeli faturaları mahkemeye sunulmuştur. Faturaların incelenmesinde, 31.05.2017 düzenleme tarihli 130,00TL bedelli faturanın ilaçlama hizmet bedeline ilişkin, 29.04.2017 düzenleme tarihli 390,00 TL bedelli faturanın ilaçlama hizmet bedeli İTÜ mezunlar derneği ilaçlama hizmet bedeli olarak olarak düzenlendiği ve 21.04.2017 tarihli işlem formunda işletmede mutfak, depo, bulaşık, misafir ,oturma alanları ve dış alan yürüyen haşere ve kemirgenlere karşı ilaçlandığı, işletme etrafında kemirgen yem istasyonu kurulduğu belirtilmiş, uygulama yapılan yerin açık adresinin İTÜ Maslak kampüs içi, uygulama tarihi 30.05.2017 olarak belirtilmiş ve 19.05.2017 uygulama tarihli tarihli işlem formunda ise uygulama yeri İTÜ Maslak kampüsü, İTÜ mezunlar derneği lokal, binası olarak belirtilmiştir. Tarafların 2017 yılına ait ticari defterlerin incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın 2017 yılı yasal defterlerinin birbirini doğruladığı ve kanuna uygun şekilde tutulduğu, takip konusu yapılan 3 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, aynı zamanda herhangi bir ödeme kaydının rastlanılmadığı, davalının 2017 yılına ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliğinde haiz olduğu, davalı tarafça sunulan defterlerde davacı iddialarıyla ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı, davacının bu haliyle takibe konu ettiği faturaların davalı tarafça kabul edilmediği ve hizmet verildiği iddiasının dosya kapsamında isparta muhtaç olduğu, ispat edici mahiyette herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı görüş ve tespitinde bulunmuştur. Dava dışı … İlaçlama şirketi tarafından tanzim edilen faturanın hem davalı hem de davacı şirket defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davacı tarafça ilaçlama hizmetinin dava dışı … firmasına taşere edildiği iddia edildiğinden davacı defterlerinde bu yönde ticari ilişki kaydının bulunup bulunmadığının incelenmesi için ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş ve düzenlenen ek raporda özetle; dava dışı … tarafından tanzim edilen 2017 yılı yasal defterlerinin birbirini doğruladığı, dava dışı şirketin defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerde davacı adına tanzim edilen 29.04.2017 tarih ve 390 TL’lik, 31.05.2017 tarih ve 130 TL’lik faturaların kayıtlı olduğu, dava dışı gerçek kişi defterlerinde davalı tarafa verilen hizmetle ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı , bu haliyle davacının dava dışı … firmasından ilaçlama hizmeti aldığı, ancak davacının, davalı tarafa temizlik hizmetini ne şekilde verildiğinin ispat edilemediği, 24.10.2017 tarihli 5.829,20 TL’lik takip miktarı karşılaştırıldığında 5.357,20 TL’lik fazla talebin söz konusu oluşu ve bu fazlalığın ispat edilemeyen hizmet bedellerine ilişkin olduğu belirtilmiştir Tanık … duruşmada alınan beyanında özetle; davacı firmanın temizlik konusunda anlaştığı firmaların gösterdikleri yerlerde davacının taşeron olarak ilaçlama hizmet verdiği, … Hizmetinin de kendi şahıs işletmesi olduğu, davacının taşeronu olarak Nisan ve Mayıs aylarında hizmet verdiği ve faturalar düzenlediği, ilaçlama hizmeti yapıldığı süre içerisinde davacı firmanın çalışanlarının da temizlik işleri yaptığı , kendisine parayı ödeyenin davacı firma olduğu ve davalı ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını beyan etmiştir Tanık … duruşmada alınan beyanında özetle; 2016 yılından beri davacı firmada temizlik işçisi olarak çalıştığını , yaz aylarında 3 ay boyunca İTÜ Sarıyer kampüsünde davacının işçisi olarak temizlik hizmeti verdiğini ve lokal içerisinde yer alan yerler, masa sandalye ve tuvaletlerin temizlendiğini beyan etmiştir . Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun birinci bölümünde borç ilişkileri, birinci ayrımında, sözleşmeden doğan borç ilişkileri ve 1. maddede ise sözleşmenin kurulması düzenlenmiştir. Aynı yasanın 12. maddesinde, sözleşmelerin şekli üst başlığı ile sözleşmelerin geçerliliğinin kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığına yer verilmiştir. Somut olayda olduğu gibi, yasa koyucu tarafından, tacirler arası hizmet alım sözleşmesi konusunda herhangi bir şekil şartı getirilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davacının defterlerinde kayıtlı 3 adet fatura kayıtlı olduğu, davalı tarafça mahkemeye sunulan cevap dilekçesi ile dava dışı … İlaçlama şirketinden hizmet alındığına dair tespit, davacı şirketin ve gerekse dava dışı … ilaçlama şirketinin usulüne uygun şekilde tutulmuş 2017 yılına ait ticari defter ve kayıtları, duruşmada dinlenen tanık beyanları nazara alındığında davacının davalı tarafa 2017 yılı Nisan Mayıs ve Haziran aylarında temizlik ve ilaçlama hizmeti verdiğini ispat ettiği anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1.b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 148,60 TL’nin başvuru harcının HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL maktu harcın başlangıçta yatırılan 100,00 TL’ den mahsubu ile kalan 19,30 TL’nin ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/02/2022
MUHALEFET ŞERHİ 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olduğu ” belirtilmiştir. Harçlar Kanunu Genel Tebliği , (1) Sayılı Tarife Yargı Harçlarının III- karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”, 1/e maddesinde ” (değişik:5235/m. 52) yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı” belirtilmektedir.Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.12.2021 tarih ve 2021/9035 E 2021/7367 K sayılı ilamında da ”…. Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nın 344 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen muhtıra kapsamında 1 haftalık kesin süre içerisinde gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nın 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344/1 maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen 05/11/2021 tarihli ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi 05/11/2021 tarihli ek kararının onanmasına ”dair karar verildiği nazara alındığında; nisbi değere tabi bulunan davalarda, davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle , sayın çoğunluğun bu konuya ilişkin görüşüne katılmamaktayım.