Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1994 E. 2021/208 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1994
KARAR NO : 2021/208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/664 Esas
KARAR NO : 2020/410
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)
KARAR TARİHİ: 24/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 ve TTK 286 maddeleri hükümleri gereği müvekkili hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini ve konkordatonun tasdikini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Dosya kapsamı, sunulan mali tablolar ve geçici komiser raporları birlikte somut olarak değerlendirildiğinde ve davacı şirketin geçici mühlet süresi içinde konkordato projesini başarıya ulaştırmaya yönelik bir çabalarının olmadığı da dikkate alındığında, davacı şirketin de konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunduğunun inandırıcı şekilde ispatlanamadığı, sürecin devam ettirilmesinin davacı ya da alacaklıların menfaatine olmayacağı anlaşılmıştır. Davacının öngörülen dönem karlarını elde edemeyecekleri de tespit edilmiş, toplam üç aylık ücret borçlarını dahi ödemediği, bu durumun da şirketin mali güçlüğünü ortaya koymak suretiyle mevcut projenin gerçekleşmeyeceğine dalalet ettiği nazara alınmış olup, öte yandan pandemi olarak kabul edilen Korona virüs Salgını, genel ekonomiye ve sektörel bazda piyasalara yansıyan olumsuzluklardan önce … Ltd. Şti. nin faaliyet hacmini durdurma noktasına geldiği, konkordato kesin mühlet içerisinde bulunan ve halihazırda borca batık olan … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. nin faaliyetini askıya almak suretiyle ve dürüstlük kuralına aykırı davranması sebebiyle, mevcut konkordato projesinin uygulanma imkanını ortadan kaldırdığı, Sonuç olarak şirket kendisin dar boğazdan çıkaracak ve konkordatoya karşı borçlarını ödeyecek üretim ve satış düzeyine ulaşamadığı dikkate alınarak, şirketin bu süredeki üretim ve satış performansı dikkate alınarak bu aşamada alınan raporlar ve geçen süreç içindeki şirketin faaliyetleri dikkate alındığında, konkordatonun başarıya ulaşmasını beklemek gerçekçi bulunmadığından konkordato talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve TTK’nın 324. ve İİK’nın 179. maddesi çerçevesinde, yapılan inceleme sonucu, kaydi ve rayiç değerlere göre davacı şirketlerin ticari defterlerine göre, borca batık hale geldiği ve bu durum geçici komiserler kurulu raporu ile sabit olmakla borca batıklık olgusunun gerçekleşmesi sebebiyle İİK’ nin 178 ve 179. Maddesinde belirtilen doğrudan doğruya iflas koşullarının oluştuğu, İİK’ nin 308. maddesindeki düzenleme doğrultusunda davacı şirketin iflasına resen karar verilmesi gerektiği dikkate alınarak davacı şirketin iflasına ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; iflas kararı verilebilmesi için yeni kanunda borca batıklık şartı getirildiğini, borçlu şirketin borca batık olup olmadığı, komiser heyeti raporu ile değil bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, komiser heyeti raporunda müvekkil şirketin rayiç değerlere göre borca batık olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, davacı şirketin, ortağından 430.800,00 TL sermaye taahhüt alacağı için yasal takip başlatması nedeniyle bu alacağın şüpheli alacak olarak değerlendirilmesi hatalı olduğunu, diğer şüpheli alacakların tahsil imkanı bulunduğunu, ayrıca borçlu şirketin “kısa vadeli yabancı kaynaklar ” bilanço kalemindeki 2.894.953,68 TL’yi usule aykırı olarak pasifi artırır şekilde 5.750.006,48 TL olarak değerlendirilmesi hatalı olduğunu, bu nedenle müvekkil şirketin borca batık olmadığı, müvekkil şirketin bazı ödemeleri yapamaması sezonluk bir iş sıkıntısından kaynaklandığını, davacı şirketin kendi çalışanın rakip olarak şirket açması, davacının kötüniyetinin bir göstergesi olmadığını, serbest rekabet ilkesinin bir sonucu olduğunu, davacının, eski çalışanın rekabetine engel olabilecek durumda olmadığını belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK.nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.Davacı şirket, dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Avcılar/İstanbul adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 285/3 ve 154/1.maddesinde öngörülen yetkili mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davacı vekilinin vekaletnamesinde eldeki davayı açmak üzere özel yetkisine istinaden konkordato geçici mühleti verilmesi talebi üzerine davacı şirket hakkında 17/09/2019 tarihinde 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verilmiş ve 3 kişilik bir komiser heyeti oluşturulmuş, 11/12/2019 tarihinde geçici mühlet kararı 17/12/2019 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatılmış, 13/02/2020 tarihli celsede davacı şirket hakkında 17/02/2020 tarihinden itibaren bir yıl süre ile kesin mühlet verilmiş, 17/06/2020 tarihli konkordato komiser heyeti raporu sonrası duruşma açılarak 07/07/2020 tarihinde kesin mühlet kararı kaldırılarak konkordato talebinin reddine davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.Konkordato komiser heyeti tarafından tanzim edilen 17/06/2020 tarihli raporda özetle; konkordato talebinde bulunan …Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. nin konkordato kesin mühlet içerisinde çalışma kabiliyetini kaybettiği, şirketin faaliyetine devam etmediği, satış ve tedariklerini özellikle şirket ile aynı adreste faaliyet gösteren başka bir firma üzerinden gerçekleştirdiği, şirketin konkordato mühleti içinde komisere bilgi vermeden işyerini kısmen kiraya vermesi ve işyerinde şirketin genel müdürü ve halen sigortalı çalışanı adına başka bir şirket kurulmasının ve bu şirket üzerinden satış gerçekleştirilmesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği, konkordato projesinin başarıya ulaşmasını engelleyecek tutum ve eylemlere giriştiği, Komiser Heyetinden bilgi ve belge saklandığı, kaydi ve rayiç değerlerle oluşturulan ve raporumuz içerisinde yer alan 30.04.2020 tarihli bilançoya göre şirketin borca batık olduğu, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini korumakla beraber üretim ve fason imalat faaliyetine devam edilmediği, şirkette 30.04.2020 itibarı ile toplam 8 çalışanının bulunduğu, çalışanların ücretlerinin kısa çalışma ödeneğinden karşılandığı, şirketin toplam konkordato kapsamındaki borçları ile birlikte 6.267.227,25 TL olan güncel borcunun ödenme imkânının bulunmadığı ve mevcut projesinin uygulanma ihtimalinin ortadan kalktığı, şirketin toplam tahsil edemediği alacakların da dikkate alınması ile şirketin toplam şüpheli alacak tutarının 1.736.940,45 TL tutarına ulaştığı, söz konusu alacak tutarlarının tahsil kabiliyetinin bulunmadığı, şirketin komiser heyetimize tahakkuk eden 17 Mart-17 Nisan, 17 Nisan-17 Mayıs ve 17 Mayıs 17 Haziran dönemleri olmak üzere toplam üç aylık ücret borçlarını ödemediği, bu durumun da şirketin mali güçlüğünü ortaya koymak suretiyle mevcut projenin gerçekleşmeyeceğine işaret ettiği, gelinen süreçte şirketin Ocak ve Şubat – 2020 itibarı ile toplam 481.792,37 TL satış cirosu elde ettiği, bu tarihten sonra elde ettiği cironun sadece 6.356,96 TL olduğu, dünyada ve ülkemizde pandemi olarak kabul edilen Korona virüs Salgını, genel ekonomiye ve sektörel bazda piyasalara yansıyan olumsuzluklardan önce …t Ltd. Şti. nin faaliyet hacmini durdurma noktasına geldiği, konkordato kesin mühlet içerisinde bulunan ve halihazırda borca batık olan … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. nin faaliyetini askıya almak suretiyle ve dürüstlük kuralına aykırı davranması sebebiyle, mevcut konkordato projesinin uygulanma imkanını ortadan kaldırdığı, İİK m. 292 hükmü kapsamında komiser heyetimizde, kesin mühletin kaldırılması ve malvarlığının korunması için iflasın açılması kanaatinin oluştuğu şekilde görüş bildirilmiştir. Borçlu şirket dayandığı revize projede; borçlu şirketin 31/07/2019 tarihi itibariyle toplam borcunun 7.313.624,51 TL olduğu, borçlarının %70’ni 48 ay içerisinde vadeli olarak ödemeyi, kamu borçlarında ve imtiyazlı alacaklarda bir indirim talep etmediği hedeflemiş ve ödeme kaynağını 5 yıl boyunca satışlardan elde edilecek gelire ve 1.000.000,00 TL’lik sermaye artışına bağlamıştır.Mahkemece, dosyaya sunulan 17/06/2020 tarihli konkordato komiseri raporu doğrultusunda borçlu şirketin konkordato kesin mühlet içerisinde çalışma kabiliyetini kaybettiği, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzeni korunmakla beraber üretim ve fasın imalat faaliyetine devam edilmediği, şirkette 30/04/2020 itibari ile 8 çalışanın bulunduğu, bu çalışanların ücretlerin kısa çalışma ödeneğinden karşılandığı, komiser heyetinin son üç aylık ücreti dahi ödenmediği, borçlu şirket ile aynı adreste şirketin mevcut genel müdürü ve sigortalı çalışanı adına başka bir şirket kurulduğu, bu şirketin kuruluşundan bu yana 700.000,00 Tl ciro elde edildiği şirket müdürü tarafından beyan edildiği, borçlu şirketin müşterilerine, bu şirket vasıtası ile satış yapıldığı hususunda konkordato komiseri heyetince duyum alındığı ancak borçlu şirketçe bu konuda bilgi verilmekten çekinildiği, Komiser Heyetinden bilgi ve belge saklandığı, şirketin toplam konkordato borçları ile birlikte 6.267.227,25 TL olan güncel borcunun ödeme imkanı bulunmadığı, mevcut projenin uygulama imkanı olmadığından konkordatonun tasdiki talebinin reddine karar verilmiş, İİK 308. Maddesi uyarınca borçlu şirketin ifasına karar verilmiştir. İİK’nın 308. maddesi uyarınca konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir. Ancak burada İİK 308. maddesinin uygulama kabiliyetinin, alacaklılar toplantısının gerçekleşmesi ve İİK 305. Maddede belirtilen tasdik şartları gerçeklememesi nedeniyle konkordatonun tasdik edilmemesi durumunda geçerlidir. Oysa somut olayda alacaklılar toplantısı gerçekleşmemiş, konkordatonun tasdik şartları değerlendirilmemiştir. Mahkemece, konkordato tasdik edilmediğinden değil, konkordatonun başarıya ulaşmayacağı gerekçesiyle davacının konkordato talebi reddedilmiştir. O halde borçlu şirketin iflasına karar verilebilmesi için İİK 292. maddesindeki şartların gerçekleşmesi gerekmektedir.İİK’nın 292 maddesinde kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflasın açılması ve aynı kanunun 287/5 maddesinde aynı hükümlerin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanabileceği hususları düzenlenmiştir. Mahkemece, İİK’nın 292. Maddesi uyarınca konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılması nedeniyle davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. İİK.nun Geçici Mühlet başlıklı 287/5.maddesi “291 inci ve 292 nci maddeler, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanır.” hükmünü içermektedir.Yine aynı yasanın Kesin Mühlet İçinde Konkordato Talebinin Reddi ile İflâsın Açılması başlıklı 292.maddesi gereğince:”İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:a)Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsab)-Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsac)-Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsad)-Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederseİflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir. Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmüne yer verilmiş olmakla konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa iflasa tabi borçluların resen iflasına karar verilmesi gerektiğini düzenlenmiştir. Somut olayda, konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin yargılama sırasında mahkemeye çağrılarak dinlenmediği, kanunun amir hükmünün yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu durumda konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27/01/2021 tarih 2020/2161 Esas, 2021/269 Karar, 23/12/2020 tarih 2019/1873 Esas 2020/4516 Karar sayılı ilamları da bu doğrultudadır)Açıklanan nedenlerle, konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun sair hususlar incelenmeksizin kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun Kabulü İle Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/664 E. 2020/410 K. 07/07/2020 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Başvuru tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca alınması gereken 148,60 TL harcın hazineye İRAT KAYDINA,4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde İADESİNE,5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/02/2021