Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1990 E. 2021/385 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1990
KARAR NO: 2021/385
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/340
KARAR NO: 2020/75
KARAR TARİHİ: 28/01/2020
DAVA: Hayat Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların murisi …’in … Bankası Altınoluk Şubesinden 25/08/2016 tarihinde ihtiyaç kredisi kullandığını, bankaca kredi sözleşmesi düzenlenirken ayrıca … A.Ş’ye 25/08/2016 tarihinde sigorta poliçesi düzenlenerek 1.431,05 TL sigorta primi tahsil edildiğini, murisin kredi borçlarının bir kısmını ödediğini ancak 05/06/2017 tarihinde vefat ettiğini, banka kredi taksitlerinin ödenmesi için sigortaya yapılan müracaata rağmen ödeme yapılmadığını ve talebin reddedildiğini, alacaklı bankanın kredi taksitlerinin tahsili için Edremit İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile müvekkilleri hakkında takip başlattığını, takibe itiraz edilmesi üzerine Edremit 3. Asliye Hukuk (Tüketici) mahkemesinde 2018/694 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, sigorta ile bankanın birlikte hareket ettiğini belirterek fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 26.162,99 TL sigorta tazminatının 05/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetkili mahkemenin davacıların yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, ticaret mahkemesinin değil tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca sigortalının hastalıkları ile ilgili doğru bilgi verilmediğini, bu nedenlerle dosyanın Melikgazi Tüketici Mahkemesine yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilerek gönderilmesini, husumet ve zamanlaşımı nedeniyle ayrıca esastan davanın reddine karar verilmesini, yargılama masrafları ile ücreti davacıya yüklenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/340 E. 2020/75 K. sayılı 28/01/2020 tarihli kararı ile; “Dosyanın incelenmesinde, davacıların ikametgahlarının Melikgazi/Kayseri olduğu, davalının yetki itirazında bulunduğu, davacı adresi’nin Kayseri Adliyesi yetki alanında kalan Melikgazi’de olduğu, davalının adresinin İstanbul Adliyesi yetki alanında kalmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davanın, davalının ikametgahı sayılan Kayseri Adliyesi Mahkemelerinde açılması gerekir. (HMK 9.mad.) Yukarıda açıklanan nedenlerle, Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile dosyasının istem halinde Kayseri Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketinin yerleşim yeri itibariyle İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının itirazında sözü edilen Hukuk Muhakemeleri Kanununun 15/2 Maddesine göre; “Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.” düzenlemesinin yer aldığını ancak dava konusu poliçede sigortalının müteveffa …, sigorta ettiren ve lehtarın ise 3. Şahıs … Bankası A.Ş. Olduğunu, bu nedenle somut olayda HMK’nun 15/2 maddesinin uygulanma yeri olmadığını, HMK’nun 15/2 maddesi sigorta şirketine karşı daha zayıf durumda olan sigortalıyı koruma amacına yönelik olup söz konusu yetki kuralının davacılar aleyhine sonuç doğuracak şekilde yorumlanamayacağını, davacılar sigorta ettiren sigortalı veya lehtar sıfatına sahip olmadıklarından davayı sigorta şirketinin yerleşim yerinde açtıklarını ve davanın sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu yerde açılmasının sigorta şirketine bir zararı bulunmadığı gibi davanın Kayseri’de görülmesinin de bir yararının olmadığını, TMK 2.maddesinin uygulanması gerektiğini ve davalı sigorta şirketinin yetki itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, tüketici kredisi grup hayat sözleşmesi sertifikası kapsamında murisin kredi borcundan kaynaklanan sigorta teminatının sigorta şirketinden tahsili istemidir. Sigortalı muris …’in, dava dışı … Bankası A.Ş.’den ihtiyaç kredisi kullandığı, sigortalı murisin kullandığı kredi nedeniyle, davalı tarafından 25/08/2016-17/09/2019 tarihleri arasında geçerli tüketici kredisi grup hayat sözleşmesi sertifikası düzenlendiği, … Bankası A.Ş.’nin dain mürtehin olarak yer aldığı poliçede vefat teminatının her yıl için ayrı ayrı belirlendiği anlaşılmıştır. Sigortalının 05/06/2017 tarihinde vefatı nedeniyle davalı sigorta şirketine yapılan başvuru reddedildiğinden, sigortalının yasal mirasçıları tarafından vefat tazminatının ödenmesi istemiyle dava açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde düzenlenmiş, 3. maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, tüketici işlemi ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 73/1 bendinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 73/4 bendinde tüketici mahkemelerinde görülecek davalarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Altıncı Kısmında yer alan basit yargılama usulüne göre yürütüleceği belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engelleyemeyeceğine işaret edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, murisin kullandığı kredi tüketici kredisi olduğu için görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. İlk Derece Mahkemesince öncelikle görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi usul kurallarına uygun değildir. İstinaf sebebi olarak gösterilmese de görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan davacılar vekilinin sair istinaf sebepleri şimdilik incelenmeksizin kararın 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 bendi uyarınca kaldırılması dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun sair istinaf sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/340 E. 2020/75 K. sayılı 28/01/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının davacılara iadesine, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/04/2021