Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/197 E. 2021/477 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/197
KARAR NO : 2021/477
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1102
KARAR NO : 2018/138
KARAR TARİHİ: 07/02/2018
DAVA: Ticari Şirket (Kooperatife Denetçi Tayin Edilmesi)
KARAR TARİHİ: 28/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; kendi adına asaleten müvekkili … adına vekaleten açtığı davada müvekkili …’in …. Kooperatifin yönetim kurulu üyesi, kendisinin de kooperatif üyesi olduğunu, davalı kooperatifin 16/05/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında denetim kuruluna üye seçimi yapıldığını, ancak denetim kuruluna seçilen üyelerin ve yedek üyelerin tamamının istifa ettiğini ileri sürerek ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere davalı kooperatife denetçi tayin edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Tüm denetçilerin istifası nedeniyle denetim organından yoksun kalan kooperatifin genel kurulu toplantıya çağırarak denetçi seçilmesini sağlaması gerekir. Gerek 1163 sayılı kanun, gerekse TTK’da deneçilerin istifası halinde denetçinin mahkemece atanacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Her ne kadar TTK’da AŞ’lerde bağımsız denetçinin bazı hallerde mahkemece seçilmesine ilişkin hüküm bulunmakta ise de davacının atanmasını istediği denetçi AŞ’lerde olduğu gibi bağımsız denetçi niteliğinde değildir.Diğer yandan davacının ortağı olduğu kooperatifte denetçilerin istifası nedeniyle organ boşluğu meydana gelmiş ise de bu organ boşluğunun genel kurulca giderilmesi mümkün olduğu, bunun için YK’nun genel kurulu bu maksatla toplantıya çağırması gerektiği, bu şekilde organ boşluğunun giderilme imkanının bulunduğu sonucuna varılmıştır. Eğer YK bu görevini ihmal etmekte ise o durumda mahkemeye başvurularak genel kurulun toplantıya çağrılması istenebilecektir. Bu durumda da açılacak davanın kooperatif hasım gösterilmek suretiyle açılması şarttır. ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Kooperatifin 1989 yılında hazırlanmış olan anasözleşmesinin 56/3 maddesinde “üyeliğin herhangi bir nedenle boşalması halinde yerlerine en çok oy alan yedekleri geçer. Yedeklerle beraber üye sayısı genel kurulca belirlenen sayının altına düştüğü taktide, mevcut üye veya üyeler ilk genel kurula kadar görev yapmak üzere yerine birisini seçerler. Yedekler de dahil toptan boşalma olursa TTK’nın 351. Maddesinin son cümlesine göre hareket edilir” hükmü uyarınca sözleşmenin hazırlandığı zaman yürürlükte olan kanun hükmüne göre denetçiler toplu halde istifa etmesi neticesinde denetim organı boş kalıyorsa, ilgili kişiler mahkemeden denetçi tayini isteme hakkına sahip olacağınından bu kanun hükmüne dayanarak, mahkemeden denetçi tayini talebinde bulunduğunu, bu yüzden mahkemenin vermiş olduğu karar yasaya aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, Kooperatife Denetçi Tayin Edilmesi talebine ilişkindir.Davacı, denetim kuruluna seçilen üyelerin ve yedek üyelerin tamamının istifa ettiğini ileri sürerek ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere davalı kooperatife denetçi tayin edilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde Kooperatifin 1989 yılında hazırlanmış olan anasözleşmesinin 56/3 maddesi uyarınca denetim organın boş kalması nedeniyle mahkemeden denetçi tayini talebinde bulunmuş ise de böyle bir davanın görülebilmesi için, husumetin şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerekir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/04/2008 tarih 2007/8226 Esas 2008/4251 Karar sayılı ilamı). Bu itibarla hasımsız açılan davanın reddi gerekir. Öte yandan bir şirket veya kooperatiflerde, organ yokluğundan bahsedebilmek için, şirket organlarından, genel kurul, yönetim kurulu veya denetim kurulunun oluşamaması veya görevlerini yapmaması veya yapamaması gerekir. 6102 sayılı TTK’nun 530. maddede ise, uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından birinin mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması durumunda pay sahipleri, şirket alacaklıları veya gümrük ve ticaret bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirleyeceği, bu süre içerisinde durumun düzeltilmemesi halinde, mahkemenin şirketin feshine karar vereceği ve davanın açılması halinde mahkemenin taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabileceği düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde, “Gerekli organın mevcut olmaması ile kastedilen bu organın gerçekten bulunmamasıdır. Yönetim kurulunun süresi sona ermiş olmasına rağmen, yeni bir yönetim kurulunun seçil(e)memiş olması veya yönetim kurulu üyelerinin istifaları ile kurulun boşaldığı ve yerlerini doldurma imkânının bulunmadığı hâllerde yönetim organının mevcut olmadığı kabul edilmelidir. ” denilmiştir. Dolayısıyla yönetim kurulu veya denetim kurulu üyeliğinin belirli bir süre için seçilmiş olması ve sürenin dolmuş olması yada istifa etmeleri tek başına TTK’nın 530. maddesindeki organ yokluğu sonucunu doğurmayacağı gibi süresi dolan yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırma yetki ve görevi de devam eder. Nitekim bu husus Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/13135 Esas – 2014/3515 Karar sayılı 25/02/2014 tarihli kararında “Anonim şirketlerde görev süresi biten yönetim kurulu üyelerinin bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle yönetim kurulunun yeni yönetim seçilene kadar olağanüstü ve acil durumlar için görevlerine devam edeceklerinin kabulü gerekir. Bu nedenle, yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin bitmesiyle şirketin kendiliğinden organsız kaldığından söz edilemez. ” şeklinde ifade edilmiştir. Dolayısıyla kooperatif denetim kurulu üyelerin istifası halinde denetim organından yoksun kalan kooperatifin genel kurulu toplantıya çağırarak denetçi seçilmesini sağlaması gerekir. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere TTK’da denetçilerin istifası halinde denetçinin mahkemece atanacağına ilişkin bir hüküm bulunmaktadır. Sonuç olarak mahkemece verilen kararın dosya içerisinde mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacıların istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılarca yatırılan 98,10′ ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30′ ar TL istinaf karar harcından, davacılarca yatırılan 35,90′ ar TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40′ ar TL’ nin istinaf eden davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/04/2021