Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1962 E. 2020/306 K. 14.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1962
KARAR NO: 2020/306
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1006
KARAR NO: 2020/124
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
DAVA:KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 14/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davacı şirket hakkında 2004 sayılı İİK’nun 285 ve devam eden maddeleri gereğince vade konkordatosu talebi ile, İİK’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararının verilmesini, İİK 287/1, 288/1 ve 294. maddeleri gereği talepte bulunan borçlu ve müteselsil kefillerin malvarlığının korunması ve alacaklarının cebri icra tehditlerinin durdurulmasına yönelik gerekli tedbir kararlarının verilmesini, İİK287/3. maddesi gereği geçici komiser tayini, İİK 288/1. maddesi gereği gerekli ilanların yapılmasını, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme neticesinde 1 yıllık kesin mühletin verilmesini, kesin mühlet içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece,’ ‘ibraz edilen komiser heyeti raporu ile konkordatonun başarıya ulaşamayacağı ve borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılmasının gerektiği anlaşılmakla açılan davanın reddine, geçici mühletin kaldırılmasına ve davacı borçlu şirketin iflasına karar verilmesi gerekçesi ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … LTD. ŞTİ.’nin İFLASINA, İflasın 05/02/2020 günü saat 12:10 itibariyle açılmasına, İflasla ilgili olarak Bakırköy Nöbetçi İflas Müdürlüğü ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nü bildirimde bulunulmasına, Davacı tarafça yatırılan iflas avansının ve gider avansının karar kesinleştiğinde İflas Müdürlüğü’ne aktarılmasına, Mahkememiz iflas kararı ilanına, Komiser heyetinin görevine son verilmesine ve hükümle birlikte verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Çerkezköy Asliye Hukuk Mahkemesince alınan raporların hükme esas alınmasına usul ve yasaya uygun olmadığı, zira iş bu davanın Çerkezköy Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın devamı niteliğine sahip olmadığı, davacı şirketin sermaye artışı yapamayacağı yönündeki öngörüsünün doğru olmadığı belirtilerek mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve devamı maddeleri gereğince; konkordato talebinin kabulü istemine ilişkindir. Konkordato yapılış biçimine göre, tenzilat , vade ve karma konkordato olarak üçe ayrılmaktadır .Borçlunun borçlarını tam olarak ödemekle birlikte borçların vadesini yeniden düzenleyerek daha sonraki bir tarihe ertelenmesinde veya taksitlere bağlanması durumunda vade konkordatosu gündeme gelir. Bakırköy 2. . Asliye ticaret Mahkemesinin 2019/1006 Esas sayılı dava dosyasında; davacı yönünden konkordato tasdiki talebinde bulunulmuştur. Somut olayda, davanın, davacı şirketin ticaret sicil merkezinin (Esenyurt/İstanbul) bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, davacıların vermiş olduğu vekaletnamede konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacı konkordato talebinin yerinde olup olmadığı, konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Mahkemece 16.12.2019 tarihli tensip tutanağı ile; İİK 288.madde yollamasıyla İİK 287.madde gereğince 18.12.2019 tarihinden itibaren 3 ay geçici mühlet kararı verilmiştir.
ÖN PROJE: Şirketin 31.10.2019 tarihi itibariyle (taşınır, taşınmaz ve diğer kaydi varlıkları) toplam değerinin 41.680.299,74 TL, kaydi borçlarının ise ; 41.587.366,59 TL olduğu, borçların %62,95 inin kısa vadeli borçlardan oluştuğu, , öz kaynak tutarının (-)15.764.020,96 TL olduğu, … Şti.’nden 7.604.389,70 TL alacaklı olduğunun belirtildiği, konkordato talebi çerçevesinde zamana ihtiyaç duyulduğunda şirketin toplam 1.000.000,00 TL sermaye artışı yapmayı planladığı , şirket aktifinde duran aktifine kayıtlı 4 milyon TL duran varlık satışından nakit akışa kaynak olacağını gayrimenkul ve menkullerin satışından muhtemel kaynak yaratılacağı belirtilmektedir. Komiser heyetince sunulan 14/01/2020 tarihli rapor ile; şirketin ticari faaliyet dışında nakit akışa dışarıdan getireceği bir kaynak olmaması, şirketin sabit varlıklarının üzerinde ipotek-rehin tesis edilmiş olması nedeniyle bu varlıkların satılarak içeriye harici bir kaynak olarak geri dönüş olmasının gerçekçi olmaması, şirketin konkordato sürecine girmiş olduğu 9 aylık bir süreç boyunca çalışan sayısının üçte iki oranında azalmış olması, ön projede 31,12.2020 tarihine kadar 300,000,00 TL , 31.12.2021 tarihine kadar da 700.000,00 TL olmak üzere toplamda 1.000.000,00 TL sermaye artışı öngörülmüş olmasına rağmen, şirket sahibi tek ortak tarafından daha önce taahhüt edilen 1.302,060,00 TL’lik sermaye borcunun yerine getirilmiş olmaması, bu borç yerine getirilmeden sermaye artırımına gidilmesinin TTK hükümlerine göre mümkün olmaması, ön projede sunulan proforma nakit akıştan 2022 yılı sonuna kadar 9 milyon TL alacağın tahsil edeceğini gösterilmiş ve bu alacağın büyük bir kısmı … Ltd. Şti’nden olduğu halde … şirketinin konkordato ilan etmiş olması nedeniyle bu alacağın tahsil imkanının çok kısıtlı olması, yine ön projede 2021 yılında şirket aktifine kayıtlı 19 milyon TL duran varlık satışından nakit akışa kaynak sağlanacağı belirtilmiş olduğu halde duran varlıkların ipotekli ve rehinli olmaları ve gerçek değerlerinin de anılan değerlerin çok altında, 5.841,090,00 TL, olması nedeniyle bu durumun mümkün gözükmemesi ve en önemlisi de şirketin 23,368.410,66 TL oranında borca batık hale gelmesi ve bu durumun şirketin borçları çevirme gücünü ortadan kaldırması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece, davacı şirket hakkında Çerkezköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/1133 Esasına kayıtlı olarak 14/11/2018 tarihinde dava açıldığı, anılan dosyada geçici mühlet kararı, akabinde 1 yıllık kesin mühlet verildiği, mahkemenin 26/11/2019 tarihli kararı ile yetkisizlik kararı verildiği , dosya içerisinde mübrez Çerkezköy 2.Asliye Hukuk mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/1133 Esas 2019/1299 Karar sayılı ilamının incelenmesinde ; davacı şirket tarafından İİK 285 v.d. maddeleri uyarınca açılan adi konkordato talebine ilişkin davada mahkemece, şirket merkezi işlemlerinin İstanbul’da devam ediyor olması her ne kadar şirket merkezi adresi olarak Çerkezköy/Tekirdağ olarak belirtilmiş ise de ; Çerkezköy’de en azından ticari faaliyetinin varlığını belli eder bir yapılanmanın mevcut olmadığı anlaşılmakla davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ve 6100 sayılı HMK’nun 114/1-ç bendinde düzenlenen yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili bulunmasına dair dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115 /2 fıkrası uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince İcra Ve İflas Kanunu’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasına İİK. 285. maddesi çerçevesinde geçici mühlet neticesinde İcra Ve İflas Kanununun 289. maddesi gereğince bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanına yargılama neticesinde İİK. 305. ve diğer maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesi talepli 16.12.2019 tarihli dava dilekçesi ile istinafa konu edilen iş bu dava açılmıştır. Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/953 E sayılı dava dosyasında; davacı tarafça İİK 285 ile devamı maddeleri uyarınca konkordato istemine ilişkin açtığı davada mahkemece, Çerkezköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1133 E sayılı dava dosyasının verilen kararın henüz kesinleşmediği belirtilerek 10.12.2019 tarihinde açılan dava da ”davanın HMK 114/1/i maddesi uyarınca derdestlik dava şartı nedeniyle” davanın reddine ve Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/916 E sayılı dava dosyasında da 09.12.2019 tarihinde davacı tarafça açılan konkordato davasında derdestlik dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. 28.02.2018 tarihinde kabul edilip, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd. maddelerinde, 2004 sayılı İİK‘nun “ Konkordato İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış , İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur. Geçici mühlet başlığını taşıyan 287/1. fıkrada ,mahkemenin konkordato talebi üzerine 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297’inci maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı düzenlenmiştir.Yasanın 288/1. fıkrasında, geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına yer verilmiş, İİK 294. maddesinde, kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları ,297. maddesinde ise, kesin mühletin borçlu bakımından sonuçlarına ilişkin düzenleme yer almıştır. Kanun koyucu, 7101 sayılı Kanunda, uygulama alanını genişleterek konkordatoyu, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulabilmek için başvurabileceği bir hukuki çare olarak betimlemiştir. İİK285. maddesinde konkordato talebi düzenlenmiştir. Konkordato öncelikle borçlu tarafından talep edilmektedir. Borçlu ise, iflasa tabi olan veya olmayan bir gerçek veya tüzel kişi olabilmektedir. 15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanunun 65. maddesi ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 179/ a,179/ b ,179/c, 298/a ve 329/a maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. “Yeni Konkordato Hukuku “ Editör ,Prof.Dr. Selçuk Öztek “ ,146 vd sayfalarında, İİK ‘nun 287. maddesinde düzenlenen geçici mühletle ilgili düzenlemeye dair hükümet gerekçesinin devamında, geçici konkordato komiserinin, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının denetlenmesi için görevlendirildiği, İsviçre İİK ‘nun 293 b’de, geçici konkordato komiserinin atanması ile borçlunun iyileşme ümidinin olup olmadığının, konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceğinin yakından denetlenmesinin ifade edildiği belirtilmiştir. İİK 287/3. fıkrasında, geçici konkordato mühletine karar verildiğinde mahkemenin bir geçici komiser görevlendirmesini öngörmektedir. Konkordato komiserinin görevleri aynı yasanın 290. maddede düzenlenmiştir. İsv.İİK ‘da, konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça , “ borçlunun iyileşmesi “ kavramına yer verildiği, buna göre , geçici mühletin , açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı, İİK ‘da ise, m.287’deki borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “ konkordatonun başarı şansı “ kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku Av. Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İİK‘nun 289/3. fıkrasında, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde bir yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir. Somut davada, davacı şirketin 31.10.2019 tarihi itibariyle tescilli sermayesi 20.000.000.,00 TL olup, 18.697.940,00 TL kısmının ödendiği, şirket müdürü …’ın münferiden temsil ve ilzam yetkisine sahip olduğu, İTO kayıtlarında ”… Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda et perakende ticareti …” şeklinde belirtildiği, 7.604.389,70 TL alacaklı olduğu belirtilen …Şti’nin Gebze Asliye ticaret mahkemesinin 2018/1002 Esas sayılı dava dosyası ile konkordato davası açıldığı ve mühlet kararı verildiği, iş bu borçludan alacağının bu haliyle şüpheli alacak haline dönüştüğü, her ne kadar duran varlıklardan toplam 4 milyon kaynak sağlanacağı belirtilmiş ise de ; duran varlıkların üzerinde ipotek ve rehinlerin olduğunun belirtildiği, gayrimenkuller üzerinde de banka ipoteklerinin , taşıtlar üzerinde de taşıt ipoteği bulunduğu, 31.10.2019-18.12.2019 dönemleri arasındaki mali analizler sonucunda; dönen varlıkların 91.195,14 TL arttığı, aktifler kısmında da 95.195,14 TL artış olduğu, öz kaynaklar toplamının 90.235,88 TL arttığı negatif yönde azaldığı) ,özkaynakları nazara alındığında borca batık durumda olduğu, 31.10.2019 tarihi itibariyle şirketin rayiç değerler bilançosunda kaynakların (-)23.368.410,66 TL olduğu, bu durumda : dönen varlık , duran varlık ve toplam varlık birlikte değerlendirildiğinde şirketin borç çevirme gücünün bulunmadığı ve Çerkezköy Asliye Hukuk Mahkemesinde alınan bilirkişi raporunun rayiç değerlerin oluşturulmasında esas alındığı belirtilmiştir. Mahkemece taşınır ve taşınmaz malvarlığın rayiç değerlerinin belirlenmesi yoluna dair yapılan istinaf sebeplerin incelenmesinde; açıklanan nedenlerle ve özellikle konkordatonun başarıya ulaşamayacağına dair, konkordato geçici komiser raporları ve tüm dosya kapsamı neticesinde, mahkemece rayiç verileri gösteren bilirkişi raporu alınmadığı, Çerkezköy Asliye Hukuk mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda belirlenen rayiç değerlerin hükme esas alındığı ve bu haliyle denetime açık, hükme esasa alınabilecek ve davacının malvarlığının rayiç değerlerinin tespitinde mahkemenin de denetimine açık teknik bilirkişilerce düzenlenmiş rapor alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle öncelikle davacının tüm mali durumunun hiçbir tereddüte mahal bırakılmaksızın incelenerek konkordato talebinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağının mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıdaki bilgiler ışığında; öncelikle Çerkezköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1133 E. sayılı dosyası incelenmek üzere aslının yada UYAP’ta kayıtlı evrakların dosya arasına alınmak suretiyle iş bu dava dosyasında gerekçeli kararın tebliği amacıyla çıkartılan tebligatların da incelenmesi suretiyle kesinleşme tarihinin de mahkemece resen araştırılmasından sonra hasıl olacak sonuca göre yargılamaya devam edilmelidir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1.a.4 bendi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2020 tarih ve 2019/1006 Esas, 2020/124 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/12/2020 tarihinde HMK’nun 353/1-a ve 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.