Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1960 E. 2021/571 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1960
KARAR NO : 2021/571
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2013/394 Esas
KARAR NO: 2020/72
KARAR TARİHİ: 29/01/2020
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili …’nun 12.12.2011 tarihinde askerlik hizmetini yerine getirmek üzere teslim olduğunu, yedek subay okulundaki 05.01.2012 tarihindeki ilk silahla atışlar esnasında diğer askerlerin atışlarına komut vermek üzere refakatçi olarak atandığını, diğer refakatçilerin atış talimleri esnasında kulak zarlarını korumak üzere kulak tıkacı kullanmasına rağmen, takım komutanının müvekkilinin kulak tıkacı takmasına izin vermediğini, müvekkilinin komutanın emir ve baskısı ile iki saate yakın bu yüksek sese maruz kaldığını, neticede işitme kaybı, kulaklarda basınç ve çok şiddetli çınlamaların meydana geldiğini, atışların akabinde takım komutanının müvekkilinin revire gitmesine izin vermediğini, müvekkili tarafından 06.01.2012 ve 09.01.2012 tarihlerinde şikayetlerini dile getirmesine rağmen kendi atış talimlerinde de bu yüksek sese zarar görmüş kulaklarıyla yeniden maruz kaldığını, takım komutanı, bölük komutanı vekili ve tabur komutanının müvekkilinde bu kadar ciddi bir rahatsızlık meydana gelmiş olmasına rağmen hastaneye sevk edilmesini engellediklerini, 10.01.2012 tarihinde GATA’ya sevk edilen müvekkilinin akustik travma teşhisiyle 18 gün boyunca hastanede kaldığını, müvekkiline 31.01.2012 tarihinde 1 aylık hava değişimi için geçici terhis belgesi verildiğini, neticede müvekkilinin askerliğe elverişli değildir kararıyla taburcu edildiğini, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından 16.07.2012 tarihinde düzenlenen özürlü sağlık kurulu raporuna göre müvekkilinin söz konusu vehim olay neticesinde işitme engelinin %61.3 ve tüm vücut fonksiyon kaybı oranı olan özür oranının ise %37 olduğunu, müvekkilinin … poliçe numarası ile TSK tarafından … Ferdi Kaza ve Maluliyet Sigortası kapsamında davalı sigorta şirketince sigortalandığını, uzuv kaybına neden olan olayın meydana gelmesinde TSK’nın tamamen sorumlu olduğunu ve müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin zararının tahsili amacıyla davalı sigorta şirketine başvurulmasına rağmen herhangi bir cevap verilmediğini, açıklanan nedenlerle; bilirkişi incelemesi ile yapılacak yapılacak hesaplamada belirlenecek esas değere ilişkin dava değerini artırmak suretiyle şimdilik fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 9.000,00 TL sigorta bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilinin sunmuş olduğu 01/12/2017 tarihli dava değerinin artırılmasına ilişkin dilekçesi ile belirsiz alacak dava şeklinde açtıkları davada alacak talebinin 9.450,00 TL yükselterek davalı tarafın temerrüde düştüğü 22/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi ile; …’na ait … Yaşam Sigortası … nolu poliçe ile 14/12/2011-14/12/2012 tarihleri arasındaki rizikolara karşı müvekkili şirket tarafından yapıldığını, davacının davadan önce başvuru yaptığını, yapılan inceleme sonucunda sigortalının sakatlık konusunun Mehmetçik Yaşam Sigortası teminatına giren bir konu olmaması sebebi ile tazminat talebinin değerlendirilmediğini bu nedenle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” davacının askerlik hizmetini yerine getirdiği esnada, Ocak 2012 tarihinde atış eğitimi sırasında, yüksek sese bağlı işitme kaybının oluştuğu, yüksek ses ile işitme kaybı arasında illiyet bağının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında 14/12/2011-2012 tarihleri arasını kapsayacak şekilde Mehmetçik Yaşam Sigortası yapıldığı, maluliyet teminatının ise 22.500,00-TL olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu sigortanın kişiye özel nitelikte olmadığı, askerlik hizmetini yerine getiren tüm askerlere yapılan, matbu olarak hazırlandığı, ATK’ dan dosyaya sunulan maluliyete ilişkin raporda davacının maluliyet oranı %42 olarak tespit edilmiştir. Her ne kadar aktüer bilirkişi raporu ile davacının maluliyetine göre maluliyet teminatı olan 22.500,00-TL’ nin oranlanması sonucunda 9.450,00-TL (22.500 x %42 ) maddi tazminata hak kazandığına ilişkin görüş ve kanaatini belirtmiş ise de, dosyaya celbi sağlanan 27/06/2008 tarihli Mehmetçik Yaşam Sigortası Ürünü Satış Protokolü Ek A bölümünde teminatların dağılımının yer aldığı, bu dağılıma göre bazı kayıplara ilişkin olarak oransal belirlemeler yapıldığı, kulaklar ve işitmeye ilişkin olarak ise “Her iki kulağın tamamen sağırlığı %40” ve “Bir kulağın tamamen sağırlığı %10″ teminat kapsamının düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacının, maluliyetinin ise oransal olarak her iki kulakta da işitme kaybı niteliğinde olmakla birlikte, tam bir işitme kaybı olmadığı tespit edildiğinden, davacının maluliyetinin sigorta poliçesi kapsamında sağlanan teminatlar içerisinde olmadığına kanaat getirilerek ” davanın reddine karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Adli Tıp Raporu ile Bilirkişi Ek ve Kök Raporları lehimize olmasına rağmen Yerel Mahkeme, davalı tarafından dosyaya sunulmuş olan … Şirketi ve …Ltd. Şti. Arasında imzalanmış olan ”Mehmetçik Yaşam Sigortası Ürünü Satış Protokolü” nün bir maddesine dayanarak davamızı esastan reddedildiğini, ancak mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme … nolu poliçenin aslının ibraz edilmesi için karşı taraftan talepte bulunduktan sonra davalı taraf dosyaya bir poliçe sunduğunu lakin davalının dosyaya sunduğu poliçe … nolu poliçe olmadığını, müvekkil söz konusu poliçeye taraf olmadığını ve müvekkilin bu poliçede imzası bulunmadağını, bu poliçenin tarafları … Sigorta ve … Sigorta olduğunu, müvekkilimin tarafı olmadığı ve dosyaya sonradan ibraz edilmiş olan bu poliçeye dayanılarak hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, öte yandan müvekkilimin bizatihi imzaladığı poliçeyi numarasıyla birlikte belirtmemize rağmen ve tüm taleplerimize rağmen karşı taraf bu poliçeyi dosyaya sunmadığını, kendilerinin sunduğu poliçe sureti üzerinden bilirkişi gerekli incelemeleri ve değerlendirmeleri yapmış karşı tarafın sorumlu olduğu tespitini yaparak lehimize maddi tazminatın doğduğunu tespit ettiğini dolayısıyla bu raporun esas alınarak hüküm kurulması gerekirken davalı tarafından dosyaya sunulmuş olan; tarafları farklı olan, müvekkilimin taraf olmadığı , sorumluluğunu bertaraf etmek için belki de sonradan hükümler konulmuş poliçe dikkate alınarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, “…Yaşam Sigorta Poliçesi” kapsamında teminat verilen ferdi kaza sonucu daimi maluliyet tazminatı istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının maluliyetinin tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulunun 02/08/2017 tarihli raporunda özetle; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanarak Gr1 III (1A…51)A %55x%83,75=%46,06, E cetveline göre %42 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir. Tazminat hesabı yönünden aktüer bilirkişisinden alınan raporda özetle; davacı ile davalı sigorta şirketi arasında … poliçe numarası ile 14/12/2011-2012 tarihleri arasında … Yaşam Sigortası yapıldığı, maluliyet teminatının 22.500,00-TL olduğu, davacının Ocak 2012 tarihinde atış eğitimi sürecinde maruz kaldığı yüksek sese bağlı arızası sebebiyle %42 oranında meslekte kazama gücü kaybına uğradığı, davacının maluliyetine göre maluliyet teminatı olan 22.500,00-TL’ nin oranlanması sonucunda 9.450,00-TL (22.500 x %42 ) maddi tazminata hak kazandığına ilişkin görüş ve kanaatini belirtmiştir. Dosya kapsamına göre taraflar arasında imzalanan poliçenin 14/12/2011 başlangıç, 14/12/2012 bitiş tarihli 134411612 nolu, 22.500,00 TL teminat tutarlı … Yaşam Sigortası Poliçesi olduğu, davacı tarafça yapılan tazminat talebinin, sigortalının sakatlık konusu Mehmetçik Yaşam Sigortası teminatına giren bir konu olmadığından davalı tarafça 12/11/2012 tarihinde reddedildiği, ancak … Yaşam Sigortasının genel ve özel şartlarını düzenleyen sözleşme aslının taraflarca dosyaya sunulamadığı, arşiv kayıtlarında poliçe çıktısının tespit edilemediği sadece davalı şirketin dijital kayıtlarında yer alan sistem ekran görüntüleri sunulduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça, davaya konu poliçe şartlarını düzenlediği iddia edilen … LTD. Şti ile davalı şirket arasında imzalanan 27/06/2008 tarihli Mehmetçik Yaşam Sigortası Ürünü Satış Protokolü ve eki ferdi kaza özel şartları sunulmuş, mahkemece sunulan ferdi kaza özel şartlarına göre davacının maluliyetinin teminat kapsamına girip girmediği değerlendirilmiş ise de dosyaya sunulan … LTD. Şti ile davalı şirket arasında imzalanan 27/06/2008 tarihli … Yaşam Sigortası Ürünü Satış Protokolü ve eki ferdi kaza özel şartları, taraflar arasında düzenlenen … nolu poliçenin genel ve özel şartlarını düzenlediği tespit edilememiştir. Kaldı ki taraflar arasında düzenlenen poliçe 2011 tarihli olup dosyaya sunulan protokol ve ekindeki ferdi kaza özel şartları 2008 tarihlidir. Bu sebeple davacının askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada oluşan maluliyetinin teminat kapsamında kalıp kalmadığının, dosyaya sunulan 27/06/2008 tarihli … Yaşam Sigortası Ürünü Satış Protokolü ve eki ferdi kaza özel şartlarına göre değerlendirilmesi hatalı olmuştur. Taraflar arasında 14/12/2011 başlangıç, 14/12/2012 bitiş tarihli … nolu, 22.500,00 TL teminat tutarlı … Yaşam Sigortası Poliçesi düzenlendiği hususunda bir ihtilaf bulunmadığına göre, poliçenin genel ve özel şartlarını düzenleyen sözleşme aslının davalı tarafça sunulması ve davacının askerlik hizmeti sırasında meydana gelen maluliyetinin teminat kapsamı dışında kaldığı davalı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Ancak davalı tarafça poliçe aslı sunulamamış, maluliyetinin teminat kapsamı dışında kaldığı ispatlanamamıştır. O halde bilirkişi raporunda hesaplandığı gibi maluliyet teminatının 22.500,00-TL olduğu, davacının Ocak 2012 tarihinde atış eğitimi sürecinde maruz kaldığı yüksek sese bağlı arızası sebebiyle %42 oranında meslekte kazama gücü kaybına uğradığı, davacının maluliyetine göre maluliyet teminatı olan 22.500,00-TL’ nin oranlanması sonucunda 9.450,00-TL (22.500 x %42 ) maddi tazminata hak kazandığına anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Temerrüt tarihi yönünden; tazminat ödeme borcu başlıklı Türk Ticaret Kanunun 1427/2 maddesinde, sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olacağı, can sigortaları için bu sürenin onbeş gün olduğu, sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise sürenin işlemeyeceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamından davacının, hangi tarihte sigorta şirketine başvurduğu tespiti yapılamamış ise de davacı tarafça yapılan tazminat talebinin, davalı tarafça 12/11/2012 tarihinde reddedildiği anlaşılmakla bu tarih itibariyle temerrütün gerçekleştiği kabul edilmiştir.Açıklanan tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatindeyim.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜ ile, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/394 Esas, 2020/72 Karar sayılı ve 29/01/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDENHÜKÜM TESİSİNE,Davanın KABULÜ İLE, 2-a Davanın kabulü ile 9.450,00 TL sinin 12/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,b-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 645,52 TL ilam harcının peşin alınan 153,70 TL ile 7,68 TL ıslah harcının düşümü ile noksan kalan 484,14 TL’ harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 181,75 TL ıslah harcı: 7,68 TL davetiye posta gideri: 196,00 TL, bilirkişi ücreti: 850,00 TL olmak üzere toplam 1,335,43 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi gereği hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,e-HMK’nun 333. Maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde kalan gider avansının taraflara iadesine,İstinaf İncelemesi Yönünden;3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 4,90 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,5- Davacı tarafça sarf edilen 203,00 TL istinaf harcı, 69,00 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 272,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilemesine, 6- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.