Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1953 E. 2023/1570 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1953
KARAR NO: 2023/1570
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/819
KARAR NO: 2019/855
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirkete ait … (Lazer Kesim Makinesi) arızalandığını ve arızasının giderilmesi için tamir ve servis hizmeti veren davalı şirket ile temasa geçildikten sonra davalı şirketin yetkili servis elemanının davacı şirketin adresine gelerek makineyi inceledikten sonra düzenlediği 13/07/2015 tarihli servis belgesini davacı şirkete teslim ettiğini, makinenin NC ünitesi, ekranını, tuş takımını, keyboard ve mouse gibi parçalarını sökerek bu parçaları davalı şirketin adresinde denemek suretiyle tamir etmek amacıyla yanına aldığını, tamir sürecinin 4 hafta süreceği beyan edilmesine rağmen tamirin gerçekleştirilemediğini, bu nedenle başka bir servisten tamir hizmeti alınmak amacıyla parçaların iadesinin talep edildiğini, ancak makine tamir edilmemekle birlikte parçaların da iade edilmediğini, bu süreçte kendilerince arızanın nedeni olduğu saptanan kartlar temin edilmiş ise de davalı şirket tarafından alınan parçalar iade edilmediğinden makinenin çalıştırılamadığını, davalı şirketin tamir amacıyla 13/07/2015 tarihinde tamir amaçlı olarak parçaları alıp götürdüğü tarih ile makinenin çalışır hale getirildiği tarih arasında arızalı makinenin işlerini fason şekilde başkalarına yaptırmış olmak zorunda kaldıklarını, zararları meydana geldiğini, bu nedenle uğradıkları zarar miktarının tespiti ile saptanan bedelin davalı şirketten temerrüt tarihinden itibaren faiz ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere dava değeri 10.000,00 TL üzerinden harçlandırılmıştır. Davacı vekili 11/09/2019 tarihli dilekçesi ile HMK m.107 gereğince talep arttırım dilekçesi vermek suretiyle 10.000,00 TL olan dava değerini 697.266,00 TL arttırmak suretiyle 707.266,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davalı şirketin dünya çapında “…” ismi ile faaliyet gösteren şirketler grubunun Türkiye’deki iştiraki olarak endüstriyel otomasyon sistemleri ve robotların satışı ile servis hizmeti verdiğini, davacı şirketin sahip olduğu … marka … model Punch Press tezgahının (lazer kesim makinesi) üzerindeki kontrol ünitesinin arızalı olduğunun bildirilerek servis ve tamir talebinde bulunulması üzerine teknik ekibin 13/07/2015 tarihinde davacının adresine giderek incelemelerde bulunduktan sonra 13/07/2015 tarihli servis raporunun düzenlendiğini, akabinde 15/07/2015 tarihli e-posta ile tamir fiyatı ile teslim süresini içeren tablonun davacı şirkete gönderildiğini, mail ekindeki tablodan görüldüğü üzere … ve … kodlu parçaların tamir süresinin 12 hafta olarak bildirildiğini, bu kapsamda yazışmaların devam ettiğini, 21/07/2015 tarihinde davacı şirkete gönderilen e-mail ile tamir işlemlerinin başlatılabilmesi için 4.500,00 TL ödeme yapılması gerektiğini, kalan ödemenin ise işin bitiminde ödenmesi gerektiği bildirilmiş ve ödeme yapılması için davalı şirkete ait banka hesaplarının gönderilmiş olmasına rağmen davacı şirketin 23/10/2015 tarihinde cevap vermek suretiyle 4.500,00 TL’lik ödemenin aynı gün yapılacağının bildirildiğini, ancak 23/10/2015 tarihinde de herhangi bir ödemenin yapılmadığını fakat 15/02/2016 tarihinde 7 ay sonra 4.500,00 TL’lik ödemenin yapıldığını, ödemenin yapılması üzerine ve davacı tarafından hazırlanarak gönderilen paketin 24/02/2016 tarihinde tamir için Lüksemburg’da bulunan … şirketine gönderildiğini, neticeten davacı şirkete 15/07/2015 ve 21/07/2015 tarihinde gönderilen tekliflerde yer verilen parçaların belirlenen sürelerde tamir edildiği ancak mutabakatta yer almayan ve denenmek üzere davacıdan alınmış olan NC ünitesi, ekran tuş takımı, mouse gibi parçaların da çalışmadığı anlaşıldığından kontrol ünitesi tamir edilmesine rağmen makinenin çalışmasının mümkün olmadığını, taraflar arasındaki tamir servis anlaşmasına göre NC ünitesi, ekran, tuş takımı ve mouse gibi parçaların tamiri konusunda herhangi bir anlaşma olmamasına rağmen bu parçaların özel olarak Japonya’da üretilmek suretiyle temin edilerek makinenin montajının 13/12/2016 tarihinde tamamlanarak çalışır duruma getirilerek teslim edildiğini, esasen sürenin uzamasının temel nedeninin tamire dahil olmayan ve tamiri mümkün olmadığı için yerine yenilerinin Japonya’dan temini gereken parçalar olduğunu, bu nedenle davalı tarafa kusur yüklenemeyeceğini, ayrıca davacının uğradığını iddia ettiği zararlar ile eylemleri arasında illiyet bağı olmadığını, esasen tamire geç başlanmasında ön ödeme tekliften 7 ay sonra 15/02/2016 tarihinde yapıldığı için tamir süresinin uzamasının temel sebebinin bu geç ödeme olduğunu, TBK m.97 gereği karşılıkla borç yükleyen sözleşmelere konu edimlerde taraflardan birinin üzerine düşen edimi ifa etmediğinde karşı edimin ifasını talep hakkı olmadığını, tüm bu sebeplerden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …Davalının cihazın tamirini kendisine ön ödemenin yapıldığı 15/02/2016 tarihinden itibaren 12 hafta içinde yani 09/05/2016 tarihinde tamamlayıp cihazı çalışır vaziyette davacıya teslim etmesi gerektiği halde cihazı bu tarihten yaklaşık 7 ay sonra 13/12/2016 tarihinde çalışır vaziyette teslim ettiği ve bu gecikmeden dolayı herhangi bir kusur olmadığını da dosya kapsamıyla ispat edememiş olduğu anlaşıldığından kural olarak davacının bu süre içinde bu cihazı kullanamamaktan kaynaklanan zararını gidermekle yükümlü olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşılık davacı talep ettiği zararın 09/05/2016 tarihi ile 13/12/2016 tarihleri arasında meydana geldiğini ispat yükü altındadır. Bu amaçla bilirkişi heyetinden alınan 13/11/2018 tarihli bilirkişi kök raporu ile davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı tespit edilmekle birlikte aynı heyetten alınan 13/03/2019 tarihli bilirkişi ek raporu ile davacının bozuk olan makine ile yaptığı iş ve işlemlerin üçüncü kişi … Ltd. Şti’ye yaptırdığı beyan edilmiş olması nedeniyle davacı ile bu şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan BA/BS formları da incelenerek davacı ile bu üçüncü kişi arasında 2015/7 döneminde 18.014,00 TL, 2015/8 döneminde 100.234,00 TL, 2015/10 döneminde 374.038,00 TL, 2015/11 döneminde 33.409,00 TL, 2015/12 döneminde 30.244,00 TL, 2016/1 döneminde 22.806,00 TL, 2016/2 döneminde 46.626,00 TL, 2016/3 döneminde 13.782,00 TL, 2016/4 döneminde 57.236,00 TL, 2016/5 döneminde 10.877,00 TL olmak üzere toplam 707.266,00 TL ticari ilişkinin vuku bulduğu ve bu miktarın davacının zararı olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişilerce ek rapor ile her ne kadar cihazın arızalandığı tarihten itibaren davacı ile üçüncü kişi … Ltd. Şti arasında vuku bulan ilişki kapsamında 707.266,00 TL zarar meydana geldiği tespit edilmiş ise de tespit edilen bu zararın sadece 2016/5 döneminde oluşan 10.877,00 TL’lik zararın cihazın vaadedilen 12 haftalık tamir süresinin bittiği tarihten sonraki dönemde oluşan zarar olduğu anlaşıldığından davalının sadece bu zarar miktarından sorumlu tutulabileceği ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 10.877,00 TL’nin 10.000,00 TL’sine dava tarihinden itibaren, geri kalan 877,00 TL’sine ıslah tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Müvekkil şirket, davalı şirket personelleri tarafından … Ünitesi, … Takımı, Keybord ve Mouse’un alınması akabinde, hemen başka bir şirketten yardım aldığını ve kartların arızalı olduğu tespit edilerek kartlar değiştirildiğini ve makine çalışır hale geldiğini, müvekkil bu aşamadan sonra hiçbir arızası olmamasına rağmen alınan parçaları defalarca talep etmesine rağmen bu parçalar iade edilmediğini, davalı şirket çalışanları tarafından müvekkil şirket yetkilisine verilen harici bilgi, söz konusu parçaların başka bir makine parçalarının içine karıştığı, söz konusu makine parçalarının içine karışması nedeni ile uzun bir süre bu parçaların bulunamadığı ve parçaların bulunması akabinde hemen getirilerek makineye takıldığı ifade edildiğini, bu nedenle davacı şirketin yeterli teknik biligiye sahip olmayan personel çalıştırması, arızanın ne olduğunun doğru bir şekilde tespit edilememesi, kartların arızalı olduğu sabit olmasına rağmen bunun tespit edilememesi ve arızalı olmayan parçaların alınması itibari ile 13.07.2015 tarihinden itibaren sorumluluğunun başlamış olduğu sabit olduğunu, hiçbir arızası bulunmayan parçalara ilişkin olarak 12 hafta tamir süresinin beklenmesi şeklinde bir beyan asla kabul edilemeyeceğini, parçaların iadesinin talep edildiği ancak aylarca iade edilmediğine dair tanıklarımız mevcut olup, talebimizin kabulü halinde bildireceğimiz tanıklarımızın dinlenilmesini talep ettiklerini, Müvekkil şirket tarafından verilen hatalı bilgi itibari ile sadece … şirketinden alınan fason hizmete ilişkin faturalar dikkate alınmış olup, müvekkil şirket 2016 haziran ayından itibaren fason laser kesim hizmetini … San. Tic. Ltd. Şti’nden aldığını, BA form kayıtları itibari ile durum sabit olup, müvekkil şirket yetkilisinin sehven sadece … Ltd. Şti’ni bildirmesi nedeni ile bu şekilde beyanda bulunulmuş olup, tüm kayıtları itibari ile sabit olduğu üzere 2016 yılı haziran ayından itibaren … Ltd.şti ile çalışma sonlanmış … San. Tic. Ltd. Şti’den hizmet alınmaya başlandığını, tarafımızın hatalı beyanı neticesinde sadece … San. Tic. Ltd. Şti’ne ait faturaların incelenmesi sureti ile alınan rapor ve bu rapora istinaden verilen karar hatalı olup, itirazlarımıza ilişkin yeniden rapor alınması gerektiğini, Huzurdaki dava HMK 107 gereğince belirsiz alacak davası olup, tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ancak yerel mahkeme hatalı şekilde ilk talep miktarı ve talep artırım tarihi itibari ile iki ayrı faiz başlangıç tarihi uyguladığını ileri sürmüştür.Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Punch Press makinesi ile lazer kesim tezgâhının birbirinden farklı özelliklere sahip ve farklı işlevlere yönelik makineler olduğu, bu nedenle davacının zarar olarak ileri sürdüğü lazer kesim bedellerinin davaya konu Punch Press makinesinin arızasıyla ilişkilendirilemeyeceği yönündeki itirazımızın mahkemece değerlendirilmediği ve bu nedenle eksik inceleme ile hüküm oluşturulduğunu, dosya içeriğinden görüldüğü ve davacının da açıkça ikrar ettiği üzere, davacı lazer kesim işlemlerini müvekkilden servis talep etmeden önce zaten dışarıdan yaptırdığını ve müvekkil şirket servis hizmetini tamamladıktan sonra da dışarıdan yaptırmaya devam ettiğini, keza, bir kez daha önemle hatırlatmak gerekir ki, davaya konu makine lazer kesim işleri için kullanılmamakta olup, Punch Press Makinesi’nin lazer kesim işleri ile bir ilgisi ve bağlantısı bulunmadığını,Olayda müvekkilin sözleşmeye aykırılık teşkil eden ve sorumluluğunu gerektiren bir davranışının söz konusu olmadığını ve davacının iddia ettiği zararları ile müvekkilin eylemleri arasında uygun illiyet bağının da bulunmadığını, cevap dilekçesinde ayrıntılı ifade edildiği gibi neticede, davacı şirkete 15.07.2015 ve 21.07.2015 tarihinde gönderilen tekliflerde yer verilen parçaların belirlenen sürelerde tamiri sağlandığını, ancak taraflar arasında tamir edilmesi konusunda herhangi bir anlaşma yapılmamış olan ve denenmek üzere müşteriden alınmış olan … ünitesi, ekran, tuş takımı ve mouse gibi parçaların çalışmadığı müvekkil şirket tarafından yapılan denemelerde anlaşıldığını, bu parçaların çalışmaması nedeniyle davaya konu makinenin kontrol ünitesi, tamiri konusunda tarafların anlaşmış olduğu kartların müvekkil şirket tarafından temin edilmesine rağmen mümkün olmadığını, bu parçaların teminin uzun sürmesinin sebebi ise parçaların bir kısmının üretimden kaldırılmış olması ve özel olarak Japonya’da üretilmesinin uzun sürmüş olması olduğunu, bu parçalara ilişkin olarak davacıya herhangi bir teslim süresi veya fiyat teklifi iletilmemiş olduğu dava dilekçesinin 1 numaralı ekinden açıkça görüldüğünü, müvekkil şirket NC ünitesi, ekran, tuş takımı ve mouse gibi parçaları, taraflar arasındaki tamir anlaşmasına konu olmamasına rağmen uzun uğraşlar sonucu, bir kısmını özel olarak ürettirerek temin ettiğini, tüm uğraşlar sonucunda müvekkil şirket, 13.12.2016 tarihinde ünitenin montajını tamamlayarak tam ve çalışır durumda davacı şirkete teslim ettiğini, İşbu davada, davacının BA bildirim formlarına delil olarak dayanması hukuken mümkün olmadığını, mahkeme nezdinde gerçekleştirilen 05.03.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamaları yapmaları konusunda iki haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı taraf verilen bu kesin süre içerisinde de BA formları hakkında bir açıklama yapmadığı gibi getirtilmesini de talep etmediği gibi herhangi bir faturada sunmadığını, öncelikle, davacı tarafın delil listesinde BA formlarına dayanılmadığını delil listesinde davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtları delil olarak gösterilmiş ise de, bundan sadece ticari defterle sınırlı kayıtların anlaşılması gerektiğini, davacı taraf ticari defterlerini yerinde inceleme yapılması konusunda mahkemece verilen ara kararı uyarınca, 08.06.2018 tarihinde şirket merkezinde gerçekleştirilen incelemede hazır etmediği ve sunmadığı gibi, daha sonra mahkemece belirlenen inceleme gününde (24.07.2018) de hazır etmediğini ve sunmadığını, bu durumda, mahkemece verilen ikinci süreye rağmen ticari defterlerin hazır edilmemesi ve sunulmaması durumu söz konusu olduğunu, bilindiği üzere, hakimin verdiği sürenin kesin olduğunun belirtilmemiş olması durumunda süreyi geçirmiş olan tarafa yeniden süre verilebileceği, ancak bu şekilde verilecek yeni sürenin kanundan dolayı kesin olduğu ve artık başkaca süre verilemeyeceği HMK m. 94’ün amir hükmü gereği olduğunu, dolayısıyla, davacı tarafa 24.07.2018 tarihinden sonra ticari defterlerini incelemeye sunması konusunda süre verilmesi hukuken mümkün olmadığını, HMK m. 94 hükmüne aykırı olarak yapılan incelemeye hiçbir surette muvafakatlerinin bulunmadığını,Asla kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için BA Formlarının yargılamada dikkate alınabileceği düşünülse dahi, BA Bildirim Formu, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin bir kişi veya kurumdan 5.000 TL ve üzerindeki (KDV Hariç) mal/hizmet alımlarını bildirdiği ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na gönderdiği beyannamedir. Mal/Hizmet içerikleri, miktarları ya da mahiyeti bu beyannamede bildirilmediğini, yalnızca firma ismi, vergi numarası ve tutar yazılı olduğunu, söz konusu formlarda her ne kadar davacının fason iş yaptırdığını iddia ettiği şirketlerin unvanı, vergi numarası ve mal ve hizmet bedeli olarak bir tutar yazılı olsa da, bu bedelin neye ilişkin olduğuna, içeriğine dair hiçbir kayıt yer almadığını, dolayısıyla söz konusu formların ve bu formlarda yazılı olan miktarların hesaplamada dikkate alınabilmesi için, alınan hizmetin veya malın mahiyetine ve ne olduğuna da ihtiyaç olduğunu, davacının dava dışı üçüncü şahıs şirketlere başkaca işlerler yaptırmış olması da pekâlâ mümkün olduğunu, Davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava; davacıya ait arızalı … marka Punch Pres makinesinin taahhüt edilen sürede tamir edilmemiş olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.Dosya kapsamına göre; davaya konu … marka Punch Press Makinesi için davalı şirket tarafından düzenlenen 13.07.2015 tarihli servis formunun Arıza Bölümünde ; “Ekran açılmıyor, Main ünitede AL-8 mevcut.” Açıklama Bölümünde “Main Board, Dram, F-Sram, PMC, SPINDEL Communication ve Axis kartları yenisi ile değiştirildi, arızanın değişmediği görüldü. … Ünitesi, Ekran, Tuş takımı Keyboard ve Mouse ofiste denenmek üzere müşteriden alındı. Arıza devam etmektedir” ifadeleri yer aldığı, taraflar arasında gerçekleşen mail yazışmalarında arızanın giderilmesi ve süreleriyle ilgili tabloda yer alan parça ve termin sürelerine yer verildiği ve bir kısım parçaların Japonya’da tamir olabileceği ve termin süresinin 12 hafta olarak belirlendiği, gerekli işlemlerin başlatılması adına ön ödeme olarak 4.500,00 TL ön ödeme yapılması gerektiği belirtildiği, davacı şirket tarafından 4.500,00 TL tutarındaki ön ödemenin 15.02.2016 tarihinde gerçekleştirildiği, dava konusu makine için ” tezgahın fanuc tarafı sorunsuz çalışır vaziyette teslim edildi” şeklinde düzenlenen 13.12.2016 tarihli servis formu ile makinenin sorunsuz şekilde davacıya teslim edildiği dosya kapsamında ve alınan bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Mali müşavir, makine mühendisi ve elektrik-elektronik mühendisinden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporda özetle ; ” …Davalının, önce ana enerji panosunda yer alan ve kendi markası olan kartları söktüğü, bu kartları değiştirmek suretiyle arızayı çözemediği, sonrasında makine kumanda panelinde yer alan kart grubu ve Mouse’u sökerek arızayı bu şekilde tespit ettiğini, 24 Temmuz 2018 tarihinde davacı işyerinde yaptıkları inceleme neticesinde; davaya konu NC Tezgahın ( Lazer Kesim Makinesi ) Radyatör Panel saclarını kesme, delme vs. işlerini yerine getiren bir makine olduğu, makinenin sorunsuz şekilde çalışarak her hangi bir olumsuz durumun bulunmadığı tespitleri yapıldığı, davaya konu lazer kesim makinesinin ana kumanda panelinde yer alan elektronik kart grubunun değiştirilmiş olduğu ve bu kart grubunun tamir süresinin 12 hafta olarak değerlendirildiği, davalı Şirketin söz konusu makine için talep ettiği ön ödemenin 15.02.2016 tarihinde davacı tarafından yapıldığı ancak termin süresinin 12 hafta olduğu halde makinenin devreye alma tarihinin 13.12.2016 tarihi ( yaklaşık 10 ay ) olduğu, Mahkeme tarafından davacının bağlı bulunduğu vergi dairesinden istenen Alış Beyannamelerinden görüleceği üzere davacı, fason yaptırdığı … Şti’den Temmuz 2015 tarihinden itibaren KDV hariç toplam 707.266,00-TL tamir işi yaptırıldığı ” bildirilmiştir.Somut olayda; … marka Punch Pres makinesinin ekranının açılmaması nedeniyle arızada, davalı şirketin teknik elamanlarınca arızanın giderilmeye çalışıldığı, bir kısım kartların yenisi ile değiştirilmesine rağmen arızanın giderilememesi nedeniyle NC Ünitesi, Ekran, Tuş takımı Keyboard ve Mouse gibi parçaların ofiste denenmek üzere alındığı, taraflar arasında gerçekleşen mail yazışmalarında arızanın giderilmesi ve süreleriyle ilgili tabloda yer alan parça ve termin süreleri davalı tarafça davacıya bildirildiği ve gerekli işlemlerin başlatılması adına ön ödeme olarak 4.500,00 TL ön ödeme yapılması gerektiği belirtildiği, tabloda yer alan parçalardan bir kısmının Japonya’da tamiri gerekeceğinden termin süresinin 12 haftayı bulduğu anlaşıldığı, davacının, 4.500,00 TL tutarındaki ön ödemeyi 15/02/2016 tarihinde davalının hesabına yatırmış olmakla davalının teklifinin kabul edildiği görülmüştür. Bu itibarla, mahkeme gerekçesinde ifade edildiği gibi anlaşma kapsamında davalının taahhütte bulunduğu 12 haftalık tamir süresinin, ön ödemenin yapıldığı 15/02/2016 tarihinde başladığı, davalının 12 hafta içinde en son 09/05/2016 tarihinde arızanın giderilerek cihazın sorumsuz şekilde davacıya teslim etmesi gerekirken taahhüt edilen süreden yaklaşık 7 ay sonra 13/12/2016 tarihinde arıza giderilerek cihazın davacıya teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı yaklaşık 7 ay geç teslimattan ve bu gecikmeden dolayı herhangi bir kusuru olmadığını da dosya kapsamıyla ispat edemediğinden kural olarak davacının bu süre içinde bu cihazı kullanamamaktan kaynaklanan zararı gidermekle yükümlü olacaktır.Zararın tespiti konusunda davalı vekili; davacının BA bildirim formlarına delil olarak dayanması hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın delil listesinde BA formlarına dayanılmadığını delil listesinde davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtları delil olarak gösterilmiş ise de, bundan sadece ticari defterle sınırlı kayıtların anlaşılması gerektiğini, ticari defterlerin ibrazı için mahkemece verilen ikinci sürenin kesin süre olması ve davacının verilen süre içerisinde defterlerini sunmadığından yapılan bilirkişi incelemesine muvafakat etmediklerini beyan etmiştir. Dosya kapsamına göre; mahkemece, 05/03/2018 tarihli duruşmada, Mali Müşavir Bilirkişi vasıtasıyla incelemenin 05/04/2018 günü saat 13:30 da yapılmasına, davacı tarafa ticari defterleri ile dayanak belgeleri inceleme gün ve saatinde hazır bulundurması hususunda ihtarda bulunulmasına, inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini ibraz etmemeleri veya yerinde inceleme talebinde bulunmamaları halinde ticari defterlerinin incelenmesi talebinden vazgeçmiş sayılacakları hususunun ihtarı üzerine inceleme gününden önce davacı vekilince yerinde inceleme talebinde bulunulmuş ise de davalı vekilinin sunmuş olduğu 08/06/2018 tarihli itiraz dilekçesi ile yerinde inceleme yetkisi verilen bilirkişilerin inceleme saati kendilerine bildirilmeden yokluğunda davacı şirket merkezinde yapılan incelemede yokluğunda teknik incelemenin tamamlandığını, muhasip bilirkişi tarafından davacı yanın ticari defterleri üzerinde yapılacak incelemenin ise önümüzdeki hafta gerçekleştirileceği şeklinde bir ifadede bulunulduğunu, bu şekilde gerçekleştirilen bilirkişi incelemesinin usule aykırı olduğundan muvafakatimiz bulunmadığı yönündeki itirazı üzerine mahkemece 04/07/2018 tarihli duruşmanda, davalı tarafın itirazları dikkate alınarak dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek yerinde inceleme yetkisinin 24/07/2018 günü saat 13:30 da icrasına karar verilmiş olup 24/07/2018 tarihli bilirkişi yemin ve teslim tutanağında, davacı taraf defterleri hazır olmadığından davalı ve davacı vekilinin katılımıyla defter incelemesinin, mali müşavir bilirkişisi tarafından bilhare yapılacağı ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere 05/03/2018 tarihli duruşmada, tarafların ticari defter ve kayıtların incelenmesi için usulüne uygun yapılmış bir ihtardan söz edilemeyeceği, nitekim davalı vekilinin itirazları üzerine yerinde incelemenin usulüne uygun yapılmadığından mahkemece tekrardan inceleme günü verildiği bu nedenle kesin sürenin hukuki sonuç doğurması için gerekli şartları taşımadığından defterlerin sonradan ibraz edilerek inceleme yapılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir. Öte yandan davacı taraf, delilleri arasında faturalar, davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar ile bu hususta yapılacak bilirkişi incelemesine dayandığından BA bildirim formları, faturalar ticari defterin uzantısı sayıldığından ticari defterle bağlantılı olan, kayıt altına alınan faturaların ve bu kapsamda BA formların resen temin edilerek bilirkişi incelemesinde dikkate alınması gerektiğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Ancak, mahkemece, davacının bozuk olan makine ile yaptığı iş ve işlemlerin üçüncü kişi … Ltd. Şti’ye yaptırdığı beyanı üzerine, davacı ile bu şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan BA/BS formlarına göre zarar hesabı yapılmış ise de BA formlarından verilen hizmetin içeriği, niteliği, miktarı belirlenmeden, ne kadarlık kısmının davaya konu arızalan … marka Punch Pres makinesi tarafından sağlanan hizmetten kaynaklandığı tespit edilmeden salt BA formlarına göre zarar miktarının belirlenmesi hatalı olmuştur. Kaldı ki davalı vekili Punch Press makinesi ile lazer kesim tezgâhının birbirinden farklı özelliklere sahip ve farklı işlevlere yönelik makineler olduğu, bu nedenle davacının zarar olarak ileri sürdüğü lazer kesim bedellerinin davaya konu Punch Press makinesinin arızasıyla ilişkilendirilemeyeceği yönünde itirazda bulunmuştur. Bilirkişiler, davaya konu NC Tezgahın, Radyatör Panel saclarını kesme, delme vs. işlerini yerine getiren bir makine olduğunu ifade etmiştir. O halde, mahkemece, davaya konu cihazdaki arızanın giderilmesi için taahhüt edilen sürenin bitiminden, cihazın teslim edildiği döneme ait ( 09/05/2016 – 13/12/2016 dönemleri) davacının bildirmiş olduğu tüm BA formları ilgili Vergi Dairesi’nden getirtilerek davacı vekiline, söz konusu BA formlarının hangilerinin davaya konu arızalanan cihazdan kaynaklandığı sorulduktan sonra, buna ilişkin faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması halinde, davacı vekiline ilgili faturaları ibraz etmesi için süre verilerek, faturaların ibrazı halinde, bilirkişi heyetine sektör bilirkişi de dahil edilmek suretiyle alınacak ek raporla davaya konu cihazın niteliğine, işlevine göre ibraz edilen faturalarının hangilerinin ve ne kadarlık kısmının davaya konu arızalan … marka Punch Pres makinesi tarafından yerine getirilen hizmetten kaynaklandığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Belirsiz alacak davasına yönelik itirazlar yönünden; Yargıtay’ın yerleşik hale gelen emsal kararlarında dava dilekçesininde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının açıkça yazılı olması veya 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesine dayanıldığının belirtilmesi gerekir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 18/02/2021 tarih 2019/4774 E. 2021/4322 K. Sayılı ilamında bu husus “alacağın belirsiz olduğunun dava dilekçesinde açıklanması bu noktada önemsizdir. Zira alacak belirsiz ise alacaklının kısmi dava veya belirsiz alacak davası açma hakkı vardır. Dava dilekçesinde “belirsiz alacak davası” açıldığı yazılı değilse veya Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesine dayanılmamışsa, dava konusu miktarların 50-100-1000 TL gibi gösterilmesi halinde davanın kısmi dava olarak açıldığı kabul edilmelidir. Sonradan alacaklı tarafın davayı belirsiz alacak davası olarak nitelemesi sonuca etkili değildir.” şeklinde ifade edilmiş olup Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 21/01/2021 tarih 2019/2997 E. 2021 331 K. Sayılı kararında aynı görüştedir.Bu genel açıklamalar ışığında bakıldığında davacı vekili dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı açıkça yazılı olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesine de dayanmadığı, davanın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere kısmı dava olarak açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça her ne kadar HMK 107. Maddesi kapsamında talep artırım dilekçesi verilmiş ise de talep artırım dilekçesinin mahkemece ıslah dilekçesi olarak kabul edilerek ıslah ile artırılan kısım bakımından ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının, zarar miktarının hesaplanması yönünden kabulü ile kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Tarafların istinaf başvurularının KABULÜNE,2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2017/819 Esas, 2019/855 Karar ve 24/10/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının ayrı ayrı hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde taraflara iadesine,5-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/11/2023