Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1940 E. 2020/252 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1940
KARAR NO: 2020/252
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET
TARİHİ: 07/02/2020
NUMARASI: 2020/26 Esas – 2020/121 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ: 16/11/2009
KARAR TARİHİ: 18/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01/06/1999 tarihinde ortaklık pay senedi ile şimdiki unvanı SS Kartal Aydınkent Konut Yapı Kooperatifinden halihazırda davalının maliki olduğu taşınmazı satın aldığını, dairenin tescili için kooperatife yapmış olduğu başvurudan olumsuz sonuç aldığını ve taşınmazın başkasına satılarak tescil edildiğinin söylendiğini, Kadıköy … Noterliğinin 08/05/2008 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide etmesine rağmen adına tescil gerçekleştirilmediğinden Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/414 Esasına kayıtlı davanın açıldığını, Kartal … Noterliğinin 27/06/2005 tarihi ve … yevmiye nolu işlemi ile müvekkiline tahsis edilen dava konusu … Mah. … Cad. … Blok … nolu bağımsız bölümün tahsis tarihi itibariyle müvekkiline mülkiyetine devredildiğinin tespitini, tapununun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini, davalıya ait dava konusu taşınmaz üzerine tedbir konulmasını, işbu davanın İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/414 Esas sayılı dava dosyasıyla birleştirilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/26 E. 2020/121 K. sayılı 07/02/2020 tarihli kararı ile; “Dosyanın tefrik edildiği Mahkememizin 2008/414 Esas sayılı dosyasında 21/05/2019 tarihli celsede verilen 2 nolu ara karar uyarınca birleşen dava yönünden taşınmazın değerine göre yatırılması gereken 1.914,30 TL eksik harcı tamamlaması hususunda kesin süre verildiği ve kesin süre içerisinde harç eksikliğinin tamamlanmaması halinde dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtar edildiği, davacı vekilinin duruşmada hazır olması nedeniyle verilen ihtarın yüzüne karşı tefhim edildiği, 492 Sayılı Harçlar Kanununun 32. Madde hükmü gereğince Yargı İşlemlerinde alıncak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağının düzenlendiği, Davacı vekilince eksik harcın verilen kesin süreye rağmen yatırılmadığı, dosyanın tefrik edildiği Mahkememizin 2008/414 Esas dosyası ile birleşen Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/1255 Esas sayılı dosyanın 13/06/2019 tarihli celsede verilen 2 nolu ara karar ile dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yasal üç aylık süre geçmesine rağmen harçların yatırılarak davanın yenilenmediği” gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davacı vekiline 12/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili 24/07/2020 tarihinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili adına tahsis edilen taşınmazın önce …’e yolsuz olarak tescil edildiğini, daha sonra gayrimenkulün davalılardan …’a tapuda satış göstermek sureti ile devir ve tescil ettirildiğini ancak gayrimenkulün bu devir ve tescilinden kaynaklı …’ın herhangi bir bedel ödemediğini, dava konusu taşınmazın …’a yapılan satışının muvazaalı olması nedeni ile iptali talep edilerek mahkemeden tebdir istenilmesine rağmen tedbir talebi reddedildiği için … tarafından taşınmazın …’ya tapuda satış gösterilmek sureti ile devir ve tescil edildiğini, bu kere de …’ya yapılan tescil muvazaalı olduğu için ona karşı dava ikame edildiğini, açılan davaların 2008/414 E sayılı dosyaya birleştirildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararı da nazara alındığında ilk yolsuz tescil yapılan … ile diğer davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, Yerel Mahkeme her ne kadar aksi kanaatte ise de Tapu İptali ve Tescil davalarında hem borçlunun hem de borçlunun taşınmazını devrettiği üçüncü kişinin davalı olarak gösterilmesinin, dava sonucunda verilecek hüküm her ikisinin de mal varlığında bir değişikliğe neden olacağı için zorunlu olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/23-1624 E,2013/839 K sayılı kararında da bu şekilde yapılan tescilin yolsuz olduğunun kabul edildiğini, arsa sahibi ve kooperatif başkanı olan ve adına müvekkiline tahsis edilen dairenin tescili yapılan … dahil tüm davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunup aynı taşınmazın sürekli satılması halinde yeni malikin davaya dahil edilmeden ona karşı dava açılması halinde müvekkilin yeniden her seferinde harç yatırmak zorunda kalmasının Anayasal bir hak olan hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırdığını, bundan sonra yapılan tüm devirlerin muvazaalı olup olmadığının araştırılması gerekirken Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ayrıca 21/05/2019 tarihli celsede harç konusunda ara karar oluşturulmuş ise de müvekkilinin dava değeri üzerinden daha önce yatırdığı harca ilaveten tamamlama harcını 12/02/2015 tarihinde … no makbuz ile yatırmış olması sebebiyle bu konuda ki ara kararın da hukuka aykırı olduğunu belirterek Yerel mahkemenin 2020/26 Esas – 2020/121 Karar sayılı tefrik, yeniden harç alınmasına ilişkin karar ve açılmamış sayılmasına ilişkin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, dava konusu uyuşmazlık bakımından davanın 2008/414 E sayılı ilk derece mahkemesi üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, kooperatif üyeliği nedeniyle davacıya tahsis olunduğu ileri sürülen taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Davacı, SS Kartal Aydınkent Konut Yapı Kooperatifi üyesi olduğunu, bu üyeliği nedeniyle kendisine tahsis edilen taşınmazın kooperatif yönetim kurulu başkanı ve arsa sahibi olan … adına tescil edildiği ileri sürerek SS Kartal Aydınkent Konut Yapı Kooperatifine karşı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin (Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi) 2008/414 Esas sayılı dosyasında 16/05/2008 tarihli dilekçesi ile tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuş, yargılama aşamasında taşınmazın …’a 03/10/2005 tarihinde satıldığının anlaşılması üzerine … hakkında 16/11/2009 tarihli dava dilekçesi ile Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde (2009/1255 E) tapu iptal ve tescil talebiyle açtığı dava, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin (Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi) 2008/414 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş, yargılama aşamasında taşınmazın 13/05/2010 tarihinde bu kez … isimli şahsa devredilmesi üzerine mahkemece 15/03/2012 tarihli celsede davacı vekiline, … hakkında birleştirme istemli dava açmak üzere iki haftalık süre verilmesine karar verilmiş, 24/10/2013 tarihli celsede ise “Davacı vekiline HMK 125 maddesi uyarınca hangi seçimlik haklarını kullanacakları konusunda yazılı beyanda bulunmak, eğer tapu iptal ve tescil talebinde ısrar ediyor iseler 15/03/2012 tarihli celsenin bir nolu ara kararında belirtildiği üzere davacı vekiline … hakkında birleştirme istemli dava açmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, (verilen kesin süre içinde hangi seçimlik hakkının kullanılmadığı açıkça belirtilmediği taktirde davaya tapu iptal ve tescil davası olarak devam edileceği, bu durumda da yeni malike karşı dava açılması gerektiğinden bu ara kararın yerine getirilmediği taktirde mevcut duruma göre karar verileceği davacı vekiline ihtar edildi.)” şeklinde ara karar oluşturulmuş, davacı vekilinin 07/11/2013 tarihli dava dilekçesi ile … hakkında İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde (2013/762 E) tapu iptal ve tescil talebiyle açtığı dava, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin (Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi) 2008/414 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. İlk derece mahkemesince İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/414 Esas sayılı dosyasında 07/02/2019 tarihli celsede … hakkında açılan ve birleştirme kararı verilen İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/762 E sayılı dosyasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir. Uyap siteminde yapılan incelemeye göre; tefrik kararından sonra dosya İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/38 Esasına kaydedilmiş ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olup, istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adiye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2019/2908 E. 2020/969 K. Sayılı 04/06/2020 tarihli kararı ile “Davacı, kooperatif üyeliğine dayanarak tapu iptal ve tescil talep ettiğine göre uyuşmazlığın Kooperatifler Kanunundan kaynaklandığı açıktır. Bu nedenle mahkemece eldeki davanın tefrik edilerek asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı … hakkında açılan Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2009/1255 E sayılı dosyası yönünden ise; 21/05/2019 tarihli celsenin 2 nolu ara kararı ile “davacı vekiline birleşen dava yönünden taşınmazın değerine göre yatırılması gereken harç 2.049,30 TL iken davacı tarafça 135,00 TL peşin harç yatırıldığı, 1.914,30 TL harcın eksik kaldığı anlaşılmakla, eksik kalan 1.914,30 TL harcı tamamlamak üzere iki hatfalık kesin süre vrilmesine, kesin süre içerisinde harç tamamlanmadığı takdirde birleşen davanın işlemden kaldırılacağının ihtaratına” 13/06/2019 tarihli celsede “Mahkememiz dosyası ile birleşen Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/1255 Esas sayılı dosyasının işlemden kaldırılmasına”, 06/02/2020 tarihli celse “İş bu dava ile birleşen İstanbul Anadolu 2. ATM nin 2009/1255 E. Sayılı dosyasının dosyamızdan tefriki ile ayrı esasa kaydına” karar verilerek dosya İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/26 Esasına kaydedilmiş ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi mümkündür. Zorunlu taraf değişikliği durumu halinde, yani dava devam ederken, taraflardan birinin müddeabihi (dava konusu olan mal veya hakkı) bir başkasına temlik etmesi halinde davaya kim tarafından veya kime karşı nasıl devam edileceği, Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) 186. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde; “Dava ikame edildikten sonra iki taraftan biri müddeabihi ahara temlik ederse diğer taraf muhayyerdir. Dilerse temlik eden taraf ile olan davasından sarfınazar ederek müddeabihe temlik eden kimseye karşı dava eder. Bu suretle davayı kazanırsa mahkumunaleyh, müddeabihi kendisine temlik eden kimse ile beraber masarifi muhakemeyi kefaleti müteselsile ile vermeğe mahkum olur. Dilerse davasını müddeabihi ahara temlik eden taraf hakkında zarar ve ziyan davasına tebdil eder” şeklinde düzenleme içermektedir. Aynı yönde düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 125. maddesinde de yer almaktadır. Dava açıldıktan sonra iki taraftan biri müddeabihi bir başkasına temlik ederse, diğer taraf, dilerse temlik eden ile olan davasından vazgeçerek, davayı müddeabihi devralmış olan üçüncü kişiye teşmil eder; dilerse müddeabihi başkasına temlik etmiş olan tarafla arasındaki davayı, zarar ve ziyan (tazminat) davasına çevirebilir. Davada taraflardan birinin müddeabihi bir başkasına temlik ettiğini öğrenen mahkemenin bu hali kendiliğinden gözeterek, seçimlik hakkına binaen davacıdan talebini sorması ve davacının vereceği cevaba göre muamele yapması gerekmektedir. Davacının bu konudaki isteği tespit edildikten sonra, davaya ya yeni malike karşı ayın davası olarak devam edilecek ya da eski malik olan davalı hakkındaki davaya zarar ve ziyan (tazminat) davası olarak devam olunacaktır. Bu seçimlik hakkının hatırlatılması kuralı, kamu düzenine ilişkindir ve kanun yolu dahil yargılamanın her aşamasında yapılır (Yılmaz, a.g.e., s.819). Davalının, dava sırasında müddeabihi bir başkasına devretmesi üzerine, aynı davaya müddeabihi devralan üçüncü kişiye karşı devam edilmesini isteyen davacının, bu isteğini mahkemeye açıkça bildirmesi, başka bir deyimle davayı üçüncü kişiye teşmil etmesi gerekir. Bu talep üzerine, üçüncü kişi davada taraf (davalı) durumuna girer (eski davalının yerini alır). Bu halde davanın tarafları; davacı ile müddeabihi dava sırasında devralmış olan üçüncü kişidir. Eski davalı, artık davada taraf değildir; zira eski davalının davada taraf sıfatı kalmamıştır. Davacı ile yeni davalı arasında görülen bu dava, yeni bir dava olmayıp, davacı ile müddeabihi temlik etmiş olan eski davalı arasındaki davanın bir devamıdır (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, s.3802-3836). Diğer taraftan, davacı diğer seçimlik hakkını kullanarak davasını, müddeabihi temlik etmiş olan davalıya karşı zarar ziyan (tazminat) davasına çevirmişse bu halde davaya aynı taraflar arasında devam olunur ve davacının zarar ziyan talebi hakkında bir karar verilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31/05/2013 tarih 2012/1853 Esas, 2013/803 Karar sayılı ilamı) Somut olayda da, davacı tarafından ilk olarak tapu iptal tescil istemiyle kooperatife karşı dava açılmış, yargılama aşamasında dava konusu taşınmazın dava tarihinden önce 03/10/2005 tarihinde davalı …’a satıldığının anlaşılması üzerine davacı vekili tarafından davalı … hakkında birleştirme talepli dava açılmıştır. Yargılama aşamasında taşınmazın 13/05/2010 tarihinde bu kez … isimli şahsa devredilmesi üzerine ise davacı vekili tarafından … hakkında birleştirme talepli dava açılmıştır. … hakkında açılan dava tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de bu karar istinaf incelemesi neticesinde İstanbul Bölge Adiye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2019/2908 E. 2020/969 K. Sayılı 04/06/2020 tarihli kararı ile kaldırılmıştır. Dava konusu taşınmaz …’ya yargılama aşamasında devredildiğinden HMK 125.maddesindeki usul hükümlerinin işletilmesi ve bu şekilde davaya devam edilmesi gerekmekte olup, yeni bir dava açılmasına gerek yoktur. Ancak mahkemenin 24/10/2013 tarihli celsesinde davacı vekiline dava açmak üzere kesin süre verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda açılan yeni davanın HMK’nın 125/1.a maddesinde açıklanan yeni malike davayı yöneltme tercihi olarak kabul edilerek, davacı vekili tarafından 12/02/2015 tarihinde 1.875,00 TL tamamlama harcı yatırıldığı da anlaşılmakla, yatırılan tamamlama harcı da dikkate alınarak varsa eksik harcın hesap edilmesi ve yatırılması yönünde karar oluşturularak yargılamaya devam edilmesi gerekirken eksik harcın ikmal edilmediği gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılması akabinde tefrik edilerek davanın açılamamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi yönündeki kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/26 E. 2020/121 K. sayılı 07/02/2020 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 54,40 TL karar harcının Hazineye irad kaydına, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.6 bendi ve 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/11/2020