Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1912 E. 2020/216 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1912
KARAR NO: 2020/216
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/741 Esas
KARAR NO: 2020/172
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili tarafından faturalara konu … isimli 150 tonluk mobil vincin, borçlu … A.Ş’ye 17/07/2018, 11/07/2018 ve 12/07/2018 tarihlerinde kullanılmak üzere teslim edildiğini, vinç çalışmasının karşılığı olarak 8.850,00 TL’lik fatura kesildiğini, davalı tarafça bakiye alacağın ödenmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine davalı tarafça haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak 13/12/2018 tarihinde itiraz edildiğini, 17/12/2018 tarihinde takibin durduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müd.nün … E. sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin davacıdan davaya konu böyle bir hizmet almadığını, davacı şirketin hangi hizmet veya mal karşılığı faturayı kestiğini ispatlaması gerektiğini, davacı şirket ile aralarında herhangi bir sözleşme de bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında davalı vekilinin 25/10/2019 tarihinde mahkemeye sunduğu beyan dilekçesinde müvekkili şirket hakkında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2018/784 E. Sayılı dosyası ile konkordato kararı ve 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiğini, ilgili ticaret mahkemesinin 29/04/2019 tarihli ara karar gereği 02/07/2018 tarihinden sonra yapılan takiplerin iptaline karar verilmiş olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takip tarihinin 07/12/2018 olduğu dolayısı ile davalı borçlu şirket hakkında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/124 Esas (istinaftan önceki esas 2018/784Esas) sayılı dosyasından verilen tedbir kararından sonra icra takibi yapıldığı, tedbir kararının mahiyeti gereği 02/07/2018 tarihinden sonra takip yapılamayacağından usulüne uygun bir takip bulunmaması nedeniyle davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davada davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davalı taraf icra takibine itiraz ederken konkordato kararını sunmadığını, matbu itirazda bulunarak icra takibinin durmasına sebebiyet verdiğini, cevap dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında da konkordato kararını sunmadığı gibi herhangi bir beyanda bulunmadığından bu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, nitekim davalı yan icra takibine yaptığı itiraz dilekçesine konkordato kararını sunmuş olsaydı bu davanın açılmayacağını belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını , vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhinde 07/12/2018 tarihinde bir adet faturaya istinaden 8.850,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emri davalı tarafa 12/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun yasal süresi içinde borçlunun 17/12/2018 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde 27/12/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı borçlu şirket hakkında konkordatonun tasdiki talepli İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/784 esasına kayıtlı açılan davada, mahkemenin 02/07/2018 tarihli ara kararı ile borçlu şirket hakkında üç ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, 02/10/2018 tarihinde yapılan duruşmada geçici mühletin iki ay süre ile uzatılmasına karar verildiği, 30/11/2018 tarihli duruşmada koşulları oluşmayan konkordato talebinin reddine, 02/07/2018 tarihli verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2019 tarih 2019/28 Esas 2019/480 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/11/2018 tarih 2018/784 Esas 2018/1237 Karar sayılı kararın kaldırılmasına, davacı şirket hakkında 02/12/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesine karar verilmiştir. Bilindiği üzere 28.02.2018 tarihinde yayımlanmakla yürürlüğe giren 7101 sy. Yasa’nın 16. maddesi ile değişik İİK’nın 287. maddesi gereği konkordato talebi üzerine mahkemece derhal 3 ay süre ile geçici mühlet verileceği, İİK’nın 288. maddesine göre ise geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, bu bağlamda kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçlarını düzenleyen İİK’nın 294/1. maddesi uyarınca mühlet içinde borçlu aleyhine Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiç bir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. Yasada ifade edildiği gibi mühlet kararı içinde borçluya karşı hiçbir icra takip işlemi yapılamayacaktır. Bu yasağa aykırı olarak yapılan takipler başlatılan icra takip işlemleri geçersizdir. Her ne kadar takibin başladığı 07/12/2018 tarihinde borçlu şirketin konkordato talebinin reddine ve geçici mühlet kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2019 tarih 2019/28 Esas 2019/480 Karar sayılı kararı ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/11/2018 tarih 2018/784 Esas 2018/1237 Karar sayılı kararın kaldırılmasına, davacı şirket hakkında 02/12/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesine dair karar verilmesi nazara alındığında; takibin kesin mühlet süresi içerisinde başlatılmış olduğu anlaşıldığından, dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Nitekim davanın reddine karar verilmesine yönelik davacının istinafı bulunmamaktadır. Davacı istinaf dilekçesinde; davalı taraf icra takibine itiraz ederken konkordato kararını sunmadığını, matbu itirazda bulunarak icra takibinin durmasına sebebiyet verdiğini, cevap dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında da konkordato kararını sunmadığı gibi herhangi bir beyanda bulunmadığından bu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, nitekim davalı yan icra takibine yaptığı itiraz dilekçesine konkordato kararını sunmuş olsaydı bu davanın açılmayacağını bu nedenle vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi takibin başladığı 07/12/2018 tarihinde önce 30/11/2018 tarihinde borçlu şirketin konkordato talebinin reddine ve geçici mühlet kararı ile birlikte 02/07/2018 tarihli verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Dolayısıyla takibin başladığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, davanın açıldığı ve davalının cevap dilekçesini sunduğu 05/02/2019 tarihi itibariyle borçlu şirket hakkında devam eden konkordato süreci ve tedbir kararı bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının icra takibine yaptığı itiraz dilekçesinde konkordato kararını sunmaması hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilemeyeceği gibi davacının hak düşürücü süreye bağlı itirazın iptali davasını açması da yasal hakkın kullanılması olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak yargılama sırasında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2019 tarih 2019/28 Esas 2019/480 Karar sayılı kararı ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/11/2018 tarih 2018/784 Esas 2018/1237 Karar sayılı kararın kaldırılmasına, davacı şirket hakkında 02/12/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesi ile birlikte davanın görülebilmesi ve esas hakkında incelemeye geçilerek hüküm kurulabilmesi için gereken şart ortadan kalkmıştır. Bu itibarla iş bu davanın açılmasına davalı sebebiyet vermediği gibi davanın açıldığı tarihte dava ön şartı bulunduğu ancak yargılama sırasında dava şartın kalktığı dikkate alındığında yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılarak her iki tarafa vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/741 Esas, 2020/172 Karar sayılı 25/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASI ile YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 3-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, a-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 151,14 TL harçtan mahsubu ile Hazineye irad kaydına, bakiye 96,74 TL harcın davacıya İADESİNE, b-Tarafların yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, c-Davacı ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, d-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine, İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4-Başvuru tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken148,60 TL’nin HAZİNEYE İRAT kaydına, 5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan istinaf karar harcı 54,40 TL’nin HAZİNEYE İRAT kaydına, 6- Davacı tarafından sarfedilen 203,00 TL harç (54,40+ 148,60 ) ile istinaf yargılama aşamasında tebligat posta masrafından oluşan 65,00 TL masraf olmak üzere toplam 268,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.2 bendi ile aynı kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/11/2020