Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1910 E. 2020/136 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1910
KARAR NO : 2020/136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/922 Esas
KARAR NO : 2019/741
KARAR TARİHİ: 10/09/2019
DAVA: İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 21/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket nezdinde … Ticaret Aş’nin ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 04/12/2013 tarihinde sigortalının yapmış olduğu ihbar neticesinde yapılan ekspertiz incelemesi sonucu 18/11/2013 tarihinde borçlu şirkete ait alışveriş merkezinin ortak pis su giderinden sızan suların sigortalı iş yerinin içerisine sirayet ederek cihaz ve emtialarda 1108 USD hasar meydana gelmesine sebep olduğunun tespit edildiğini, hasar tazminatının davacı şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, ödenen hasar miktarının davalıdan rücuen tahsili için İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle haksız itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın likit olması sebebiyle davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı cevap dilekçesinde özetle; davada Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davalı ile davacı arasında takip konusu borca sebep olabilecek hiçbir hukuki ve fiili ilişki ve buna bağlı husumet bulunmadığını, davacının alacağın likit olduğu iddiası ve icra inkar tazminatı talebi haksız olup tam tersine davalının kötü niyet tazminatına hak kazandığını, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI “…Davacı tarafından sigortalısına ödeme yapmasına neden olan olayın meydana geldiği yerin mülkiyeti davalı adına kayıtlı olmadığı gibi, davalının olayın meydana geldiği mahalde üst hakkı sahibi veya sorumluluğuna neden olacak herhangi bir sıfatının da olmadığı görülerek; davanın pasif husumet yokluğundan HMK 114/1-d ve 115/2 madde hükümleri gereğince usulden reddine ve davacının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş …” gerekçesi ile;
Davacının davasının REDDİNE Davalı vekilinin kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine, dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazda davalının mülkiyet hakkının bulunmadığı üst hakkı bulunduğu, davacının davayı açarken kötü niyetle hareket ettiği, zira alacağa yönelik hiçbir ilişkisi bulunmayan davalıya ilamsız takip başlattığı, davacı, davalıdan alacağının bulunmadığını bilebilecek durumda olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kötüniyet tazminatın reddine ilişkin kısmı yönünden makhkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.Davacı tarafça, davalı aleyhine 1.108,00USD asıl alacak 35,24 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.143,24 USD olmak üzere dava dışı sigortalıya ödenen tazminat miktarının TTK 1481. madde uyarınca tahsiline yönelik takip başlatılmıştır. Davaya konu uyuşmazlıkta, dava dışı (kiracı) sigortalı … A.Ş.’nin ticari paket sigorta poliçesi ile davacı sigorta şirlketine sigotrtalı olduğu, 04.12.2013 tarihinde sigortalının yaptığı ihbar sonucunda düzenlenen ekpertiz raporuna göre 18.11.2013 tarihinde davalı şirkete ait alışveriş merkezinin ortak pis su giderinden sızan suların sigortalı işyerine sirayet etmesi sonucunda cihaz ve emtialarda 1108 USD hasar meydana geldiği, iş bu hasar tazminatının davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödendiği ve ödenen hasar miktarının Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli E.37, K.9 sayılı kararı uyarınca halefiyet ilkesine nazaran davalıdan tahsili talepli icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece yapılan yargılama ile davaya konu taşınmazın tapu kaydı dosya arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yapılmış ve davaya konu fiilin gerçekleştiği taşınmazda mülkiyetin Terakki Vakfına ait olduğu, iş bu taşınmaz üzerinde …. A.Ş. lehine üst hakkı kurulduğu bu haliyle davalının sorumluluğun neden teşkil edecek herhangi bir sıfatının bulunmadığı belirtilerek HMK 114. madde uyarınca pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.İcra ve İflas Kanunun’nun 67/2 maddesinde,”… Takibinde haksız ve kötüniyetli görülen alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” Hükmü gereğince itirazın iptali davasının alacaklı aleyhine sonuçlanması halinde borçlu lehine tazminata mahkum edilecektir. Ancak bu tazminata mahkum edilebilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir.Öncelikle; dava, davalı- borçlu lehine sonuçlanmalı ve davacı, takibinde haksız ve kötüniyetli olmalıdır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20.2.1992 T.1990/4345;1941 sayılı ilamı uyarınca davanın esasına girilmeden husumet yokluğu nedeniyle red edilmesi durumunda ise davalı lehine tazminata karar verilemeyeceği belirtilmektedir.Davalı vekilince her ne kadar sunulan cevap dilekçesi ile %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş ise de mahkemece davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi ve Yargıtay 11.Hukuk dairesinin 20.2.1992 T.1990/4345;1941 sayılı ilamı, tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; davalı lehine kötüniyet tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karar esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Başvuru tarihine göre yatırılmış olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcının Hazineye irat kaydına,3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının peşin yatırıldığı dikkate alınarak Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansının bulunması halinde ilgilisine iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/10/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.