Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1885
KARAR NO: 2023/1482
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:05/02/2020
ESAS NO: 2015/789
KARAR NO: 2020/87
DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 04/08/2015
KARAR TARİHİ: 25/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıdan olan alacağını, davacıya temlik eden … Ltd. Şti. (Temlik Eden) ile davalı arasında gerçekleşen ticari ilişki neticesinde, temlik edenin, borçlu-davalıdan olan 64.148,22-TL. alacağının 09.06.2015 tarihli “Alacağın Temliki Sözleşmesi” ile müvekkili tarafından temlik alındığını, , 09.06.2015 tarihli “Alacağın Temliki Sözleşmesi” ile müvekkili tarafından temlik alman alacağın dayanağı belge suretlerinin borçluya tebliğ edildiğini, hesap dökümünden de görüleceği üzere davalının temlik edene olan fatura borçları ile ilgili olarak çeşitli tarihlerde ödemeler yaptığını, ancak bakiye 64.148,22 TL’nin ödemesini yapmadığını, bu hususun davalı-borçlu ile, temlik edene ait ticari defter ve belgelerin tetkiki ile ortaya çıkacağını, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takibe itirazın iptaline,davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacağını temlik aldığını bildirdiği … Ltd. Şti. ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkide müvekkilinin … Ltd. Şti.’nin kusurlu davranışları nedeni ile gerek maddi gerekse manevi olarak zarara uğradığını, … Mimarlığın sebebiyet verdiği zararları giderebilmek adına müvekkilinin harcama yapmak zorunda kaldığını, ödenen bu bedellere ilişkin … Mimarlığa fatura gönderildiğini, davacının alacağını temlik aldığını bildirdiği … Mimarlığın müvekkilini yanlış yönlendirdiğini, iki ayrı proje için kreatif çalışma yaptırılmak zorunda kalındığını, müvekkilinin maddi zarara uğradığını, davacının alacağını temlik aldığını bildirdiği … Mimarlık yetkililerinin defalarca bilgilendirildiğini, mail diğer yollar ile söz konusu zararlar nedeni ile kendilerine rücu edileceğinin dile getirildiğini,… Mimarlık ile müvekkili arasındaki ticari ilişkide temlik eden şirketin kusurları nedeniyle; Beşiktaş Belediyesi zabıta ekipleri tarafından müdahale edildiğini, müvekkili tarafından … Mimarlık yetkilerine gönderilen maillerde ayrıntılı açıklandığı üzere … Mimarlığın müvekkili şirkete yaptırılacağı beyan edilen Sevgililer Günü projesi ve Ankara’da bulunan sözde … Mimarlık tarafından müvekkiline yaptırılacağı beyan edilen … Projelerinde; müvekkili tarafından kreatif çalışmalar yapıldığını, 2 haftaya yakın müvekkilinin oyalandığını, vakti/emeği ve nakdinin bu şekilde gasp edildiğini, söz konusu çalışmaların, özel projeler olması nedeni ile müvekkili tarafından başka projelerde kullanılamayacak çalışmalar yapıldığını, bu kreatif çalışmalann maliyetinin … Mimarlık’a rücu edileceğinin defalarca bildirildiğini, müvekkilinin maddi zararlarının karşılığı olarak … Mimarlığa fatura düzenlenerek gönderildiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama masraf ve giderleri ile vekalet ücretimizin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Davalı taraf cevap dilekçesinde her ne kadar alacağını temlik eden … Ltd.Şti. İle yaptıkları ticari iş nedeniyle maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını iddia etmiş olsa da; bu konuda dosyaya somut veriler ve deliller sunmamış, davadışı alacağını temlik edene usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmamış olduğundan incelenen ticari defter ve kayıtları gereğince davacının alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporu ve ek raporu denetime açık, açıklayıcı, karar vermeye elverişli ve oluşa uygun olması nedeniyle mahkememizce rapora itibar edilmiştir. …’nin davalıdan temlik tutarı olan 64.148,22 TL alacaklı olduğu, davalının icra takibine itirazında haksız olduğu anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne, itirazında haksız olan davalı aleyhine alacağın faturaya dayalı olmaması ve likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ”Gerek kök raporda gerekse ek raporda herhangi bir şekilde Dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinin incelenmemiş olması, Müvekkilimiz şirketin ticari defterlerinin yerinde incelenmesi talebinin yerel mahkeme tarafından kabul edilmiş olmasına rağmen herhangi bir şekilde bilirkişi heyeti tarafından gerçekleştirilmemiş olması, Davacı tarafın dava konusu alacağını temlik aldığını beyan ettiği … Ltd. Şti. unvanı ile Ticaret sicilinde kayıtlı bir firmanın mevcut olmaması, Dolayısı ile ticaret sicilde daha doğru ifade ile ticari hayatta herhangi bir şekilde var olmayan bir firmadan alacak temlik alınmasının mümkün olmaması, Davacının alacağını temlik aldığını iddia ettiği firma ile müvekkilimiz şirket arasında cari hesap ilişkisi doğuracak yazılı bir cari hesap sözleşmesi veya herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmaması, Buna rağmen icra takibinde alacağın dayanağı olarak cari hesap ilişkisinin gösterilmiş olması, Müvekkilimiz şirket tarafından dava dışı … Ltd. Şti’nin yanlış/gerçeğe aykırı beyanları nedeni ile yapılmak zorunda kalınan … projesi kreativ çalışmaları ve sevgililer günü çalışmaların maddi değerine ilişkin bilirkişi raporlarında herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması, Bu yöndeki iddia ve belgelerimizin gerek bilirkişiler gerekse yerel mahkeme tarafından herhangi bir şekilde değerlendirilmemiş olması, Bilirkişiler tarafından gerek kök raporda gerekse ek raporda dosyaya davacı tarafından sunulmuş olan farklı bir ticaret ünvanına sahip muavin defter çıktısı ile değerlendirme yapılmış olması, Bu hali ile gerek kök raporun gerekse ek raporun hüküm kurmaya elverişli olmamasına rağmen yerel mahkeme tarafından hükme dayanak alınması hususları birlikte değerlendirildiğinde yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmektedir”
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, alacağın temliki sözleşmesine konu alacağa yönelik başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır. İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı … tarafından borçlu davalı …San.Tic.Ltd.Şti. Aleyhine 64.148,22 TL asıl alacak ve 3.294,28 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 67.442,50 TL cari alacak için ilamsız takip yapıldığı, takip borçlusu vekilinin süresi içerisinde asıl alacağa, tüm ferilerine, işlemiş faize, faiz oranına, faiz türüne itiraz ettiği görülmüştür. Takibin dayanağı belgeler; 09/06/2015 tarihli temlik sözleşmesi, temlik eden şirketin davalı adına düzenlediği fatura ve muavin defter kaydıdır. Damga vergisi ödenmiş olan sözleşmede dava dışı … Tic.Ltd.şti’nin davalıdan olan 64.148,22 TL tutarındaki alacağının davacıya temlik edildiği belirtilmiş ve imzalanmıştır. Fatura, 23/12/2014 tarihli olup, tanıtım ve reklam hizmet bedeli açıklamalı ve 902.600,00TL bedellidir. Mali müşavirin düzenlediği muavin defter suretinde davalı şirketin hesabında faturanın yer aldığı ve bakiye alacağın 64.148,72 TL olduğu görülmektedir. Davalı taraf, delil listesinde dava dışı şirketin kendilerini zarara uğrattığı iddiasına yönelik olarak Beşiktaş Belediyesine müzekkere yazılmasını talep etmiş, mahkemece müzekkere yazılacak hususta detaylı beyanda bulunulması için davalı vekiline süre verilmiş ancak davalı tarafça beyanda bulunulmamıştır. Davalı taraf, dava dışı şirketin sebep olduğu zarara ilişkin fatura düzenlenip gönderildiğine dair Mng kargoya müzekkere yazılmasını talep etmiş, müzekkere cevabında gönderi kodunun bildirilmesi gerektiği belirtilmiş, ancak davalı tarafça bildirimde bulunulmamıştır. Davalı taraf delil olarak süslemelerin olduğu fotoğraflar, kim tarafından yapıldığı ve içeriği net olmayan whatsapp yazışmalarını sunmuştur. Mahkemece dava dışı şirkete, defterlerin sunulması için tebligatlar yapılmış ancak sunulmamıştır. 22/03/2017 tarihli 3. Celsede tarafların ticari defter ve belgelerinin sunulması için inceleme günü belirlenmiş ise de davalı tarafa ihtaratlı tebligat yapılmamıştır. Reklamcı ve Mali Müşavir bilirkişiler Prof.Dr…. ve Prof.Dr… tarafından düzenlenen 20/02/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacının (temlik alan) 16.06.2015 takip tarihinde davalı aleyhine 09.06.2015 tarihli “Alacağın Temliki Sözleşmesi” kapsamında temlik eden dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin davalı … şirketinden olan 64.148,22 TL alacağa takip başlattığı, dava dışı (ancak temlik sözleşmesinin temlik edeni) dava dışı … şirketinin ticari defterlerinin incelenemediği, icra dosyası içeriğindeki … tic.ltd.şti. Mali Müşaviri … kaşe ve imzası ile dosyaya ibraz edilen 2014-2015 yılına ait muavin kayıtlarına göre …’nin davalıdan temlik tutarı olan 64.148,22 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, davacının alacaklı olduğuna karar verilmesi halinde davacının 16.06.2015 tarihli icra takibinde 64.148,22 TL asıl alacağına talep edilen 3.294,28 TL işlemiş faiz talebinin sayın mahkememizin takdirinde olduğu davacının belirlenen 64.148,22 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Her iki taraf vekilinin hazır bulunduğu 03/04/2019 tarihli celsede ticari defter ve belgelerin sunulması için yeniden inceleme günü belirlenerek ek rapor alınmasına karar verilmiş, inceleme gününde davalı vekili bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesini talep etmiş, mahkemece yerinde inceleme yetkisi verilmiştir. Reklamcı ve Mali Müşavir bilirkişiler tarafından düzenlenen 28/10/2019 tarihli bilirkişi ek rapor; ”Davalı vekili Sn. … Bey; 10.05.2019 inceleme günü Sayın Mahkeme Kaleminde hazır bulunmuş ve “Yerinde İnceleme” talep etmiştir. Bu meyanda 15.10.2019 tarihinde davalı vekili Sn. … Bey ile İstanbul Barosu sekreterliğinden telefonu tedarik edilerek “…” mail adresine yerinde inceleme talepli ve yazılı olarak talepte bulunulmuş ( hazırlanması gereken belgeler ve kayıtlar belirtilerek) , sonrasında ise, 17.10.2019 tarihinde “cevap alınamadığı ve ilgi rica edildiğine” ilişkin mail gönderilmiştir. Cevaben Sayın davalı avukatı tarafından 17.10.2019 tarihinde müvekkile ilettiği, müvekkilinin yurtdışında olduğu ve döner dönmez ise evrakları paylaşacağı bilgisi verilmiştir.Ancak, iş bu rapor tanzimine kadar heyetimizin yerinde inceleme talebine herhangi bir dönüş yapılmadığından davalının ticari defterleri incelememiş olup, İş bu husus münhasıran Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunmaktadır.Bu nedenle kök rapordaki görüşlerimizi değiştirecek herhangi bir husus bulunmamaktadır.” şeklindedir. Davalının istinaf itirazlarının incelenmesi; Her ne kadar davalı taraf, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde temlik sözleşmesinde ve faturada adı geçen şirketin farklı bir şirket olduğunu, bu şirket ile ticari ilişkilerinin olmadığını beyan etmiş ise de; dava dışı …nin ünvan değişikliği ve adres değişikliği yaptığının ticaret sicil kayıtları ile sabit olduğu, davalının ticari ilişkisi olduğunu kabul ettiği şirketin, davaya konu temlik sözleşmesinin tarafı olan şirket olduğu anlaşılmakla davalının bu itirazına itibar edilmemiştir. 6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Yargıtay HGK. 25/05/2016 tarih ve 2014/19-861 Esas, 2016632 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20. maddesinde tacir olmanın bağlandığı genel hükümler düzenlenmiş olup, tacirler arasındaki ihbar veya ihtarların ne şekilde yapılacağı bu genel hükümler arasında yer almaktadır. 6762 sayılı TTK’nin 20/3. fıkrasında diğer tarafı temerrüde düşürmek veya sözleşmeyi fesih yahut ondan rücu amacıyla yapılacak ihbar veya ihtarların muteber olması için bu işlemlerin noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgrafla yapılmasının şart olduğu hüküm altına alınmıştır.Dava dışı temlik eden şirket ve davalı, TTK 16. madde hükmünce tacir olduğundan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/10/2015 tarih ve 2015/8094 Esas, 2015/12630 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere ayıp ihbarının TTK’nin 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde yapılması gerektiği gözetildiğinde, davalının ayıp iddiasını ve ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ve TTK’nin belirttiği şekilde geçerli olarak yapıldığını kanıtlaması gereklidir. Davaya konu somut olayda ise, davalı taraf her ne kadar hizmetin ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de bunu kanıtlayan delil dosyaya ibraz edilmemiştir. Alacağın dayanağı faturanın iade edildiğine yada ayıplı ifa sebebi ile uğranılan zarara ilişkin fatura düzenlediği ve gönderildiği iddiası kanıtlanamamış, mahkemece verilen ticari defterlerin yerinde incelenmesi yetkisi gereğince defterlerin incelenmesi sağlanmamıştır. Davacının alacağı, bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1.b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 158,60 TL’nin mahsubu ile bakiye 111,25 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2023