Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1874 E. 2023/1427 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1874
KARAR NO: 2023/1427
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1081
KARAR NO: 2020/109
DAVA TARİHİ: 31/01/2018
KARAR TARİHİ: 04/02/2020
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 11/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine … numaralı “Klasik Yangın Sigorta Poliçesi” ile 16/09/2016-2017 tarihleri arasında sigortalı bulunan … Şirketi’ne ait fabrika binasında 18/08/2017 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde emtia, bina demirbaş ve makine kıymetlerinde hasar oluştuğunu, 12/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda sigortalıya ait kağıt deposunda meydana gelen yangının, … idaresine ait olan direkte bulunan havai hat elektrik kablolarında oluşan şerareden/arkdan meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasardan davalının %100 kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin işbu yangın sebebiyle toplam 411.405,00 TL hasar bedelini sigortalısına ödediğini, davalıya yapılan rücu başvurusu neticesinde herhangi bir yanıt alınamadığından işbu davanın açıldığını, Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliği’ne göre, dağıtım şirketlerinin (davalının) lisansı kapsamındaki dağıtım bölgesinde elektriğin dağıtım sistemine girişinden tüketim noktalarına iletilmesine kadar olan tüm aşamada koruyucu bakım ve onarım hizmetlerinin planlanması ile uygulanması konularında gerekli iletişim alt yapısını kurmakla yükümlü olduğunu beyanla, sigortalıya ödenen 411.405,00 TL tazminatın 08/11/2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Gerek davacı taraf gerekse dava dışı sigortalının zararın tazmini için müvekkili şirkete süresi içerisinde müracaat etmediğini, hasarın müvekkili şirketin dağıtım şebekesinin işletilmesinden kaynaklandığının davacı şirket tarafından ispatı gerektiğini, hasarın müvekkili şirketin dağıtım şebekesinin işletilmesinden kaynaklanmadığını, öyle olması durumunda aynı koldan enerji alan başka binalarda da yangın ve hasar olmasının gerektiğini, müvekkili şirketin AYS (Arıza Yönetim Sistemi) kayıtlarında yapılan incelemede 18/08/2017 tarihinde dava konusu yangın olayının gerçekleştiği adresten hiçbir arıza başvurusunun bulunmadığının ve yine aynı tarihlerde ilgili mahalli etkileyen bir arızanın oluşmadığının görüldüğünü, müvekkili şirketin teknik personeli tarafından dava konusu olayın gerçekleştiği mahalde yapılan incelemelerde elektrik direklerinin enerjisiz şekilde boşta olduğunun ve ilgili bölgenin yeraltı şebeke hattından beslendiğinin tespit edildiğini, bu durumda enerjisiz elektrik direklerinde şerare ya da ark oluşmasının teknik olarak mümkün olmadığını ve müvekkili şirketin dava konusu olayda herhangi bir sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığını, kusurun tamamıyla dava dışı sigortalı şirkete ait olduğunu, davacı taraf iddialarını 22/08/2017 tarihli raporuna dayandırmakta ise de yangın raporunda da yangının müvekkili şirketin kusuru ile çıktığı yönünde açık bir tespitin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına, özellikle hükme esas alınan 03/01/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre, 18.08.2017 tarihinde davacı … Şirketi nezdinde … numaralı “Klasik Yangın Sigorta Poliçesi” ile 16.09.2016-16.09.2017 tarihleri arasında sigortalı bulunan … Şirketi’ne ait … (…) Mahallesi, … Sokak No:… Halkalı-Küçükçekmece –İstanbul adresinde bulunan fabrika binasın da yangın çıktığı, sigortalanan taşınmazında meydana gelen yangın neticesinde emtia, bina demirbaş ve makine kıymetlerinde hasar meydana geldiği, bilirkişi marifetiyle yaptırılan tespite göre 414.405 TL miktarında ki hasar bedelinin davacı tarafından dava dışı sigortalısına ödendiği, her ne kadar davacı tarafça, meydana gelen yangının … idaresine ait olan direkte bulunan havai hat elektrik kablolarında oluşan şerareden/arkdan meydana gelmiş olduğu, dolayısıyla da hasarın meydana gelmesinde davalı … Şirketi‘nin enerji nakil hatlarında gerekli bakım ve düzeltici iş ve işlemleri yapmamak suretiyle tamamen kusurlu ve sorumlu olduğu iddia edilmiş ise de, dosyada mevcut … ve … tarafından düzenlenen 29/08/2018 tarihli rapor ve içeriğinden açıkça anlaşılacağı ve özellikle raporda ki fotoğraflarda açıkça görüleceği üzere, yangından önce çekilen fotoğraflarda yangının çıkış noktası olduğu iddia edilen elektrik direğinin atıl olduğunun ve enerji nakil hattında faal olarak kullanılmadığının açıkça belli olduğu, yine davalı elektrik şirketinin kayıt ve belgelerine göre bölgenin yeraltı şebeke hattından beslendiği, hal böyle olunca da elektrik direğinin enerjisiz şekilde boşta olması sebebiyle enerjisiz elektrik direğinde şerare ya da ark oluşmasının teknik olarak mümkün olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda açıklandığı gibi yangının, sigortalı … Anonim Şirketi’ne ait depo mahalli çevresine harici olarak çekilen elektrik tesisatında meydana gelen ark sonucu başladığının ve depo mahallinde bulunan rulo kağıtlarını tutuşturarak çevreye sirayet ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, hal böyle olunca da davalının sorumluluğunu gerektirecek bir kusurunun bulunmadığı sonucuna ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddi” yönünde karar verilerek, davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu yangın sebebiyle … A.Ş. ve müvekkili tarafından ayrı ayrı eksper tayin edildiğini ve sigorta eksperlerinin raporlarının aynı doğrultuda olup davalı …’a sorumluluk yüklendiğini, Yangın Uzmanı …’nun yangının başlangıç yerinin işletmeye ait elektrik sayacından önce olduğunu tespit ettiğini, sayaç girişine kadar kablonun kontrolünün davalının yükümlülüğünde olduğunu, kablonun bakım, onarım ve periyodik kontrollerinden davalının sorumlu olduğunu, İtfaiye raporu ve görgü tanıklarının ifadelerine göre elektrik idaresine ait elektrik direğinde ark/şerare oluşması ve alt tarafında bulunan ambalaj kağıt rulolarını tutuşturmasıyla yangının meydana geldiğini, rüzgarın etkisiyle yangının yayıldığını, Sigorta eksperi …’nın yangının elektrik direğinin bulunduğu yerin altındaki bobinden çıktığını gördüğünü, 2015 yılına ait Google Map üzerinden bulunan fotoğrafta elektrik direğinin görüldüğünü, bu nedenle hükme esas alınan raporda bilirkişi tespitinin gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi elektrik direğinin atıl olduğunu söylese de direğin atıl olmadığını, bilirkişi raporunda yangının başlangıç yerinin doğru tespit edilmediğini, tutuşan kağıtların rüzgar etkisiyle taşınmasının göz ardı edildiğini, rapor hükme elverişli olmamasına rağmen yeni bir heyetten rapor alınması taleplerinin kabul edilmediğini, itfaiye raporu, görgü tanıkları, kamera görüntüleri ve ekspertiz raporları …’a sorumluluk yüklemişken yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini,Ayrıca mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4.maddesine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalıdan 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı sigortalı … Şirketi’ne ait işyeri için 16/09/2016-2017 tarihlerini kapsayan Yangın Sigorta Poliçesi düzenlenmiş, dava konusu hasar 18/08/2017 tarihinde meydana gelmiş ve davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 08/11/2017 tarihinde 414.405,00 TL ödeme yapılmıştır. Poliçenin koasürans esasına göre düzenlendiği ve davacı … A.Ş.’nin % 10 oranında sorumlu olduğu, davacı sigorta şirketi nezdinde yangın nedeniyle bina hasarının 463.325,00 TL, makine hasarının 408.500,00 TL, emtia hasarının 300.000,00 TL olarak teminat altına alındığı tespit edilmiştir. İstanbul İtfaiye Daire Başkanlığı K.Sinan Bölge Grup Amirliği tarafından düzenlenen 22/08/2017 tarihli yangın raporunda; Yangının söndürülmesine müteakip yapılan inceleme ve araştırmada, … firması tarafından kullanılmakta olan … Sokağın kuzeyinde yaklaşık 1000 m2 açık 1000 m2 ise üstü trapez sacla kaplı rulo kağıt depolama alanı, sokağın güneyinde zemin üzeri 2 katlı binanın bitişiğinde yaklaşık 500 m2 açık alana istiflenmiş rulo kağıtların olduğu alan ve bina giriş katında yaklaşık 1000 m2 kapalı depolama alanında bulunan rulo kağıtların tamamının alevli şekilde yanmakta olduğu, çevredeki işyerlerine ait güvenlik kamera kayıtları incelendiğinde ve çalışanlarla yapılan görüşmelerde, işyeri çalışanları ve etrafında bulunan diğer işletme çalışanlarınca portatif söndürme cihazları ve yangın dolaplarından müdahale edilmeye çalışıldığı, yangın yükünün (bol miktarda istiflenmiş kağıt ruloları) fazlalığından dolayı yangının sirayetinin arttığı, sokağın kuzeyinde bulunan depolama alanı önünde işletmeye ait elektrik direğinde şerarelenmenin olduğu, altında bulunan rulo kağıtlarını tutuşturduğu, rüzgarın etkisiyle hızla etrafına sirayet ettiği kanaatine varıldığı ifade edilmiştir.Ekspertiz raporunda; sigortalı şirkete komşu firma olan … firmasına ait CCTV video kamera kayıtlarının incelendiği ve yangının başladığı anın 14:12 olarak tespit edildiği, yangının elektrik direğinin bulunduğu ifade edilen yerin altında bulunan bobinden başladığının video kayıtlarından görüldüğü belirtilmiştir.Koasürans esasına göre düzenlenen poliçede %25 oranında sorumluluğu bulunan … A.Ş. tarafından yangın uzmanı …’dan alınan ve davacı tarafça delil olarak dava dilekçesi ekinde sunulan 12/12/2017 tarihli raporda; itfaiye raporuna ve görgü tanıklarına göre deponun kuzeyinde bulunan elektrik idaresine ait olduğu zannedilen elektrik direğinde ark/şerare oluşması nedeniyle alt tarafında bulunan ambalaj kağıt rulolarının tutuşmasıyla yangının meydana geldiği, rüzgarın etkisiyle işyerine ait diğer binaya ve çevre işyerlerine sıçradığı, yangının başlangıç yerinin işletmeye ait elektrik sayacından önce olduğu, yangına sebebiyet veren kabloya ait elektrik bakım ve kontrolün dağıtım şirketi yükümlülüğünde bulunduğu, yangının başlamasına sebebiyet veren enerji kablosunun … sorumluluğunda olması sebebiyle meydana gelen zarardan …’ın sorumlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Davalı … tarafından sunulan kayıtlarda; TM-11449 trafo merkezinden AG (Alçak Gerilim) yer altı 2(3×120+70) NYFGBY Kabloları ile enerjilendirilmiş “…” abone numarasına sahip …. A.Ş.’nin mevcut kofraları tek tek fotoğraf ile kayıt altına alındığı, kablonun tesis edildiği tarihten bu yana hiçbir şekilde bölünmediği (kablo ek mufu olmadığı) ve kabloya hiçbir şekilde ek yapılmadığının tespit edildiği, Yapılan saha çalışmalarında yangının çıktığı … Sokakta söz konusu şirketin “Depo” olarak kullandığı ve … bünyesinde hiçbir şekilde/durumda elektrik tesisinin yapılmadığı ve bölgede …’a ait herhangi bir malzeme olmadığının saptandığı, … tarafından yangının meydana geldiği depoya 2017 yılı öncesi ve sonrası enerjinin bağlanmamış olduğu,Yangının çıktığı depoya “…” abone numarasına sahip şirketin kofrasından sonra tamamen … izni ve bilgi dahilinde olmadan, kaçak kablo (hat) binaya klemensler ile tutturularak devamında da yolun karşısına havai şebeke olarak devam ettirildiği, deponun bu şekilde enerjilendirilmiş olduğu, yapılan çalışmanın … tesisi ve yetkisi alanı dışında gerçekleştirildiği,Dağıtım Şirketlerinin tesis yetki ve kontrol alanlarının kofraya kadar olduğu, bu doğrultuda kofradan sonra yapılan elektrik şebekesinin … sorumluluk ve yetki alanında bulunmadığı, söz konusu direk ve hattın … onayı ve bilgisi dahilinde olmadan kullanıldığı, depoya çekilen enerji hattının kaçak hat olduğu, mevcut saha durumu ve abonelerin beslendiği mevcut tesis incelendiğinde .. Sokak üzerinde herhangi bir havai hat ve şebekeye, 2017 yılı öncesi ve sonrasında rastlanmadığı, sokak üzerinde bulunan diğer abonelerinde yeraltı AG (Alçak Gerilim) şebekesi ile enerjili olduğu ayrıca Sefaköy İşletme Müdürlüğünden alınan 2017 yılı öncesi ve sonrası arıza kayıtları listesinde de … Sokakta herhangi bir havai şebeke arızası olmadığının saptandığı, … Sokak ile ilgili … bünyesine bölgede belediyeden talep edilen herhangi bir yeraltı kazı ruhsat yazısı olmadığı, … tesis yapım usul esaslarında ve şirketleri işleyişinde bir bölgenin yeraltı tesisi çalışmasından önce Büyükşehir Belediyesinden gerekli kazı izinlerinin, kazı ruhsatlarının alınması gerektiği aksi takdirde Büyükşehir Belediyesinin o bölgede herhangi bir çalışma yapılmasına kesinlikle izin vermediği, dolayısıyla ruhsat olmadan 2017 yılında kazı yapılmasının mümkün olmadığı, bu doğrultuda bölgede 2017 yılından çok önce kazı yapıldığı (1980), … arşivlerinden alınmış olan “…” abone numarasına sahip … San. Tic. A.Ş. abone bilgileri ve geriye dönük belgeler incelendiğinde 1980 yılına ait kabul şartı, sayaç enerji bilgileri, tekrar elektrik verme emri gibi imzalı verilerde abonenin 2(3×120+70) NYFGBY AG (Alçak Gerilim) kablosu ile enerjilendirildiğinin açıkça gözüktüğü, … Sokakta bulanan “…” abonelerde de geriye dönük arşiv kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde yeraltı alçak gerilim kabloları ile kofralarına kadar … tarafından enerji verildiği, “…” abone numarasına sahip …San.Tic. A.Ş. nin kofrasına kadar … tarafından yer altı Alçak Gerilim kablosu ile 2017 yılının çok öncesinde tesis yapıldığı, söz konusu yangının kofranın bulunduğu ve enerjinin talep edildiği ticarethanede değil, … Sokakta ticarethanenin depo olarak kullandığı alanda çıktığı ve … ait herhangi bir havai elektriksel şebekesi bulunmadığı belirtilmiştir. Davalı …’ın sigortacısı ihbar olunana … Sigorta AŞ tarafından sunulan ekspertiz raporunda ise; … tarafından elektrik hatlarının yangından yıllar önce yer altına alındığı, yangının çıktığı iddia edilen elektrik kafes direğinin boş direk olduğu, davacı şirket sigortalısı … tarafından fabrikasından açık depolama alanına elektrik hattı çekildiği ve bu hattın kafes direğin üzerinden geçirildiği, bu nedenle eğer yangın elektrik hattından çıkmış ise bu hattın davacı şirket sigortalısı …’a ait olduğu, yangının …’tan kaynaklanmadığı ifade edilmiştir. Mahkemece makine mühendisi, elektrik-elektronik mühendisi, inşaat yüksek mühendisi, kimya mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşan heyetten alınan raporda; Davalı tarafından sunulan kayıtlara göre davalı şirketin, sigortalı şirkete ve … Sokakta bulanan diğer şirketlere ait taşınmazlara elektrik enerji beslemelerinin 1980 yılı öncesinde yeraltı alçak gerilim kabloları ile kofralarına kadar tesis edildiği, davalı şirket tarafından yangın mahali olan şirkete ait depoya veya depo önünde bulunan elektrik direğine elektrik tesisi yapılmadığı, davalı dağıtım şirketi tarafından TM-11449 trafo merkezinden AG (Alçak Gerilim) yer altı 2(3×120+70) NYFGBY Kabloları ile enerjilendirilmiş hattan “…” abone numarasına sahip … San. Ve Tic. A.Ş.’nin mevcut kofralarına enerji tedarik edildiği, sigortalı …’a ait kofranın yangının başladığı mahalden farklı bir noktada olduğu,Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 4. maddesi h bendinde; “Dağıtım tesisi: İletim tesislerinin ve dağıtım gerilim seviyesinden bağlı üretim ve tüketim tesislerine ait şalt sahalarının bittiği noktadan sonraki nihayet direğinden, alçak gerilim seviyesinden bağlı tüketicilerin yapı bina giriş noktalarına kadar, bina giriş ve sayaç arası hariç, elektrik dağıtımı için teçhiz edilmiş tesis ve teçhizat ile dağıtım şirketince teçhiz edilen ya da devralınan sayaçları ifade ettiği” hükmü uyarınca davalı şirketin tüketici/abonelerine elektrik hizmeti sunduğu elektrik tesisatı hattındaki sorumluluğunun abone/tüketici sayacına kadar olan kısım olduğu, ayrıca Elektrik İç Tesisat Yönetmeliği 6. Maddesinde, abonenin sayacı sonrasında elektrik iç tesisatının bakımı ve işletmesinin abone sorumluluğunda olduğunun hüküm altına alındığı, ilgili mevzuatlar kapsamında, Aboneye ait elektrik sayacına kadar gelen elektrik hattındaki enerji kalitesi sorumluluğunun davalı tarafa ait olduğu, sayaç sonrası taşınmaz elektrik iç tesisatı sorumluluğunun abone sigortalı şirkete ait olduğu,Yangının … Sokakta söz konusu şirketin “Depo” olarak kullandığı mahalde bulunan elektrik direği alanında başladığı ancak davalı dağıtım şirketinin yangının başladığı sigortalı …’a ait depoya veya depo önündeki elektrik direğine elektrik hattı tesis etmediği, yangının meydana geldiği depoya yetkili elektrik dağıtım şirketinin izni dışında harici elektrik hattı çekildiği, söz konusu elektrik hattında oluşan ark/şerare sonucu yangının meydana geldiği ve arkın etrafta bulunan rulo kağıtlarına tutuşturması sonucu çevreye sirayet ettiği, Davalı Şirket tarafından, … no.lu abonesi Sigortalı …. A.Ş.’nin mevcut kofralarına kadar enerji tedarik edildiği, davaya konu yangının meydana geldiği depo alanı ile sigortalıya ait enerji besleme kofralarının farklı bölge olduğu ve davalı tarafından depo mahalline veya depo alanında bulunan elektrik direğine elektrik tesis edilmediği, depo mahalline tesis edilen elektriğin harici olarak çekilmiş olabileceği, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri ve Elektrik İç Tesisat Yönetmeliği kapsamında sigortalıya ait kofra (sayaç) sonrası elektrik tesis sorumluluğunun dava dışı sigortalı şirkete ait olduğu ve meydana gelen yangında davalı şirketin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı yangın sonucu sigortalının makine ve ekipmanlarında oluşan hasar bedelinin yaklaşık 922.907,19 TL olabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. İnceleme ve değerlendirme;6098 sayılı TBK’nın 69. (Mülga 818 sayılı B.K’nun 58) maddesi uyarınca, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Bina veya yapı eserlerinden doğan sorumluluğun doğması için; kişinin bina veya sair inşa eserinin maliki olması ve zararın bina veya sair inşa eserinin yapımındaki bozukluk veya bakımındaki bir noksanlıktan meydana gelmesi gerekir. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, TBK’nın 69. maddesindeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Bir bina veya yapı eserini malikinin TBK’nın 69. maddesine göre sorumlu tutulabilmesi için zararın, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden doğduğu ispatlanmalıdır. Buradaki ispat yükü zarar görene düşer. Bununla birlikte zararla, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği arasında uygun illiyet bağının bulunması yani zararın yapımdaki bozukluktan veya bakımdaki eksiklikten dolayı meydana gelmiş olması gerekmektedir. Bu sorumlulukta zarar gören zararın, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden doğduğunu ispatlamakla yükümlü ise de yapı malikinin kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Zira TBK’nın 69. maddesine dayalı sorumluluk, kusursuz sorumluluk halidir. Bu nedenle yapı maliki ise, kusurun bulunmadığı savunmasının ötesinde uygun illiyet bağının kesildiğini kanıtlamalıdır. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması, üçüncü bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması şartlarından birini gerçekleşmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24/02/2016 tarih 2014/11-289 E. 2016/163 K. sayılı ilamında illiyet bağının varlığı ve kesilmesi “…İlliyet bağı; mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru veya üçüncü kişinin kusuru nedeniyle kesilebilir. Mülga BK’nun 58. maddesi kapsamında sorumluluğun doğabilmesi için illiyet bağının kesilmemiş olması gerekir. Doktrindeki kabul edilen görüşe göre illiyet bağının kesilmesi olasılığı dar yorumlanmalıdır. Her üç neden açısından da, illiyet bağının kesildiği iddiası, sorumlu kişiler tarafından açıkça ispatlanmadıkça kabul edilmemelidir. Bu bakımdan sorumluluktan kurtulmak oldukça zorlaştırılmıştır (Erten Ali, Türk Borçlar Hukukuna Göre Bina ve İnşa Eseri Sahiplerinin Sorumluluğu, BK.58, Ankara 2000, s.230; Baş Ece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Açısından Bina ve Yapı Eserlerinden Doğan Sorumluluk, XII Levha Yayınları, s.113; Deschenaux Henri, Tercier Pierre, Sorumluluk Hukuku, Çeviren Salim Özdemir, Ankara 1983, s.37). İlliyet bağını kesen hallerden birinin varlığı veya zarara yapım bozukluğu veya bakım eksikliği dışında ve bunların bir katkısı olmaksızın mücbir sebepten üçüncü bir kişinin kusurundan kaynaklanan başka bir kazanın sebep olduğu kanıtlanmadığı takdirde ispat yükü yerine getirilmiş sayılır…” şeklinde açıklanmıştır.Ekspertiz raporunda yangının çıkış sebebine yönelik ayrıntılı bir değerlendirme olmadığı, komşu kamera kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde yangının elektrik direğinin bulunduğu yerin altında bulunan bobinden başladığı ifade edilmiş ise bu tespitin gerekçesinin açıklanmadığı ve delillendirilmediği, yangın uzmanı … tarafından düzenlenen raporda yangına sebebiyet veren kabloya ait elektrik bakım ve kontrolün dağıtım şirketi yükümlülüğünde bulunduğu ifade edilmiş ise de, …’tan gelen kayıtlar ve bilirkişi heyet raporuna göre söz konusu direğin atıl halde olduğu, …’ın yer altından elektrik verdiği, dava dışı sigortalının ise kaçak hat çektiği ve yangının sigortalı tarafından çekilen ve davalının sorumluluk alanı içerisinde bulunmayan kablolardan kaynaklandığı, yine yangın raporu ile bilirkişi raporu arasında çelişkinin de bulunmadığı zira elektrik direğinin atıl halde olması ve kaçak hattın davalı tarafça çekilmesi nedeniyle davalı … sorumluluğunda bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece alınan raporun hükme elverişli olduğu kanaatine varılmıştır. Bu durumda yangının başlangıç yerinin sigortalı sorumluluğunda olduğu, davalı şirket yönünden illiyet bağının bulunmadığı tespit edilmekle davanın reddi kararı usul ve yasaya uygundur. Ancak karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/4.maddesi gereğince, maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücretine, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre maktu olarak hükmedilmesi gerekirken, mahkemece nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin bu yönden kabulü gerekmiştir. Yapılan açıklama ve değerlendirmeler uyarınca, ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararı usul ve yasaya uygun ise de karar vekalet ücreti yönünden hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜ ile İstanbul 6. Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1081 E. 2020/109 K. sayılı ve 04/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve DAİREMİZCE YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE,a-Davanın REDDİNE, 2-İlk derece mahkemesi yargılama giderleri yönünden;a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL harcın, peşin alınan 7.025,77 TL harçtan mahsubu ile kalan 6.755,92 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,c-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,ç-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Dairemizin karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/4 maddesi uyarınca 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 3-İstinaf yargılama giderleri yönünden,a-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,c-Davacının yapmış olduğu 235,50 TL (istinaf harç ve posta masrafı) istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,ç-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince iadesine,d-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/10/2023