Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/187 E. 2021/269 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/187
KARAR NO : 2021/269
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1204 Esas
KARAR NO : 2017/153
KARAR TARİHİ: 09/02/2017
DAVA: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 10/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil firma tarafından davalı şirkete Gümrük Müşaviri sıfatıyla gümrük işlemlerini takip etmesi için Bakırköy …. Noterliğinden … Yevmiye numarasıyla 19/04/2011 tarihli vekaletname verildiğini, davalı şirket tarafından ithalat işlemlerinin bu vekalete istinaden başlatıldığını, müvekkil firma adına Atatürk Havalimanı Gümrük Müdürlüğünce tescil edilen 194262/23.5.2011 sayılı ve tarihli serbest dolaşıma giriş beyannamesi eki fiili ithalatının tamamlanması beklenirken fiili ithalatın tamamlanmadığını, bu durumun davalı firmanın kusuru ile gerçekleştiğini, bu nedenle müvekkil firmanın mağdur olduğunu, söz konusu ithalatın tamamlanamadığını, serbest dolaşıma giriş beyannamesi eki fatura muhteviyatı eşyalar; 13/08/2012 tarihinde TASİŞ (Tasfiye İşlemleri) vasıtası ile satıldığını, bu husustan davalının ve doğal olarak da müvekkil firmanın çok sonra haberi olduğunu, eşyaların satılmasındaki süreçte davalının açıkça kusurlu olduğunu, müvekkil şirketin gümrük işleri konusunda bilgi sahibi olmadığını ve bu işlemleri hukuka uygun olarak yapabilmek için davalı firmaya vekaletname verdiğini, davalı firmanın görevini hatalı yaptığını, ithalata konu eşyanın ithalini sağlayamadığını ve eşyanın tasfiye edilmesine neden olduğunu, eşyaların satılmasından doğan zararın tazmin edilmediğini, iş bu nedenlerle resen dikkate alınacak sair sebeplerle, müvekkil firma tarafından ödenen 11.600 EURO karşılığı olan Türk Lirasının beyanname tescil tarihi olan 23/05/2011 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yapılan yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özete; davacı firma yetkilisinin dava dışı İsrailde mukim …’ten sensörlü elektronik cihazların ithal edildiğini, ve müvekkilden bu emtiaların gümrükleme işlerinin yapılmasını istediğini, ürünlerin kiralanacağını satılmayacağını, bu nedenlerle TSE vb. İşlemlere tabi tutulmayacağını açıkça belirttiğini, müvekkilinin davacının verdiği bilgi ve talimatlar doğrultusunda gerekli gümrük işlemlerini başlattığını, ithal edilen eşyaların 16/04/2011 tarihinde …. Tic. Aş geçici depolama alanına indirildiğini, bu durumun davacıya gümrük gönderi ihtarnamesi ile bildirildiğini, söz konusu depolama süresinin 20 gün olduğunun yazdığını, ürünlerin toplam sayısının 11 adet olduğunu ve numune niteliğinde bildirildiğini, ancak Gümrük memurunun ürünün özelliği ve sayısına bakarak ürünleri numune kapsamında değerlendirmediğini, ve izin alınması için TSE ye sevk ettiğini, bu durumda bazı bilgilerin gerektiğini davacı tarafa söz konusu ürünlerin CE belgelerinin gerekli olduğunun bildirildiğini, ancak davacı tarafça herhangi bir bilgi ve belge gönderilmediğini, söz konusu evraklar beklenirken eşyaların satışının yapıldığını, eşyaların gümrükten çekilememesinin müsebbibi Müvekkil şirketin değil bizzat davacı taraf ile … firmasının kendisi olduğunu, iş bu nedenlerle davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davasının reddini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, yapılan yargılama sırasında cevap dilekçesini tekrar etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” ….davacı tarafça ithal edilen ürünün davalı tarafın üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle devlet malı sayıldığından bahisle doğan zararının tazminin talep edildiği, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Taraflar arasında davacı tarafça ithal edilen ürünlere ilişkin olarak gümrük işlemlerinin yürütülmesi için davalıya vekalet verildiği, eşyaların numune olarak bildirildiği, ancak gümrük işlemlerinin tamamlanamadığı ve ithal edilen ürünlerin satışa sunulduğu hususunda anlaşmazlık bulunmamakta, anlaşmazlık kaynağı davalının üzerine düşün yükümlülükleri gereği gibi yerine getirip getirmediğinden kaynaklanmaktadır. Dosya kapsamında bulunan taraflar arasındaki yazışmalar ve diğer belgeler incelendiğinde; davacı şirket çalışanı … tarafından davalıya gönderilen mail dikkate alındığında ürüne ilişkin olarak satılmayacağı, kendi ihtiyaçları için kullanılacağından bahisle TSE ile uğraşılmamasını, numune veya başka bir şekilde gümrükten zaman kaybedilmeden çekilmesini istediği, bu beyana binaen davalı tarafça beyannamede numune olarak bildirildiği, ancak gümrük memurlarınca eşyanın numune olarak kabul edilmediği ve TSE ‘ye gönderildiği, eşyada CE belgesi bulunmasının gerektiği, bu durumun davacıya iletilmesine rağmen davacı tarafça CE logosu ve belgesine ilişkin eksikliğin giderilmemesi nedeni ile davacı tarafça ithal edilen ürünlerin satışa çıkartıldığı anlaşılmıştır. Dosyamız kapsamına alınan 07/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ürünlerin gümrük işlemlerinin hızlıca yapılması için numune veya başka bir şekilde bildirilmesinin ve kendileri için kullanılacağının davacı tarafça bildirildiği ve davalının üzerinde bu yönde baskı kurulduğu, davalının kendisine verilen talimatlar doğrultusunda beyanname doldurduğu, ancak tarafların iradesi dışında gümrük memurlarınca eşyanın numune olmadığına karar verildiği, bu hali ile her ne kadar davalı taraf kendisine verilen talimatlar doğrultusunda beyanname doldurmuş ise de bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere üzerine düşün yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediği, küşat hakkını kullanmadığı, oysa ki yaptığı iş nedeni ile karşılaşılabilecek durumları bilmesi gerektiği ve buna göre gerekli tüm tedbirleri alması gerektiği ancak bunu yapmayarak sadece davacının beyanı ile hareket ettiği, bu hali ile kusurlu olduğu ve davacının zararından da sorumlu olduğu, bununla birlikte davacı tarafça davalının üzerinde baskı kurulduğu, hem gümrük işleri için davalıya vekalet verilmesine rağmen davalının üzerinde baskı oluşturularak ürünlerin numune olarak beyan edilmesine sebep olduğu gibi, beyannameden sonraki aşamada da CE belgesini temin edemediği, bilirkişi raporunda da CE belgesi alınmasının davacının sorumluluğunda olduğu, davacı tarafça istenilmesine rağmen belgelerin davalıya sunulmadığı, bu hali ile davacının da uğradığı zararda kusurlu olduğu kanaatine varılmakla, Mahkememizce kusur olarak görülen eylemlerin niteliği de dikkate alındığında davacının zararından kendi kusuruna isabet eden %15lik oranda indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne, yapılan indirimin Mahkememizce resen yapılması nedeniyle reddedilen kısım bakımından davalı yararına vekalet ücreti veya yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile Davanın KISMEN KABULÜ ile, 28.444,40 TL’nın 23/05/2011 tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; kararın eksik ve gerekli incelemeden yoksun olarak verildiği, davalı şirketin davacı firmadan aldığı bilgi ve talimatlara uygun olarak davrandığı , ancak gümrük muayene memuru ve gümrük idaresinin ürünün özelliği ve adet sayısına bakarak beyan edilen ürünleri numune kapsamında değerlendirmediği, gerekli özen yükümlülüğü yerine getirilerek yapılan ithalat işleminin sürecini değiştiren idarenin mevzuatta numune tanımının açık ve net olmamasından kaynaklanan takdir yetkisini kullandığı, bilirkişi tarafından yapılan tespitte de emtianın ”numune” niteliğinde olduğu tespit edilmekle davalı tarafa atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, ürünlerin CE belgelerinin gerekli olduğu davalı tarafça bildirilmesine rağmen, davacı şirketin herhangi bir belge göndermediği , üzerine düşen vekalet görevini yerine getirdiği, belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeden kaynaklı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.Davacı şirket tarafından 19.04.2011 tarih ve 11723 yevmiye numarasıyla davalı şirkete gümrük işlerinin takibi için vekaletname verildiği ve bu vekalete istinaden Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük müdürlüğünce tescil edilen ve dava konusu olan … sayı ve 23.05.2011 tarihli serbest dolaşıma giriş beyannamesi tanzim edilmiştir. Serbest dolaşıma giriş beyannamesi tanzim edilmiş olsa da ithalat işlemlerinin bitirilemediği, iş bu nedenle eşyanın Tasiş ile satışının gerçekleştiği iddia olunarak 11.600Euro karşılığı olan 33.464 TL’nın avans faiziyle birlikte tazmini talep edilmiştir.Davaya konu somut olayda ithalat işlemlerinin bitirilememesi durumunda tarafların üzerine düşen edimi gereği gibi ifa edip etmediği ve kusur durumu üzerinde durulması gerekmektedir.Yurt dışında yerleşik(İsrail) … firması 60****171 nolu 13.04.2011 tarihli satış faturası ile davacı şirkete 11 adet sensörlü kamera cinsi eşya gönderdiği, iş bu emtiaların bedelinin 11.660 Euro olduğu anlaşılmaktadır. Emtialar Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük müdürlüğüne 15.04.2011 tarihinde gelmiştir. Davacı firma tarafından verilen vekaletname ile davalının 4458 sayılı Gümrük kanunun 5. Maddesine göre temsilci olarak gümrük idaresine serbest dolaşıma giriş beyannamesi verdikten sonra gerekli prosedürleri tamamlayıp davacı (ithalatçı) firmaya emtiaları teslim etme yükümlülüğü bulunmaktadır. İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (No:2011/9) uyarınca davaya konu emtialar üzerinde CE logosunun bulunma zorunluluğu vardır.CE işareti malların serbest dolaşımını sağlayabilmek amacıyla kullanılan bir işarettir. Bu işaret ilgili ürünün insan, hayvan ve çevre açısında güvenilir olduğunu gösteren bir uygunluk işaretidir.davaya konu emtialar yönünden de sensörlü kameralara üzerinde bu logonun bulunması gerekmektedir.Ancak ithalatçı firma olan davacı şirketin CE belgelerini temin edemediği anlaşılmaktadır. 4458 sayılı yasa uyarınca yasal prosedürler yerine getirilemediği için ürünlerin Tasiş ( Tasfiye İşletme Müdürlüğü) tarafından kamu adına satışa çıkarılmış ve satış gerçekleşmiştir .Ürünlerle ilgili düzenlenen serbest dolaşıma giriş beyannamesinin 44 no lu kutusunda ”ürünler kendi ihtiyacımız için kullanılacaktır” şeklindeki ibarenin Gümrük Müdürlüğü yetkilileri tarafından uygun görülmediği ve yasal prosedürler tamamlanmadığından tasfiye işleminin gerçekleştiği analaşılmaktadır. Gümrük Müdürlüğü yetkililerince davaya konu emtiaların numune kabul edilmemesinde emtiaların sayısı ve bedeli etkili rol oynamaktadır. Zira ”numune” belli bir tür eşyayı temsil eden ve sunuş şekli ve miktarı itibariyle belli bir tür veya nitelikteki eşya için sipariş vermekten başka bir amaç için kullanılması mümkün olmayan her türlü maddeyi ifade etmektedir.Davacı firma tarafından gönderildiği belirtilen mail de ürünlerin satılmayacağı, TES ye girmeden numune veya başka bir şekilde gümrükte zaman kaybetmeden çekmek için yardım istedikleri, gümrükten acil çekilmesini istedikleri belirtilmiştir.21 Kasım 2011 tarihli davacı şirket çalışan tarafından davalıya gönderilen mail de; gelen eşyaların hiç bir işleme tabi tutulmadan TSE ye sevk edip rapor alınması gerektiği, CE belgelerini davacıdan istedikleri , emtiaların üzerinde CE damgası olsa idi işlemlere devam edilme durumunun olduğunu, TSE ye müracaat edene malları kontrol ettiklerinde CE damgasının olmadığını farkettikleri belirtilmiştir.Davaya konu somut uyuşmazlıkla ilgili olarak gümrük bilirkişince düzenlenen raporda özetle, davalı şirketin 1134****4262 sayı ve 23.05.2011 tarihli serbest dolaşımına giriş beyannamesi 44 nolu kutusuna eşyayı görmeden 4458 sayılı gümrük kanuna bağlı yönetmelik maddesi 112/1 istinaden yapmış olduğu, yazılı beyanda numune ve kendi ihtiyacı için kullanılacağını beyan etmesi , bu beyan doğrultusunda gümrük idaresi personelin tarafından 2011/9 sayılı CE tebliğinin 7/b maddesi uyarınca numune olmadığına kanaat getirilerek eşyaların Devlet malı olması, Tasiş tarafından yönetmeliğe uygun satılmasının davalının sorumluluğunda bulunduğu-Ekonomi Bakanlığınca tebliğ edilen CE işareti taşıması gereken bazı ürünlerin ithalat denetim tebliğ 2011/9 denetime tabi ürünler listesi sıra no:302 gümrük tarife istatistik pozisyonu 8525****11 karşılığında ”yalnız görüntü veren televizyon kameraları” eşya isminin açıkça yazıldığı, bunun karşılığında TSE tarafından yurt dışından uluslararası belgesi olan LVD ve EMC direktiflerinin arandığı, davalının mesleği gereği icabı gereken bu belgeleri bildirmekle yükümlü olduğu, , numune olması halinde dahi belgelerin alınması gerektiği, davacı şirketin çeşitli tarihlerde mail ortamında malın daha hızlı çekilebilmesi için ürünlerin numune olduğu yönünde baskı kurmuş ise de; 4458 sayılı Gümrük kanunun 5. Maddesine istinaden davalının daha dikkatli davranması gerektiği ve bu haliyle davalı şirketin 11.660 Euro karşılığı 33.464 TL zararının ticari faizle karşılaması gerektiği tespitinde bulunuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda CE belgesinin alınmasının davacının sorumluluğunda bulunduğu, davalı tarafça istenilmesine rağmen bu belgelerin sunulmaması nedeniyle davacının oluşan zarardan kendi kusuruna isabet eden %15 kusur oranı karşılığında indirim yapılmak suretiyle 28.44,40 TL maddi zararın davalı tarafından karşılanması yönünde hüküm kurulmuştur. Davaya konu somut olayda, öncelikle tarafların aralarında düzenledikleri sözleşme uyarınca yükümlülüklerinin belirlenip, davacı şirketin satın aldığı 11 adet sensörlü kameranın numune vasfına haiz olup olmadığı, iş bu ürünlerin Tasiş tarafından satılmasında tarafların kusur durum ve oranının tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde tespiti amacıyla elektrik-elektronik mühendisi bilirkişisinin eklenmesiyle oluşacak bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle tespit edilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, teknik bilirkişinin eklenmesiyle oluşacak bilirkişi heyetinden ek rapor alınmak suretiyle yukarıdaki belirtilen bilgiler ışığında davalıya rücu edilebilecek miktarın bulunup bulunmadığı tarafların kusur durum ve oranları da değerlendirilerek denetime açık bir şekilde belirlenmesi gerekmekle; davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle kararın 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2014/1204 Esas, 2017/153 Karar ve 09/02/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 485,60 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/03/2021