Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1849 E. 2023/1506 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1849
KARAR NO: 2023/1506
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/571
KARAR NO: 2020/123
KARAR TARİHİ: 10/02/2020
DAVA: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 05-08/04/2017 tarihleri arasında …-Tuzla fuar alanında düzenlenecek olan Europort 2017 fuarında, davacının açacağı standın kiralanması, kurulması ve fuardan sonra sökülmesi konusunda 17/03/2017 tarihinde sözleşme yapıldığını, sözleşmeye göre davalının davacının standını en geç 04/04/2017 tarihi fuar alanı çalışma saati bitimine kadar kurup davacıya teslim edecek, fuar bittikten sonra da söküp götüreceğini, davalının bu işler karşılığında KDV dahil alacağı bedelin 20.945,00 TL olup bunun yarısı olan 10.427,50 TL’nin 21/03/2017 tarihinde davalıya ödendiğini, sözleşmenin cezai şart maddesinde, davalı stand kurma işini belirlenen sürede teslim etmediği taktirde, aldığı peşinatı iade etmeyi, geri kalan ödemeyi talep etmemeyi ve sözleşme bedeli kadar miktarı cezai şart olarak davacıya ödemeyi taahhüt ettiğini, davalının söz konusu standı süresinde teslim etmediğini, fuar başladıktan sonra davacının standında, davalı personeli fuar saati bittikten sonra gece yarılarına kadar çalışmaya devam ettiğini, hatta fuarı düzenleyen firmadan çalışma izni talep ettiklerine dair firmanın tutanak tutup davacıya verdiğini, diğer yandan gecikmenin yanısıra fuar katılımcıları ve ziyaretçileri nezdinde davacı firmayı küçük düşüren, itibarı kaybına neden olan, güvenirliğini zedeleyen eksiklik ve yanlışlıklarında olduğunu, firma logosunun siyah renginin farklı tonlarda olmadığını, fuarda ziyaretçiler gezerken davalının personelinin halen çalışıyor olması, 8 Nisanda bitecek fuar standı için 7 Nisan gecesi davalı firmanın çalışma izni istediğini, stand işini bitirememesinin davacıyı küçük düşürücü bir vaziyet aldığını ve davacının davalıya 10.472,50 TL borcu olmadığının tespitine, davalının 20.945,00 TL cezai şartın ve 100.000TL manevi tazminatın ticari faizi ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; standın kurulmamış/teslim edilmemiş olduğu iddiasının tamamen kötü niyetli ve asılsız olduğunu, davacı firma yetkilisinin talebi üzerine tüm gece boyunca birkaç kat boya işlemi yapmak zorunda kalınmış olmasına karşın davacı firmanın standı fuarın açılış tarihi olan 05/04/2017 tarihinde açılış saati öncesinde teslim aldığını ve fuar süresince de kullandığını, işi teslim almadığına dair aksi tutanak, bilgi ya da belgenin olmadığını, fuar açıldıktan sonra alanda çalışma yapıldığı bilgisi doğru olup ancak yapılan çalışmanın tamamen firmanın gün içerisinde karşılanabilecek ilave taleplerinin fuar kapanış saatinden sonra karşılanmasını istemesi sebebi ile olduğunu, davalı çalışanı …’nın mailinin boya uygulamasında bir türlü memnun edemedikleri davacı firma yetkilisine nezaket ölçüsünde pozitif yaklaşık sergilemenin ötesinde bir anlam taşımadığını, iş bedelinin 10.417,00 TL’sini ödemeyen davacıya İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davacının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerde davacının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile, itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına, takip tarihinden itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin özel şartlarının 6. maddesinde …’nın teslim tarihinden önce iki tam günlük montaj süresine ihtiyaç duyduğu zikredilmiş olup davalıya stand montajı için herhangi bir sıkıntı çıkartılmadığını, davalının edimini ifada geç kaldığını, firma logosunun renklerini olması gerektiği şekilde uygulayamadığını, fuar açılıp ziyaretçiler dolaşırken davacı standında kaba temizlik yaptığının fotoğraflarla sabit olduğunu, fuarın en büyük standını kiralayan davacının logosunu doğru dürüst yaptıramamış olmasının kendisi için aşağılanacak bir durum olduğunu, muhtemel müşterilerine ve standına ilgi duyan ziyaretçilere karşı mahçup olduklarını ve faaliyetlerini tanıtırken eziklik duyduklarını, sözleşmeye göre davalının standı fuar açılmadan tam olarak teslim etmesi gerektiği halde, tam ve eksiksiz bir şekilde süresinde teslim edilmediğini, iş bu nedenle davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Asıl dava kapsamında, hizmetin ayıplı olarak ifa edildiği iddiası yönünden davacının 6102 Sayılı TTK 21-(2) maddesi hükmünce davacı tarafa süresi dahilinde ayıp bildiriminde bulunduğuna dair dosyada mübrez herhangi bir delil yoktur. Ayrıca iddia edilen eksikliklere ve hatalara ilişkin olarak tarafların imzalarını taşıyan bir tutanakta mevcut değildir. Dosyada mübrez bilgi ve belgeler kapsamında yapılan bilirkişi incelemesi ile de davalının sözleşme gereği edimini yerine getirdiği ve davacı tarafından fuar organizasyonunun gerçekleştirildiği, kaldı ki sözleşme gereğince davacı yanın stand dekorasyon üretimi, hazırlık, montaj ve demontaj imalat aşamasında kontrol etme yükümlülüğüne sahip olup onay bakımından tek ve tam yetkili olduğu, sözleşmenin 5.maddesinde iş ile ilgili imalat, hazırlık çalışmalarının avans ödemesini takip eden gün içerisinde iş programına alınacağı, geciken avans ödemesinin hazırlık sürecini etkilemesi sebebiyle yaşanabilecek teslim süresi gecikmesinden yada işin eksik ve kusurlarından davalının sorumlu tutulamayacağının düzenlendiği, avans ödemesinin 17/03/2017 tarihinde yapılması gerekirken 21/03/2017 tarihinde yapıldığı, sözleşmenin 1.maddesi ile grafik ve tasarım hizmetlerinni iş kapsamında olmadığı, davacı şirketin stand projesinde yer alan ve üretimi ve montajı davalı tarafından yapılacak görsel malzemeye ait görüntüleri ve logoları grafik çalışmaları yapılmış olarak baskıya hazır formatta ve çözünürlükte 22/03/2017 tarihine kadar davalıya teslim etmekle yükümlü olduğu, davalının bu çalışmalara müdahalesinin söz konusu olamayacağı, dolayısı ile iddia edilen eksiklik ve kusurların davacı şirketin sorumluluğunda olduğu anlaşılmakla ispat edilemeyen asıl davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Karşı dava kapsamında, davalı-karşı davacı tarafın fatura konusu alacağının hizmet sunumuna yönelik olduğu anlaşılmakla bu yöndeki edimini yerine getirdiği, bu hususun dilekçe ekinde sunulan delillerden de anlaşılabildiği, davacı-karşı davalı tarafın ayıplı ifa savunmasına dair süresi dahilinde herhangi bir itirazının bulunmadığı görülmüştür. Takibe konu faturanın davacının ticari defterlerinde işlenmiş olduğu bu surette ticari ilişki temelindeki hizmet sunumunun davalı-karşı davacı tarafça ispat edildiğinin kabulü gerektiği kanaatiyle davacı-karşı davalının ödenmeyen fatura bedelinden sorumlu tutulması gerektiği takdir edilmiş, işlemiş faiz yönünden harçlandırılmış bir talep bulunmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle neticeden aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN 1-Davanın REDDİNE,
B-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN, 1-Davanın KABULÜ ile, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında yapılan icra takibine davacı-karşı davalının itirazının 10.417,00-TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline, takibin bu miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla devamına, işlemiş faiz yönünden harçlandırılmış bir talep bulunmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığına, 2-Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı karşı davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; eser sözleşmesinde ayıp ihbarının yapıldığının tanık delili dahil olmak üzere her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu, davacının ayıp ihbarında bulunduğunu dosyadaki delillerle ispatlandığı, tanık beyanlarının bunu destekler mahiyette olduğu, davalının üzerine düşen edimi gereği gibi ifa etmediği tarafların attıkları maillerin de bu konuda yeterli delil vasfına haiz olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Asıl dava, 17.03.2017 tarihli kiralık stand kurma, sökme işlemlerine dayalı bakiye 10.472,50 TL bedelden borçlu olmadığının tespiti ile 20.945,00 TL cezai şart ve 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemine, karşı dava ise, davacı-karşı davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 17.03.2017 tarihli sözleşme hükümleri incelendiğinde, sözleşme konusunun 05.08.2017 tarihleri arasında …-Tuzla fuar alanında düzenlenecek olan Europort 2017 fuarında … Şti. firmasına ayrılan bölümde, anlaşmaya varılmış tasarım projesine uygun olarak kiralık stant dekorasyon malzemelerinin hazırlanması, fuar alanına nakli, montajı ve demontajı olup, iş bu sözleşme konusunu teşkil eden hizmetin firmaya teslim süresi olarak 04.04.2017 tarihi fuar alanı çalışma saati bitimine kadar olduğu ve teslimatı fuar alanında kurulum şeklinde olacağı, sözleşme konusu işin tasarım ve uygulama bedelinin KDV dahil 20.945,00 TL olduğu belirtilmiştir. Sözleşmenin cezai şart başlıklı maddesi ile, davalı-karşı davacının sözleşmede belirlenen işi teslim süresi içerisinde, mücbir sebepler dışında ve tamamen …dan kaynaklanan gerekçelerle yerine getirmediği takdirde taahhüt edilen ödemelerin firma tarafından yapılmayarak alınan avansın iade edileceği ve toplam bedel oranında tazminatı firmaya ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin özel şartlar başlıklı 1. madde de, fuar standı üzerinde anlaşmaya varılmış kiralık malzeme ile projede belirlenen renkler ve tasarım çerçevesinde uygulanacağı, stand malzemelerinin bir kısmının (parke zemin, hareketli mobilya ve elektrik malzemesi) daha önce kullanılmış olduğunun firma bilgisinin dahilinde olduğu, anlaşma tarihi sonrasında yapılacak değişikliklerin eksikliğinden …’nın sorumlu tutulamayacağı, grafik tasarım hizmetlerinin iş kapsamında olmadığı, firmanın projede yer alan bir üretimi ve montajı … tarafından yapılacak görsel malzemeye ait görüntüleri ve logolarının, grafik çalışmaları yapılmış olarak baskıya hazır formatta ve çözünürlükte 22.03.2017 tarihi mesai saati bitimine kadar …ya teslim etmekle yükümlü olduğu, aksi takdirde görsel malzeme hazırlığında meydana gelebilecek üretim ve uygulama kusurlarından ve eksikliklerinden …’nın sorumlu olmayacağı, bu kusurlarının ve eksikliklerinin giderilmesi adına doğabilecek her türlü masraf (baskı, nakliye, işçilik) firma tarafından karşılanacağı, 5. madde de ise, İş ile ilgili imalat / hazırlık çalışmalarını avans ödemesini takip eden gün içerisinde iş programına alınacağı, geciken avans ödemesinin hazırlık sürecinde etkilemesi sebebiyle yaşanabilecek teslim süresi gecikmesinden ya da İş in eksik ve kusurlarından …’nın sorumlu tutulamayacağı yer almaktadır. Davacı tarafça, davalı tarafa … Bankası aracılığıyla 21.03.2017 işlem tarihinde 10.472,50 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında, davalı-karşı davacının, 25.05.2017 tarihli faturaya bakılarak 10.540 TL’nin davacı-karşı davalı firmadan tahsiline yönelik tabii ki başlatılmış ve takibe konu faturanın fotokopisinin incelenmesinden … seri numaralı toplam 20.945,00 TL bedelli faturanın ”fuar stand … montaj bedeli” açıklaması ile düzenlendiği görülmüştür. Bakırköy … Noterliği vasıtasıyla davacı -karşı davalı tarafça davalı -karşı davacıya gönderilen 26 Mayıs 2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede fuar başladıktan sonra stantta davalı firmanın personelinin çalıştığı, firma logosunda renk tonlarında farklılıklar meydana geldiği bu durumu firmayı küçük düşürücü bir hal aldığı, bu nedenle bakiye 10.427,50 TL’nin ödenmeyeceği, manevi zararın tazmini olarak 100.000,00 TL’nin + cezai şart bedeli olan 20.945 TL’nin 3 gün içerisinde hesaba iade edilmesi, aksi halde kanuni yollara başvurulacağı belirtilmiştir.Davalı tarafça ”fatura hakkında” konulu 06.04.2017 tarihli mailde fuarda yaşanan talihsizliklerden dolayı mahcubiyetlerini belirtildiği ifade edilmiştir.Düzenlenen bilirkişi raporları: Mali müşavir, fuar organizasyonu konusunda sektör uzmanı ve hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen 20/02/2019 tarihli raporda; davalı çalışanlarının zaman, mesai, emek harcaması neticesinde dava konusu olan standı teslim ettikleri ve aldıkları bahsi geçen Fuar Organizasyonunu davacı şirketin gerçekleştirdiği, sözleşmede avans ödemesinin 17/03/2017 tarihinde yapılacağının kararlaştırıldığı, davacı şirket tarafından sözleşme tarihinden 4 gün sonra 21/03/2017 tarihinde 10.472,50 TL stand avans tutarını davalı şirkete ödediği, grafik ve tasarım hizmetlerinin iş kapsamında olmadığının sözleşmenin 1.maddesinde belirtildiği, davacı şirketin stand projesinde yer alan üretimi ve montajı davalı tarafından yapılacak görsel malzemeye ait görüntüleri ve logoları grafik çalışmaları yapılmış olarak baskıya hazır formatta ve çözünürlükte 22/03/2017 tarihine kadar davalı şirkete teslim etmekle yükümlü olduğu, sözleşmenin 5. maddesinde iş ile ilgili imalat/hazırlık çalışmaları avans ödemesini takip eden gün içerisinde iş programına alınacağı, geciken avans ödemesinin hazırlık sürecini etkilemesi sebebiyle yaşanabilecek teslim süresi gecikmesinden ya da işin eksik ve kusurlarından …’nın sorumlu tutulamayacağının düzenlendiği, davacının avans ödemesini 21/03/2017 tarihinde yaptığı, görsellerin davalıya ne zaman teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında belge bulunmadığı, stand üzerinde uygulama yapan davalı şirketin davacı şirket tarafından hazırlanan grafik çalışmaları ve baskıya hazır formatta ve çözünürlükte olan çalışmalara müdahalesinin söz konusu olmayacağı, davacı tarafından hazırlanan grafik ve baskıya hazır formatta olan (renk, renk tonu, desen, grafik, vb.) özellikler mevcut olan özellikler olduğu, renk tonlarında doğabilmiş kusurun vb.eksikliklerin davacı şirketin sorumluluğunda olduğu, davacı şirketin grafik çalışmalarını ve baskıya hazır formatta ve çözünürlükte hazırlamayı ve davalı şirkete teslim etmekle yükümlü olduğu, ayıplı hizmete ilişkin dosya kapsamında yeterli bir delil ve tutanak olmadığı, davacının avans ödemesinde temerrüde düştüğü, görsellerin davalıya ne zaman teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında bir belgeye rastlanmadığından işin geç teslim edilip edilmediğinin tespit edilmesinin mümkün olmadığı, davacının bunu ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 19/09/2019 havale tarihli ek raporda, davacı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinin yasal ve usulünce tutulduğu, açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, muhasebe usul ve tekniğine uygun tutulup kazıntı ve silintiye rastlanmadığı, kapanış tasdiklerinin yasal süresinin henüz dolmadığı, ticari defterler ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeniyle delil niteliğine haiz olabileceği, davalı tarafından davacıya 06/04/2017 tarihli fuar standı üretim montaj bedeli açıklamalı 20.945 TL KDV dahil düzenlenen irsaliyeli faturanın davacı şirketin ticari defterinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan fuar stand çalışmalarındaki noter ihtarnamelerinde iddia edilen eksik, hatalı, yanlış baskı vb. gibi olumsuzlukları tutanak haline getirmesi gerekli iken aynı zamanda davalı tarafın imzası alınarak karşılıklı ve fuar alanı sahibi … tarafındanda olay tarihinde imza altına alınmadığı, taraflar arasında 05-08/04/2017 tarihleri arasında …-Tuzla fuar alanında düzenlenecek olan Europort 2007 fuarı için stand üretim ve montaj bedeli sözleşmesinin yapıldığı, …-Tuzla fuar alanında düzenlenen Europort 2017 fuarının gerçekleştiği, davacı itirazlarının kök rapordaki görüşleri değiştirmeye yeterli olmadığı, davacı yetkilisinin fuar alanına kurulan standı tekrar boyatma talimatı ile grafik tasarımı renk tonlaması yapan davacı şirketin sorumluluğu içerisinde olduğu, davacı şirket yetkilisinin standı tekrar boyatması, olumsuzlukların oluşması düzenlenen ve gerçekleşen fuar etkinliğinde görüşlerini muhafaza ettikleri belirtilmiştir.
Tanık beyanları: Davacı tanıkları (…, …, …) Beyanlarında özetle: fuarın ziyaretçi süresinin 05/08 Nisan 2017 saat: 10:00 olduğu, en geç bu saate kadar kurulumun tamamlanmış olması gerektiği, ancak fuar tarihinde de davacıya ait stantın kurulumu için davalı şirket elemanlarının çalıştığı, davacı şirketin logosunun siyah ve sarı olmasına rağmen siyah renkte ton farklılıklarının bulunduğu, stantta oluşan ışık yanmadığı, sigortanın atması gibi aksaklıklar yaşandığı, fuar başladıktan sonra da davalı çalışanlarının (teknik ekip) gelip çalışmak zorunda kaldığı, çöken bir rafın olduğu, yeni ürün getirmek için izin alınmamış olduğu, fuar açıldıktan sonra da tamiratın devam ettiği, boyaların yeni yapıldığı için kurumadığı, raf üzerindeki eşyaların ağırlığı kaldıramadığı ve eğildiği belirtilmiştir.Davalı tanıkları (…, …) Beyanlarında özetle: fuarla ile ilgili herhangi bir sıkıntı olduğunu kendilerine söylenmediği, elektrikten kaynaklı bir sıkıntının olduğu, müşterinin boyanın tutmaması sebebiyle yeniden yapılması amacıyla kendilerini çağrıldığı, bu sebeplerden dolayı destek amaçlı fuar süresi içerisinde fuar alanına gidildiği, standın renginin beğenilmemesi sebebiyle yeniden boya yapılmasının istenildiği, boya kurumu için yeniden boya yapmanın doğru olmadığı söylenilse de ısrar edilmesi sonucunda boyama yapıldığı, elektrik aksamında oluşan arıza nedeniyle teknik destek de bulunulduğu, yapılan çalışmaların davacı şirketin gün içerisinde karşılanmasını istediği ilave taleplerden kaynaklandığı belirtilmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine ve birleşen davanın kabulüne dair karar verilmiş olup, davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Sunulan istinaf başvuru dilekçesinde, taraflar arasında eser sözleşmesi düzenlendiği ve eser sözleşmesi dayanan ilişkilerde ayıp ihbarının yapıldığının tanık delili dahil olmak üzere her türlü dille kanıtlanmasının mümkün olduğu belirtilmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.04.2010 tarih ve 2010/3-727 E., 2011/75 K. sayılı ilamında, 6098 sayılı TBK’nin 470. maddesinde eser sözleşmesi; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmesi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” olarak tanımlanmıştır.Bu hükme göre; yüklenici, eser sözleşmesinin konusu olan şeyi imal etmeyi (meydana getirmeyi) taahhüt eden ve imal ettiği şeyi de (eseri) iş sahibine teslim etme yükümlülüğü altına giren kişi ya da kuruluştur. İş sahibi ise, sözleşmeye konu olan eseri bedeli karşılığında imal ettiren ve imal edilen eseri teslim almakta menfaati olan gerçek veya tüzel kişiler veya iş ortakları ya da gruplaşmış müesseselerdir (İzzet Karataş, Eser Sözleşmeleri, 2. Baskı, Ankara, 2009, s. 30). Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin konusu incelendiğinde, taraflar arasındaki sözleşmenin sadece eser sözleşmesi niteliğinde elle alınamayacağı, zira dekorasyon malzemelerinin hazırlanması, nakliye hizmetlerini de içerdiği ve hizmet sözleşmesi hükümlerinin ağırlıkta olduğu karma bir sözleşme olduğu tespit edilmiştir. -Hizmetin ayıplı ifa edildiği yönündeki istinaf sebebinin incelenmesi: Yargıtay HGK. 25/05/2016 tarih ve 2014/19-861 E., 2016632 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20. maddesinde tacir olmanın bağlandığı genel hükümler düzenlenmiş olup, tacirler arasındaki ihbar veya ihtarların ne şekilde yapılacağı bu genel hükümler arasında yer almaktadır. 6762 sayılı TTK’nin 20/3. fıkrasında diğer tarafı temerrüde düşürmek veya sözleşmeyi fesih yahut ondan rücu amacıyla yapılacak ihbar veya ihtarların muteber olması için bu işlemlerin noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgrafla yapılmasının şart olduğu hüküm altına alınmıştır. Taraflar TTK 16. madde hükmünce tacir olduğundan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/10/2015 tarih ve 2015/8094 Esas, 2015/12630 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere ayıp ihbarının TTK’nin 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde yapılması gerektiği gözetildiğinde, davalının ayıp iddiasını ve ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ve TTK’nin belirttiği şekilde geçerli olarak yapıldığını kanıtlaması gereklidir. Tacirler arasında açık ayıpların 2 gün içinde, açıkça belli olmayan 8 gün içinde ihbar edilmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/8127 E. 2019/5177 K. numaralı ilamında ”… Türk Ticaret Kanunun 23/son maddesi uyarınca tacir ticari emtiada açıkça anlaşılmayan bir ayıp olması halinde 8 gün içerisinde incelemek, incelettirmek ve sonucu satıcıya bildirmek zorundadır. Aksi takdirde bunun sonuçlarına katlanır. ” ifadesi yer almaktadır. Sunulan istinaf sebeplerin yasa hükümleri ışığında incelenmesi:-Davacı firmanın logosu ve renklerinin gereği gibi ifa edilmediği itirazı: yukarıda da belirtmiş olduğu üzere taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin özel şartlar başlıklı maddesinde grafik tasarım hizmetlerinin iş kapsamında olmadığı, firmanın projede yer alan ve üretimi ve montajı … tarafından yapılacak görsel malzemeye ait görüntüleri ve logoları Grafik çalışmaları yapılmış olarak baskıya hazır formatta ve çözünürlükte 22.03.2017 tarihi mesai saati bitimine kadar Adaya teslim etmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.Dinlenen davacı tanıkların davacı şirket logosunun sarı ve siyah olmasına rağmen siyah renklerde ton farklılıkları bulunduğu, dinlenen davalı tanıkları ise standın renginin beğenilmemesi üzerine boyanın kurumadığı belirtilmiş ise de, standın yeniden boyanmasının istenildiğini ifade etmişlerdir.Sözleşme kapsamında yer alan hükümler, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacı firmaya ait logo ve grafik yönünden, renk tonlarında meydana gelen eksikliklerin davalı-karşı davacı şirkete atfedilemeyeceği, usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunulmadığı açıktır. Bu yönüyle, aksi yönde yapılan istinaf sebeplerinin reddine dair karar vermek gerekmiştir. -Cezai şart bedeli yönünden inceleme: 6098 sayılı TBK’nin 179/1 hükmüne göre; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir”. Borçlu, borca uygun hareketle yükümlü olup, bu hükme göre taraflar, sözleşmede borçlunun ya borcunu sözleşmeye uygun olarak ifa etmesini ya da ceza koşulunu ödenmesini kararlaştırmış olabilirler ancak bu durumda seçim hakkı alacaklıya tanınmıştır. Alacaklı borcun aynen ifasını talep edebileceği gibi bundan vazgeçerek ceza koşulunun ödenmesini de talep edebilir. 6098 sayılı TBK’nin 179/2 hükmüne göre; “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” Bu hükme göre, borçlunun borca aykırı davranışı halinde, alacaklı hem aynen ifayı, hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilecektir.6098 sayılı TBK’nin 179/3 hükmüne göre; “Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” Burada borçlu, borcu ifa yerine bizzat ceza koşulu ödemek suretiyle borçtan kurtulma olanağına sahiptir. Yani ceza koşulu ifanın yerini aldığı için borçlu borca aykırı davranmamakta, borcu ifa yerine ceza koşulunu ödeyerek sözleşmeden dönebilmektedir. Cezai şart ile borçlunun kusuru ve alacaklının zararı arasındaki ilişki ise TBK’nin 180.maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre cezai şartın ödenmesi alacaklının zarar görüp görmediğine ve zararının miktarına bağlı değildir. Ayrıca borçlunun kusurlu olduğunun alacaklı tarafından ispat edilmesine de gerek bulunmamaktadır.Taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan cezai şart, TBK 179/2 maddesinde düzenlenen seçimlik cezai şarttır. Davaya konu somut olayda; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede cezai şart koşulu olarak işin belirlenen teslim süresi içinde mücbir sebep dışında ve tamamen …’dan kaynaklanan sebeplerle yerine getirilmediği takdirde cezai şart ödeneceği belirtildiğinden, sözleşme ile belirlenen seçimlik ceza şart koşulunun oluşmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bu alacak kalemi yönünden davanın reddine dair karar verilmesi yerindedir. Manevi tazminat miktarı yönünden yapılan incelemede; TBK’nin 58. maddesi uyarınca; “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” hükmüne yer verilmiştir. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Davaya konu somut olayda sözleşme hükümlerinin ihlâli iddiası ile manevi tazminat isteminde bulunulmuş ise de, manevi tazminatın şartları oluşmadığından. İlk derece mahkemesince manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğuna karar vermek gerekmiştir. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı-karşı davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı-karşı davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı-karşı davalı tarafından yatırılan başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 232,29‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 37,56 TL’nin istinaf eden davacı-karşı davalıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacı-karşı davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/10/2023