Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1821 E. 2023/1372 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1821
KARAR NO: 2023/1372
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2020
ESAS NO: 2017/1165
KARAR NO: 2020/185
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 29/12/2017
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, müvekkilinin davalıya personel servisi hizmeti sağladığı, bu hizmet bedeli olarak da faturalar tanzim edildiği, faturaların davalıya teslim edildiği, faturaların tesliminden sonra yasal süre içerisinde davalının herhangi bir itirazının bulunmadığı, ancak fatura bedellerinin müvekkili şirkete ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davalıya 22.302,00 TL tutarında icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirmekle itirazın iptali ile takibin devamına, alacak tutarından %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin yetkili Gebze İcra Müdürlüğünde başlatılması gerektiği, davada da yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olmadığı, davacı ile müvekkili şirketin doğrudan sözleşmesel ilişki olmadığını, davacının müvekkili şirketin ana firması … San. Ve Tic. A.Ş. İle 28/04/2016 tarihinde sözleşme imzaladığını, sözleşmenin 24/04/2017 tarihinde sözleşme ve eklerinde değişiklik yapılmaksızın 01/05/2018 tarihine kadar uzatıldığını, taraflar arasında hesap mutabakatı sağlanamadığını, davacının yaptığı sözleşmeye aykırı olarak servis çekmediği halde servis çekmiş gibi yeni güzergahlar oluşturarak müvekkili şirkete gerçek dışı faturalar düzenlediğini, akaryakıta zam gelmediği halde veya daha az geldiği halde, akaryakıtı gerekçe göstererek yüksek miktarlı faturalar düzenlediğini bildirmekle dosyanın İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1167 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, davanın reddine, davacının %20 tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Dava; Davacı alacaklının fatura alacağını icra takibine koyması üzerine davalı borçlunun borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamında alınan talimat mali bilirkişi raporuna göre, davalı resmi defter açılış ve kapanış kayıtlarının zamanında yapıldığı, davalının resmi defterlerinin delil vasfına sahip olduğu, davalının davacıya 07/12/2017 tarihi itibariyle 29.736,00 TL borçlu olduğu, davalı şirketin adına kesilen tüm faturaları ticari kayıtlarına işlediği, herhangi bir iade faturası kesmediği ve davalı tarafça 18/04/2018 tarihinde icra dosyasına 25.423,01 TL ödemenin yapıldığı tespit edilmiştir. Mahkememizce alınan 10/04/2019 tarihli mali bilirkişi raporuna göre, davacı defterlerinin sahibi lehine delil vasfını taşıdığı, tarafların incelenen ticari defter kayıtları uyarınca 07.12.2017 takip tarihinde davacının davalıdan takibe konu edilen 22.302,00 TL alacağının her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğu , takip tarihi ile dava tarihi arasında yapılan bir ödemenin bulunmadığı, takibe konu faturalara itiraz edilmediği, dava tarihinden sonra ödemenin yapıldığı tespit edilmiştir.Somut olayda davalının, davacı tarafından düzenlenen takibe konu faturaları ticari defterlerine kaydetmiş olduğu, bu faturalara süresinde itiraz ve iade edildiğine ilişkin savunma ve delil ileri sürmediği de dikkate alındığında, davacının alacağının varlığının HMK’nın 222. maddesi uyarınca ispatlanmış olduğunun kabulü gerekmiştir. Dosya kapsamında … ile yapılan sözleşmeye ilaveten 4.6 hükmüne uygun şekilde davalının da dahil olduğuna dair belgelerin sunulmadığı, davalının kabul ettiği kayıtlarına aldığı itiraz etmediği faturaların aksine ilave güzergah fatura edildiği iddiasının dayanaklarının dosyada bulunmaması ve davalı, davacı tarafından faturaya uygulanan zammın motorin fiyatlarına gelen zamlardan fazla olduğunu sözleşmeye dayalı olduğu iddia edilmiş ise de davalının kabul ettiği faturaları kayıtlarına alması karşısında ve herhangi bir itirazı davacı tarafa bildirilmemesi karşısında zam oranının motorine gelen tutardan fazla olarak fatura edilmesini kabul etmiş olduğu kanaatine varılarak davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasındaki takibin 22.302,00 TL üzerinden devamına, 22.302 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden hesaplanan % 20 oranındaki icra inkar tazminatı olan 4.460,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki yazılı sözleşme ilişkisinin varlığı hem davalının ve hem de mahkemenin kabulündedir. Davacı taraf, faturalardaki artış tutarının sözleşmenin 5. Maddesine göre düzenlendiğini ileri sürmüştür. Sayın mahkeme, davacının faturalara uyguladığı zam oranının sözleşmeye göre fazla uygulandığını kabul etmektedir. Fakat, sözleşmeye göre fazla tutar üzerinden düzenlenen faturaların davalı müvekkil şirket kayıtlarında kayıtlı olması ve öncesinde bu yönde bir itirazın davacıya bildirilmemesi nedeni ile zam oranının motorine gelen tutardan fazla olarak fatura edilmesini müvekkil şirketin kabul etmiş sayılacağı gerekçesi ile davanın tamarnen kabulüne karar vermiştir. Mahkemenin bu yönde vermiş olduğu karar tarafların imzalamış olduğu ve davacının da ilgil sözleşmeye göre faturalara artış uyguladığını ileri sürerek kabul ettiği sözleşmenin ilgili hükümlerine açıkça aykırıdır. İcra takibi yapılan alacağın takip tarihl itibariyle vadesi gelmemiştir. Sözleşmeye dayalı bu yönde yaptığımız itirazımız ilk derece mahkemesince dikkate alınmamıştır. İtirazın iptali davalarında haklılık durumu takip tarihi itibariyle değerlendirilir. Zira bilirkişi raporunda müvekkil şirketin usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinden tespit edildiği üzere ( Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/169 Tal. Sayılı dosyası ile alınan 15.08.2018 tarihli bilirkişi raporu) davacının takip ve dava konusu ettiği , … fiş numaralı ve 7.434,00-TL. Tutarlı, 16932 fiş numaralı ve 7.434,00-TL. Tutarlı Faturaların müvekkli şirket kayıtlarına 01.12.2017 tarihinde kaydedildiği tespit edilmiştir. Aynı husus bilirkişi sayın …’in düzenlediği bilirkişi raporunda da tespit edilmiştir. Sözleşme 5.2. ödemeler, her ayın 30/31’nde … tarafından düzenlenecek faturanın elden imza karşılığı ya da kargo marifeti İle firmaya gönderilmesini müteakip 30 gün içinde …’ın bildireceği banka hesabına havale suretiyle nakden ve defaaten ödenecektir.” Davacının, yukarıda bilgileri yazılı İki faturayı müvekkil şirkete elden imza karşılığı ya da kargo marifeti ile gönderdiğini ispatlar dosyada yazılı bir delili yoktur. İki fatura müvekkil şirket kayıtlarına 01.12.2017 tarihinde girdiği bilirkişi raporu ile sabittir. Takip tarihi ise 07.12.2017 tarihidir. Görüleceği üzere davacının, sözleşmenin 5.2. Maddesi kapsamında icra takibine konu ettiği yukarıda bilgiteri yazılı faturaların vadesi gelmemiştir. Bu iki faturayı, davacının, sözleşme gereği hukuken takibe konu etmesi yasal değildir. Bu nedenle yukarıda bilgileri yazılı iki fatura yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü kararı hukuken hatalıdır. Ki, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere bu iki faturanın ödemesi vadesi geldikten sonra ödendiği için bilirkişi inceteme tarihi itibariyle kayıtlarda müvekkil şirketin 7.434,00-TL. borcu gözüktüğü tespitine yer verilmiştir.İlk derece mahkemesinin güzergah ile ilgili değerlendirilmesi hatalı olduğu gibi güzergahla ilgili ispat yükü değerlendirmesi de hatalıdır. İlk derece mahkemesinin gerekçesinde, ilave güzergah fatura edildiği iddiasının dayanaklarının dosyada bulunmadığı, yazılıdır. Oysa buna ilişkin türn deliller dosyada mevcuttur. Davacı, dosyaya sunduğumuz delillerde ilave güzergaha hizmet verdiği iddiasındadır. Sözleşmeye göre yeni bir güzergah eklenmesi ve sefer konulması sözleşmenin 4.2. maddesi uyarınca müvekkil şirketin yazılı taleblne bağlıdır. Dosya kapsamı incelendiğinde, müvekkil şirketin davacıya yeni güzergah için yazılı talebi olduğunu ispatlar dosyada bir delil yoktur. Davacının … plakalı araçla taksi ring adı altında bir güzergaha hizmet verdiğini ispatlaması şarttır. Yargıtayın da uygulaması bu yöndedir. Yargıtay uygulamaları kapsamında hizmet verilmeyen güzergaha servis hizmeti verdiğini davacı ispat etmelidir. Mahkemenin hükmettiği icra inkar tazminatı da hukuken mesnetsiz kalmıştır.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava itirazın iptali davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasınının incelemesinde; davacının 22.302,00 TL fatura alacağının tahsili için icra takibine geçtiği, ödeme emrinin 11/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının 19/12/2017 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği ve takibin durduğu, işbu davanın süresinde açıldığı görülmektedir. Davacı … ile (dava dışı) … San.ve Tic.A.Ş. arasında 01.05.2016 tarihinde 1 yıl süreli personel taşıma sözleşmesi akdedildiği, … ile (dava dışı) … San.ve Tic.A.Ş. arasında 24.04.2017 tarihinde ek protokol imzalandığı, “iş bu ek protokol ile taraflar 6. madde uyarınca süresi dolan personel taşıma sözleşmesinin 01.05.2018 tarihine kadar sözleşmede yer alan aynı şekil ve şartlarda uzatılması hususunda anlaştıkları, sözleşmenin 4.6 maddesi ve 3. Eki gereğince davalıya dava dışı … alt işvereni olarak sözleşmeye konu hizmetin verildiği anlaşılmaktadır.Sözleşmenin ilgili maddeleri şu şekildedir;Sözleşmenin konusu başlıklı 2. madde;İşbu tam iki taraflı tacirler arası sözleşme ile …, FİRMA’ya FİRMA bünyesinde çalışan personelin iş Günlerinde, ekte belirtilen araçlarla ve güzergâhlarda taşınması hizmetlerini verecek olup, FİRMA da bu hizmetler karşılığında … işbu sözleşme ve ekleri ile belirlenen ücreti ödeyecektir.Tarafların hak ve yükümlülükleri başlıklı 4. madde 4.1 …, işbu sözleşme konusu olan taşıma hizmetini sözleşmeye ve eklerine uygun olarak ve sözleşme EK 1 de bildirilen güzergâhlarda ve saatlerde taşınarak sabah mesai saatinden önce FİRMA’ın yukarıda bildirilen adresine taşınmasını ve mesai bitiminde ise tekrar geri taşınmasını kabul beyan ve taahhüt eder. 4.3 işbu sözleşme ekinde belirtilen güzergâhlarda oluşabilecek değişiklikler, firma tarafından en geç 2 gün önce yazılı olarak …’a bildirilecektir. Bu bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden dolayı ortaya çıkacak sorunlardan … sorumlu tutulamaz. Eğer, FİRMA tarafından işbu madde uyarınca talep edilen güzergâh değişikliği, ekte belirlenen yol güzergâhını km bazında artırır ise sözleşmede o güzergâh için tespit edilen hizmet bedeli, artış oranı dikkate alınarak revize edilerek hesaplanacak ve FİRMA’ya fatura edilecektir. Hizmet bedeli ve ödeme başlıklı 5. madde 5.1 Taşıma işlemi … tarafından ekte belirtilen güzergâhlar ve bir yıl içinde geçerli olan EK 2 de yazılı fiyatlarla yapılacaktır. Fiyatlar günlük taşıma karşılığı olup KDV hariçtir. Köprü geçişleri bedele dâhildir. Köprü ve otoban geçişlerinde fiyat değişiklikleri hizmet bedelinin tamamına aynen; Akaryakıta gelen zam ise uygulamaya geçtiği tarihten itibaren servis ücretinin 1/3’lük bölümüne yansıtılır. 5.2 Ödemeler, her ayın 30/31’nde … tarafından düzenlenecek faturanın elden imza karşılığı ya da kargo marifetiyle firmaya gönderilmesini müteakip 30 gün içinde … bildireceği banka hesabına havale sureti ile nakden ve defaten ödenecektir. Sözleşmeye ekli güzergahlar; Küçükyalı, Darıca, Kaynarca, Köşklüçeşme, Beylikbağı, Yenimahalle ve Kavakpınar’dır. Davacı taraf, faturaların sözleşmeye göre ve sözleşmede belirlenen bedeller üzerinden düzenlendiğini iddia etmektedir. Davalı taraf ise davacının servis çekmediği halde servis çekmiş gibi yeni güzergahlar oluşturarak müvekkili şirkete gerçek dışı faturalar düzenlediğini, akaryakıta zam gelmediği halde veya daha az geldiği halde, akaryakıtı gerekçe göstererek yüksek miktarlı faturalar düzenlediğini ileri sürmektedir.Dava konusu alacağa ilişkin faturalar; 30/06/2017 tarihli … numaralı, 31/07/2017 tarihli … numaralı , 31/08/2017 tarihli … numaralı 7.434.00’er TL bedelli faturalardır. Dava değeri 22.302,00 TL ‘dir. Her ne kadar davalı taraf, vadesi gelmemiş faturaların takibe konulduğunu iddia etmekte ise de davalının belirttiği 2017-10. Ve 11. Ay faturaları, takip ve dava konusu edilmemiştir. Takibe konu son fatura 2017-8. Aya ilişkin olup 07/12/2017 takip tarihi itibari ile vadesi dolmuştur.Mahkemece davalının ticari defterlerinin incelenmesi için alınan talimat raporunda; davalı resmi defter açılış ve kapanış kayıtlarının zamanında yapıldığı, davalının resmi defterlerinin delil kudretine sahip olduğu, davalının davacıya 07/12/2017 tarihi itibariyle 29.736,00 TL borçlu olduğu, davalının tüm faturaları resmi defterlerine işlediğini, her hangi bir iade faturası kesmediğini, dava tarihinden sonra 18/04/2018 tarihinde 25.432,01 TL ödeme yaptığını, 2018 yılında da hizmet aldığını, icra konusu olmayan 2 adet faturayı da ödediği bildirilmiştir. Mahkemece bilirkişi mali müşavir …’den alınan raporda; ‘ Davacı tarafından davalı şirkete ilişkin 120 02 381 hesap nolu Kar Asfalt hesabını sunulmuş olup, 2017 yılı açılış kayıtlarında 11.092,00 TL davalı borcu ile birlikte, 2017 yılında davacının tanzim ettiği toplam 66.788 TL tutarındaki faturalarının davalı borcu olarak kayıtlara alındığı, karşılığında davalı tarafın toplam 48.144,00 TL tutarındaki ödemelerinin davalı alacağı olarak girilmesi neticesinde 07.12.2017 takip tarihinde davacının davalıdan 29.736,00 TL alacaklı olduğu , davacının takipte 30.11.2017 tarihli fatura hariç 22.302,00 TL alacağı takibe konu ettiği belirlenmiştir. Davalı Kayıtları Uyarınca Tespit Edilenler: Davalı ticari defterleri Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/169 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile incelenmiş olup, alınan bilirkişi raporu sonuç kısmında Davalının davacıya 07/12/2017 takıp tarihi itibariyle 29.736,00 TL borçlu olduğunun tespit edildiği” görülmüştür. Rapor içersinde mevcut ekstre incelendiğinde; Takip tarihinde 29.736 TL davalı borcu mevcut olduğu, Takip tarihinden sonraki kayıtlar neticesinde 2017 yıl sonunda 37.170,00 TL davalı borcunun 2018 yılına devrettiği, 07.12.2017 takip tarihi ile 29.12.2017 dava tarihi arası ödeme kaydı mevcut olmadığı, davadan sonra, 2018 yılında 2017 yılından devreden 37.170,00 TL davacı alacağı ile birlikte davacının tanzim ettiği 7.434,00 TL tutarındaki faturanın alacak kaydı ve dava tarihinden sonra 22.02.2018 tarihinde 14.868,00 TL ve 18.04,2018 tarihinde 22.302,00 TL davalı ödeme kayıtları neticesinde 7.434,00 TL davacı alacağı olduğu mevcuttur. Tarafların incelenen ticari defter kayıtları uyarınca; 07.12.2017 takip tarihinde davacının davalıdan takibe konu edilen 22.302,00 TL alacağının her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğu görülmüştür.Davacı taraf, faturalarını ve ekli hesap dökümlerini sunmuş olup, Ocak – Temmuz 2017 dönemlerine ait hak edişlerine ilişkin döküm incelendiğinde, seferlere ilişkin toplam hakkediş tutarları belirlendikten sonra , davalı ve dava dışı … firmalarına aylık sabit hak ediş yazılarak kalan kısmının … hakkediş tutarı olarak yazıldığı mevcuttur. … firmasının hakkedişlerde görülen tutarlara ilişkin fark hesaplamaları yaparak 25.09.2017 tarihinde motorin fiyat farkı ve 01.11.2017 tarihinde ise Ring ve Akse sapağına ilişkin fark faturaları tanzim ettiği mevcuttur.Borç Alacak Hususunda incelemeler :Davacı ve davalı arasındaki ticari ilişkide davacının alacak konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihinde her iki taraf kayıtlarında davacının alacaklı kaldığı, bakiyenin aynı olduğu, söz konusu alacak tutarından 11. Ay faturası hariç davacı tarafından 22.302 TL’nin takibe konu edildiği belirlenmiştir. Davalı taraf davacının taşıma işini dava dışı … ile yapılan sözleşme kapsamında yaptığını, … firmasının davacıya fiyat farkı adı altında fatura tanzim ettiğini, gerçekten de davacının yapması gerekenin üzerinde zam yaptığının ve taşıma yapılmayan güzergah için de fatura kestiğini bildirmiştir. Davalı davacı ile doğrudan sözleşmesel ilişkisi olmadığını beyan etmiştir, dosyada da … ile yapılan sözleşmeye ilaveten 4.6 Mad. belirtilir şekilde davalının da dahil olduğuna dair belgeler sunulmamakla birlikte fiili durumun bu yönde olduğu anlaşılmıştır, bununla birlikte davalı davacının faturalarına itiraz etmemiştir, kayıtlarına almış ve takipte itiraz ettiği fatura bedellerini dava tarihinden sonra ödediği tespit edilmiştir, dolayısıyla davalının kabul ettiği kayıtlarına aldığı itiraz etmediği faturaların aksine ilave güzergah fatura edildiği iddiasının dayanakları dosyada bulunmamakla takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu görülmüştür Yine davalı davacı tarafından faturaya uygulanan zammını motorin fiyatlarına gelen zamlardan fazla olduğunu, sözleşmeye dayalı savunma olduğunu bildirmiştir. Tekraren davalının kabul ettiği faturaları kayıtlarına alması karşısında ve herhangi bir itiraz bu hususta davacı tarafa bildirilmemesi kapsamında; zam oranının motorine gelen tutardan fazla olarak fatura edilmesini kabul etmiş olduğu hususunda değerlendirme yapılmasından hukuki tavsifin Sayın Mahkemeye ait olduğu görülmüştür.Yine sayın mahkemece bu hususta aksine değerlendirme yapılması halinde gelen … yazısına güre motorine, belirtilen dönem için % 26 zam geldiği yukarıda hesaplanmıştır. % 26 zammın faturalara yansıtılması gereken tutan aşağıda gösterilmiştir, zam oranından fazla fatura edilen kısmı yine aşağıda hesaplandığı gibi 2.136,20 TL’dir. Bu kısım hariç davalının savunmaları kabul edildiği durunda davacının 22.302,00 TL tutar yerine 20.165,80 TL takibe konu edilen faturalardan kaynaklı talepte bulunabileceği hesaplanmıştır.” şeklinde mütalaa olunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Takibe konu faturalar, davalı şirket tarafından ticari defterlerine işlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır…. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)…Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir.Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 14/01/2020 tarihli 2019/1984 E. 2020/62 K. sayılı ilamı; “..Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte davalı aşamalardaki beyanları ile akdi ilişkinin varlığını kabul etmiştir. Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, itiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir. Somut olayda davacı tarafından düzenlenen ve takibe dayanak yapılan faturanın ihtarname ekinde davalıya tebliğ edildiği ancak davalı tarafından faturaya yasal süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda fatura içeriğinin kesinleştiğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi ve istinaf başvurusunun reddi doğru olmamış davalı yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindedir.Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesine göre; fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Vergi Usul Kanunu’nun 231/5. maddesine göre; fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. 6102 sayılı TTK 21. maddesi uyarınca ise; ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Somut dosyada, davacının 17/01/2018 tarihli e-posta ekinde davalıya göndermiş olduğu 2017 yılında düzenlenmiş faturaların detay listelerinde ”taksi ring ve Aksesapağı” açıklamaları ile hizmet bedeli hesaplandığı, ve Ocak – Temmuz 2017 dönem faturalarına bu açıklamadaki hizmet bedelinin de dahil edildiği görülmektedir. 30/06/2017 tarihli … numaralı, 31/07/2017 tarihli … numaralı, 31/08/2017 tarihli … numaralı 7.434.00’er TL olmak üzere toplam 22.302,00TL bedelli faturalar davalı tarafından defterlerine işlenmiş, davadan sonra bir kısım ödemeler yapılmıştır. Davalı tarafından faturaların tebliğ alınarak defterlerine işlendiği ve süresi içerisinde itiraz edilmediği sabittir. Ancak dava dışı … firmasının faturalara itiraz süresinden sonra hakkedişlerde görülen tutarlara ilişkin fark hesaplamaları yaparak 01.11.2017 tarihinde Ring ve Akse sapağına ilişkin fark faturası tanzim ettiği görülmektedir. Davalı tarafça, davacının düzenlediği faturalara itiraz edilmeyerek defterlerine kaydedilmesine rağmen sonradan iade faturası düzenlemesi emsal ilamlarda belirtildiği gibi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Bu hali ile dava konusu faturaların içeriği hizmetin davacı tarafça yerine getirildiği ve borcun davalı tarafça benimsendiğinin kabulü gerekmektedir. Süresinden sonra fiyat farkı faturası düzenlenmesi sonuca etkili değildir. Ancak 25/09/2017 tarihli motorin fiyat farkı iade faturası yönünden; davacının da bu faturaların sözleşme hükmüne uygun şekilde motorine gelen zamlara göre düzenlediğini iddia etmesi karşısında, düzenleyeceği motorin fark faturalarını sözleşmenin 5.2 maddesi gereğince motorine gelen zamlar oranında belirleyerek buna göre davalıya fatura etmesi gerekmesine rağmen bilirkişi raporunda açıkça tespit edildiği üzere tüpraştan gelen motorine yapılan zamlardan daha fazla zam yapıp davalıya fatura etmiş olması haksızdır. Mahkemece bilirkişinin tespit ettiği zam oranından fazla fatura edilen 2.136,20 TL’lik kısım mahsup edilerek 20.165,80 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın tam kabul edilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1165 E. 2020/185 K. sayılı 26/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2-Davanın KISMEN KABULÜ ile a- İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 20.165,80TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, b- Asıl alacağın % 20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında icra dosyasında dikkate alınmasına, 3-İlk derece mahkemesi yargılama giderleri yönünden, a-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.377,53 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 380,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 996,66 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, b- Davacı tarafından yapılan 380.87 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında Davacının yapmış olduğu 976,70 posta masrafı ile 1.250,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.476,70 TL yargılama giderinin, kabul red oranına göre 2.239,47 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına c-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,d-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.136,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,d- HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,4-İstinaf İncelemesi Yönünden;a-Davalı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davalı tarafça yatırılan 380,86-TL harcın mahsubu ile bakiye 111,01 TL’nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, c-Davalı tarafça sarf edilen 566,46 TL (harç ve posta masrafı) istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,ç-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iade edilmesine,d-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,e-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/10/2023