Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/182 E. 2021/250 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/182
KARAR NO : 2021/250
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2018
NUMARASI : 2017/660 Esas – 2018/77 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 10/03/2021
6100 Sayılı HMK ‘nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacılar dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin 30/11/2016 tarihine kadar görev yapmış eski yönetim kurulu üyeleri olduklarını, 2015 yılı olağan genel kurullarının 17/04/2016, 12/06/2016 ve 30/10/2016 tarihlerinde yapıldığını ve gündemin 5. ve 6. Maddelerine göre yönetim kurulunun 2015 yılı faaliyetlerinden dolayı ibra edilmeyerek şerh konulduğunu, 30/10/2016 tarihinde yapılan genel kurulun 5. ve 6. Maddelerinin iptali için İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1292 E. sayılı dosyasında açılan davanın halen derdest olduğunu, davalı kooperatifin 28/05/2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının 12. maddesinde “İbra edilmeyen eski yöntemi kurulu ve denetim kurulu üyeleri hakkında hesap tetkik komisyonu kurulmasının görüşülmesine” ilişkin maddenin yer aldığını, genel kurulda bu maddenin görüşülmesi esnasında davacılar tarafından verilen önergelerin hiç birisinin genel kurulun onayına sunulmadığını, toplantı nisabının olmadığına ilişkin verilen önerge, uyarı ve hükümet komiseri tarafından yapılan ikazlara rağmen divan başkanının sayım yapmadan toplantı tutanağına yeterli çoğunluk vardır şeklinde yazdığını, ancak mevcut nisab ve toplantı nisabı yazılmadığı için usulsüz olarak toplantıya devam edildiğini, toplantı bittikten sonra tutanağın yazıldığını ve tüm eklerinin bakanlık temsilcisi tarafından yanına alınarak götürüldüğünü, istemelerine rağmen kendilerine suret verilmediğini, şerh ve itirazlarının genel kurul tutanağında yer almadığına dair şüphelerinin bulunduğu, 3 kişilik hesap tetkik komisyonuna daha önce taraflarına husumet besleyen ve aralarında birçok dava bulunan … seçilmesinin komisyonun çalışmasına ve raporuna gölge düşüreceğini, yürütmenin durdurulmaması halinde telafisi imkansız sonuçlar doğuracağını belirtilerek 28/05/2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan 12 nolu kararın iptali ile yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 2015 yılına ait genel kurulunun 17/04/2016 ve 12/06/2016 tarihlerinde çeşitle sebeplerle ertelendiğini ve 30/10/2016 tarihinde yapıldığını, genel kurulda alınan 5 ve 6 maddeler için açılan davanın halen derdest olduğunu, 28/05/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında bakanlık temsilcilerinin gözetimi altında nisap sağlanarak kayıt altına alındığını ve gündemin 12. maddesi ile 30/10/2016 tarihli olağan Genel Kurul toplantısında ibra edilmeyen yönetim kurulunun faaliyetlerinin incelenmesi için hesap tetkik komisyonu kurulması için yapılan oylamada 5 aday içinden en çok oyu alan … genel kurul kararı ile seçildiğini, davacıların bu gündem maddesi için şerh koyduklarını ve tutanak altına alındığını, davacıların sundukları önergelerin divan heyeti tarafından genel kurulun bilgilendirilmesi kapsamında okunarak işleme alındığını, toplantı nisabının divan başkanı tarafından sayıldığını yeterli nisabın olduğunun tespit edilmesi sonucu bakanlık temsilcisinin de onayı ile toplantıya devam edildiğini, toplantı esnasında görüşmelere ilişkin tüm hususların divan katibi tarafından kayıt altına alındığını ve buna göre genel kurul toplantı tutanağının divan heyeti tarafından imzalandığını, davacıların komisyona seçilen … ile aralarındaki husumet nedeniyle tarafsızlıklarına gölge düşeceği ve bu komisyonun düzenleyeceği raporun adil olmayacağı yönündeki iddialarının, genel kurulun iradesinin her şeyin üstünde olması, komisyona seçilen … da kooperatifin bir üyesi olup en çok oyu alması ve komisyonun düzenlemiş olduğu bir raporun da bulunmaması nedenleriyle kabulünün mümkün olmadığını, genel kurulun icrası sırasında hukuka aykırı hiçbir uygulamanın bulunmadığını beyan edilerek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/660 E. 2018/77 K. sayılı 24/01/2018 tarihli tarihli kararı ile; “…Huzurdaki davanın KK’nın 53. maddesinde öngörülen bir aylık hak düşürücü süre içerisinde 08/06/2017 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir. Alınan bazı kararların iptali istenen genel kurul toplantısına davacılar … katıldığı, toplantı tutanağında davacılar…’un muhalefet şerhi olduğu, Davalı kooperatifin üye sayısı … olup, toplantı … asaleten ve … vekaleten olmak üzere toplam 777 ortağın temsil edildiği (Yapı kooperatiflerinde KKm.45 f.3 göre toplantı için en az % 25 olduğu) toplantı nisabının 2752/4=688 olduğu, buna göre toplantı nisabının sağlandığı,KK’nun 51. mad. ile ana sözleşmenin ilgili maddesindeki karar nisabının sağlanıp sağlanmadığı; Toplantı nisabında olduğu gibi, karar nisabının belirlenmesinde de ana sözleşmeye yetki vermiştir, alınacak kararlar ve seçimler hakkında eğer kanunda özel bir karar nisabı belirlenmemişse ise ve ana sözleşmede de aykırı bir karar nisabı yoksa, GK kararlarında oyların yarıdan bir fazlasına itibar edilecektir. “Oyların yarıdan bir fazlası” demek; toplantı nisabı mevcut olmak kaydıyla, oylama sırasında toplantı salonunda hazır bulunup da, oylamaya katılanların yarıdan bir fazlası anlaşılmalıdır. Ancak, salonda hazır bulunup da oylamaya katılmayanların, yani çekimser kalanların da “aleyhte” oy kullanmış sayılacakları ve keza bu halde dahi toplantı nisabının mevcut olması gerektiği, Bu göre toplantıya huzurdaki davada konusu genel kurul toplantısına 777 kişi katıldığına göre 777/2=388,5 +1=389,5 oy yapacaktır. Yarım oy da olamayacağına göre, bu genel kurulda kararların 390 oy ile alınabileceği, Toplantıda davacıların verdiği önergeler ve ikazlarla divan başkanı tarafından sayım yaptırıldığı, karar nisabının var olduğunun tespit edildiğinin belirtilmesine rağmen, toplantı sonucunun yazılmadığı, denetlenebilir olmadığı, 28.05.2017 tarihli genel kurul toplantısının 12.maddesinde alınan hesap tetkik komisyonu kurulmasına ilişkin kararın iptali için koşulların oluştuğu belirlenmekle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle “Davanın kabulü ile, Davalı kooperatifin 28/05/2017 tarihli genel kurul toplantısının 12. maddesinde alınan hesap tetkik komisyonu kurulmasına ilişkin kararın iptaline, Bu kararın uygulamasının tedbiren karar kesinleşinceye kadar durdurulmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Genel kurulda toplantı nisabının divan başkanı tarafından sayılması, yeterli toplantı nisabının olduğunun tespit edilmesi ve Bakanlık temsilcilerinin de onayı sonucu toplantıya devam edildiğini, kooperatifin 28 Mayıs 2017 tarihli Genel Kurul toplantısının yasal mevzuat hükümlerine uygun şekilde, Bakanlık temsilcilerinin gözetiminde düzenlenerek tamamlandığını, söz konusu genel kurulun işleyiş ve icrasında hukuka aykırı hiçbir uygulama veya müdahale olmadığını, davacıların kendileri hakkında yapılacak incelemeyi önlemek, belki de açılacak davanın önüne geçmek amacıyla hareket ettiklerini, Kooperatifler Kanunu ve yasal uygulama gereğince kooperatif genel kurulları hesap tetkik komisyonu seçme ve seçilecek kişileri belirlemede tek yetkili organ olup dava konusu Kooperatif Genel Kurulunda, davacıların içinde yer aldığı yönetim kurulu faaliyetlerini incelemek üzere hesap tetkik komisyonu kurulması konusunda karar alındığını ve bu komisyona aday olan kooperatif ortaklarının tek tek oylayarak en çok oyu alan 3 kişilik komisyonun belirlediğini, … da bu komisyona aday olarak en çok oy alıp 1. sırada seçildiğini, davacıların genel kurul iradesi önüne geçecek bir talepte bulunmalarının açıkça hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki henüz ortaya çıkmamış bir inceleme raporu olduğu düşünülürse davacıların husumet iddiası ile bir varsayımdan hareket ederek mahkemeyi yanıltmaya çalıştıklarını, alınan karar genel kurulun terk edemeyeceği yetkileri arasında yer aldığından, genel kurula müdahale niteliğinde beyanlarının kabul edilemeyeceğini, genel kurulun işleyiş ve icrasında hukuka aykırı hiçbir uygulama veya müdahale olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, davalı kooperatifin 28/05/2017 tarihli genel kurul toplantısında 12. maddesinde alınan hesap tetkik komisyonu kurulmasına ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir.1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine bir ay içinde iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Bir aylık süre hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen nazara alınması gerekmektedir. Somut davada 28/05/2017 tarihli olağan genel kurulda alınan kararların iptali için 08/06/2017 tarihinde bir aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açıldığı anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde, toplantıda hazır bulunup da kararlara muhalif kalarak, bu hususu tutanağa geçirten ortağın, alınan kararların kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı takip eden günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Yani kooperatif genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için toplantıya katılan ortağın ret oyu kullanması ve muhalefetini de toplantı tutanağına kaydettirmiş olması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/23-121 E. 2013/1674 K. sayılı ve 20/12/2013 tarihli ilamı gereğince “Kooperatif genel kurul kararlarına karşı dava açabilecek pay sahipleri ve diğer kişilerin, muhalefet ettikleri kararlara karşı muhalefet ettiklerini tutanağa geçirtmeleri yeterli olup, ayrıca bir de muhalefet gerekçelerini yazdırmaları veya ayrı bir muhalefet şerhi içeren dilekçe vermeleri gibi bir zorunluk aranmamaktadır”. Usulüne uygun çağrıya rağmen genel kurula gelmeyen ortakların iptal davası açma hakları bulunmamaktadır. Mutlak butlanla batıl kararlar yönünden ise, kararların yokluğunun tespiti davası, bir aylık süreye tabi olmaksızın ve toplantıya katılıp muhalif kalınarak muhalefet şerhinin tutanağa geçirtilmesi şartı aranmaksızın, ortaklar tarafından açılabilir. Davalı kooperatifin 28/05/2017 tarihli 2016 yılı hesap dönemine ilişkin olağan genel kurul toplantısının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcileri … gözetiminde başlatıldığı, toplantı tutanağına ve ekinde yer alan hazirun cetveline göre ortak sayısının 2752 olduğu, genel kurul toplantısının ortaklara taahhütlü mektupla tebliğ edildiği, hazirun cetveline göre toplantıya 447 ortağın asaleten katıldığı, 330 ortağın vekaleten temsil edildiği, toplantıya katılan ortak sayısının 777 olduğu, toplantı için gerekli çoğunluğun sağlandığı anlaşılmıştır. Dava konusu iptali talep edilen 12. gündem maddesinde; “… tarafından verilen önergeyle genel kurulda nisap için yeterli çoğunluğun olmadığı belirtildi. Divan başkanı tarafından sayım yaptırıldı. Nisabın yeterli olduğu görüldü. (ek4)””İbra edilmeyen eski yöntemi kurulu ve denetim kurulu hakkında hesap tetkik komisyonu kurulmasının görüşülmesi ve karar alınması” maddesine göre 30/10/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında ibra edilmeyen yönetim kurulunun, ibra edilmedikleri dönemi ve 2016 yılında ibra edilmeyen yönetimin görevde bulunduğu Ocak 2016-Ekim 2016 dönemi ve gerekli görüldüğü takdirde yasaların izin verdiği, geriye dönük dönemlerinde faaliyetlerinin incelenmesi için 3 asil, 3 yedek olmak üzere 6 kişilik hesap tetkik komisyonu oluşturulmasını, hesap tetkik komisyonu üyelerinin … Kooperatifinin üyelerinden tespitine ve teşekkülünü, hesap tetkik komisyonunu genel kurul tarihinden itibaren 6 ay süre ile çalışmalarını tamamlayarak raporlarını kooperatif yönetim ve denetim kurullarına ibrazını, hesap tetkik komisyonu üyelerine kooperatif genel kurulunca denetim kurulu üyeleri için belirlenecek huzur hakkı oranında ücret ödenmesini genel kurulun onayına sunulmasını öneriyoruz. … ve arkadaşları tarafından verilen (ek2) önergeyle hesap tetkik komisyonu tarafından incelenmesi talep edildi. … tarafından divana verilen (ek3) önergeyle “seçilecek komisyon üyelerinin yönetim kurulumuza kişisel husumet besleyen, ortakar arasından seçilmesi, komisyonun tarafsızlığını ve adil inceleme hakkını ortadan kaldıracağından dolayı hesap tetkik komisyonuna seçilecek kişilerin uzman olması” önerildi.Hesap tetkik kurulu kurulması genel kurulun oyuna sunuldu. Oy birliği ile kabul edildi.Bakanlık temsilcilerine … tarafından nisabın düştüğü, kararların hukuki olarak geçersiz olduğu belirtildi. Bakanlık temsilcileri tarafından divan başkanı uyarıldı. Divan başkanı toplantının devamını uygun gördü.Yönetim kurulu adına … söz aldı: “hesap tetkik komisyonuna 3 asil, 2 yedek üye seçilmesine karar verildi. Aday listeleri istendi. Ücretleri de denetim kuruluna verilen huzur hakları kadar olmasına karar verildi. Görev süreleri 6 ay olarak sınırlandırıldı.” dedi. … tarafından hesap tetkik komisyonunun kurulması ile ilgili önerge (ek8) divana sunuldu. Divan başkanı … her kooperatif üyesinin hesap tetkik komisyonda görev alıp almayacağını genel kurulun onayına sundu. Yapılan oylama sonucu oy çokluğu ile kabul edildi…” denildikten sonra hesap tetkik komisyonuna aday olanlar, yapılan oylama ve seçilen kişiler belirlenmiş, son kısmında “… tarafından verilen önergeyle 12.maddeye şerh konuldu. (ek5)” şeklinde yazılmıştır.İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; Alınan bazı kararların iptali istenen genel kurul toplantısına davacılar … katıldığı, toplantı tutanağında davacılar …’un muhalefet şerhi olduğu, davalı kooperatifin üye sayısı 2752 olup, toplantıda 447 asaleten ve 330 vekaleten olmak üzere toplam 777 ortağın temsil edildiği (Yapı kooperatiflerinde KKm.45 f.3 göre en az 1/4 olduğu) toplantı nisabının 2752/4=688 olup nisabın sağlandığı, KK’nun 51. mad. ile ana sözleşmenin ilgili maddesindeki karar nisabı değerlendirildiğinde; toplantı nisabında olduğu gibi, karar nisabının belirlenmesinde de ana sözleşmeye yetki verildiği, alınacak kararlar ve seçimler hakkında eğer kanunda özel bir karar nisabı belirlenmemişse ve ana sözleşmede de aykırı bir karar nisabı yoksa, GK kararlarında oyların yarıdan bir fazlasına itibar edileceği, toplantıya 777 kişi katıldığına göre 777/2=388,5 +1=389,5 oy yapacağından genel kurulda kararların 390 oy ile alınabileceği, toplantıda davacıların verdiği önergeler ve ikazlar üzerine divan başkanı tarafından sayım yaptırıldığı, karar nisabının var olduğunun tespit edildiğinin belirtilmesine rağmen, sonucun tutanağa yazılmadığı, bu nedenle denetlenebilir olmadığı, görüşülen diğer maddelerde “oy birliği ile kabul edildi”, “445 oy ile kabul edildi.” gibi ifadelerin yer almasına rağmen iptal talebine konu kararda oylama sonucunun yazılmadığından karar nisabının olup olmadığına ilişkin değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/10664 E. 2015/6310 K. sayılı 06/10/2015 tarihli ilamı; “…Hazirun cetveli, genel kurul toplantısına iştirak eden ortaklara toplantıya katıldıklarını imzaları ile tasdik imkanı veren bir belge olup, hazirun cetvelinde imzası bulunanlara toplantıyı sonuna kadar izleme ve kararlara katılma yükümlülüğü getiren yasal veya sözleşmeye dayalı bir düzenleme mevcut değildir. Yasa ve anasözleşmede belirlenen toplantı nisabını etkilememek kaydıyla toplantıya katılan ortakların bir bölümünün genel kuruldan ayrılması mümkün bulunduğundan, toplantı ve karar nisabının da her gündem maddesinin oylamasına katılan kişilerin sayısı esas alınarak belirlenmesi gerekmektedir…”Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/6131 E. 2016/5820 K. sayılı 13/12/2018 tarihli ilamı; “…1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4′ ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; ana sözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortakların en az 1/4’nün hazır olması şartıyla oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır” hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları yok hükmünde olup, bu kararlar baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Yasa ve anasözleşmede belirlenen toplantı nisabını etkilememek kaydıyla toplantıya katılan ortakların bir bölümünün genel kuruldan ayrılması mümkün bulunduğundan, karar nisabının da her gündem maddesinin oylamasına katılan kişilerin sayısı esas alınarak belirlenmesi gerekmektedir. Bu durumda karar nisabının her madde için ayrı ayrı o madde oylamasına katılan ortak sayısına göre değerlendirilmesi gerekmektedir. “Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2561 E. 2016/1050 K. sayılı 24/02/2016 tarihli ilamı; “…1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur. Aynı şekilde, söz konusu Yasa’nın 52/1. maddesinde, ek ödeme ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızasının gerektiği düzenlenmiştir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK’nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir…” şeklindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45. ve 51. madde hükümleri emredici nitelikte olduğundan, bu hükümlere aykırı kararlar mutlak butlanla sakattır. Bu tür kararlar yönünden, muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmasına gerek bulunmamaktadır. Somut olayda davalı kooperatifin, 28/05/2017 tarihli genel kurul toplantısının 12. maddesinde alınan hesap tetkik komisyonu kurulmasına ilişkin kararın iptali talep edilmiş olup, “nisabın yeterli olduğu ve kararın oy çokluğu ile alındığı” belirtilmesine rağmen, toplantı ve karar nisabı tutanağa yazılmamıştır. Bu durumda alınan karar 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45. ve 51. madde hükümlerine aykırı olup, mutlak butlanla sakattır. İlk derece mahkemesince, 28/05/2017 tarihli genel kurul kararda alınan 12 no’lu kararın mutlak butlanla batıl olduğu gerekçesiyle bu hususun tespiti yönünde karar verilmesi gerekirken, emredici nitelikte olan hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararlarının baştan itibaren hüküm ifade etmeyeceği, iptali kabil kararların ise iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğuracağı gözardı edilerek, iptaline karar verilmesi hatalı olmuş ve kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen dikkate alınmıştır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2019/3143 E. 2019/4881 K. sayılı 25/11/2019 tarihli ilamı)Açıklanan nedenlerle, davalı kooperatifin 28/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 12 no’lu kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince iptaline karar verildiğinden, bu hususun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca re’sen nazara alınarak, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi gereğince kaldırılmasına ve yargılamada eksiklik olmaması nedeniyle yeniden hüküm tesisine, istinaf talebinin kabul sebebi dikkate alınarak istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi ve 355. maddesi gereğince KISMEN KABULÜ ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/660 E. 2018/77 K. sayılı 24/01/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2-Davanın KABULÜ ile davalı kooperatifin 28/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 12 no’lu kararın MUTLAK BUTLANLA BATIL OLDUĞUNUN TESPİTİNE,a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,b-Davacılar tarafından yapılan 62,80 TL harç gideri, 266,30 TL tebligat gideri ile 800 TL bilirkişi inceleme gideri olmak üzere toplam 1.129,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, c-HMK’nın 333. Maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde ilgili tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri yönünden,a-Davalı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,b-Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davalı tarafça yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,c-İstinaf yargılaması için yapılan giderlerin davalı üzerinde bırakılmasına, ç-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,d-HMK’nın 333. Maddesi gereğince, davalı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde davalı tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/03/2021