Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1776 E. 2023/1270 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1776
KARAR NO: 2023/1270
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2020
ESAS NO: 2018/949
KARAR NO: 2020/198
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 08/08/2018
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalı şirket arasında yapılan Yetkili Servis Sözleşmesi ile davacının davalı şirketin Erzurum bölgesinde yetkili servis olarak hizmet vermeye başladığını ve şirketin işlerini başarılı bir şekilde yürüttüğünü, davalı şirketin yetkili servisi olduğu süre içerisinde yapılan işlerle ilgili olarak her türlü yedek parça, evrak ve sair ihtiyaçları tek satıcı durumundaki davalıdan tedarik edildiğini, davalı şirkete bağımlı bir şekilde iş ilişkisinin sürdürüldüğünü, davalı … San. Tic. A.Ş tarafından müşterilerin satın aldıkları kombilerin belli bir ücret karşılığında garanti süresinin uzatılması için davacıya Ek Garanti Paketi sözleşmeleri gönderildiğini, sözleşmelerin ücretinin de davacının cari hesabından tahsil edildiğini, davacının ek garanti paketi sözleşmelerinin alımını reddetme imkanı bulunmadığını, davacının menfaatine aykırı olan bu durumun davalı şirketin dayatması sonucunda oluştuğunu, davacı şirketin herhangi bir talebi olmaksızın davalı şirket tarafından kendisine satılan 66 adet ek garanti paketi sözleşmesinin davalı tarafından davacıya gönderildiğini, davacının da iş ilişkilerinin sekteye uğramaması adına iyiniyetiyle formları müşterilere pazarlamaya çalıştığını, fakat davacının bu formların tamamının satışını yapamadığını, davalı şirketin davacının sanki bunları satın almışcasına parasını tahsil ettiğini, davacı şirket tarafından gelen formların tamamının satışının yapılmadığını ve kendisine sınırlı bir sayıda gönderilmesi için girişimde bulunulduğunu ve bu girişimlerinde sonuçsuz kaldığını, davalı şirketin bunun üzerine Kartal … Noterliği’nde 17/04/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnameyi keşide ederek davacı şirkete tebliğ ettiğini, yetkili servis sözleşmesinin iptal edildiğini ve ek garanti paketlerini satabileceğini fakat sair işlemleri davalı şirket adına yapamayacağını … marka unvan ve amblemlerini taşıyan iz ve işaretlerin kullanamayacağını ihtar ettiğini, davacının elinde 66 adet 3 yıllık garanti sözleşmesinin kaldığını, davacı yetkili servisin satışını gerçekleştiremediği ek garanti paketlerinin davalı şirket tarafından iade alınması ve tahsil edilen paranın davacı şirkete iade edilmesi gerektiğini, davacının davalı şirketle herhangi bir borç ve yükümlülüğünün de kalmadığını belirtmiş, 495 TL değerinde olan 66 adet 3 yıllık garanti sözleşmesinin toplam değeri 32.670,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı şirketten alınıp davacı şirkete verilmesini ve 495 TL değerinde olan 66 adet ek garanti paketinin davalı şirkete iade edilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ve davalı şirket arasında bulunan yetkili servis sözleşmesinin Kartal … Noterliği’nce 17/04/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sona erdiğini, davacı şirketin yetkili servis sıfatıyla hareket ettiği süre boyunca uyması gereken hak ve yükümlülüklerin sözleşmenin sona erme halleri ve sonuçlarının işbu sözleşme ile belirlenmiş olduğunu, davalı şirketin Ek Garanti Paketi uygulaması ile yetkili servislerin ilave kazanç sağlamalarını hedeflendiğini, fakat davacı tarafın iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, bedel iadesinin talep edilen ek garanti paketlerinden 14 adet siparişin bizzat davacı şirket tarafından oluşturulduğunu, davacının söz konusu garanti paketlerinin satışını yaparak ilave kazanç sağladığını, bu hususta davacının iradesi dışında bir uygulamanın olmadığını, davacı şirket tarafından fatura içeriğine süresinde itiraz edilmeyerek fatura içeriğinin kabul edildiğini, davacıya fesih sonrasında ek paket satışına devam edilebileceğinin açıkça bildirildiğini belirtmiş, haksız ve mesnetsiz olan davanın reddedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı ile davacı arasında kurulan 02.02.2017 tarihli Yetkili Servis Sözleşmesi kapsamında; davalı şirketin yetkili servis olan davacıya nihai tüketiciye satmak üzere göndermiş olduğu Ek Garanti Paketi Sözleşmelerinden sözleşmenin feshedilmesi ile davacının elinde kalan 66 tanesinin bedeli kadar davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği bu itibarla davacının davalıdan 32.670,00 TL alacaklı olup olmadığı ile dava konusu 66 adet sözleşmenin tamamının davalı şirketin sözleşmeden kaynaklı hakim konumunu kullanarak tek taraflı iradesiyle mi yoksa davacının talebiyle mi gönderdiği noktasında; toplanmaktadır.Taraflar arasında düzenlenen “Yetkili Servis Sözleşmesi “ kapsamında, uyuşmazlık konusuna dair bir düzenleme mevcut değildir. Yalnızca, yukarıda ifade edildiği üzere, sözleşmenin 6.33. maddesinde , yetkili servisin pazarlamaya yönelik kampanya vb. uygulamalara riayet etmek ve tüm personele duyurmak ve uygulamakla yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Davalı şirketin sözleşmeyi feshe ait 17.04.2018 tarihli noter ihtarnamesinden, dava konusu ek garanti paket sözleşmelerinin, garanti kampanyası kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Sözleşmenin feshi İle birlikte, yetkili servisin …’a ait tüm dökümanları vb teslim edeceği, tescilli hiçbir cihaza müdahale edemeyeceği gibi edimler yüklenmiştir. Diğer taraftan sözleşmede açık düzenlemesi bulunmayan dava konusu ek garanti paket sözleşmeleri hakkında bir emareye yer verilmemiş, davalı tarafça gönderilen ihtarnamede bir kısıtlama getirilmediği belirtilmiştir. Ancak, böyle bir kısıtlama getirilmemiş olması, davacının, ek garanti paket sözleşmelerinin taşıdığı satış koşullarına göre nihai tüketiciye sunulmasını, sözleşmenin feshi nedeniyle zaten nerede ise imkansız kılacağı gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. Sözleşme hükmünden, davacı yetkili servisin ek garanti paket sözleşmelerini sınırsız olarak pazarlama yükümlülüğü altına girdiği kabul edilemeyeceği gibi, yetkili servis sözleşmesi sona eren bir işletme tarafından satımının oldukça zor olacağı ve işletmeye bir fayda sağlamayacağı da açıktır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ana unsuru olmayan bir edimin, sözleşmenin feshinden sonra davacı taraftan talep edilmesi hukuken mümkün olmayacaktır. Taraflar imzalamış oldukları sözleşmenin hükümleri ile bağlıdırlar. Diğer taraftan, davacı adına ek garanti paket sözleşmeleri için düzenlenen fatura bedellerinin, davalı tarafça cari hesaptan peşin olarak tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin devamı aşamasında bunun kabul edilmiş olmasının, fesihten sonrada, sınırsız olarak pazarlama yükümlülüğü altına girilmiş olduğu anlamı taşımayacaktır.6102 sayılı TTK’nun 21/2. fıkrası gereğince, fatura alan kişinin aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Ancak somut olayda, fatura, karşı tarafa normal şekilde satılan bir mal için değil, yetkili servis sözleşmesi kapsamında, firmanın yapmış olduğu kampanya kapsamında ki ürünlere ait olarak düzenlenmiş faturadır. Davacı yetkili servisin, davalı taraftan ,kendisine ek garanti paket sözleşmesi satılması konusunda herhangi bir talebi yoktur. Söz konusu faturaların, 6098 sayılı TBK’nun 207. madde kapsamında satış sözleşmesi sonucunda düzenlenmiş faturalar olarak kabülüde mümkün görülmemektedir. 6098 sayılı TBK’nın 1. maddesinde, sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile kurulacağı, ikinci fıkrada ise irade açıklamasının açık veya örtülü olabileceği belirtilmiştir. Ne var ki, yukarıda ifade edildiği üzere, ek garanti paket sözleşmeleri taraflar arasındaki sözleşmenin açık veya ana unsuru değildir. Bu nedenle, taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesi içerisinde buna dair faturalara itiraz edilmediği ve yasal düzenleme kapsamında kesinleştiği kuralı iş bu davanın ve taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği gereğince kabulü hukuken ve hakkaniyet uyarınca yerinde olmayacaktır. Bu durumda, davalının davacı adına fatura düzenleyerek teslim ettiği ve bedellerini süre gelen ticari ilişki çerçevesinde cari hesaptan aldığı, ek garanti paket sözleşmelerini, asıl sözleşmenin feshi nedeniyle, iade alarak, peşin aldığı bedelleri ise iade etmesi gerekmektedir. Ayrıca, bir tüketicinin … yetkili servisi olmayan bir işletmeden “… ek garanti paketi” alması da hayatın olağan akışına uygun değildir. Nitekim, Yargıtay 23. HD’nin 2016/5937 Esas, 2019/1410 Karar sayılı 16.04.2019 tarihli ve 2014/2482 Esas, 2014/7744 Karar sayılı 02.12.2014 tarihli ilamları benzer yöndedir” gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu olan ve toplam değeri 32.670,00 TL olan 66 adet ek garanti paketi sözleşmelerinin davacı tarafça davalıya iadesi ile, 32.670 TL’nin dava tarihi olan 08/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ”davacının … A.Ş. tarafından belirlenecek kampanya ve sair düzenlemelere uyma zorunluluğu bulunduğu bildiği ve bu hususu açıkça kabul ettiği anlaşılmaktadır. Davacı ayrı bir tüzel kişiliği olan ve ticari faaliyeti bulunan tüzel kişilik olup, ticari faaliyet yürütmesi nedeniyle basiretli bir tacir gibi davranma yükü altındadır. Bu nedenle yerel mahkemenin “davacının sınırsız pazarlama yükümlülüğü altına girdiğinin kabul edilemeyeceği” tespit ve gerekçesi yerinde değildir. Nitekim sözleşmenin her iki tarafı da tacir olup, kendi iradeleriyle tüm şartlar üzerinde anlaşmışlardır. Bu kapsamda davacını basiretli bir tacir gibi sözleşme maddelerine uygun davranması gerekmektedir. Ahde vefa tacirler arasındaki hukukun temel kuralıdır. Bu durumda belli bir akdin değişikliğinin talebi ancak zorlayıcı ve mücbir sebep olması halinde hâkimden istenebilir. Davacı yan yıllar içinde ek garanti paketlerini hiçbir itiraz etmeden kabul etmiş ve satışını yapmıştır. Davacının talebi üzerine yetkili servis sözleşmesi Kartal … Noterliğinin 17.04.2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile feshedilmiştir. Önemle belirtmek gerekir ki davacı yanın servislik yetkisi davacı tarafın talebi üzerine sona erdirilmiş olduğundan davacı tarafın fesih sonrasında elinde ek garanti paketi kaldığı ya da yedek parça kaldığı ve bunların satışını gerçekleştiremediği şeklindeki beyanları iyi niyetli değildir. Davacı yanın bir tacir olarak hem ilişkiyi sona erdirmek istemesi, hem de kendi iradesi sonucunda oluşan yeni durum kapsamında müvekkilden bu ürünlerin bedelini istemesi hakkın kötüye kullanımı niteliğindedir ki bu talebin kabul görmesi temel hukuk ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Bunun yanı sıra davacı dava konusu garanti paketlerin satışını yaparak ilave kazanç sağlamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme sona ermiş olsa da Ek Garanti Paketlerinin servis tarafından tüketiciye satışı mümkündür. … A.Ş. tarafından yetkili servis sıfatı sona eren servisin elinde mevcut Ek Garanti Paketi’ni satması kısıtlanmamaktadır. Davacı tarafa gönderilen fesih ihtarnamesinde de bu husus açıkça ifade edilmiştir.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Taraflar arasında yetkili servis sözleşmesi yapıldığı ve Kartal … Noterliği’nin 17/04/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı tarafça sözleşmenin 8.1 maddesi kapsamında ”…, herhangi bir sebep gösterilmeksizin, sözleşme dönemi içinde bir ay önceden fesih ihbarında bulunarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkına sahiptir” düzenlemesi gereğince fesh edildiği sabittir.Davacı, sözleşme süresi içerisinde davalı şirket tarafından müşterilere kullandırılmak üzere tarafına gönderilen ek garanti paketi sözleşmelerinin bedelinin davalı şirkete peşin olarak ödendiğini, sözleşme sona erdikten sonra elinde kalan ek garanti paketlerinin bedelinin tarafına iade edilmesi gerektiği iddia etmiştir. Davalı taraf ise, davacının ek garanti paketi sözleşmelerinin bedelini herhangi bir itiraz ileri sürmeksizin peşinen ödediğini, yetkili servis sözleşmesi ile birlikte ek garanti paketi uygulmasını kabul ettiğini savunmuştur.Uyuşmazlık, taraflar arasında aktedilen Yetkili Servis sözleşmesinin davalı tarafından fesh edilmesi sonrasında, sözleşme gereği davacı tarafından satın alınan ek garanti sözleşmelerinin iadesinin gerekip gerekmeyeceği, iade halinde bu sözleşmeler için davalıya ödenen bedellerin sebepsiz zenginleşme kapsamında tahsilinin talep edilip edilemeyeceğinin tespiti noktasında toplanmaktadır. Sözleşmenin 8.8. maddesine göre; “işbu sözleşemenin feshi halinde yetkili servisin herhangi bir sebeple … veya …’a ait tescilli markalarından olan hiçbir müşterinin cihazına müdahale yetkisi kalmaz. Yetkisi iptal edilen bir servis yetki dışında özel olarak … veya …’a tescilli markalarından birini taşıyan herhangi bir müşterinin cihazına müdahale edemez”, 8.9. maddesine göre; “İş bu sözleşmenin feshi halinde yetkili servis hiçbir surette … ait markalardan birinin logosunu işyerinde, kullandığı evraklarda, işyeri tabelasında, servis araçlarında ve personelin kullandığı hiçbir kıyafet ve ekipmanda bulunduramaz” şeklindeki düzenlemeler yer almaktadır.Bilirkişi … tarafından düzenlenen 10.06.2019 tarihli talimat bilirkişi raporuna göre; davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacı …’nın davalıdan almış olduğu ek garanti formlarıyla ilgili 25.01.2018 tarihli … numaralı fatura hariç tüm faturaları ticari defterlerine işlediğini, davacının sözleşmenin feshinden sonra elinde 495,00 TL bedelli 65 adet ek garanti formu kaldığı, 1 adet ek garanti formunun da davalı şirkete gönderildiği tespit edilmiştir. Bilirkişi … ve … tarafından düzenlenen 17.10.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı ile davalı ticari defterlerinin birbirini teyit ettiği, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre 495,00 TL birim fiyatlı ek garanti formlarını davacıya sattığı, davacının elinde toplamda 66 adet ek garanti formu bulunduğu tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiştir. Davalı vekili davacıya kesilen ek garanti sözleşmesi satış faturalarına karşı davacının yasal süre içinde itiraz etmediğini, faturanın içeriğinin kesinleştiğini, davacının iyi niyetli olmadığını, davacı tarafça ek garanti paketi satış koşullarının bilindiğini ve bilerek kabul edildiğini, davacının ek garanti paketinin satışını yapmasının mümkün olduğunu iddia etmektedir.Fatura düzenlenmesi ve tebliğ edilmesinin, faturaya itiraz edilmemesi hallerinin tek başına alacağın varlığını göstermeyeceğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Somut olayda davacının elinde kalan Ek Garanti Paket Sözleşmelerinin ücretleri davalı tarafından tahsil edilmiş ve zilyetliği de yetkili serviste bulunduğundan malik olarak yetkili servisin paketler üzerinden tasarruf yetkisine sahip olduğu, ancak sözleşmenin 8.8 ve 8.9 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde,pratik olarak bu ürünlerin yetkili servis sözleşmesi sona ermiş bir işletme tarafından satımının oldukça zor olacağı ve işletmeye de bir fayda sağlamayacağı, yetkisi iptal edilmiş bir servisin, kendisine herhangi bir menfaat sağlamayacak ürünleri, kâr etme imkânı olmadığı gibi reklam ve pazarlama imkânı da olmadan satmasının beklenemeyeceği, yetkisi olmadığı için, satış yaptığı müşterilere bakım-onarım gibi hizmet sağlama imkânı da olmadığı, işletmesinde davalı firma ile ilgili tanıtıcı unsurda kullanma imkanı bulunmadığı, ayrıca, bir tüketicinin … yetkili servisi olmayan bir işletmeden “….. ek garanti paketi” alması da hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu halde, ek garanti paket sözleşmelerinin davacı tarafından satılmasının, davalı ile davacı arasındaki sözleşmesel ilişkinin ana unsurlarından birini teşkil etmediği, davacının kötü niyetinden söz etme imkanı bulunmadığı, uyuşmazlığa konu garanti paket sözleşmelerinin davalıya iadesi ile garanti paket sözleşmeleri kapsamında tahsil edilen ücretin davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 22.10.2020 tarihli 2017/2590 E 2020/3219 K sayılı ilamı ile onanan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2017/315 E 2017/284 K sayılı kararı) Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 557,92 TL’den mahsubu ile bakiye 288,07 TL ‘nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/09/2023