Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1762 E. 2023/1023 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1762
KARAR NO: 2023/1023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/18
KARAR NO: 2019/929
DAVA TARİHİ: 08/01/2018
KARAR TARİHİ: 26/11/2019
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ya ait T.C. Sınırları dahilinde bulunan tüm iskele ve terminallerde kullanılan cihazlar ile gemilerde kullanılan elektronik ekipmanların, müvekkili şirket nezdinde Elektronik Cihaz Sigortası Sigorta Poliçesi ile 31/12//2016-31/12/2017 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davalının maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araçla, sigortalıya ait Sirkeci Feribot İskelesinde bulunan HGS gişesinden geçiş yaptığı sırada gişe önünde bulunan yükseklik uyarı levhasına rağmen HGS sistemine çarparak sistemin üzerinde yer aldığı TAK’ın zarar görmesine neden olduğunu, ekspertiz incelemesi neticesinde 54.469,42 TL hasar tespiti yapıldığını, belirlenen miktarın müvekkili şirket tarafından dava dışı …’ya ödendiğini, söz konusu ödeme ile müvekkili şirketin TTK m 1472 gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu ayrıca kaza nedeniyle sigortalının sahip olduğu tüm talep ve dava hakları da devir ve temlik alındığını, davalı tarafça hasar bedelinin ödenmediğini belirterek, 54.469,42 TL tutarındaki tazminat bedelinin ödeme tarihi olan 22/08/2017’den itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Taraflarca ibraz edilen araç ruhsat sureti, 02.04.2017 tarihli tutanak başlıklı belge suretleri, fatura sureti, ekspertiz rapor sureti incelenmiş, davacı … şirketi hasar dosyası ve poliçe temin edilerek incelenmiş, gelen yazı cevapları incelenmiş ve deliller toplanmış, konusunda uzman bilirkişilerden rapor aldırılmıştır. Davalıya ilişkin sosyal ve ekonomik araştırma tutanağı, Bor Vergi Dairesi, Bor Şoförler Esnaf Odası Başkanlığı ve Niğde Ticaret ve Sanayi Odası yazı cevaplarının incelenmesinde davalının tacir olup olmadığı hususunda tereddüt hasıl olmakla dosya Mali Müşavir Bilirkişisi … tevdi üzerine düzenlenen 17/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı … 2007/12362 Sayılı Bakanlar Kurulu kararnamesi ve ‘Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No:476 , 490’ ve 6102 Sayılı TTK 12, 15 ve 68. maddelerine göre 2017 takvim yılı ve 2018 takvim yılında 1. Sınıf Tacir durumunda olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Dolayısıyla tarafların tacir olması ve haksız fiilin ticari işletmelerini ilgilendirmesi karşısında mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır. Kusur ve hasar miktarının belirlenebilmesine yönelik Yüksek Makine Mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 31/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu kapsamında maddi hasarlı trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, söz konusu kaza ile hasar miktarının uyumlu olduğu, söz konusu aracın devrilmesi ile HGS/OGS terminal sisteminde vermiş olduğu zararın yaklaşık 111.868,02 TL olduğu (KDV hariç, işçilik ve montaj dahil), dosya muhteviyatına sunulan ekspertiz raporunda belirtilen hasar miktarının makul seviyede olduğunun değerlendirildiği, dava konusu olayın Sigorta Poliçe kapsamında ”İşbu poliçe, … sigorta bedellerinin %50’si olarak tanzim edilmiştir.” hükmü doğrultusunda değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, davaya konu trafik kazası kapsamında … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’ın %100 kusur oranı ile asli ve tam kusurlu olduğu, kazanın oluşumuna etken başka kusurlu olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğe çıkarılmış, davalı yana 13.08.2018 tarihinde tebliğ edilmiş ancak davalı yanca süresinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır.Davalı; 04.12.2018 tarihli celsede ve 09.10.2019 havale tarihli dilekçesinde 31/07/2018 tarihli bilirkişi raporlarına itiraz ederek keşif yapılmasını, yeniden bilirkişi raporu aldırılmasını talep etmiş ve 05.03.2019 tarihli celsede yükseklik uyarı levhası olmadığını savunmuş ise de; olay yeri fotoğraf suretleri, ekspertiz raporu ve 02.04.2017 tarihli tutanak başlıklı belge kapsamında davalı itirazları yerinde görülmemiş ve denetime açık, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu değerlendirilen 31/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna mahkememizce itibar edilmiştir.Dosya kapsamına ibraz edilen deliller ve düzenlenen bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu kapsamında maddi hasarlı trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, söz konusu kaza ile hasar miktarının uyumlu olduğu, söz konusu … plaka sayılı aracın HGS/OGS terminal sisteminde vermiş olduğu zararın yaklaşık 111.868,02 TL olduğu (KDV hariç, işçilik ve montaj dahil), dosya muhteviyatına sunulan ekspertiz raporunda belirtilen hasar miktarının makul seviyede olduğunun değerlendirildiği, davacı tarafça meydana gelen zararın elektronik cihaz sigorta poliçesi kapsamında 22.08.2017 tarihinde 54.469,42 TL olmak üzere dava dışı … Tic.A.Ş’ye ödendiği ve 02.04.2017 tarihli dava konusu kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü ve işleteni olan davalının %100 oranında kusurlu bulunduğu ve bu haliyle meydana gelen kazadan dolayı oluşan zarardan davalı yanın sorumlu olduğu ve davacının ödediği meblağı 6102 Sayılı TTK’nın 1472.md. uyarınca talebinde haklı olduğu…” gerekçesiyle davanın kabulü ile 54.469,42 TL’nin 22/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı asil yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davacının beyanlarına itibar edildiğini, savunmalarının araştırılmadığını, mahallince keşif yapılmadığını, 05/03/2019 tarihli duruşmada olay yerinde yükseklik levhası olmadığını beyan ederek bu hususun tespitini istemesine rağmen mahkemece talebinin reddedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalıdan 6102 Sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dava dışı sigortalı … Tic. A.Ş.’ye ait “T.C. Sınırları dahilinde bulunan tüm iskele ve terminallerde kullanılan cihazlar ile gemilerde kullanılan elektronik ekipmanlar”, 31/12/2016-2017 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde Elektronik Cihaz Sigortası Sigorta Poliçesi Poliçesi ile teminat altına alınmış, poliçede Özel Şartlar bölümünde “İş bu poliçe, … sigorta bedellerinin %50’si olarak tanzim edilmiştir”, Muafiyetler/Müşterek Sigorta bölümünde “x-ray cihazları ve otomatik kapı gibi hasarlarda, muafiyet uygulaması zarar gören malın %2’si oranında uygulanacaktır. Yani muafiyet zarar gören hasarlı malın sigorta bedeli üzerinden uygulanacaktır. Bina bedelleri muafiyet uygulamasında dikkate alınmayacaktır” hükmüne yer verilmiştir. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmü yer almaktadır. Davacı tarafından, sigortalısına 22/08/2017 tarihinde 54.469,42 TL hasar bedelinin ödendiği anlaşılmakla, aktif husumetinin bulunduğu tespit edilmiştir.Dava konusu kaza, poliçenin yürürlükte olduğu 02/04/2017 tarihinde meydana gelmiştir. Terminal sorumlusu … ile davalı …’ın birlikte 02/04/2017 tarihinde; “02.04.2017 tarihinde saat 03:24 araç gişe 1 den geçiş yapan … yönetimindeki 51 KS 274 plakalı kamyon üzerindeki yükün yüksekliğinin gişe önünde uyarı tabelasında bulunan 4,30 yüksekliğinden daha yüksek (4,45) olması nedeni ile HGS direğe çarparak üzerindeki sistem ile birlikte kamyon kasası üzerindeki yük üzerine devirerek yıkmıştır.” şeklinde tutanak tutarak imzaladıkları anlaşılmıştır. 02/04/2017 tarihli Kaza Bildirim ve Değerlendirme Formunda; kazanın oluş şekli yukarıda yer alan tutanakta ifade edildiği şekilde açıklanmış, kaza geçiren personel/yolcu kısmında …’ın, şahit kısmında …’in, olay yeri sorumlusu kısmında …’in isminin yazıldığı ve bu kişiler tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Yine 02/04/2017 tarihli diğer tutanağın ise terminal sorumlusu … ile … bakım teknisyeni … tarafından düzenlenerek imzalandığı, bu tutanakta ise meydana gelen olay nedeniyle HGS sistemine ait reader, anten, kablo ve bağlantılarının kullanılamaz hale geldiği, HGS’nin bağlı olduğu TAK hasar gördüğünden sistem bağlantılarının yapılamadığı, HGS sisteminin devre dışı bırakıldığı belirtilmiştir. Dava dilekçesi ekinde olay anına ilişkin fotoğraflara yer verilmiş, fotoğrafların incelenmesinde; uyarı levhasının bulunduğu ve yükseklik uyarısının 4,30 olarak belirtildiği tespit edilmiştir. Ekspertiz raporu; Ekspertiz raporunda; kazanın tutanakla ifade edildiği şekilde meydana geldiği, davalının % 100 oranında kusurlu olduğu, Hasara konu olan HGS sistemi ve bağlantı ekipmanlarının sabit elektronik cihaz niteliğinde olduğu ve sigortalı kayıtlarında “Plaka Tanıma Sistemi” başlığı altında muhasebeleştirildiği-kayıt alına alındığı, bu nedenle hasarın … nolu Kapsamlı İşyeri Sigorla Poliçesi kapsamında değil, sigortalıya ait sabit ve taşınabilir elektronik cihazların teminat altına alındığı … nolu Elektranik Cihaz Sigorta Poliçesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Onarım bedeli olarak onarımı üstlenen … A.Ş. firması tarafından düzenlenmiş olan faturadaki KDV hariç 112.510,08 TL bedelin esas alındığı, Poliçede Özel Şartlar başlığı altında belirtilen “İş bu poliçe, … sigorta bedellerinin %50’si olarak tanzim edilmiştir” hükmü doğrultusunda, hasar bedelinin % 50’si olan 56.255,04 TL hesap edildiği, Poliçedeki Muafiyetler/Müşterek Sigorta başlığı altında yer alan “x-ray cihazları ve otomatik kapı gibi hasarlarda, muafiyet uygulaması zarar gören malın %2’si oranında uygulanacaktır. Yani muafiyet zarar gören hasarlı malın sigorta bedeli üzerinden uygulanacaktır. Bina bedelleri muafiyet uygulamasında dikkate alınmayacaktır” özel şart hükmü gereğince, hasara konu olan ve kayıtlarda “Plaka Tanıma Sistemi” olarak yer alan Sirkeci Terminali HGS sisteminin 178.661,84 TL tutarındaki sigorta bedeli-değerinin %2’si esas alınmak suretiyle 3.571,24 TL tutarında muafiyet hesaplandığı, Ancak poliçede sigortalıya ait stabil ve taşınabilir elektronik cihazların %50’si teminat altına alındığı için muafiyet oranının da % 50’si olan 1.785,62 TL’nin esas alındığı Bu durumda hasar onarım bedelinin % 50’si olarak hesap edilen 56.255,04 TL’den, muafiyet oranının % 50’si olarak hesap edilen 1.785,62 TL’nin düşümü neticesinde hasar bedelinin 54.469,42 TL olarak hesap edildiği, poliçe teminatı kapsamında olan bu bedelin sigortalıya ödenerek, davalıya rücu edilebileceği belirtilmiştir. Bilirkişi raporu; Yargılama aşamasında makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda; dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu kapsamında maddi hasarlı trafik kazası olduğu, olayın önlenebilir bir kaza niteliğinde olup kaçınılmazlık faktörünün etkisinin bulunmadığı, davalının Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/d maddesi; “Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymamak”, 52/b maddesi; “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak”, 65/b, d, g, i, j maddeleri; “b) Azami yüklü ağırlığın veya izin verilen azami yüklü ağırlığın aşılması, d) Karayolu yapısı ve kapasitesi ile trafik güvenliği bakımından tehlikeli olabilecek tarzda yükleme yapılması,g) Gabari dışı yük yüklenmesi, i) Yükün, her çeşit yolda ve yolun her eğiminde dengeyi bozacak, yoldaki bir şeye takılacak ve sivri çıkantılar hasıl edecek şekilde yüklenmesi, j) Sürücünün görüşüne engel olacak, aracın sürme güvenliğini bozacak ve tescil plakaları, ayırım işaretleri, dur ve dönüş ışıkları ile yansıtıcıları örtecek şekilde yüklenmesi yasaktır” kurallarının ihmal ve ihlal edilmesi nedeniyle % 100 kusur oranı ile asli kusurlu olduğu, söz konusu kaza ile hasar miktarının uyumlu olduğu, ekspertiz raporunda belirtilen hasar miktarının makul seviyede olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamında yer alan kayıtlar, davalının da imzasını havi tutanak ve kaza formu ile olay anına ilişkin fotoğraflar incelendiğinde; davalının işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı kamyonla, sigortalı … A.Ş.’nin Sirkeci terminalinde HGS sisteminden geçiş yapmak istediği sırada, maksimum yükseklik olan 4,30 sınırına uymaması, yükünün maksimum yükseklik sınırını aşması nedeniyle HGS sistemine çarparak hasara sebebiyet verdiği sabittir. Yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde ekspertiz raporunda hesaplanan onarım bedelinin hasar ile uyumlu olduğu tespit edilmiş, ayrıca poliçede yer alan özel şartlar ve muafiyet hükümleri doğrultusunda hesaplama yapıldığı belirlenmekle; davalı asilin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Yapılan açıklamalar ve inceleme neticesinde; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı anlaşılmış, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığından ayrıca kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı asilin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı asilin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/06/2023